hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Devlet idaresi (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=328)
-   -   Hilafet şeri ahkamdandır (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2032)

AHMED KILICKAYA 15. November 2010 09:33 PM

Hilafet şeri ahkamdandır
 
[CENTER]بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيمِ

[B]HİLAFET NE BİR ARAÇTIR NE BİR HAYALDİR
NE DE BİR TARİHSEL KURUMDUR[/B][/CENTER]


[B][CENTER][SIZE="5"]HİLAFET ŞERİ AHKAMDANDIR[/SIZE][/CENTER][/B]

Bilhassa günümüzde kimi Allah’ı unuttukları 1 için kendini bilmez hale gelenler, yani Allah’ın zikrini / risaletini düşüncelerinin kaynağı haline getirmemelerinden dolayı kendi kimliklerini unutanlar ; yabancı kaynaklardan beslenerek kalpleri ve beyinlerini bulandırıp İslam düşmanları olan oryantalistlerin söylemelerini ağızlarından ve kalemlerinden kusanlar, farkında olarak yada olmayarak onların şakirdliğini yapanlar: İslam’da yönetim sistemi olan Hilafet hakkında ileri geri konuşup yazıyorlar. Diyorlarki:

- “...Hilafet bir araçtır... Bunların Allah’ın kulluğuna bir vasıta olduğunu unutmamak lazım. Son olarak demokrasi dediğimiz şey dünyada bir tip veya bir şekilde yok. Demokrasinin yine birçok şekli var. Bunların içerisinde ilk zamanda tanıdığımız meşhura örnek olan hilafetin bütün anlamlarını gerçekleştiren bir müslüman demokrasisi pekala olabilir...” 2
- “...Bugün ümmet parçalanmış, bir çok ulus devlete bölünmüştür. Bir devlette birini halife yapmaya (orada hilafeti kurmaya) muvaffak olundu diyelim (ki, klasik manada halifelik kast ediliyorsa bu imkansız gibidir) diğer ulus devletlerde yaşayan halkın beyatı nasıl sağlanacak? Buna itiraz edecek guruplar ve devletler olacağına göre İslam ülkeleri arasında bir savaş mı başlayacak? Durum kesin ve açık olarak böyle iken müslümanların yapması gereken şurada burada halifeliği yeniden kurma hayalinin peşinde düşmek midir yoksa İslam ülkeleri arasında, halifeliğin mana ve maksadına bir adım teşkil edebilecek olan ‘tanışma, görüşme, dayanışma, birlikte olarak problemleri çözme... ve bunlar için olabilecek en uygun örgütlenme yollarını arayıp bulmak mıdır? Bence yapılması gereken bu ikincisidir.” 3
-“...İslam’ın ana kaynakları olan Kur’an ve sünnete müslümanlardan meydana gelen toplumun yönetim şekli konusunda belirlenmiş bir biçim olmamasına rağmen, ilk dönem İslâm toplumunun geleneklerinden ilham alarak ortaya koymuş oldukları bu yönetim biçimi, kimilerince “nevi şahsına mahsus” “eşşiz benzersiz” gibi sıfatlarla nitelense de esasen İslam öncesi cahiliyye toplumunun kalıtımının bir ürünüdür.” 4
- “...Hilafet, mazinin bir rüyası olup zamanımızda hikmet-i vucudu yoktur.” 5
- “...Hilafet Emevi sultanlarının icad ettiği tarihi bir kurumdur, dini bir kurum değildir.”

Böylesi cahiliyye tortuları türünden söylemler, ya bu konunun cahili olmanın ürünüdür ya da İslam’a ve kurumlarına karşı duyulan kin ve düşmanlıktan ötürü onu karalamaya yönelik kafirliğin veya hainliğin ürünüdürler. Ne yazık ki; aslında kafirliğin ve hainliğin ürünü olduğu halde cahil ve gafil müslümanlar da bu tür fikirleri ilim sanıp etrafa yayma aymazlığına düşebilmektedirler!.. Bunlara şöyle cevap vermek mümkündür:


[B]Hilafet “araç” değildir[/B]

Hilafete “araç” vasfını vermek onun vakıasına terstir. Zira araçlar değişebilir. Nitekim o sözün sahibi de bunu kastetmektedir. Demokrasi ile de Allah’a kullak yapılabileceğine, Allah’ı razı edebileceğine “müslüman demokrasis pekala olabilir” diyerek vurgu yapmaktadır.

Hilafet öylesi bir araç asla değildir. Hilafet yönetim ile ilgili şeri hükümler bütünlüğüdür. Öylesine insanların arzularına yada zamana göre değişkenlik arzetmez. Çünkü esas olan, insanların heva-heveslerine / arzularına ve içinde bulundukları vakıalara / koşullara tâbi olmak değildir. Esas olan insanların heva ve heveslerini ve içinde bulundukları koşulları Allah’ın hitabına yani şeri hükümlere tabi olarak değiştirmektir. 6

[B]Hilafeti demokrasi ve cumhuriyet ile özdeşleştirmek hak ile batılı karıştırmak demektir[/B]

Hilafeti demokrasi ve cumhuriyet ile özdeşleştirmek, ihanet değilse ne büyük cehalettir, ne büyük gaflettir!.. “Demokrasi hilafetin tüm anlamlarını” nasıl gerçekleştirebilir!. Bu sözün sahibi ya demokrasiyi bilmiyor, yada hilafeti bilmiyor, yada her ikisini bilmediği halde cahili olduğu bir konuda ahkâm kesiyor!..

Halbuki Hilafet: Allah’ın indirdikleri ile yönetimin gerçekleştiği yönetim nizamının ismidir. Bu yönetim nizamının temel unsurları şunlardır:

- Egemenlik Allah’ın Şeriatına aittir. Kanunların ve yetkilerin kaynağı Şeriattır. Bu, hükmün/hüküm koyma yetkisinin sadece Allah’a ait olduğunu belirten ayetlerin bütünlüğünden alınmıştır. 7

- Sulta / yönetme sorumluluğu ve yetkisi ümmete aittir. Ümmet bu sorumluluğunu Şeriatın belirlediği biat hükümleri gereğince kendisi için bir halife nasp ederek ve o halifeye muhasebe bilinci ile itaat ederek yerine getirir. Bu da Allah’ın indirdiği ile yönetim emrinin bütün müslümanlara yönelik olarak gelmiş olmasından alınmıştır.

- Bütün müslümanlar için bir tek halife nasb etmek farzdır. Bu da ümmetin birliğini emr eden ayetler ve halifenin birliğini emreden hadislerden alınmıştır.

- Şeri hükümlerden kanun yapma yetkisi halifeye aittir. Bu da sahabelerin icmaından alınmıştır...

Bunların hangisi demokraside mevcut ki?!... Her ne kadar uygulanırlığı olmayan ütopik bir söylem olsa da demokraside:

- Egemenlik halka aittir. Kanunların kaynağı halkın arzularıdır.
- Sulta da halkın temsilcilerinin elindedir.
- Kanun yapma yetkisi temsilciler meclisinindir.
- Bütün müslümanların tek bir devlette yeni bir tek halifenin yönetiminde birleşmeleri zorunluluğu “halkların egemenlik hakları” anlayışından dolayı demokrasiyle bağdaşmaz.

[B]“İslam demokrasisi”, “İslam cumhuriyeti” yada “müslüman
demokrasisi” anlayışı bidattır[/B]

Müslüman, Allah’a şirk koşarak iman eden değildir. Yüzünü sadece Allah’a yöneltip çözümü sadece Allah’tan gelen hidayet rehberi olan İslam’da arayandır. Misliman; İslam’dan başka hiçbir şeyden razı olmaz. İslam’dan başka hiçbir şeye çözüm için yönelmez. İslam ile başka bir hayat anlayışını bağdaştırma gayretine düşmez! Çünkü İslam kâmildir, kafidir ve şâfidir, şifadır, tek çözümdür. İslam’ın bir başka sistem ile senteze ihtiyacı yoktur. Allah, İslâmı gönderdikten sonra hayatın hiçbir alanında kulunu dalalette bırakmadı. Her sorunun çözümü İslam’da mevcuttur... Şu halde hayatın en az üçte ikilik kesimini doğrudan ilgilendiren yönetim alanını ihmal etmiş de mi başka sistemler ile o alanı doldurma ihtiyacı duyalım?!... Mütekâmil bir dinin mensubu bir müslümana göre “müslüman demokrasisi” “demokratik hilafet” gibi ucube bir anlayış asla kabul görmez... Böylesi sonradan türemiş anlayışlar “bidattır” . Her bidad sapıklıktır, red olunur!..8

[B]Ümmetin parçalanmasının sebebi küfür fikirleri ve sistemleridir[/B]

Bugün ümmetin parçalanmasının sebebi, Allah ve Resulüne kulak vermemeleridir yani Allah’ın ipine sarılmamalarıdır yani Kitap ve Sünneti düşünce ve amellerinin kaynağı yapmamalarıdır. Allah ve Resulünün nasihatlarından, emir ve nehiylerinden çok, çağdaş hannasların / ins ve cin şeytanların vesveselerine kulak vermeleridir. Hürriyetler, demokrasi, cumhuriyet, vatancılık, milliyetçilik, ulusculuk vesveselerine ilgi duymuş olmalarıdır. İşte ümmeti bu parçalanmışlık ve geri kalmışlık hastalığına düçar eden bu virüslerdir. Onun için asıl olan bu hastalığa teslim olmak değil, ondan kurtulmak için sebebi olan o virüsleri bünyeden yani akıllardan, gönüllerden ve yaşamdan atarak İslami fikirler ile arınmaktır. “Ümmet artık asla tedavi olmaz” demek, mü’minler için şifa olarak gelmiş olan İslam’dan ümit kesmek demektir, İslam’a mü’min olamamak / güven duyamamak demektir.

Ümmetin bünyesinde kanserolojik urlar gibi türeyen “ulus devletler” ümmetin asli unsurları değildir. Bunlar ümmetin hayatını karartan, zulümâta dönüştüren, sıkıntılı bir yaşama 9 mahkum kılan, tayyib / temiz-güzel-huzurlu bir hayattan 10 mahrum bırakan sonradan türedi ucube pislik unsurlardır. Bunların varlık sebepleri yukarıda zikredilen kanserolojik virüslerdir. Onun için o “ulus devletler” denilen pis unsurları ümmetin bünyesinden ve hayatından virüsleri ile birlikte söküp atmak asıl olandır. Ümmetin bu pis virüsler ve urlardan arınmasının yolu; laikliği, demokrasiyi, hürriyetler fikrini, cumhuriyeti, liberalizmi, milliyetçiliği / ulusculuğu terk etmek ve onların yerine İslam’ın şifa veren ve arındıran, hayatı aydınlıklı ve tayyib kılan Tevhid, ümmet, vahdet, Allah’ın indirdikleri ile yönetim, Raşidi Hilafet fikirleri ile donanmaktır. Konuşanlar bunu konuşsa, davet edenler buna davet etse, yazanlar bunu yazsa ve bunu yaparken kınayıcının kınamasına, zâlimin zulmüne aldırmadan sadece Allah’a iman ve tevekkül etse idi Raşidi Hilafetin ümmeti İslami hayat ile tekrar ihya edip bir çatı altında birleştirerek tekrar yeryüzünün en seçkin, şâhid ümmeti, risâlet ve cihad ümmeti haline getirebileceğinden hiç tereddüt etmezdi. Çünkü bu Allah’ın vaadidir. Resulullah Sallallahu Aleyhı Vesellem’in müjdesidir.

Müslümanlar yukarıda söylendiği gibi çalışırken Allah’ın dilediği gün Allah’ın nusreti ile bir müslüman ülkesinde (mesela Türkiye’de) hilâfet tekrar kurulduğu zaman diğer müslüman ülkelerdeki müslümanlar Hilafet yönetimi altına girmek için yönetimlerini zorlamaya yönlendirilirler. Başlarındaki o kendilerine ait olmayan, sömürgeci kafirlerin piyonları olan kanserelojik urlar türünden olan “devlet” ismindeki yönetimleri defetmeye yönlendirilirler. Bu Allah’ın yardımı ile zor olan birşey değildir. Buna engel olmak isteyen, Hilafetin yönetimi altına girmek istemeyen müslümanların ülkelerindeki “devlet” yada “gruplar” bâgi konumundadırlar. Zira onların varlıkları zaten gayri meşrudur. Yönetimi gasp etmiş gâsıb durumundadırlar. Müslümanların ülkesinde İslâm topraklarında Allah’ın indirdikleri ile yönetime karşı gelen bâgi / isyancı, bölücü, fitneci konumundadırlar. Onlar batıl davaları uğruna, efendileri sömürgeci kâfirlerin istekleri doğrultusunda zaten ümmeti birbirine kırdırıp durmaktadırlar. Sanki müslümanlar şimdi huzur içinde yaşıyorlar da Hilafet gelince huzurlarını bozacak, müslümanlar arasında savaş çıkaracakmış vehmine kapılanların vay haline! Vay haline onlara ki şu iğrenç cahiliyye vakıasından hoşnut kalabiliyorlar da hilafetin gelmesi ihtimalinden bile rahatsız olabiliyorlar.! Selim akıl ve selim gönül sahipleri asla böyle düşünemezler! Onları böylesine şaşkın hale getiren o kanserolojik virüsler ve onların etkisidir!...

Ayrıca ne çabuk unutuldu! İslâm, ayrı dil, ayrı ırk, ayrı kavim ve hatta ayrı dim mensuplarını bir çatı altında asırlardır bir arada, huzur içinde tutmadı mı?.Irkcılık, kavmiyetçilik, menfaatçılık gibi cahiliyye anlayışlarından dolayı birbirlerine düşman olmuş ve birbirlerini boğazlayan toplulukları birleştiren Allah’ın nimeti İslâm değil mi?!..Allahu Teâla buna dikkat çekerek bize dosdoğru yolu şöyle göstermektedir:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ حَقَّ تُقَاتِهِ وَلاَ تَمُوتُنَّ إِلاَّ وَأَنتُم مُّسْلِمُونَ
وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُواْ وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَاء فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا وَكُنتُمْ عَلَىَ شَفَا حُفْرَةٍ مِّنَ النَّارِ فَأَنقَذَكُم مِّنْهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمْ آيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

“Ey iman edenler! Allah'a karşı gereği gibi takvalı olun ve ancak müslümanlar olarak can verin. Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı tutunun, parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman kişileridiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti (İslami hayat) sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız.” (Ali İmran: 102-103)

II.Raşidi Hilâfet, Allah’ın nimeti olan İslâmî hayatı tekrar başlatmak için kurulacaktır. Ayeti kerimede belirtildiği gibi kardeş olmanın, birlik olmanın tek yolu Allah’ın nimeti olan İslâmî hayattır. Bu hayattan ancak inatçı kâfirler razı olmazlar müslümanlar değil! İnatçı kâfirlerin dirençleri de kırılıp fitneleri ortadan kaldırılır. Bu da Allah’ın emridir.11

[B] Hilâfeti yeniden kurmak “hayal” değildir, bilakis farzdır[/B]

Hilafet şeri hakikattır. İşte şaşkınlığın bir başka alameti! Demokrasi denilen yalana ve ütopyaya davet edip de Hilafeti kurma girişimini hayali boşuna uğraşı olarak değerlendiren kişinin akıl ve kalp selametinden endişe etmemek mümkün müdür?!..

Genelde tüm insanlığn özelde ümmetin içinde bulunduğu çağdaş cahiliyye ortamından kurtulması için tek şeri yol olan II.Râşidi Hilafetin kurulması konusunda müslümanların tavırlarını belirlemekte seçenekleri yoktur. Çünkü Râşidi Hilafetin kurulması için çalışmak en öncelikli farzlardandır. Bir meselede bir şeri hüküm var ise mü’min erkek ve mü’min kadın için “birinci, ikinci ... seçenek” yada “bana göre, bence” tavırları yoktur. İçinde sıkıntı duymaksızın o şeri hükmün gereğince hareket etmek ve içtenlikle teslim olmak zorunluluğu vardır. 12


[B] Hilafet bir tarihsel kurum değildir[/B]

İslam’ın kaynakları olan Kur’an ve Sünnette hilâfetin olmadığına, İslam’da yönetim biçimi olan hilâfetin ilk dönem İslam toplumunun geleneklerinden ilham alınarak ortaya konulmuş tarihi bir kurum olduğu, özellikle Emevilerin uydurduğunu ileri sürmek de İslam’a yönelik bühtandır. Delilden yoksun cahilce söylenen sözlerdir.

3 Mart 1924’te Mecliste Hilâfetin kaldırılması konusunda yapılan tartışmalarda da böylesi saptırmalara gidilmiştir. M.Kemal ve Prof. Seyyid Bey’in yaptıkları konuşmalara bakıldığında, İngiliz istihbarat subayı olan müsteşrik Thomas W.Arnold’un 1924’te ilk baskısı yapılan The Caliphate (Hilâfet) adlı kitabı ile içerik bakımından bir paralellik arzettiğini görüyoruz. Yine bir benzeri 1925 yılında Mısır’da İngiliz piyonu Şeyh Ali Abdurrazik tarafından kaleme alınan الاسلام واصول الحكم / İslam ve Yönetim Esasları adlı kitapta geçen içerik ve üslupla da aynı doğrultuda olduğunu görüyoruz. Bu da gösteriyor ki; dün de bugün de İslam düşmanları Hilâfet düşüncesi noktasında aynı kaynaklardan beslenmişlerdir. “Hilafet dini değil tarihsel kurumdur” türünden söylemlerin kaynağının aynı şer odağı olduğu bu üç kitaptan da görülmektedir.

Hilafetin tarihi bir kurum değil de şeri hükümlerden olduğunun izahı
ise şöyledir:


[B]Hilâfet[/B]; Allah'ın emri olan Allah'ın indirdiği ile yönetimin uygulanış biçimi, şeklidir. Yani Allah'ın Rasulü ile gönderdiği yönetim sistemi ve şeklidir. Bunu inkar, Allah’ın emrini inkar olur. Zira Allahu Teâla şöyle dedi:

وَمَا آتَاكُمْ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا

"Rasul size neyi getirdi ise onu alın, sizi neden nehyetti ise onu terk edin.” (Haşr: 7)

الَّذِينَ يُخَالِفُونَ عَنْ أَمْرِهِ أَنْ تُصِيبَهُمْ فِتْنَةٌ أَوْ يُصِيبَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ

“Onun emrine (getirdiği risalete) muhalefet edenler, kendilerine bir musibetin veya elim bir azabın gelip çatmasından sakınsınlar.” (Nur: 63)

Zira Allah, Rasulüne Allah'ın indirdiği ile yönetmesini emretti:

وَأَنْ احْكُمْ بَيْنَهُمْ بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ وَلا تَتَّبِعْ أَهْوَاءَهُمْ وَاحْذَرْهُمْ أَنْ يَفْتِنُوكَ عَنْ بَعْضِ مَا أَنزَلَ اللَّهُ إِلَيْكَ

“Aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet (yönet) ve onların arzularına uyma, Allah'ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmallarından sakın." (Maide: 49)

Allahu Teâla, Rasulü’ne Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyi / yönetmeyi emretmekle birlikte ona bunun keyfiyetini yani yönetim şeklini de gösterdi, şöyle buyurdu:

إِنَّا أَنزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَا أَرَاكَ اللَّهُ

“Muhakkak ki biz insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği biçimde hükmedesin diye sana Kitabı hak ile indirdik.” (Nisa: 105)

Ayrıca Allah, dinini fikir ve metod bütünlüğü içinde göndermiştir. Yani emirlerini keyfiyetiyle ilgili hükümleri ile birlikte göndermiştir. Şöyle demiştir:

لِكُلٍّ جَعَلْنَا مِنْكُمْ شِرْعَةً وَمِنْهَاجًا

“(Ey ümmetler) Her birinize bir şer’iat ve minhaç/ metod verdik." (Maide: 48)

Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem, her hususta olduğu gibi elbette ki Allah'ın indirdikleri ile yönetirken de Allah'ın kendisine gönderdiğine yani vahye tabi oluyordu. Zira Allahu Teâla şöyle dedi:

قُلْ إِنَّمَا أَتَّبِعُ مَا يُوحَى إِلَيَّ مِنْ رَبِّي

“De ki; Ben ancak Rabbımdan bana vahy olunan tabi olurum.” (A’raf: 203)

Şu halde, Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem Allah'ın indirdiği ile yönettiği bir devlet kurduğuna göre, bu devletin kuruluşu, yönetim şekli, kamu hukuku ile ilgili tüm düzenlemeler ve mekanizmalar elbette ki Rabbımızın ona göstermesine yani vahyine göre olmuştur. Bir başka ifade ile Hilafet, Rasulullah'ın Sallallahu Aleyhi Vesellem Efendimizin fiili sünnetidir. Yani Rasulullah'ın Sallallahu Aleyhi Vesellem’in şahsi görüşüne veya sahabelerin, müslümanların görüşlerine ya da zaman ve mekan şartlarına göre oluşmamıştır!... Nitekim Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem'in kurduğu devletin yönetim şekli ve kamu hukuku, zamanındaki hiç bir devletin yönetim şekline benzemiyordu. Ne Kureyş'in yönetimine, ne Yahudilerin yönetimine, ne Yemen'in ve Habeş'in yönetimine ne Kisra'nın ne de Kayserin yönetim şekline, hiç birisine benzemiyordu, Kendisine özgün bir yönetimdir. Bu yönetimin “Hilâfet” olarak isimlendirilmesi de Kur'an ve Sünnette ilgili nasslarda geçmesine binaendir. Mesela şu ayet ve hadisler gibi:

يَادَاوُودُ إِنَّا جَعَلْنَاكَ خَلِيفَةً فِي الآرْضِ فَاحْكُمْ بَيْنَ النَّاسِ بِالْحَقِّ وَلا تَتَّبِعْ الْهَوَى

“Ey Davud! Biz seni yeryüzünde bir Halife yaptık, o halde insanlar arasında hak ile hükmet (yönet). Heva ve hevese uyma." (Sa’d: 26)

كَانَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمُ الآنْبِيَاءُ كُلَّمَا هَلَكَ نَبِيٌّ خَلَفَهُ نَبِيٌّ وَإِنَّهُ لا نَبِيَّ بَعْدِي وَسَيَكُونُ خُلَفَاءُ فَيَكْثُرُونَ قَالُوا فَمَا تَأْمُرُنَا قَالَ فُوا بِبَيْعَةِ الآوَّلِ فَالآوَّلِ أَعْطُوهُمْ حَقَّهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ سَائِلُهُمْ عَمَّا اسْتَرْعَاهُمْ

"İsrail oğullarını nebiler siyase ederlerdi (yönetirlerdi). Bir nebi öldüğünde onu başka bir nebi takip ederdi. Benden sonra nebi yoktur, fakat bir çok Halifeler olacaktır. Oradakiler dediler ki: “Bu halde bize ne yapmamızı emredersiniz?” Dedi ki: “İlk biat edilene vefakar olun ve onlara haklarını veriniz. Çünkü Allah onlara da yönettikleri insanlara da haklarını soracaktır.” 13
ثُمَّ تَكُونُ خِلافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ...

"..Sonra da nübüvvet metodu üzerine tekrar hilafet olacaktır.” 14

Hilâfetin gerçeği bu iken, yani Rasulullah'ın getirdiği İslâm risaletinden, şer’i ahkamdan olduğu halde, onu bir müslüman nasıl kabullenmez? Nasıl onu terk edip de başka sistemleri kabul edebilir?! Hem de müslüman olduğu halde!?..

Şu halde müslümanlar; kendini bilmez kimi kişilerin Hilâfet hakkında ileri-geri, bilir-bilmez saçmalıklarına aldırmayıp, kulak vermeyip de şeri hakikat ve şeri ahkâmdan olduğu gerçeğine tâbi olmalılar. Allahu Teala’nın emredip vaadettiği, Resulullah Sallallau Aleyhi Vesellem’in müjdelediği II. Râşidi Hilâfet Devletini kurmak için özveri ve özenle çalışmalılar ki Allah’ın şu vaadine müstehak olsunlar.

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُم فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُم مِّن بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَن كَفَرَ بَعْدَ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ

“Allah, sizlerden iman edip salih amel işleyenlere, kendilerinden öncekileri halife/sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne halife/sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslâm'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vâdetti. Çünkü onlar bana kulluk ederler; hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkârlardır.” (Nur: 55)


1 (Haşr: 19)
2 (Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Vakit, 27 mayıs 2007)
3 (Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Yeni Şafak , 25 eylül 2007)
4 (Yard. Doc. Dr. Ali Duman, 14/03/2006, yerleskem.inonu.edu.tr)
5 (M.Kemal)
6 (A’raf: 2-3, Maide: 48-49)
7 (Maide: 50, En’am: 57, Yusuf: 40)
8 Buhari, Müslim (Bidat ile ilgili hadislere bakılsın)
9 (Taha: 124)
10 (Nahl: 96)
11 (Bakara:190-194)
12 (Ahzab: 36, Nisa: 65)
13 (Buhari: 3196)
14(Ahmed b. Hanbel: 17680)


AHMED KILICKAYA

dost1 17. November 2010 12:04 AM

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah, cümlemizi de takva elbisesini giyenlerden eylesin.

A'raf;26: Ya Beniy Ademe kad enzelna aleyküm libasen yüvariy sev'atiküm ve riyşa ve libasüt takva zâlike hayr zâlike min ayatillahi leallehüm yezzekkerun;

[B]Ey Âdemoğulları! Size çirkinliklerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Ve takvâ elbisesi. O, daha hayırlıdır. İşte bu, düşünüp öğüt alsınlar diye Allah'ın Âyetlerindendir.[/B]

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

müslümanlardan 17. November 2010 04:57 PM

dost kardeş verdiğiniz ayete KURAN BÜTÜNLÜĞÜNDE PEYGAMBER PIRATİKLİĞİ VE ÖRNEKLİĞİNDE İMAN VE TESLİMİYET GÖSTERENLERDENİM..

hassasiyetinize saygılar ....

Eren Erdem 18. November 2010 01:28 AM

Hilafet Devleti mi kurmuşlar...
biz emevi kalıntılarını temizlemeye çalışırken,
Bu asalak sürüsü hiç boş durmaz mı?

hiiic 18. November 2010 10:46 AM

sahte hadisler, udyurma rivayetlerle kuranı merkezden kaydırmanın vebali yetmiyormuş gibi birde sözde uydurma halifelerin fetvalarıyla kaydırdıkları aayakların hesabını nasıl vermeyi düşünüyorlar? yoksa hiç düşünmüyorlar mı?
halifeniz ne fetva verir bilmem ama şu kesin ki, kuran hak olarak tastamam innmiş rabbin sözü adaletle tamamlanmıştır,,, keyfinize göre değiştirilenler değiştirenlerin boyunlarına vurulacak...

[B]Âl-i İmrân 94
Artık bundan sonra her kim Allah'a karşı yalan uydurursa, işte bunlar, zalimlerin ta kendisidirler. [/B]

[B]Nisâ 50
Bak, nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter! [/B]


aşağıdaki ayet bana saidi nursiyi hatırıytalor :)
[B]En’âm 93
Allah'a karşı yalan uydurandan yahut kendisine hiçbir şey vahyedilmemişken "Bana da vahyolundu" diyenden ve "Ben de Allah'ın indirdiği ayetlerin benzerini indireceğim" diyenden daha zalim kim vardır! O zalimler, ölümün (boğucu) dalgaları içinde, melekler de pençelerini uzatmış, onlara: "Haydi canlarınızı kurtarın! Allah'a karşı gerçek olmayanı söylemenizden ve O'nun ayetlerine karşı kibirlilik taslamış olmanızdan ötürü, bugün alçaklık azabı ile cezalandırılacaksınız!" derken onların halini bir görsen![/B]
(demek kuranı yani allahın tefsirini beğenmedin de onu kendi çapınca açıkladın, üstelik bunu sana allah yazdırdı hımmm... demek nur kulliyatı senin değil vahyin eseri hımmm. demek ayetleri beğenmiyor üstüne katıtak anekliyorsun.. bu asıl kibirdir,, amaç kuranı açıklamak felan değil, kendini tatmin etmek.)

hadi diyelim ki peygamberin kaydedilmiş hadislerini aldınız,,, peki onun söylemiş olduğu ancak yazılmamış günümüze ulaşmamış diğer hadisleri ne yapacaksınız? ya bu kayıt edilmiş olan rivayetlerde yazılmamış olsaydı? hayır eğer bunlar da yazılmamış olsaydı şüphesiz keyfinize göre uyduracak ve alim bilgin adı altında cahilliğinizle nicelerinin vebalini daha yüklenecektiniz. zaten yaptınızda,,, iyice düşünün belki anlarsınız...

müslümanlardan 18. November 2010 07:28 PM

arkadaşım ALLAH SAPIKLIKLARA HİDAYET VERMEZ VERDİĞİNİZ AYETLERLE NASIL Bİ CEVAP VERMİŞSİNİZ VE KİME,

Bu ayetlerin nasıl ben muhattabıysam sende öylesin.....

ve Allah ın hüküm yasa kitapçığıyla değilde,Kendi uydurduğu şirk ANAYASA KİTAPÇIĞIYLA hükmeden kafirin ta kendisidir ve yandaşlarıda kafirdir ,ayrıca BEKLESİNLER ALEMLERİN RABBİ ONLARI NASILDA Bİ İNKILAPLA DEVİRECEK MUVAHHİDLERİN ELLERİYLE ben bekliyorum ,

ALLAHIN KİTAPÇIĞI OLAN KURANLA DEĞİLDE KURANA ORTAK KOŞTUKLARI ŞİRK ANAYASA KİTAPÇIĞIYLA HÜKMEDEN VE YANDAŞ OLANLARDA BEKLESİN...


Ve soruyorum HİİÇ arkadaşım KURAN MI,YOKSA kurana otak koşulan şirk anayasa kitapçığı mı....hangisi...O Kİ SADECE KURAN DİYORSUNUZ,TAMAM GELİN BU SİTEDE SADECE ŞİRK ANAYASA KİTAPÇIĞINI BOYKOT EDELİM...ALLAH IN KİTABINA ÇAĞRI YAPIYORSUNYA..VARMISIN...YÜRÜRLÜKTEDE,YASAMADADA,M ECLİSLERDEDE,KAMUSAL ALANLARADA,EĞİTİMDEDE....VE HER YERDE....

Miralay 18. November 2010 09:51 PM

Selam müslümanlardan kardeşim.

Ben size daha güzel bir teklifte bulunayım.
Gelin hep baraber sadece Kur'an'ın anayasa kabul edildiği ve yalnızca Kur'an diyen bir ülkeye[B][U] hicret [/U][/B]edelim.

Efendim?

Öyle bir ülke yok mu? Hepsi de Kur'an dışı şirk anayasalarıyla mı yönetiliyor?

E o zaman güzel kardeşim müsade edin de yine Kur'anca yaşamamıza engel olmayan bir anayasayla yönetilen bir ülkede barış içerisinde yaşayalım.

Salat edelim; yeryüzünü bozgunculuğa uğratmayalım;fitne fesat yaymayalım. İnsanlarımızın Kur'anca yaşamalarını sağlayalım. Sayımız arttıkça göreceksiniz ki, anayasamız Kur'an olacaktır. Her ülke bireylerden meydana gelir. Bir ülkenin meclisi de o ülkenin halkının hülasasıdır. İçimizde içki içeni,kumarbazı,rüşvet yiyeni varsa; mutlaka temsilcileri de mecliste vardır. İçimizde Allah diyen ne kadarsa nüfusun Allah diyen yüzdesi kadarı da meclistedir. O halde önce kendimizi düzelteceğiz ki, ülkemiz düzelsin. Öyle tepeden inme İslam devleti kurulmaz. Kursan da halk hazır değilse anında yıkarlar. Rabbim eninde sonunda nurunu tamamlayacaktır.

Biz ülkemizi nasıl teknoloji de,bilimde,askeriyede ve silahlanmada en süper hale getiririz; onu düşünüp gereğini yapmalıyız.

Vesselam

müslümanlardan 19. November 2010 05:36 PM

[QUOTE=Miralay;7046]Selam müslümanlardan kardeşim.

Ben size daha güzel bir teklifte bulunayım.
Gelin hep baraber sadece Kur'an'ın anayasa kabul edildiği ve yalnızca Kur'an diyen bir ülkeye[B][U] hicret [/U][/B]edelim.

Efendim?

Öyle bir ülke yok mu? Hepsi de Kur'an dışı şirk anayasalarıyla mı yönetiliyor?

E o zaman güzel kardeşim müsade edin de yine Kur'anca yaşamamıza engel olmayan bir anayasayla yönetilen bir ülkede barış içerisinde yaşayalım.

Salat edelim; yeryüzünü bozgunculuğa uğratmayalım;fitne fesat yaymayalım. İnsanlarımızın Kur'anca yaşamalarını sağlayalım. Sayımız arttıkça göreceksiniz ki, anayasamız Kur'an olacaktır. Her ülke bireylerden meydana gelir. Bir ülkenin meclisi de o ülkenin halkının hülasasıdır. İçimizde içki içeni,kumarbazı,rüşvet yiyeni varsa; mutlaka temsilcileri de mecliste vardır. İçimizde Allah diyen ne kadarsa nüfusun Allah diyen yüzdesi kadarı da meclistedir. O halde önce kendimizi düzelteceğiz ki, ülkemiz düzelsin. Öyle tepeden inme İslam devleti kurulmaz. Kursan da halk hazır değilse anında yıkarlar. Rabbim eninde sonunda nurunu tamamlayacaktır.

Biz ülkemizi nasıl teknoloji de,bilimde,askeriyede ve silahlanmada en süper hale getiririz; onu düşünüp gereğini yapmalıyız.

Vesselam[/QUOTE]


1.Güzel kardeşim sen bu HİCRET konusundada kafana göre takılıyorsun hani kuran diyordunuz...

hicred edmeden önce ŞU AYETİ GÖRCEN...Balık sahibi YUNUS gibi olma...

ve hicred senin anlayışına göre bi mekandan başka bi mekana kaçmak mı..

bunun zamanını,mekanını,şartlarını kafana göre mi yoksa kurana göre mi uygulamak lazım...kurana göre değilsen yukardaki ayete göre BALIĞIN KARNINDA KARANLIKLARA TAKILAN YUNUS AS gibi sende karanlıkta kalırsın..

ve HİCRED İLK BAŞTA KENDİNDEKİ ALLAH IN HÜKÜNÜN DIŞINDAKİ ŞİRK ANAYASA KİTAPÇIĞINI BIRAKIP ALLAHIN YASA KİTAPÇIĞI OLAN KURANA YOLCULUK YAPMAKTIR...

İKİNCİ hicred ,kendi meclislerinin mescidlerinde namaz kılıp MECLİSLERİNE GEÇİP Allahın kitapçığı kuranın hükmüne rağmen hüküm çıkaran ALLAHIN HÜKÜMLERİ İLE HÜKMETMEYEN KAFİRLERİ ulul emir saymayıp onrı red edip,
Allahın hükümlerini kabul edip allahın hükmüne ulaşmada canıyla malıyla cihad edmektir.

Fitne çıkarmaya gelince rabbimiz rahman kuranın beyanında YER YÜZÜNDE FİTNE KALMAYINCA VE YAŞAMA BİÇİMİ HÜKÜM ALALHIN KİTAPÇIĞIYLA OLUNCAYA KADAR CİHAD EDİN Kİ FİDNE ÇIKMASIN DİYOR,şirk anayasa kiştapçığının küfrü zaten başlı başına FİTNE DİR...

TEVBE SÜRESİ...21- Rableri onlara Katından bir rahmeti, bir hoşnutluğu ve onlar için, kendisine sürekli bir nimet bulunan cennetleri müjdeler.

22- Onda ebedi kalıcıdırlar. Şüphesiz Allah, büyük mükafat Katında olandır.

23- Ey iman edenler, eğer imana karşı inkarı sevip-tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, işte bunlar zulmeden kimselerdir.

24- De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü’nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez.

SAYGILAR KARDEŞİM..

hiiic 19. November 2010 06:37 PM

ağzına sağlık miralay, çok güzel konuşmuşsun, şu ülkede medeni bir anayasayla mutluluk içinde yaşamayı bize çok görenler yani dün üzerlerinde cübbe sarıkla dolaşanlar bu gün ellerinde milletin birikimini sermaye yapmış holding başlarında dünya malından yiyorlar. yer yüzünde biraz daha dolansınlar bakalım, islamın kuranın üzerinide örtmeye çalışsınlar bakalım, baldırların açılacağı (bana göre tabirle ak butun kara butun belli olacağı) gün göreceğiz o münafıkları ve kandırdıkları onlarca samimi insanı...

müslümanlardan kardeşim sana gelince, kötü bir niyetim yok ama temel değerleri çözmeden ileri noktaları çözmeye çalışıyoruz sanırım, bu boşuna kürek sallamaktan farksızdır.. bir konuda bilgisi az ama yorumu çok olanlardan olmayalım, genel hatları çözdükten anladıktan sonra bu ortaya attığınız tekliflerden zaten kendiniz otomatikmen vaz geçeceksiniz...

lütfen vermeye değil almaya çalışalım..
[U]İslamda hilafet yoktur, tam tersine demokrasi, ve yerel yönetimlerde güç vardır.. [/U]eğer aksini düşünüyorsanız, kuranı tekrar okuyun yardımcı olunursunuz... uydurma ricayetler sizi kandırır, hatta onlardan bir kısmı sizidinden bile çıkarır...

[B]en'am 98. O, sizi bir tek nefisten (Âdem'den) yaratandır. (Sizin için) bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacağınız yer vardır. [U]Anlayan bir toplum için ayetleri ayrıntılı bir şekilde açıkladık[/U]. [/B]

Kuranda gerekli tüm ayrıntı mevcuttur ama illada halife mi istiyorsunuz (yoksa keyfinize gre hüküm vermesi için mi?)

[B]105. Böylece biz ayetleri geniş geniş açıklıyoruz ki, "Sen ders almışsın" desinler de biz de anlayan toplum için Kur'an'ı iyice açıklayalım. [/B]

[B]126. Bu (din), Rabbinin dosdoğru yoludur. Biz, öğüt alacak bir kavim için ayetleri ayrıntılı olarak açıkladık. [/B]

Bunlar sadece az önce okuyor olduğum enam suresinden karşıma çıkanlar, konuyla bağlantı gördüğümden yazıyorum...

hadi eğer bu ayetlere imanınız varsa, kuranın hükmü sizi rahatsız etmiyor onun üzerinde başka hükümler aramıyorsanız, getrin ayetinizide bize hilafiyeti kabul ettirsin.. hayır eğer getiremezseniz ben size sadece Salat kelamının manasını öneriyorum, okuyun ufkunuz açılsın acaba nedir salat??? nasıl bir yönetim şeklidir halife mi gerektirir monarşimi yoksa padişah mı... buyrun... biraz seviyemizin çıtasınıda yükseltelim kişisel zanlarınızın çoğunu okumadan geçiyoruz bize ayet getirin ki orada fikriniz yazsın... hilafet yazısın...

uydurma rivayetleri hadis diye önümüze getiren fitneci bir zümrenin fitnesinden Allaha sığınırım, aldıkları vebal ne kötüdür... birde peygaber söylemediği halde o söyledi diyip Allahın resulünü zan altından bırakmmanın vebalide var.. düşünesiniz diye açıklarıyorum.

müslümanlardan 19. November 2010 06:42 PM

KARDEŞ MÜSTERİH OLUN, ümitsizlik boş işlerle uğraşanların işidir.

ben ümid ediyor ve cehd ediyorum,siz tasalanmayın ...


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:32 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam