hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   ALAK SÛRESİ (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=566)
-   -   Alak sûresi (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2808)

dost1 7. July 2012 06:26 PM

Alak sûresi
 
[B]MEKKE DÖNEMİ[/B]

[B]Necm: 1[/B] [SUP]1[/SUP]

[SUP][B]1-2[/B][/SUP]Oluşturan; insanı embriyondan oluşturan Rabbinin2 adına öğren-öğret![SUP]3[/SUP]
[SUP][B]3-5[/B][/SUP]Öğren -öğret!
Senin Rabbin ise kendilerini üstün biri sayan o kişilerden daha üstün olandır. Senin Rabbin ki kalemle öğretti.
[SUP]4[/SUP]O, insana bilmediğini öğretti.
([B]1/96, Alak/1-5[/B])

[B]Necm: 2[/B] [SUP]5[/SUP]

[SUP][B]6-8[/B] [/SUP]Kesinlikle senin düşündüğün gibi değil! Dönüş Rabbine olmasına rağmen insan, kendisini yeterli gördüğünde, kesinlikle azar.
[SUP][B]9,10[/B][/SUP]Salât[SUP]6[/SUP] ettiği [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olduğu; toplumu aydınlatmaya çalıştığı] zaman bir kulu engelleyen kişiyi gördün mü?
[SUP][B]11,12[/B] [/SUP]Hiç düşündün mü, eğer o salât eden kul, doğru yol üzerinde idiyse ya da takvâyı [Allah'ın koruması altında olmayı][SUP]7[/SUP] emrettiyse!...
[SUP][B]13[/B][/SUP]Hiç düşündün mü, eğer salât edeni engelleyen o kişi, yalanlamış ve yüz çevirmiş ise!...
[SUP][B]14[/B][/SUP]Salâta engel olan o kişi, bilmedi mi, Allah'ın kesinlikle görmekte olduğunu?
[B](1/96, Alak/6-14)[/B]


[B]Necm: 3[/B]


[SUP][B]15,16[/B][/SUP] Kesinlikle senin düşündüğün gibi değil! Eğer salât edene; mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olan; toplumu aydınlatmaya çalışan kimseye engel olan o kişi, salâtı; mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmaya çalışmayı engellemesine son vermeyecek olursa, andolsun, perçemden; yalancı, günahkâr perçemden; saçından tutup sürükleyeceğiz.
[SUP][B]17[/B][/SUP]O zaman o, meclisini/örgütünü çağırsın.
[SUP][B]18[/B][/SUP]Biz zebanileri; defedicileri, engelleyicileri çağıracağız.
[SUP][B]19[/B][/SUP]Kesinlikle senin düşündüğün gibi değil! Sen salât eden; mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmaya çalışmayı engelleyen o kişiye itaat etme. Sen Rabbine boyun eğip teslim ol ve yaklaştırıl/Rabbin seni Kendine yaklaştırsın.
[B](1/96, Alak/15-19)[/B]



[B]Dip Not[/B]:

[I][B]1[/B] Yeryüzünde özgürlükler ortadan kaldırılarak insan onuru ayaklar altına alınıp birtakım ilâhlar, rabler oluşturulduğu, şirk, haksızlık, yanlış işler ve kargaşa yaygınlaştığı, doğadaki denge bozulduğu dönemlerde Allah, rahmeti gereği müdahale edip o toplumlara elçi gönderip kitap indirir. Allah, rahmeti üzerine borç kabul etmiştir. İşte Mekke'de bu koşullar altında Muhammed elçi seçilip vahye muhatap olmuştur.

[B]2[/B] Rabb, “[B]terbiye edip eğiten, yarattıklarını belirli bir programa uygun olarak birtakım hedeflere götüren, gelişmeyi programlayıp yöneten[/B]” demektir. Bu sözcük, mutlak anlamda sadece Allah için kullanılır. İnsanlar için, “[B]evin rabbi[/B]”, “[B]işyerinin rabbi[/B]” şeklinde kullanılır. Bu ifadeye en yakın anlamlı sözcük, Fransızca'dan Türkçe'ye geçmiş olan “patron” sözcüğüdür. Bu sözcük, her ne kadar yakın anlam ifade etse de, sadece ticarete özgü bir ifade olması nedeniyle rabb kelimesinin birebir anlamı sayılmaz. Bu nedenle, “[B]rabb[/B]” kelimesini bir iki sözcükle ifade imkânı olmadığından Mealimizde sözcüğü Arapça haliyle bırakmak zorunda kaldık. O nedenle okurlarımız, yukarıdaki tanımı belleklerinde iyi tutmalıdırlar.

[B]3[/B] Bu emir, Peygamber'in şahsına yönelik olup başkasını ilgilendirmez. Bizim “[B]öğren-öğret![/B]” diye çevirdiğimiz ikra sözcüğü, Meal ve Tefsirlerde genellikle “[B]oku[/B]” diye çevrilir. Burada istenen, bir kitap ve yazının okunması değildir. Bu okumayı insan kendi kendine de yapabilir. Sözcüğün esas anlamı, “[B]biriktir, birikimini de dağıt[/B]” demektir. Böylece bununla kastedilen, “[B]öğrenip öğretmek[/B]”tir. Bu, peygamberlik görevinin özüdür. Elçi'nin neyi öğrenip-öğreteceği daha sonra kendisine (8/87, A‘lâ/1-13; 20. necm) bildirilecektir. Biz bu nedenle sözcüğü “öğren-öğret” olarak karşıladık.

[B]4[/B] Âyetteki kalemle öğreten ifadesiyle, Allah'ın Elçisi'ne, -işaretle- kendine gelen vahiyleri yazması, yazdırması; bu şekilde de koruma altına alması gerektiği mesajı veriliyor.

[B]5[/B] İnsan, zenginleştiğine inandığında Allah ile boy ölçüşerek, yaptıklarının hesabını vermeyeceğine inanarak tâğutlaşır; kendini Allah'ın yerine geçirir, sorumsuzlaşır.

[B]6[/B] Salât sözcüğü asırlardır, öz anlamı dışında “[B]namaz[/B]” olarak anlaşılıp çevrilegelmiştir. Salât sözcüğünün gerçek anlamı; “[B]destek olmak, yardım etmek, sorunları sırtlamak; sorunların çözümünü üzerine almak, arka çıkmak[/B]”tır. Kur’ân'da es -salât sözcüğü, “[B]sorunlara mali ve zihni yönden destek olmak, problemlerin çözümünü sırtlamak[/B]” anlamında özel isim olmuştur. Buradaki sorunlar, sadece bireysel sorunları değil, aynı zamanda eğitim-öğretim, ekonomik ve siyasal sorunlar gibi toplumsal sorunları da kapsamaktadır. Kısacası salât, sosyal devletin temeli ve simgesidir. Mealimizde özel isim olan
“[B]es-Salât[/B]” kelimesi, hem aslı hem de Türkçesi'yle yer almaktadır. Türkçe isim “[B]salât[/B]” ile ilgili ayrıntılı bilgi Tebyînu'l-Kur’ân'da verilmiştir.

[SUP]7[/SUP] “İnsanın kendisini Allah'ın koruması altına koyarak iyiliklere sarılması, günahlardan uzak durması, dolayısıyla âhirette kendisine zarar ve acı verecek şeylerden sakınması” demek olan takvâ, Kur’ân'da ilk önce “şirkten kaçınmak” ve “[B]âhirete inanmak[/B]” anlamında ortaya konmuş, daha sonra da imanın yansımasını taşıyan tüm amelleri içine alacak şekilde genişletilmiş bir kavramdır. O nedenle biz takvâ'yı, “[B]Allah'ın koruması altına girmek[/B]”, muttakî'yi de “[B]Allah'ın koruması altına giren kişi[/B]” olarak aktardık.

[/I]

sevginur 7. November 2012 06:30 PM

degerli kardeşim dost1
ayetleri okuyorum bir konuda ayetlerin nasıl numaralandığı hakkındaki konuyu okudum iniş sırasına göre 1., Resmi Mushaf'ta 96. sûre olan Alak sûresi'nin 1-5. âyetlerinden oluşan necm, (1/96, Alak/1-5) şeklinde; Resmi Mushaf'ta 2. sûre, iniş sırasına göre 87. sûre olan Bakara sûresi'nin 114-115. âyetlerinden oluşan necm, (87/2, Bakara/114-115) şeklinde gösterilmiştir. Taksimin önündeki rakam (87/?), iniş sırasını, yan çizgiden sonraki rakam (?/2) ise Resmi Mushaf'taki sırayı göstermektedir.bu kısmnı anladım...kırmızı ile işaretlediğim numaraları açıklarsanız
sevinirim aalak süresi 5 ayet ilk başta 1-2 sayısı verilmiş devamında tekrar 2 sayısı sonra 3 -(3-5 ). kalemle öğretti kelimesinin yanında 40 sayısı var .daha önceki meallerden farklı çalışma oldugu için alışınca daha iyi istifade edeceğimize inanıyorum.. saygılarımla

[B][COLOR=Red]Necm: 1 1[/COLOR][/B]

1-2Oluşturan; insanı embriyondan oluşturan Rabbinin2 adına öğren-öğret!3
3-5Öğren -öğret!
Senin Rabbin ise kendilerini üstün biri sayan o kişilerden daha üstün olandır. Senin Rabbin ki kalemle öğretti.[COLOR=Red][B]4O,[/B][/COLOR] insana bilmediğini öğretti.
(1/96, Alak/1-5)

[COLOR=Red][B]Necm: 2 5[/B][/COLOR]

[COLOR=Red][B]6-8[/B][/COLOR] Kesinlikle senin düşündüğün gibi değil! Dönüş Rabbine olmasına rağmen insan, kendisini yeterli gördüğünde, kesinlikle azar.
[COLOR=Red][B]9,10[/B][/COLOR]Salât[COLOR=Red][B]6[/B][/COLOR] ettiği [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olduğu; toplumu aydınlatmaya çalıştığı] zaman bir kulu engelleyen kişiyi gördün mü? [COLOR=Red][B]11,12 [/B][/COLOR]Hiç düşündün mü, eğer o salât eden kul, doğru yol üzerinde idiyse ya da takvâyı [Allah'ın koruması altında olmayı][COLOR=Red][B]7[/B][/COLOR] emrettiyse!...
[COLOR=Red][B]13[/B][/COLOR]Hiç düşündün mü, eğer salât edeni engelleyen o kişi, yalanlamış ve yüz çevirmiş ise!...
14Salâta engel olan o kişi, bilmedi mi, Allah'ın kesinlikle görmekte olduğunu?
(1/96, Alak/6-14)

dost1 7. November 2012 08:16 PM

Selamun Aleykum! Değerli Sevginur Kardeşim!

Mealde Necm yazısından sonra gelen sayılar necm numarasıdır.
Ayetlerin başında olan sayılar ayet numaralarıdır.
Necmlerin sayısının üzerinde olanlar ile ayet ortasında ya da sonunda üstte yazılı olan sayılar dipnottur..
Alak suresinde dipnotları üste almayı unutmuşum -ki, Allah razı olsun dikkatimizi çektiniz.-bu nedenle karıştırmış olabilirsiniz. Şu an düzellttim. Bakabilir misiniz?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi, saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

sevginur 7. November 2012 08:26 PM

Ve aleykum selam dost1 kardeşim.
amin ecmain cümlemizden razı çok razı olsun inşALLAH
İnsanız neticede bazen zor konuyu kavrayabilirken bazende basit bir konuda dalgın oluyorum..Teşekür ederim şimdi oldu..

sevginur 14. November 2012 08:58 PM

[U]Kur'ân'ın ikra sözcüğü ile bu anlamda bir okumayı kastetmediği açıktır. Nitekim Biz sana biriktireceğiz ve dağıttıracağız, sen de unutmayacaksın/terk etmeyeceksin. A'lâ Sûresi'nin 6. ile Kıyâmet Sûresi'nin. 17–19. Âyetlerinde tekrarlanan benzer ifadeler de göstermektedir ki, kıraat, "önce bir şeyleri zihinde, kitapta vs. de toparlayıp -hazırlayıp, sonra başkalarına sözlü ya da yazılı olarak aktarma'ktır." Bir gazeteyi, dergi veya kitabı sessizce okuyup bir şeyler öğrenmek, kıraat sözcüğünün ifade ettiği "okumak" değil; tilâvet sözcüğünün ifade ettiği "okumaktır."[/U] Görüldüğü üzere ikra sözcüğünün temel anlamı tek bir sözcükle ifade edilememektedir. Meal ve tahlilde ikra sözcüğüne "oku" diye anlam vermiş olsak bile, doğrusu açıkladığımız gibidir. Bu husus dikkatten kaçırılmamalıdır.

Bu durumda, konumuz olan ikra emrinden, Peygamberimizde bir şeylerin biriktirileceğinin ve sonra da bunların yine ona dağıttırılacağının anlaşılması gerekir. Diğer bir ifadeyle, Peygamberimiz Allah'tan bir şeyler öğrenecek; öğrendiklerini de insanlara sözlü veya yazılı olarak öğretecektir.

Bu açıklama içime sindi anlam yerine oturmuş okudukça paylaşalım inş

Hakkı yılmaz hocamıza teşekür ederim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:09 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam