[QUOTE=ÖmerFurkan;488][COLOR=#402e01] [/COLOR]
[COLOR=#402e01]Sonra [korku hâlindeki] namazı tamamlayınca, artık Allah’ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda/ güvene erdiğinizde, namazı ikame edin. Hiç şüphesiz ki, [I]namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir yazgıdır[/I]. (Nisa/103)[/COLOR] [COLOR=#402e01] [/COLOR] [COLOR=#402e01]Ayetteki “ كتابا موقوتا vakti belirlenmiş yazgı” ifadesinden anlaşılmaktadır ki; namaz, sadece vaktinde farzdır, vakti gelmeden farz olmaz, vaktinin dışında da kaza edilmez. Vaktinde kılınmamış namaz, vaktinde yenilmemiş yemek veya vaktinde alınmamış ilaç gibidir, yani geçen geçmiş olur. [/COLOR][/COLOR][/QUOTE] Namazin vakti ne demek? Vakit çizgisinin belli bir baslayis aniyla belli bir sona eris ani arasindaki uzunlugu. O halde eger bir namazin vakti belli bir baslayis anina ve belli bir sona eris anina sahipse o namaz farz namazidir. Yoksa degil. Sabah namazinin vakti baslayis: ak ipin kara ipten seçilebildigi an, 2:178 sona eris: gündüzün sabahki ucu, 11:114 Aksam namazinin vakti baslayis: gündüzün aksamki ucu, 11:114 sona eris: gecenin karanligi, 17:78 Yatsi namazi eger sayin Hakki Yilmaz’in söyledigi gibi farz ise yatsi namazinin vakti ne zaman baslar, ne zaman sona erer? Yatsi namazinin vakti baslayis: ? sona eris: ? |
[QUOTE=ÖmerFurkan;488][COLOR=#402e01]Ve [I]gündüzün iki tarafinda[/I] ve [I]gecenin yakin saatlerinde[/I] namaz kil; çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir ögüttür. (Hud/114)[/COLOR][COLOR=#402e01] [/COLOR]
[COLOR=#402e01]Bu ayette peygamberimize [I]gündüzün iki tarafinda[/I][sabah ile aksam] ve [I]gecenin yakin zamanlarinda[/I] [[COLOR="Red"]yatsi[/COLOR]] olmak üzere toplam üç vakitte namaz kilması emredilmistir.[/COLOR][/QUOTE] Bi daha: [COLOR="Red"]Yatsi[/COLOR] namazinin vakti ne zaman baslar, ne zaman sona erer? Bu hangi ayette belirtiliyor? |
Selamun aleyküm, değerli Hasan Akçay kardeşim,
Hakkı Yılmaz'ın sözkonusu Nisa Suresinin ayet mealleri şöyledir: 101 Ve yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin size bir kötülük yapacağından korkarsanız salâttan [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma çalışmanızdan] kısaltmanızda [eğitimi öğretimi kısa kesmenizde] sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, sizin için apaçık düşmandırlar. 102 Ve sen seferde olanların içinde bulunup da onlar için eğitim-öğretim verdiğin zaman içlerinden bir kısmı seninle beraber dikilsinler/eğitime katılsınlar. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar, yeterli bilgi alıp ikna olduklarında arka tarafınıza geçsinler. Sonra eğitim-öğretim almamış diğer bir kısmı gelsin seninle beraber eğitim-öğretim yapsınlar ve tedbirlerini ve silâhlarını alsınlar. Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, silâhlarınızdan ve eşyanızdan habersiz durumda olsanız da size ani bir baskın yapsınlar isterler. Eğer size yağmurdan bir eziyet erişir veya hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Tedbirinizi de alın. Şüphesiz Allah, kâfirler; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır. 103 Sonra eğitim-öğretimi tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda/ güvene erdiğinizde, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun]. Hiç şüphesiz salât [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma görevi], eskiden beri mü’minler üzerine vakti belirlenmiş bir yazgıdır. 104 Ve o düşman toplumu takip etmede gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyor idiyseniz, artık şüphesiz onlar da sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Ve siz, Allah'tan onların ümit edemeyecekleri şeyleri umuyorsunuz. Ve Allah, en iyi bilendir, en iyi yasa koyandır. Tebyinül Kur'an'da iniş sırasına göre ilk 35 surenin düzenlenmesini ancak yapabildim. Geri kalanları da zaman içinde inşallah yenileyeceğim. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen sadece Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz. |
Sayın Dost1
Yukarıda 103. ayette kullanılan şu iki ifade "sükûnet bulmak/güvene ermek" acaba anlatılmak istenen meramı karşılıyor mu? Acaba Kur'an'ın yumuşak-sert anlatım tarzına uygun düşüyor mu? Bence hayır. Çünkü bedensel bir çekişmenin değil beyinsel bir faaliyetin neticesi, ve buna bağlı ruhsal ve bedensel rahatlık anlatılıyor. Bu nedenle mesela "erinç/huzur" gibi (bana göre) daha uygun ifadeler kullanılamaz mı? Takdir sizin. Saygılarımla. Galip Yetkin |
[QUOTE=dost1;21552]Selamun aleyküm, değerli Hasan Akçay kardeşim,
Hakki Yilmaz'in sözkonusu Nisa Suresinin ayet mealleri söyledir: 101 Ve yeryüzünde sefere çiktiginiz zaman, kâfirlerin; Allah'in ilâhligini ve rabligini bilerek reddeden kimselerin size bir kötülük yapacagindan korkarsaniz salâttan [mâlî yönden ve zihinsel açidan destek olma; toplumu aydinlatma çalismanizdan] kisaltmanizda [egitimi ögretimi kisa kesmenizde] sizin için bir sakinca yoktur. Süphesiz kâfirler; Allah'in ilâhligini ve rabligini bilerek reddeden kimseler, sizin için apaçik düsmandirlar. 102 Ve sen seferde olanlarin içinde bulunup da onlar için egitim-ögretim verdigin zaman içlerinden bir kismi seninle beraber dikilsinler/egitime katilsinlar. Silâhlarini da yanlarina alsinlar. Bunlar, yeterli bilgi alip ikna olduklarinda arka tarafiniza geçsinler. Sonra egitim-ögretim almamis diger bir kismi gelsin seninle beraber egitim-ögretim yapsinlar ve tedbirlerini ve silâhlarini alsinlar. Kâfirler; Allah'in ilâhligini ve rabligini bilerek reddeden kimseler, silâhlarinizdan ve esyanizdan habersiz durumda olsaniz da size ani bir baskin yapsinlar isterler. Eger size yagmurdan bir eziyet erisir veya hasta olursaniz, silâhlarinizi brakmanizda sizin için bir sakinca yoktur. Tedbirinizi de alin. Süphesiz Allah, kâfirler; Kendisinin ilâhligini ve rabligini bilerek reddeden kimselere alçaltici bir azap hazrlamistir. 103 Sonra egitim-ögretimi tamamlayinca, artik Allah'i ayakta, oturarak, yan yatmisken anin. Sükûnet buldugunuzda/ güvene erdiginizde, salâti ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açidan destek olma; toplumu aydinlatma kurumlari olusturun, ayakta tutun]. Hiç süphesiz salât [mâlî yönden ve zihinsel açidan destek olma; toplumu aydinlatma görevi], eskiden beri mü’minler üzerine [B]vakti belirlenmis[/B] bir yazgidir. 104 Ve o düsman toplumu takip etmede gevseklik göstermeyin. Eger siz aci çekiyor idiyseniz, artik süphesiz onlar da sizin aci çektiginiz gibi aci çekiyorlar. Ve siz, Allah'tan onlarin ümit edemeyecekleri seyleri umuyorsunuz. Ve Allah, en iyi bilendir, en iyi yasa koyandir.[/QUOTE] Halil kardesim, Burada konu Nisâ 101-104'teki salât degil Hûd 114'teki "salât"tir. Bu ikisini sayin Hakki Yilmaz birbirinden ayri tutuyor. Yani sayin Hakki Yilmaz'a göre salât Nisâ 101-104'te "egitim ögretim"dir ama Hûd 114'te "namaz"dir. Sayin Hakki Yilmaz o kadar emin ki bundan bakin [COLOR="Red"]yatsi[/COLOR] namazindan söz ediyor. Kardesim, insaf denen bir sey var. Insan bu kadar da bir uçtan bir uca gidip gelmez ki. * [B]Vakti belirlenmis[/B] demek ne zaman basladigi ve ne zaman sona erdigi belirlenmis demektir. Örnegin aksam namazinin vakti belirlenmistir: Aksam namazinin vakti "günesin ufka sürtünmesi"yle baslar (11:114, 17:78), "gecenin kararmasi"yla sona erer (17:78). Sabah namazinin vakti belirlenmistir: Sabah namazinin vakti ak ipin kara ipten seçilmesiyle baslar (2:187) günesin dogmasiyla sona erer (11:114) * [COLOR="Red"]Yatsi[/COLOR] namazinin vakti ne zaman baslar, ne zaman sona erer? |
Hakki Yilmaz:
... [I]Sükûnet buldugunuzda/güvene erdiginizde namazi ikame edin. Hiç süphesiz ki namaz müminler üzerine [U]vakti belirlenmis bir yazgi[/U]dir. (Nisa/103)[/I] Ayetteki “ كتابا موقوتا [U]vakti belirlenmis yazgi[/U]” ifadesinden anlasilmaktadir ki namaz sadece vaktinde farzdir, vakti gelmeden farz olmaz ve vaktinin disinda da kaza edilmez... Bizlere namaz kilmayi emreden Yüce Rabbimiz, namazlari hangi vakitlerde kilmamiz gerektigini de -bizi seyhe, imama, müçtehide muhtaç birakmadan- Kur’an’da açikça bildirmistir: [I]Ve gündüzün iki tarafinda ve gecenin yakin saatlerinde namaz kil... (Hud/114)[/I] Bu ayette peygamberimize gündüzün iki tarafinda [sabah ile aksam] ve gecenin yakin zamanlarinda [[COLOR="Red"]yatsi[/COLOR]] olmak üzere toplam üç vakitte namaz kilmasi emredilmistir. |
[I][U]gündüzün iki tarafi[/U]nda [sabah ile aksam]
ve gecenin yakin zamanlarinda [[COLOR="Red"]yatsi[/COLOR]] olmak üzere[/I] Arapçada TARAF [B]uç[/B] demek olduguna göre [U]gündüzün 2 tarafi[/U] "gündüzün 2 ucu"dur yani 1)günesin dogmasi 2)günesin batmasi. Namaz o 2 uçta kilinacak. Tamam, peki... gecenin yakin saatleri neden gecenin günesin batmasina yakin saatleri diye çarpitilip [COLOR="Red"]yatsi[/COLOR] diye bi namaz vakti uydurulur da, gecenin bi de günesin dogmasina yakin saatleri oldugu göz ardi edilir? |
Gündüzün ucu
örnegin gündüzün aksamki ucu yani gün BATIMI namazin farz niteligi kazanmasi için sart olan [B]belirlenmis vakit[/B] degildir. Çünkü gün batimi 1.gündüze göre gündüze dönüktür, 2.geceye göre ise geceye dönük. Aksam namazi gün batiminin hangi yönünde kilinacak; yani günes batmadan önce... GÜNDÜZ mü kilinacak, günes battiktan sonra... GECE mi? Bu belirsizlik 11:114'te "[U]gece[/U]nin yakinlarinda -zülefen minel [U]leyl[/U]" denerek açikliga kavusturulmus. Artik açik ve net, aksam namazi günes battiktan SONRA [U]gece[/U] kilinacak. Yani [I]gecenin yakinlari[/I] ifadesi [COLOR="Red"]yatsi[/COLOR] namazina ait vakti degil aksam namazina ait [B]vakti belirliyor[/B]. Özetle, gecenin gündüze yakin 2 vakti var: 1.gecenin gün dogumuna yakin saatleri, 2.gecenin gün batimina yakin saatleri. O halde eger... gecenin gün batimina yakin saatlerinde YATSI diye bi namaz olsaydi gün dogumuna yakin saatlerinde de örn MATSI diye bi namaz olurdu. Var mi? Olabilir mi? |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:47 PM. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam