Hasta Zihniyet Kurbani: Basörtüsü ve KADIN
 

Evet, Hasta Zihniyet diyorum!

Hem bu hasta zihniyeti hem de bu zihniyete kendini kurban eden kadini ayipliyorum.

Asirlardir kadini camilerden uzak tutarak bilgilenmelerine, ögrenimlerine mani olan bu hasta zihniyet bugün yine güclerini ortaya koymak icin: unilerde basörtüsü serbestligi adi altinda sloganlar atmaktadir.

Bu hasta zihniyetlerin niyeti kadini yükseltmek degildir, kendilerine asirlardir saglamis olduklari sinifi korumak ve yükseltmektir. Bir iman meselesi degil bir güc meselesidir.

Isin aglanacak yani, kadinlarin bu oyuna gelmeleridir.

Neden asirlardir camilerden uzak tutulan kadin bas kaldirip isyan etmemis; Allah'in emri olan herkese acik olan camilere hutbelere yaklastirilmamalarina ayaklanmamis?

Simdi yine ayni oyuna geliyor kadinlarimiz kizlarimiz.

Neden basörtüleriyle unilere/kamu kuruluslarina giremezlermis mis mis.

[SIZE="3"]Kadini basörtüsünle camilere kabul etmiyordunuz, ne oldu? Evrenle sizlerde bir gelisme mi oldu da ille de unilere basörtüsüyle girsinler diye nutuklar atiyorsunuz.
[/SIZE]
Madem Türkiye cumhuriyeti kanunlarini sizler yazmiyorsunuz, o halde kanunlara itaat edin. Kanun size cirilciplak gezinin diyor mu? Giyinisinize karisiyormu?

Uniler, kamu kurumlari vs. babanin evimi ki evinde davrandigin gibi hareket etmek istiyorsun? Kanun sana evindeki davranisini engelliyor mu?

Hadi yarisin bakalim, kadini camiden, kur'an dan, yalniz basina hacca gitmekten alikoyun, ama basörtüsü var diye salin baska ortaliklara.

Evinizdeki haremlik selamlik yetmiyormus gibi bir de kamu kurumlarinda haremlik selamliklar acin!

Aydinlik, mum isigindan, lambalardan, günes isinlarindan olusuyor sizin gözlerinizde. Simsek caktiginda görüyorsunuz bir an, simsegin isinlari yok oldugunda kalip kaliyorsunuz yerinizde önünüzü göremediginizden dolayi.

[B]Uyan kadinim kizim bacim anam ninem... Uyan artik. Araci olma böyle hasta zihniyete. Kendini yetistir, kim oldugunu ögren. Sana ille de coban lazim degil güdülmen icin, sen koyun degilsin! Aklini kullan![/B]

[SIZE="3"]Devletin senin bilgilenmeni arzu etmiyor degil, senin arkasindan kostuklarin senin basörtünle unilere giremiyecegini bildiginden dolayi sana destek veriyor görünüyor ve böylece seni unilerden uzak tutmayi beceriyor, zamaninda seni camilerden uzak tutmayi basardigi gibi.
[/SIZE]
Gönül ne türban ister ne kahvehane, senin basörtünü bahane eder kaypakhane! Yine böyle uzak kalirsin toplumdan dane dane.

Son care yahudilerin misali, baban kardasin agabeyin amcan... gitsin uniye senin yerine, sana evde ders versinler. Yahudi der kadina; soracagin bir sey varsa kocandan ögren, buralarda sesin cikmasin! Sen akilsizsin, mabed senin icin degil, otur evinde. Kocanin sözünden cikma.

Yine olmadi, yahudi millete verir talkimi kendi yutar salkimi, kadinlari askeriyede dahi görev yaparlar. Mühim olan bizlere yutturduklari.

Birileri cennet analarin ayagi altindadir der öbürüleri cennet kocalarin ayagi altindadir der. Cenneti de aldik ya ayaklar altina!

Tüm gücler Allah'indir!

Kimse dini sahsi emellerine alet etmesin! Ne isimler kazinmistir tarihe, kimi her an nefretle anilir, kimi her zaman rahmetle anilir.

Allah ile kandiranlara yem olmayalim!


***

Kisaca Hakki Yilmaz hocamizdan bir iki satir sunuyorum:

[B][B]Şüphe yok ki İslâm dinine giren erkekler ve İslâm dinine giren kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, saygıda duran erkekler ve saygıda duran kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, huşulu erkekler ve huşulu kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını muhafaza eden erkekler ve ırzlarını muhafaza eden kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler ve Allah'ı çok anan kadınlar; Allah, onlar için bir bağışlanma ve çok büyük bir ödül hazırlamıştır. (Ahzâb; 35)[/B][/B]
[SIZE="3"]
Ey iman etmiş kişiler! Toplantı günü salât için [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma için] seslenildiği zaman, Allah'ın anılmasına hemen koşun, alış-verişi bırakın. Eğer bilirseniz, işte bu, sizin için daha hayırlıdır. (Cum‘a/9)[/SIZE]

***

-Fıkıh kitaplarında Cum‘a'nın vücubunun şartları [zorunlu görev olmasının koşulları] şöyle sıralanır:

• [B]Erkek olmak,[/B]

• Hür olmak,

• Şehirde oturmak,

• Sıhhatli olmak,

• Güvende olmak.

- [B]İlm-i Hal ve fıkıh kitaplarında hayızlı/ kanamalı kadınlarla ilgili, İslâm öncesindekilere benzer veya onlara yakın birtakım yasaklar konmuştur. Namaz kılamaz, oruç tutamaz, Kur’ân okuyamaz, camiye giremez, tavaf edemez, bunlar haramdır gibi.[/B]

Bunların hepsi kadını Kur’ân’dan; eğitimden öğretimden uzaklaştırıp, cahil bırakmak, aşağılamak, toplumdan dışlayıp direnci kırmak ve neticede onu sömürebilmek için uydurulmuş hükümlerdir. Hepsi köksüz mesnetsiz rivâyetlere dayandırılmış olup, İslâmî ve aklî bir değeri yoktur.

***

[B]-Sahîh sünnete ve târihî belgelere bakılırsa Peygamberimizin mescidi, her türlü kamu hizmeti ve sosyal aktivite için kullandığı görülür. Bugün de mescidler/câmiler kongre, konferans, sergi solonu, kütüphane, eğitim-öğretim gibi tüm sosyal ve kültürel aktivitelere açık olmalıdır. Mescidler/câmiler uyuma ve uyutma mekânları, mahalleri ve merkezleri olmaktan çıkarılmalı, İslâm'daki özgün kimliğine kavuşturulmalıdır. Yâni, mescidler/câmiler salât mahalli; bilgilenme, bilinçlenme ve aydınlanma yerleri olmalıdır.
[/B]