hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Miras (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=350)
-   -   Kuran'a göre miras hukuku (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1550)

bartsimpson 23. September 2017 12:48 PM

sevgili kuman sorularını ilgi ile takip ediyorum. devam lütfen.

kuman 29. September 2017 11:18 PM

[QUOTE=galipyetkin;22209]
Dinler zamana ve ortama göre değişir görüşüne gelirsek, Allah'ın adet ve sünnetinde dolayısı ile din diye insanlara yaptığı bildiride hiçbir değişiklik bulamazsın. Anlayışlara/kişinin kendi anlayışına göre dinine/yani menfaatlerine, kendi anlayışına göre yön verilir ki bunun için "senin dinin sana benim dinim bana"dır.
[COLOR="Red"]Ve "aklını çalıştıran" doğru yolu bulur. [/COLOR]

Amazon'da balta girmemiş orman içlerinde yaşayıp kendi komşu kabilelerinden başka insan ve din ile peygamber görmemiş olan yerliler
bunlar cennete girmeyecekler mi?
Maoriler?
Eskimolar?
Kızılderililer?

Cennete veya cehenneme gitmek için illaki insanın din mi görmesi gerekiyor?
Fıtrat ve vicdan bazı yerlerde yeterli olabilir mi Sayın Kuman?
Ne dersin?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.[/QUOTE]

sayın yetkin,

dengemi alt üst ettiniz teşekkürler. çok zor sorular.

kuman 29. September 2017 11:32 PM

....

kuman 8. October 2017 05:58 PM

sayın yetkin,

Allah, dini gönderendir, din de bir değişiklik olmaz.

Akıl yolu ile doğru yola ulaşabilir miyiz.

Öncelikle İnsan akıl yolu ile ulaşabileceği, kendisinin algılayabildiği farkında olabildiği yada hissedebildiği olgulardır.
İnsan aklı neden sonuç ilişkisi ile kavrayabildiği/algılayabildiği ne göre Akıl yolu bir yola ulaşabilir bu yolun doğru olup olmadığına da o insanlar karar verir.
Bu yüzden doğru yol her zaman birden fazladır.

Doğru yola ulaşırken insanlar coğrafi konum, iklim, bilgi/tecrübe gibi etmenleri kullanırlar bu açıdan doğru yol kavramı da bu bilgilerin farklılık gösterdiği yerlerde doğru yol olarak kullanılamazlar.
Arap coğrafya sında yaşayan bir insanın doğru yolu ile Eskimo coğrafya sında yaşayan insanlar doğru yol farklıdır yada Anadolu da yaşayan insanlar için.

Her coğrafyanın doğru yolu farklı olsa da hepsi akıl yolu ile bulunmuştur. Peki bulunan bu doğru yollar Allah ın bize gönderdiği/gösterdiği doğru yol mu dur
Bana göre evet...

Kur an da bulunan ve hüküm cümleleri içeren pek çok konuda verilen hükümlerin eskiden beri Arapların uyguladığı uygulamalar ise, ki öyle olduğu söyleniyor, Allah insanların ulaştığı yola doğru yol diyor.

Yine bana göre Akıl yolu ile ulaşılan yol aynı zaman da Doğru yoldur ve herkes için farklılıklar gösterebilir.

Doğru yol olarak siz din dir derseniz evet dinler coğrafya ya, iklime, tecrübelere ve zamana bağlı olarak değişir. Değişmek zorundadır.

Eğer ki siz hayır doğru yol Kur an da gösterilen yoldur derseniz eğer Eskimolar, Kızıldereliler, Çinliler, Moğollar, Hintliler, Ruslar, Afrikalılar, Astekler, maalesef cennet e gidemiyeceklerdir.

Akıl yolu ile doğru yol bulunabilir dediğim içn de Fıtrat ve vidan yada diğer başka şeyler söylememe gerek yok sanırım.

galipyetkin 9. October 2017 08:15 PM

[QUOTE=kuman]Kur an da bulunan ve hüküm cümleleri içeren pek çok konuda verilen hükümlerin eskiden beri Arapların uyguladığı uygulamalar ise, ki öyle olduğu söyleniyor.....[/QUOTE]
Olur mu öyle şey:
Şura-13:-Süleyman Ateş: [B]"O size, dinden Nûh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrâhim'e, Mûsâ'ya ve Îsâ'ya tavsiye ettiğimizi şeri'at (hukuk düzeni) yaptı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat kendilerini çağırdığın (bu) esas, Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allâh dilediğini kendisine seçer ve iyi niyyetle yöneleni kendisine iletir"[/B]

4.Nisa-163:-[B]"Muhakkak ki Biz, Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve İbrâhîm'e, İsmail'e, İshak'a, Yâkub ve torunlarına, İsa'ya, Eyub'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Ve Davud'a Zebur'u verdik."[/B]

Saygın kuman.
Alıntıdaki gibi düşünenler, ne kadar Arap gibi hareket ederlerse o kadar Arap olacaklarını ve dolayısı ile din Araplar'a indiğinden onlara benzeyince daha Müslüman olacaklarını zanneden, Arap örfünü "din" diye kabul eden zavallılardır. Bilmiyorlar ki Allah ikaz etmeden, uyarmadan helak etmez ki bunlar da Muhammed Peygamber ile ikaz edilmiş, sapkın ve mimlenmiş olanlardır.

Bu nedenle gerek giyiniş, gerek hareket tarzı gerekse de başka diğer yönlerden "kendi" olmayıp kişiliksiz taklitçileri kınıyorum.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

kuman 10. October 2017 07:32 PM

sayın yetkin abi,

Nuh tan öncesini ne olacak yada
Asya, Afrika, Amerika, Avustralya gibi yerlerde yaşayanlar ne olacak peki ?

O alıntı İhsan Eliaçık tan idi

yolcu42 11. October 2017 04:31 AM

Burada cevap şu olabilir,
"siz sadece kendinize bakın"
(kişi önce allahın istediği bir kul olmalı ve çevresine bunu tavsiye etmelidir.
Başkalarının ne olacağı ,bizi alakadar etmemeli.)(taha51)

Bu düyada bazısı bazısının sınavıdır
Bakınız(furkan20-enam53-enfal28)

Şu sorunuza 2 cevabım olacak,
"eskimoların durumu ne olacak"
Cevap

1.dünyanın her yanında "tanrı" kavramı geçen her topluma kutsal kitap gelmiştir bence.
Örneğin,
"gök tanrı" inancı kökünde kutsal bir kitaptan besleniyor gibi.
Veya bir budist rahibinin ibadet şekli bize tanıdık gelir.

Fakat her dinde şeytan,bu inanca şirk bulaştırmıştır.

Burada yaşayan kişi,üzerinde bulunduğu dini akıl ve vicdan süzgecinden geçirdiği zaman şirki terkeder veya kendine doğru bir din bulur diye düşünüyoru


2. Bazı toplumlara (henüz) uyarıcı gelmemiştir.(yasin6)
Zannımca Bunlar sorumlu değildir.
(bu 2. cevap daha makul sanırım.)

Bu fikirler zannımdır.
En doğrusunu allah bilir.

galipyetkin 13. October 2017 08:30 AM

Sayın Kuman.

Şimdi iki ayet yazıyorum:

[B]Bakara Süresi, 35 – 39. Ayetler:[/B]
“Dedik ki: ‘Ey Adem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.’. Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine biz de, ‘Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır’ dedik. Derken, Adem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb’ine yalvardı. O da) bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz o, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır. ‘İnin oradan (cennetten) hepiniz. [B]Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de[/B] kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir’ dedik. İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.”

[B]Ta – Ha Süresi, 115 – 123. Ayetler:[/B]
“Andolsun, bundan önce biz Adem’e (cennetteki ağacın meyvesinden yeme diye) emrettik. O ise bunu unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık. Hani meleklere, ‘Adem için saygı ile eğilin’ demiştik de, İblis’ten başka melekler hemen saygı ile eğilmişler; İblis bundan kaçınmıştı. Biz de şöyle dedik: ‘Ey Adem! Şüphesiz bu (İblis) sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra mutsuz olursun.’. ‘Şüphesiz senin için orada aç kalmak, çıplak kalmak yoktur.’. ‘Orada ne susuzluk çekersin, ne de güneş altında kalırsın.’. Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: ‘Ey Adem! Sana ebedilik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?’. Bunun üzerine onlar (Adem ve eşi) o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. Adem Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı. Sonra Rabbi onu seçti, tövbesini kabul etti ve ona doğru yolu gösterdi. Allah şöyle dedi: ‘Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. [B]Eğer tarafımdan size bir yol gösterici[/B] gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne (dünyada) sapar ne de (ahirette) sıkıntı çeker.’.”

Ayetlerden de anlaşılıyor ki İnsanlara uyarıcı gelmeden de, dolayısı ile yaradılıştan gelen fıtrat ve akıllarının çalıştırılması, vicdan vs. gibi olumluya sevk edici hissiyat ve kurallar ile de mesela bir kabileyi idare eden örf ve adetleri ile de o kabilenin insanı cenneti yaşayabilmektedir.
Uyarıcıların gönderilmesi ve ayetlerin indirilmesi ise insanlar sapıttığında, onları ikaz ve doğru yola döndürmek için.......

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

bartsimpson 13. October 2017 05:27 PM

[QUOTE=galipyetkin;22265]
Uyarıcıların gönderilmesi ve ayetlerin indirilmesi ise insanlar sapıttığında, onları ikaz ve doğru yola döndürmek için.......

Saygılarımla.
Galip Yetkin.[/QUOTE]

o halde "la ilahe" demenin bu derece zorlaştığı günümüzde ya yeni bir uyarıcıya ihtiyaç var yada kıyamet yaklaştı...

kuman 15. October 2017 05:29 PM

sayın yetkin,

İki ayette de herhangi bir şekilde akıl vicdan yada fıtrata atıf yapan bir kelime dahi geçmiyor ancak bir şekilde tevil yada yorum yada çıkarım yaparsınız bulursunuz ancak üzgünüm ben yapamıyorum.

Fıtrat veya vicdan insanların topluluk olarak yaşayıp daha doğrusu ekip biçmeyi öğrenip yerleşik hayat geçmesi ile başlayan bilgiler zinciridir

Örneğin ; İnsanoğlunun fıtratında yardımseverlik vardır.
Cümlesi tamamen yanlıştır yerleşik hayata geçmeden önce yapılan yardım sadece zayıflıktan kaynaklanıyordu ancak siz bu zayıflık zaten Allah ın öngördüğü ve insanların yardımlaşması için gerekli bir olgu idi zaten derseniz ben sadece
Eyvallah derim..
YErleşik hayat ise zaten tamamen birbirine yardım üstüne kurulu bir düzendir yardım yoksa toplum düzen yoktur
Asıl soru şu tüm bunlar bizim Fıtrat özelliğimiz mi yoksa zorunluluk mu ?


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:45 AM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam