Kıyâmet sûresi
 

[B]MEKKE DÖNEMİ [/B]

[B]Necm: 53[/B]

[SUP][B]1[/B][/SUP]Hayır, kıyâmet gününe kanıt gösteriyorum! 2Hayır, çok kınayan o nefse de kanıtgösteriyorum!
[SUP][B]3[/B][/SUP]O insan kendisinin kemiklerini asla bir araya toplamayacağımızı mı sanıyor?
[SUP][B]4[/B][/SUP]Evet, Biz onun parmak uçlarını/ tüm organlarını düzenlemeye gücü yetenleriz!
[SUP][B]5[/B][/SUP]Aslında o insan, önünü; kalan ömrünü din-iman tanımayıp kötülüğe batmakla geçirmek istiyor: [SUP][B]6[/B][/SUP]Soruyor: “Kıyâmet günü ne zamanmış?”
[SUP][B]7-10[/B][/SUP]İşte, göz şimşek gibi çaktığı, ay tutulduğu ve güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, işte o gün insan, “Kaçış nereye/kaçacak yer neresi?” der.
[SUP][B]11[/B][/SUP]Kesinlikle onun düşündüğü gibi değil! Sığınak diye bir şey yoktur.
[SUP][B]12[/B][/SUP]O gün varıp durmak sadece Rabbinedir/ o gün varılıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.
[SUP][B]13[/B][/SUP]O gün, o insan, önden yolladığı şeyler ve geriye bıraktığı şeyler ile haberdar edilir.
[SUP][B]14,15[/B][/SUP] Aslında insan, tüm mazeretlerini koysa da bile/tüm perdelerini koysa da bile kendi aleyhine iyi bir gözetmendir: “[SUP][B]16[/B][/SUP]Onu çabuklaştırman için dilini ona hareket ettirme!
[SUP][B]17[/B][/SUP]Kuşkusuz yaptıklarının-yapmadıklarının birleştirilmesi ve toplanması yalnızca Bizim üzerimizedir.
[SUP][B]18[/B][/SUP]O hâlde Biz yaptıklarını-yapmadıklarını topladığımız zaman sen onun toplanmasını izle!
[SUP][B]19[/B][/SUP]Sonra, yaptıklarının-yapmadıklarının beyanı; kanıtlarıyla ortaya konması da sadece Bizim üzerimizedir.”71
[SUP][B]20,21[/B][/SUP]Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! İşin aslında siz, dünyayı seviyorsunuz ve âhireti bırakıyorsunuz.
[SUP][B]22[/B][/SUP]Yüzler var ki, o gün apaydınlıktır;[SUP][B]23[/B][/SUP]Rablerine nazar edicidirler; Rabblerinden nimet beklemektedirler.
[SUP][B]24[/B][/SUP]Ve yüzler de var ki, o gün asıktırlar; [SUP]25[/SUP]zannederler ki kendilerine “Belkıran” yapılıyor.
[SUP][B]26-30[/B][/SUP] Kesinlikle onların düşündüğü gibi değil! Köprücük kemiklerine dayandığı, “Çare bulan kimdir!” denildiği ve can çekişen kişi bunun o ayrılık anı olduğunu anladığı ve bacak bacağa dolaştığı zaman; işte o gün sürülüp götürülmek, sadece Rabbinedir.
[SUP][B]31[/B][/SUP]Fakat o, ne onayladı, ne destekledi. [SUP]32[/SUP]Fakat o, yalanladı ve geri durdu. [SUP]33[/SUP]Sonra da gerine gerine yakınlarına gitti.
[SUP][B]34,35[/B][/SUP] Yıkım çok yakın sana, hem de çok yakın! Yine, yıkım çok yakın sana, hem de çok yakın!
[SUP][B]36[/B][/SUP]Yoksa o insan başıboş bırakılacağını mı sanır? [SUP][B]37[/B][/SUP]O, ayarlanmış meniden bir nutfe değil miydi? [SUP][B]38[/B][/SUP]Sonra bir embriyon idi de sonra onu oluşturmuş, sonra da düzene koymuştur; [SUP][B]39[/B][/SUP]ki ondan da iki eşi; erkek ve dişiyi var etmiştir.
[SUP][B]40[/B][/SUP]Peki, bütün bunları yapan, ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir?
([B]31/75, Kıyâmet/1-40[/B])

[B]Dip not:[/B]

71 Burada “[B]vefat[/B]” anı anlatılmaktadır. Vefat, “[B]tastamam verme, eksiltmeden yerine getirme[/B]” demektir. Vefat, Allah'ın insanlara, ölecekleri andan hemen önce yaşatacağı, herkese yaptıklarını ve yapması gerekirken ötelediklerini eksiksiz-fazlasız göstereceği, haber vereceği bir süreçtir. Başka bir ifade ile vefat, Rabbimizin, insanın hayatındaki tüm kayıtları en ince ayrıntısı ile tıpkı bir yazar-kasanın “[B]Z raporu[/B]” gibi, ölüm anından kısa bir süre önce eksiksiz-fazlasız ortaya koymasıdır. Bu “[B]ortaya konuş”[/B] ise, insanın yapısına yaratılıştan yerleştirilmiş olan “[B]koruyucular, bellekler, elçiler, hafıza hücreleri[/B]” ile sağlanmaktadır. Rabbimiz meselenin önemine binaen “[B]ölme, öldürme”[/B] demeyip ölümü, ölüm öncesinin o esrarengiz olaylarının adıyla vermektedir. “[B]Vefat[/B]” ile ilgili ayrıntılı bilgi Tebyinül’ Kur’an’da verilmiştir.