hanifler.com Kuran odaklı dindarlık

hanifler.com Kuran odaklı dindarlık (http://www.hanifler.com/index.php)
-   Hac ve Kurban (http://www.hanifler.com/forumdisplay.php?f=238)
-   -   Hac izlenimleri (http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3658)

Hasan Akçay 30. August 2015 10:52 AM

Hac izlenimleri
 
Bu sabah
günes dogarken
dolunay batiyordu.
AYNI anda.

Benim hesabima göre
[COLOR="Red"]üçüncü[/COLOR] haram ayin dolunayi idi bu.

1: ... 01 Tem 2015
2: ... 30 Tem 2015
[COLOR="Red"]3[/COLOR]: ... 30 Agu 2015
4: ... 29 Eyl 2015

Ben haccimi 2006'da yaptim.

O yil
PTESi 09 Ocak arefe idi. Arafat'ta "vakfe"ye duruldu.
SALI 10 Ocak kurban kesilip ihramdan çikildi, büyük seytan taslandi.
ÇARS 11 Ocak ortanca seytan taslandi.
PERS 12 Ocak küçük seytan taslandi.

Bkz.
[url]http://www2.diyanet.gov.tr/DinHizmetleriGenelMudurlugu/Sayfalar/RamazanveKurban.aspx[/url]

Demek ki

kamerî yil
2006'daki Ocak ayindan hareketle ileri firlamis,
kestirmeden giderek semsî yilin 4 ay önüne geçmis;
Aralik, Kasim, Ekim, Eylul aylarini tasarruf etmis.

Neyse
ben bunun üzerinde durmayacagim simdi.
Hac izlenimlerimi anlatacagim, insallah.

Çok ilginçti. Gizemli, mutlu, ölümcül...

Örnegin
gûya SEYTANI tasladik
ama 367 tane kendimizi
öldürdük.

Ayaklarimizin altinda
böcek gibi ezerek.

Suudi imam
cuma konusmasinda
istatistikî bilgi verdi, normal dedi.
SIRADAN biseymis bu.

Hasan Akçay 31. August 2015 06:32 AM

Hacer-i Esved, Kabe’nin dogu kösesinde
yerden bir buçuk metre yukarda.

O kara tasa ben de ulastim.

Esin dostun "Nolur haceri esvede sürüver!" diye esime vermis oldugu basörtülerini o tasa sürdüm;
üç dört metre uzaktan endiseyle bakan esime attim.

Ama kendim oracikta kalakaldim. Çikmamin imkani yoktu.

"Yemen kösesi"nden abananlarin,
"Irak kösesi"nden geri gelenlerin,
önden hücum edenlerin birlestigi noktadaydim.
Potansiyel cellatlarimin omuzlari hizasinda.

[B]Cellat[/B] derken sakin abarttigimi sanmayin. Gerçegin kendisi bu.

"Açilin!" diye yalvardim. Kimsenin kulak astigi yok.
"Yer açmazsaniz basiniza basacagim!" dedim. Umurlarinda degil.

Birisi ayagimi yakaladi, beni çuval gibi firlatip atti.
Cellatlarimin ayaklarinin altina pat diye düstüm.

Hani kovboy filmlerinde bizonlar sürü halinde kosarlar, yollarinin üstündeki her seyi ezip geçerler ya.
Hacilar sanki onlar gibi davraniyordu.

Video
[url]https://www.youtube.com/watch?v=hE_8gCj2Blo[/url]

Neyse ki gücüm yerindeydi, övgü Allah’a.
Can korkusuyla saga sola omuz dirsek vurarak ayaga kalktim.

Esim, elleri havada,
bana ulasmaya çalisiyor.
Ellerini yakaladim.

Giysimden Türk oldugum belliydi.
Bi adam, "Bari Türkler yapmasin bunu!" diye çikisti.
"Be adam, al esini açiktan tavaf et!"

Esim, "Açiktan sen gitsene!" diye bagirdi.
"Ben erkegim!"

Adamin islamiyetine bak!

Esimin
"Açiktan sen gitsene!" demesindeki protestoyu
anlar miydi o kafa?

"Erkek degilsin," diyebildim.
Acaba anladi mi?

dost1 31. August 2015 03:56 PM

Selamun aleyküm, değerli Hasan AKÇAY kardeşim,

Aynı yıllar oralardaydık. Siz ucuz kurtulmuşsunuz. Bir Arkadaşımın kaburga kemikleri kırılmıştı sözkonusu olan yerde.

Anılarınız bizi geçmişe yolculuk ettirdi. Ilgiyle izliyorum.
Lütfen devam ediniz.

Hasan Akçay 2. September 2015 01:39 AM

Hacerul esvedin önündeki ölümcül itis kakismayi önlemek için
Yasar Üstün
üç yol öneriyor.

Yasar Üstün kim?

Bi din görevlisi. Emekli.
Hacda bizimleydi.
Emekli olmadan önce defalarca görevli olarak gelmis hacca.
Simdi kendi parasiyla.

Düsündüklerini yaziya dökmüs. Bana okudu.
Yalnizca dinlemekle kalmadim.
"Ver," dedim, "ben bunu internette yayinlayayim."

Öneri 1:

Hacerul esvedin
kabenin en yukarisina monte edilmesi,
uzaktan selamlanmasi.

Öneri 2:

Hacerul esved kösesine asansör gibi bir düzenek yapılmasi,
tasin gerektikçe yukari asagi hareket ettirilmesi.

Öneri 3:

Bunlar yapilamiyorsa
hacerul esved kösesine sirayla ulasmanin saglanmasi,
mesela yalnizca bi kez kullanilan biletle...

Anlasilan, hocanin içi alev alev.

"Hacerul esvedin önündeki itisme kakisma islama, müslümanliga yakisan bir manzara değil,"
diyor.

[I]Bu manzarayi görmek istemiyorum. Çok rahatsiz oluyorum. Bir müslüman olarak üzülüyorum.
Güzel Dinimiz islamiyeti böyle göstermeye kimsenin hakki yok.
Güçlü olanin zayifi [B]ezdigi[/B], gerekirse [B]öldürdügü[/B] bir zihniyete nasil göz yumulabilir?[/I]

Hoca uzun uzun yazip içini dökmüs.
Ben yalnizca önerileri aktariyorum.

Ve
yazisini götürüp Suudi yetkililere okumus.
Lütfedip dinlemisler.

Cevap?
"Dua et! Dua et!"
O kadar.

Hasan Akçay 3. September 2015 04:08 AM

Hacerul esved sabah günesine dönük
yani dogan günesin isiklari Hacerul esvede vuruyor.

Tam karsida bi yesil isik var, aksam günesine dönük.
Ona da batan günesin isiklari vuruyor.

Bkz (yukardan besinci resim)
[url]http://kutsalmiraslarimiz.blogspot.com.tr/[/url]

Yesil isiktan hacerul esvede
bi çizgi çekilmis.

Kabenin tavafi orda baslayip orda bitiyor.

Her halde
tasi oraya yerlestirenler Kabe'yi tavaf eden insanlara kolaylik olsun diye düsünmüs.
Öyle ya, insanlarin içinde ihtiyarlar var, unutkan olanlar var.
Akillari karisip "Tavaf tamam mi, nerde baslamistik?" demesinler.

O yüzden hacerul esved
Kuran'da geçmiyor,
sonradan yerlestirilmis kösesine.

Ilgili ayetlerden benim anladigim
hac farz kilinip
Kabe tavaf edilmeye baslandiktan sonra.

*

Yesil isik
insanlarin bulusma yeri ayni zamanda.
Insanlar birbirini orda bekliyor.

Bi gün ben de orda bekliyordum.
Bi hanim dikkatimi çekti.
Kucaginda bebesi, dizinin dibinde ondan az büyük baska bi bebesi.

Bi bayan polis geldi. Anneye Arapça bi seyler söyledi. Gitti.
Az sonra yine geldi. Bu kere öfkeli. Bagirdi çagirdi.
Büyük kiz aglamaya basladi. Anne çaresiz.

Bi adam geldi. Ellerinde zemzem bardaklari. Kadina ve büyük kiza verdi.

Sordum
(Ingilizce):

Bu sizin aileniz?
[I]Evet[/I].
Polis esinizden ne istiyor?

Sagimda
çarsafli, koyu günes gözlüklü
bi hanim oturuyordu.

O cevap verdi:

[I]Buradan uzaklasmasini[/I].
Kadin, esini bekliyor. Polise ne?
[I]Burasi erkeklere ait.[/I]

Pes.

Hasan Akçay 3. September 2015 03:17 PM

Suudi polise kafa tutan bi Türk ninesi gördüm.

Şaka gibiydi.
Çok sevdim.

Polis
namazdan önce tavaf alaninda
kadinlari erkeklerden ayiriyordu.

Nine
bastonunu havada salliyor,
polisin kafasina ha indirdi
ha indirecek.

"Bana bak!"
diye bagiriyordu.

"Biz ayrilirsak bi daa bulusamayiz. Benim herif yol iz bilmez; gitti mi gider!"

Garibem ahir ömründe kocadan olacak. Tehlike büyük.
Ama polis bunun ayirdinda degil
hâlâ kadinlari "herif"lerinden uzaga kiskisliyor.

Elinde
büke büke kirbaç haline getirdigi
bi havlu.

Havlu-kirbacini kendi dizine shlap diye vurup
"Turkiya yallah! Malezya yallah! Kasmir yallah!" diye bagirarak
kadinlari kiskislaya kiskislaya ta bana geldi.

Esimle oturmus, kametin okunmasini bekliyoruz.

Havlu-kirbacini
shlap diye
dizine vurdu:

"Turkiya yallah!"

Basimi salladim.
(Ingilizce):

[I]No![/I]
No?

[I]O benim esim.
Esimi rahat birak.
O burda kalacak.[/I]

Malesef kendimi kaybetmistim.
Avaz avaz bagiriyordum.

Adam gitti.
Yaninda baska bi polisle geri geldi.
Her halde amiriydi.

Sen Turkiya?
[I]Evet, Türkiye'liyim. Esim burda kalacak.[/I]
Halâs, Turkiya halâs.

Isaretle
"Esin burda kalabilir" dedi.

Gerisini anlatmayayim.
Ah ninem ah, bana kötü örnek oldun;
yakdin beni!

Hasan Akçay 5. September 2015 08:26 AM

Hz Peygamber’in hac yaparken izledigi yol:

Bkz.
[url]https://en.wikipedia.org/wiki/File:Hajj_locations_and_rites.png[/url]

Arefeden bir gün önce
deve sirtinda Mekke’den yola çikip
Mina'ya varmis.

Arefe: Zilhicce 9.

Mina'da
ögle namazi ile ikindiyi birlestirerek kilmis,
aksam ile yatsiyi birlestirerek kilmis.

Arefe günü
sabah namazindan sonra Mina'dan ayrilmis.

Ögle vakti Arafat'a varmis.

Orda
ögle namazi ile ikindiyi birlestirerek kilip
"vakfe"ye durmus. Bu, [B]Arafat vakfesi[/B].

Arafat haccin doruk noktasi.

Söylendigine göre
Hz Peygamber, "Hac Arafat’tir," demis.

Onun için
Arafat haccin olmazsa olmazi.
Tövbe yeri.

Müslümanlarin inancina göre
Arafat vakfesinde edilen tövbeler
kesinlikle kabul oluyor.

Ordan ayrilirken
ananizdan yeni dogmus gibi bütün günahlarinizdan arinmis
bi hacisiniz.

Bkz.
[url]http://www.haberler.com/gormez-arafat-ta-dua-etti-5182341-haberi/[/url]

Hz Peygamber
aksam Arafat’tan ayrilip
Müzdelife’ye varmis.

Orda
aksam ile yatsi namazlarini birlestirerek kilmis.
Dua etmis. Buna [B]Müzdelife vakfesi[/B] deniyor.

Sabahi da Müzdelife'de kildiktan sonra
Mina’ya hareket etmis.

Seytan taslama yerine Cemerat deniyor.
Mina ile Mekke arasinda bi yer.

Hz Peygamber
Cemerat'a ögle namazinin vakti girince ulasmis
ve büyük seytan’a yedi tas atmis.

Oradan Mekke’ye girmis,
kurbanini kesmis, tıras olmus; ihramdan cikmis.

Sonra tavaf, sonra say.

Hac bu.
Hacda izlenen yol bu.

*

Biz
Arafat’a hareketimizden önce
otelimizin mescidinde toplanip
ne yapacagimizi görüstük.

Diyanetten görevli imam
"Muzdelife’yi sabah namazindan önce terkededecegiz,"
dedi.

[I]Büyük seytani erkenden taslayalim ve günes dogmadan cemerati bosaltalim diye.
Diyanetin buyrugu bu.[/I]

Sakalli iki genc itiraz etti:

[I]Hz Peygamber seytani ögle namazindan sonra tasladigina göre sünnet bu.
Sünnete uyalim. Yoksa haccimiz eksik olur. [/I]

Imam "Hayir!" dedi.

[I]Ogleden sonra Cemerat’ta ölümcül yigilmalar oluyor.
Can güvenligimizi düsünmek zorundayiz.

Hem
haccin eksik olmasi diye bi sey yok.
Şafii mezhebine göre seytan günün yirmidört saatinde taslanabiliyor.
Biz onlara uyacagiz. Onlar tavafta nasil bize uydular ise.

Hanefi mezhebine göre
erkegin eli kadina degse abdesti bozulmaz
ama Şafiilere göre bozuluyor.

Tavafta erkegin kadina degmemesi ise mümkün degil.
Onun icin Şafiiler bize uydular.[/I]

Gencler ikna olmadi.
"Biz ayri hareket edecegiz,"
dediler.

Hasan Akçay 6. September 2015 11:51 AM

[COLOR="Black"]Biz haccimizda
Diyanetin yaptigi düzenlemeye uymak suretiyle
3 seyi Hz Peygamberden farkli yaptik:

1.Mina'da konaklamadik, dogru, Arafat'a gittik.
2.Müzdelife'de sabahlamadik, 00.30'da Müzdelife'den ayrilip büyük seytani taslamak üzere Mina'ya yürüdük.
3.Büyük seytani ögleden sonra degil günes dogmadan önce tasladik.

Diyanete uymakla iyi mi ettik?

Simdilik şu kadarini
belirteyim.

Diyanetin yaptigi düzenlemeye göre
seytan sabah taslanacakti.
Baskalari tarafindan Diyanete uyulmayip
seytan ögleden sonra taslandigi için
367 tanemiz ezilerek öldük.

Arafat vakfesinden baslayip
anlatacagim insallah.[/COLOR]

Hasan Akçay 6. September 2015 02:21 PM

[QUOTE=dost1;20508]Selamun aleyküm, değerli Hasan AKÇAY kardeşim,

[U]Aynı yıllar[/U] oralardaydık. Siz ucuz kurtulmuşsunuz. Bir Arkadaşımın kaburga kemikleri kırılmıştı sözkonusu olan yerde.

Anılarınız bizi geçmişe yolculuk ettirdi. Ilgiyle izliyorum.
Lütfen devam ediniz.[/QUOTE]

Sevgili Halil,

[I]Aynı yillar derken[/I] 2006'yi kastediyorsaniz
2006'da 2 tane 10 Zilhicce* var:

Biri yilin basinda: [COLOR="Red"]10 Ocak[/COLOR] (AYIN ilk günü: 31 Ara 2005, son günü: 29 Ocak 2006)
biri yilin sonunda: [COLOR="Red"]31 Aralik[/COLOR] (AYIN ilk günü: 21 Ara 2006, son günü: 19 Ocak 2007)

Bkz.
[url]http://www2.diyanet.gov.tr/DinHizmetleriGenelMudurlugu/Sayfalar/RamazanveKurban.aspx[/url]

Siz
tam olarak ne zaman
hacdaydiniz?

_______________________________

* [COLOR="Red"]10 Zilhicce[/COLOR], kurban bayrami

Zilhicce: 31 Ara 2005-[COLOR="Red"]10 Ocak[/COLOR]-29 Oca 2006
Muharrem
Safer
Rebiulevvel
Rebiulahir
Cemaziyelevvel
Cemaziyelahir
Recep
Şaban
Ramazan
Şevval
Zilkade
Zilhicce: 21 Ara 2006-[COLOR="Red"]31 Aralik[/COLOR]-19 Oca 2007

dost1 7. September 2015 09:47 PM

Selamun aleyküm, değerli Hasan kardeşim,

[QUOTE=Hasan Akçay;20518]Sevgili Halil,

[I]Aynı yillar derken[/I] 2006'yi kastediyorsaniz
2006'da 2 tane 10 Zilhicce* var:

Biri yilin basinda: [COLOR="Red"]10 Ocak[/COLOR] (AYIN ilk günü: 31 Ara 2005, son günü: 29 Ocak 2006)
biri yilin sonunda: [COLOR="Red"]31 Aralik[/COLOR] (AYIN ilk günü: 21 Ara 2006, son günü: 19 Ocak 2007)

Bkz.
[url]http://www2.diyanet.gov.tr/DinHizmetleriGenelMudurlugu/Sayfalar/RamazanveKurban.aspx[/url]

Siz
tam olarak ne zaman
hacdaydiniz?

_______________________________

* [COLOR="Red"]10 Zilhicce[/COLOR], kurban bayrami

Zilhicce: 31 Ara 2005-[COLOR="Red"]10 Ocak[/COLOR]-29 Oca 2006
Muharrem
Safer
Rebiulevvel
Rebiulahir
Cemaziyelevvel
Cemaziyelahir
Recep
Şaban
Ramazan
Şevval
Zilkade
Zilhicce: 21 Ara 2006-[COLOR="Red"]31 Aralik[/COLOR]-19 Oca 2007[/QUOTE]

Hacda olduğum tarih:Biri yilin basinda: [COLOR="Red"]10 Ocak[/COLOR] (AYIN ilk günü: 31 Ara 2005, son günü: 29 Ocak 2006) olarak belirttiğiniz tarihtir.

Mina'da hacıların ezilerek öldükleri yıl. Çokça söylememiz ve uyarmamıza karşın Mina'da -Siz ve resmi rakamlar 367 demelerine rağmen 700-800 arası olduğu inancındayım. Şüphesiz doğrusunu Allah bilir.- ihmal ve zamanlama hatasından çokça hacımız yaşamlarını yitirdiler.

Sevgiyle kalınız.

Hasan Akçay 8. September 2015 04:08 AM

Anladim Halil hocam, tesekkür ederim.
Hacciniz mebrur olsun.

*

9 Ocak 2006.
Zilhicce'nin de 9'u.
Arefe.

Arafat'a otobuslarla
sabah namazindan sonra hareket ettik,
kusluk vakti vardik.

Çadirlar kurulmustu,
çadirlara yerlestik.

Bizim çadir şöyle bi seydi:
[url]http://www.panoramio.com/photo/68220730[/url]

Yerler kivir kivir kum.
Kumun üstüne halilar, mukavvalar serilmis
ama kum onlarin üstüne de sizmis.

Hiç sorun degildi. Kutsal bi ortamdaydik. Bambaska bi ortam.
Kendi adima söyleyeyim, aya çikmis gibi bi duygu içindeydim.

Arkadaslarin kimisi uzanip uyudu, kimisi oturup Kuran okudu.

Ben biraz merakliyimdir,
çikip çevreyi kolaçan ettim.

Çadirlarin arasinda genis düzenli yollar var
gidip gelmeye.

Yollari kocaman rakamlarla numaralamislar,
insan kendi çadirini kolayca bulabilir.

Yolumu yitiririm filan diye korkmadan yürüdüm.

Yolun kenarina Türk somunlari birakilmis.
Kocaman bi yigin.
Herhalde isteyen yesin diye.

Çesmeler yapilmis,
bol sayida.
Elini yüzünü yikayanlar, abdest alanlar...

Geçici yüz numaralar yapilmis
ama onlar sayica yetersiz görünüyor,
önlerinde insanlar siraya girmis.

Cebel-i Rahme (Rahmet Dagi)
görünüyor az ilerde.

[url]https://mywonderfuljourney26.files.wordpress.com/2012/08/20120817-085604.jpg[/url]

Adinin dag olmasina bakmayin,
aslinda ufak tefek bi tepe.

Kimse yoktu,
oraya yalniz çikmayi göze alamadim.

Çadira döndüm.

Hasan Akçay 10. September 2015 01:34 AM

Arafat arifliği çagristiriyor, FARKINDALIK, [B]itiraf[/B].

[I]cennet halkinin yüzlerinde sevincin isiltisini FARKEDERSiN -T[U]a’rif[/U]u fî vucûhihim nadraten naîm.[/I] (83:24)
[I]Cehennem halki ise günahlarini iTiRAF ederler -Fa’t[U]aref[/U]û bi zenbihim.[/I] (67:11)

"Arafat vakfesi"nde insan, özbenliginin ayirdina varip
geçmis günahlarini [B]itiraf[/B] ediyor
ve o günah isleri bir daha yapmayacagina Rabbine söz veriyor.

Tövbe bu.

Dua için
hepimiz ayaga kalktik.

Önümüze geçen rehber "Rabbimiz!" dedi.
Biz [B]Amiiin[/B]!

"Günahlarimizi bagisla. Pismaniz."
[B]Amiiin![/B]

Herkesin günahi kendinedir ya...
benim aklimda kendi günahlarim.

Rehberimiz "Bagisla Rabbim!" diye yakardikça
ben de "Amiiiin!" dedim. Cigerlerimi yirtarcasina.

Rabbim! Biz beseriz, sasariz. Bagisla bizi!
[B]Amiiin![/B]

Insanlari arkadan çekistirdik.
Baskasinin malini izinsiz aldik.
Yalan söyledik.
Gönül kirdik.

Bagisla!
[B]Amiiiiiiin![/B]

Söz verdik tutmadik,
cimri olduk,
büyüklük tasladik,
CANI ÇIKIKLIK ettik.

Bagisla!
[B]Amiiin![/B]

Nerdeyse 45 dakika sürdü.

"Amin"le birlikte
içimizden
her halde şöyle diyorduk:

[I]Bi daha yapmiycam.
Valla billa iyi bi Müslüman olucam. Yeter ki Sen simdi bagisla beni.
Haccim kabul olsun, anamdan yeni dogmus gibi arinayim[/I].

*

Müzdelife’ye hareket etmek üzere
gün batiminda otobuslara saldirdik.
Birbirimizi çalimlayip etkisiz hale getirerek.

Otobuslar sayica ne kadar çok olursa olsun
o CANI ÇIKIKLIGA elbet yetisemezdi.

Yetisemediler.

Bi akrabam müftüdür.
Der ki:

[I]Türkiye’de seytanin erleri var,
hacda generalleri.[/I]

Seytanin generalleri dört bi yanimizda, canimiz burnumuzda
otobus bekliyoruz…

Ama öyle zor ki.
Ya aksam namazinin vakti geçerse!
Ya burda kalirsam!

Şu beni sollayan adamin
simdi girtlagina sarilcam!

Neyse…
namaz vakti geçmeden Müzdelife’ye uklastik.
Zaten aksamla yatsi cem-i tehir ediliyor; öyle kildik.
Namazin vakti geçer diye bisey yok.

Mina'daki seytana atmak üzere
Müzdelife'de nohut büyüklügünde taslar topladik.
Kimimiz çadirlarda, kimimiz açikta dinlendik.

[url]http://nativepakistan.com/wp-content/uploads/Night-Stay-at-Muzdalifah-Photos-of-Mecca.jpg[/url]

Kurân’da Müzdelife
[I]meş’aril harâm[/I] diye geçiyor,
saygın bilinç yeri (?)

"Arafat’tan akin ettiginizde Meş’aril Harâm’da Allah’i anin.
O nasıl sizi yola ilettiyse siz de O’nu anin.
Siz ondan önce yanlis yoldaydiniz." (2:198)

Belli ki
Arafat’ta arinip bilinçlenen mümin,
bunu sağlayan Rabbine
Mes’aril Harâm’da şükredecek.

Hasan Akçay 11. September 2015 11:37 PM

11 Eylul 2015.
Yerel saatle 17:45'te
Mescidil Harâm'in üzerindeki devasa vinçlerden biri
tavaf alanina yikildi.
100'ü askin ölü var.

Olay ânini gösteren video
ve resimler:

[url]http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/middleeast/saudiarabia/11859598/At-least-65-killed-as-crane-crashes-into-Meccas-Grand-Mosque.html[/url]

Türkçe:
[url]http://www.hurriyet.com.tr/dunya/30051033.asp[/url]

khaos 12. September 2015 12:05 AM

[QUOTE=Hasan Akçay;20545]11 Eylul 2015.
Yerel saatle 17:45'te
Mescidil Harâm'in üzerindeki devasa vinçlerden biri
tavaf alanina yikildi.
100'ü askin ölü var.

Olay ânini gösteren video
ve resimler:

[url]http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/middleeast/saudiarabia/11859598/At-least-65-killed-as-crane-crashes-into-Meccas-Grand-Mosque.html[/url]

Türkçe:
[url]http://www.hurriyet.com.tr/dunya/30051033.asp[/url][/QUOTE]

Hasan Bey,
Hac anılarınızı merakla okurken bugün ki kaza zaten bozuk olan moralimizi yerle yeksan etti.
Allah vefat edenlere rahmet etsin.

Hasan Akçay 13. September 2015 01:41 AM

[QUOTE=khaos;20547]...bugün ki kaza zaten bozuk olan moralimizi yerle yeksan etti. [U]Allah vefat edenlere rahmet etsin[/U].[/QUOTE]

Mescidil Harâm'da 100'ü askin insanin ölümü üzerine
"O hacilar kendilerinden istenen 400 milletvekilini vermedikleri için oluyor bütün bunlar" deyip
bodoslama kara mizaha dalanlara inat
ölenlere rahmet dilemeniz ne güzel.

*

Benim yazdiklarim ANI degil izlenimdir.
Yani dogruya dogru yanlisa yanlis diyorum.
ANILARDA pek yapilmaz bu.

ANILARDA
kutsallara güzellemeler düzülür,
dinleyenlere haci yagi sürülür.

En sonda şu sözleri aktaracaktim,
kendini Cemerat'taki ölümcül izdihamin içinde bulan iri yari bi adamin sözleri.
Kendisinden dinledim:

[I]Soluk alamiyorum. Kaburgalarim çatir çatir kirilmak üzere. Önümde bi kadin var. Bi ayagimla dizlerinin arkasindan bastirdim. Dizleri büküldü. Omuzlarina yüklendim. Kadin yikildi, ben üstüne çiktim... Önüm açildi. Soluk aldim.

O öldü, ben yaşadim.[/I]

Bu adamin anlasilmasini saglamak içindi
şu ana kadarki yazdiklarim.

Hacerul esvedin önündeki bizonvari ezip geçmeleri o yüzden anlattim,
Müzdelife'ye hareket ederken sergilenen CANI ÇIKIK davranisi o yüzden vurguladim.
Yani [I]güruh ruhiyati[/I] diye bisey var (mob psychology).

Yoksa
haccin ibadet olduguna
ben de inaniyorum.

Hacca güzellemeler düzmeyi,
dinleyenlere haci yagi sürmeyi
ben de bilirim.

kuman 13. September 2015 08:36 AM

Verdiginiz bilgilerden dolayi sagolun.
Annem istiyordu hep hacca gitmek. Artik kesinlikle gondermem

khaos 13. September 2015 06:25 PM

Hasan Bey,
Olay merkezli [U][B]anı[/B][/U]larınızı paylaştığınız için tekrardan teşekkürler.

Değerli Kuman,
Benim Canım Anam da umreye gitmek istiyor. Pasaportunu çıkarttık lakin Hasan Bey in söyledikleri açıkçası beni de endişelendirmedi değil. Kaldı ki Canım Validemin de bir çok şeyi göze alacağına eminim. Zira Kabe yi görme tutkusu tüm benliğini kaplamış durumda.

Hasan Akçay 14. September 2015 12:47 AM

Seytani günes dogmadan önce taslayabilmek için
yeni günün ilk yarim saatinde Müzdelife vakfemizi yapip dua ettik.
Hemen ardindan Mina’ya dogru yürümeye basladik.

[B]Milyonlarin gece yürüyüsü[/B] idi bu.
Kafileler halinde... [url]http://hacforumu.com/index.php?topic=925.0[/url]
4 (dört) saat yürüdük.

Aklima
çocukken kuzu güttügüm geceler geldi.

Sürü bi ekin tarlasinin önünden geçerken, bazan,
köşede ekinlerin içine çömelmis bir kararti var gibi gelirdi bana.
Koyun hirsizi miydi ya da bekçi?

Tedirgin olurdum.
Ama kuzularin KIPIR KIPIR ot yiyisine de bayilirdim.

Müzdelife’den Mina’ya yürürken tipki öyleydim; tedirgin ama mutlu.

Zilhiccenin 10′u.
Yani gökteki ay 10 günlüktü;
nerdeyse dolunay.

Arti,
yol boyuna siralanan direklerde lambalar yaniyordu.
Ama ortalik yine de alaca karanlikti.

Kafilemizin filamasi vardı. Sürekli onu gözümün önünde tuttum.

Tabii öteki kafilelerin de filamalari vardı. Nereli olduklari belliydi.
Gecenin sessizliginde kafile baskanlari selamlasiyordu:

"Istanbul, merhaba! Hacciniz mebrur olsun!"
"Merhaba Konya, merhaba. Hacciniz mebrur olsun."

Kafile baskanimiz son derece babacandi.
Elinde megafon, oksar gibi uyariyordu:

[I]Sağ taraftaki hacim! Sen fazla açildin. Kafileye dön! Allah razi olsun.
Öndekiler! Yavaslayin. Arkada yaslilar var; yetişemiyor. Yavas! Daha yavas.
Dur, dur. Hiç hareket etme. Bekle.[/I]

Yolcusuz otobüsler geçiyordu ara sira. Her halde yorgunluktan yigilip kalan hacilari toplamak için. Farlari, firtinalı havada çakan simsekler gibi ortaligi bir an aydinlatiyor, sonra yerlerini yine alaca karanliga birakiyordu.

Insana düs görüyormus duygusu veren
gizemli bi ortam.

Seytanin bölgesine bi tünelden giriliyor.
[url]https://www.youtube.com/watch?v=8ie6cl8uK3I[/url]

Tünelin tavaninda dev gibi havalandirma motorlari var.
Öyle bir ugulduyorlar ki… Uuuuuu. Harrrr. Uuuuu.
Bana sanki şöyle bagiriyorlar gibi geldi:

[I]Dikkat, dikkat! Seytanin bölgesine geldiniz. Tehlike! Tehlike![/I]

Hacca tek basina gelen tanidigimiz bir kadin buldu bizi.
"Sizinle gelebilir miyim?" dedi.
"Tabii," dedim. "Rahat olun; ben size yardim ederim."

Büyük Seytan’a vardik. Taslarim elimde hazir.

Her tasi atarken ne diyecegime önceden karar vermistim.
Birinci tasi atarken örneğin "Giybete hayır!" diye bagiracaktim.

Iki: Yalana hayir!
Üç: Harama hayir!
Dört: Hos görüsüzlüge hayir!
Beş: Cimrilige hayir!
Altı: Kibire hayir!
Yedi: Sözünden dönmeye hayir!

Ama seytanin önünde müthis bi kargasa* vardi. Kaptiriverdim kendimi.
Hazirladigim bütün o sözler aklimdan uçup gitti.
Yalnizca "Al sana! Al sana! Al sana!" diyebildim.

Böylece
yanimizdaki hanim, esim ve ben
görevimizi yaptik.

Az ilerde kafilemizin filamasi dalgalaniyodu.
"Burdayim! Burdayim!" diye el sallayan bi dost gibi.
Hemen ona kostuk.

Kaldigimiz otel Sise'deydi. Cemerat'a 800-900 metre kadar mesafede.

Görevimizi tamamlamanin huzuru içinde
filamamizin ardinda
otelimize dogru yürüdük.

Ortalik agarmisti. Sabah namazimizi otelde kildik.
_________________________________________________

*Ahmet Hakan Coskun 2001 yilinda kendi yasadigi seytan taslama olayini, daha dogrusu seytani nasil taslayamadigini 16 ocak 2006 tarihli "Hürriyet"teki yazisinda anlatiyor:

[I]…Seytan taslama kulesine yaklastigimda gördügüm manzara suydu: Iri yari adamlar kendilerinden geçmis bir sekilde önlerine gelene çarparak ellerindeki taşlari kuyuya atmaya çalisiyorlardı. Ortalik mahser yeri gibiydi. Kimsenin kimseye dikkat ettigi yoktu. Taslama bölümüne biraz yaklasinca bir terlik yiginiyla karsilastim. Taslama aninda yasanan büyük kargasa nedeniyle ayaklardan çikan terliklerdi bunlar. Terlik yiginini asip dengeyi bozmadan kuyuya yaklasmak imkansizdi. Buna ragmen bütün cesaretimi toplayip kalabaligin içine dalmaya çalistim. Olmadi. Kendinden geçmis adamlar geçit vermedi. Bir iki siyrik ve iki kritik sendeleme sonucu kendimi disariı zor attim.

Sonra da kendi kendime sunu söyledim: "Eğer bu gayri medeni ortamda Müslüman [B]insanlarin ayaklarinin altinda can vermek ibadetse[/B] ben bu ibadeti yapmiyorum."[/I]

Yani
ölmeyi reddediyorum.

Hasan Akçay 14. September 2015 04:16 PM

Bize rehberlik eden din görevlisine
sordum:

Hacerul esved
gökten düsen bi gök tasidir diyen var;
cennetten geldi diyen var.

Nerden geldi?

[I]Gökten düsmedi, cennetten de gelmedi;
Kabe'nin yapiminda kullanilan öteki taslar gibi
buranin yakinindaki Kubeys Dagi'ndan geldi.[/I]

Öteki taslar gibi?

[I]Evet.
Tipki onlar gibi siradan bi tas.
Tek farki rengi.[/I]

*

Ellerini Kabe'ye açmis, dua etmekte olan birine
sordum:

Kabe'den ne istiyorsun?

[I]Günahlarimi bagislamasini.[/I]
Günahlari Allah bagislar; Kabe Allah mi?
[I]Hayir.[/I]
Nedir?
[I]Resul.[/I]

*

Kabe'de bi kadin gördüm.
Hacerul esvede ulasmis.

Ama ne ulasis!

Basörtüsü uçmus,
fistani yirtilmis,
bir omuzu memesine kadar açikta.

Agliyordu.
"Ben seni nasil birakip da giderim!"
diye.

Hasan Akçay 15. September 2015 04:37 AM

Sünnet...

Mescidil Harâm'in yakininda
bi tavuk lokantasina girdim.

Garson önüme bi tepsi koydu.

Tepsinin üstünde kalinca bi kagit,
kagidin üstünde pilav,
pilavin üstünde kizarmis tavuk.

Çatal kasik yok.

"Çatal lütfen!" dedim.
[I]Çatal yok. Elinizle yiyeceksiniz.[/I]
Ama ben çatalsiz yiyemem. Hiç yemedim.
[I]Simdi yiyin. "Sünnet"tir (It's SUNNAH).[/I]

Baktim adam nuh diyor peygamber demiycek
kagidin kenarindan bi parça kopardim,
yagi elime bulastirmadan o kagitla yemeye çalistim.

Karsimda
35-40 yaslarinda sümbül gibi kara
bi adam oturuyor.

O da yiyor ama kagitla degil elleriyle.

Önüne hiç bakmadan
sag elinin parmak uçlarini pilavin üzerinde gezdiriyor,
pilavdan küçük bi top yapip sol avucuna koyuyor,
sonra tavuktan bi parça minciklayip avucundaki pilavin üzerine yerlestiriyor,
sonra sol avucundakini sag eliyle alip hoop agzina.

Öyle ustaca,
öyle istahla yiyor ki.

Arkam cadde.

Adam bi yandan da
gözlerini basimin üzerinden asirip
caddeye bakiyor.

Bitirdi.

Kalkti,
ödemesini yapti,
gitti.

Yalana yalana.
VICIK VICIK yaga bulasmis ellerini sallaya sallaya.

Disarda gülümsesem elini uzatir, tokalasiriz.

Çatalsiz yemek sünnetmis.
Iyi de yemekten sonra el yikamak ta
sünnet degil mi?

Islam
isimize gelince sünnet te sünnet diye tutturmak
isimize gelmeyince sünneti takmamak midir?

*

Oteldeki oda arkadaslarimdan biri
cami hocasi.
Sünnet diyor baska bisey demiyor.

Devam edeyim
insallah.

Hasan Akçay 16. September 2015 05:14 AM

Ahzâb 52:

[I]Bundan sonra KADINLAR sana helal degil,
güzellikleri hosuna gitse dahi ONLAR ile eslerini DEGiSTiRMEN de.
Ama yemininin meliki olduklari* hariç.
Allah herseyi görüyor.[/I]

*

Hoca
"Sünneti terkeden dinden çikar"
diye kestirip atiyor.

"Allah resulü neyi yaptiysa biz de yapmali, neyi yapmadiysa yapmamaliyiz."

Bunu o kadar çok söyledi ki
şunu sormak zorunda kaldim:

[I]Ahzâb 52 açik ve net.[/I]

[I]Nebinin mevcut eslerinden BASKA KADINLAR bundan sonra ona haramdir.
Ve nebi Allah’in bu haram hükmüne harfi harfine uymus,
bi daha asla evlenmemis, evlenip te ES ÜSTÜNE ES almamistir.

Ama
müslümanlar es üstüne es aliyor.
Dinden çikiyorlar mi?[/I]

ÇIT yok.

_________________________________________

*Nebinin
eslerini
kendi yemini kimin meliki ise onlar ile, YALNIZCA onlar ile
degistirmesi helaldir.

Hasan Akçay 19. September 2015 03:54 AM

onlar ile eslerini [U]degistir[/U]men de haramdir
ve lâ en te[U]beddele[/U] bihinne min ezvâcin

Neden?

Bir adamin
hoslandigi bi kadin ile artik sevmedigi esini degistirmesi
o adamin insan hakkidir.

Medeni bi sekilde bosar esini,
bekar kalir,
alir o kadini.

Allah
nebisinin bunu yapmasini
neden yasakliyor?

Hasan Akçay 21. September 2015 07:55 AM

Bir kardesimiz özelime mektup atmis.
Çok eslilikle ilgilendirilen bir ayet konusunda
benden farkli düsündügünü belirtiyor.

Itiraz sahane.

Ama nolur
burada, herkese açik olan bu bölümde
belirtin itirazinizi.

Özelde yazismaya
ilke olarak karsiyim.

Hasan Akçay 22. September 2015 06:17 AM

[I]Senin yeminin kimin meliki ise onlar[/I] ifadesinin Arapça karsiligi
[I]mâ meleket yemînuk[/I].

yeminin kimin meliki olduysa onlar = yemininin meliki olduklari

meleket: yönetti, melik oldu
yemîn: mesuliyet, yemin

Konu nebinin Ahzâb 50-52'deki
"meleket yemîn"i:

[I]Ey nebi! Sana HELAL KILDIK mehirlerini verdigin eslerini,
Allah'in sana vermesi üzerine senin yemininin yönettiklerini[/I]...

Açik ve net.

Nebinin
mehirlerini verdigi esleri nasil onun nikahli esleri ise
yemininin meliki olduklari da [B]nikahli[/B] esleridir.

Allah'in elçisi
asla [B]nikahsiz[/B] cinsel iliskide bulunmamis,
zina yapmamistir.

Ama nebinin
eslerini
BASKA KADINLAR ile [B]degistirmesi[/B] haram oldugu halde
yemininin meliki olduklari ile degistirmesi caizdir.

Demek ki
bizdeki resmî nikah ve dinî nikah gibi
[B]nikahlar farklidir[/B].

Nebinin
mehirlerini verdigi esleri [U]olagan nikah[/U]a sahiptir,
yemininin meliki olduklari ise [U]yemin nikahi[/U]na.

Nebi
es degistirme konusunda
33:52'nin kendisine tanidigi istisna icazetini kullanmak isterse
yemin nikahini olagan nikaha çevirir. O kadar.

Yani nebi es degistirmekle
kendisinin nikahi altinda olmayan BASKA bi kadini es almiyor,
[B]es üstüne es[/B] almiyor. Nebinin zaten esleri onlar.

"Bundan sonra baska KADINLAR ile eslerini degistirmen de helal degildir" diyen Ahzâb 52'den sonra
Muhammed nebi asla SIFIRDAN evlilik yapmamis, es üstüne es almamistir.

Hasan Akçay 22. September 2015 06:40 AM

[I]Bir adamin
hoslandigi bi kadin ile artik sevmedigi esini degistirmesi
o adamin insan hakkidir.

Allah
nebisinin bunu yapmasini
neden yasakliyor?[/I] sorusuna gelince

çünkü nebi çok eslidir,
bir esi ölse ya da ondan bosansa bile
nebi bekar kalamiyor.

O durumda
nebinin es degistirmesi
es üstüne es almasidir.
Bu haram.

Es üstüne es almak haram.

galipyetkin 23. September 2015 04:12 AM

Hac macerasını okumak hüzünle karışık hoş olurken, birden bire Peygamberimizin çok eşli biri olarak sunulması insanı üzüyor.

Hem de bunun, İslam'ın bir kuralının açıklanması yapılırken ortaya atılması, konu defalarca müzakere edilmesine rağmen ve çok eşli (on üç (yaşayan on) karılı) diye sunulan Peygamber üzerinden "eş üstüne eş almak veya çok eşliysen eş değiştirmek İslam'da yoktur" diye tekrar yazılması biraz tuhaf kaçıyor.

Yazıda açıklanan "eş üstüne eş almanın veya eşlerden birinin değiştirilmesinin yasaklanması" nasıl bir yasaklanmadır ki ayetin ikinci kısmında "ellerinin sahip oldukları" ne güne duruyor diyor. Ve de 50. ayette (ana bir, bacı iki istisna) sayılmış bir "sürü" var..... Sürü!..... Akraba kızları..... Hem de seç seç al misali. Bu mu eş üstüne eş almanın yasaklanması?

Bu durum da gösteriyor ki Sayın Hasan Akçay'a göre yasaklanan eş üstüne eş almak, eş değiştirmek değil, "hukuki bir bağ ile kadını ve erkeği birbirine bağlamak". Yani karı-koca olmak yasak; dost hayatı yaşamak, kuma tutmak serbest. Yani "eş üstüne eş almak, eş değiştirmek" yasağı fiilen yok; yani esasında öylesine. Öyle değil mi?

Eh; biz Müslüman erkekler de peygamberimizin yaptığını aynen yerine getirmekte de çok titiz olduğumuzdan, yani sünneti muhakkak yapan Müslümanlar olarak ........, stepnelerimiz evde baki olmak üzere ..........

Saygılarımla.
Galip Yetkin

Hasan Akçay 23. September 2015 04:56 AM

Iki çarpitma var.

Birincisini ateistler yapiyor.
Örnegin Turan Dursun'un ateistleri.

Onlara göre
Ahzâb 52'de caiz kilinan, Muhammed nebinin
es [B]becayis[/B] etmesidir yani eslerini
baska erkeklerin esleriyle degistirmesi.

Igrenç bi iftira bu.

Ahzâb 52 açik ve net. Caiz kilinan, nebinin, eslerini
baska erkeklerin esleriyle degil
yemin nikahli [B]kendi[/B] esleriyle degistirmesidir.

Ikinci çarpitmayi
"uydurulan din"in mensuplari
yapiyor.

Onlara göre, bir müminin "meleket yemîn"i onun cariyeleridir
ve müminlerin cariyeleriyle [B]nikahsiz[/B] cinsel iliskide bulunmalari
caizdir.

Bu da igrenç bi iftira.

Meleket yemîn cariye degildir,
cariye o-la-maz.
Çünkü erkektir bazilari.

Nûr 33:

[I]Yeminlerinizin meliki olduklari yazmanizi istediklerinde yazin o [U]erkekler[/U]e
vellezîne yebtegûnel kitâbe mimmâ meleket eymânukum fe kâtibû[U]hum[/U][/I]

Yani eger
bir müminin yemininin meliki oldugu kadinlar o müminin disi köleleri ise
bir müminenin yemininin meliki oldugu erkekler de onun erkek köleleridir.

Eger
bir müminin, disi köleleriyle nikahsiz cinsel iliskide bulunmasi caizse
bir müminenin de erkek köleleriyle nikahsiz cinsel iliskide bulunmasi caizdir.

Caiz midir? Kariniz... erkek köleleriyle cinsel iliskide bulunsun mu?

galipyetkin 23. September 2015 07:47 AM

[COLOR="blue"][/COLOR]Burnundan kıl aldırmayanlar, foyaları meydana çıkmasın diye etrafı ateist, falan filan pislikleri diye lekelemeye kalkıyor, has ateistlerin de ekmeklerine bal badem sürüyorlar.
Bakın ayetin çözümünü vereyim. Benim kadar, senin kadar onlar da bu çözümü okuyup, akıllarını çalıştırıyorlar. Çözüm şu:

1. lâ yahıllu.............. .......................... : helâl olmaz
2. leke..................... .......................... : sana, senin için
3. en nisâu............... .......................... : kadınlar
4. min ba'du........................................ : sonradan, bundan sonra
5. ve lâ.................... .......................... : ve yok, olmaz, değildir
6. [COLOR="Blue"]en tebeddele[/COLOR].................. : [COLOR="blue"]bedel ile değiştirmek[/COLOR]
7. bi-hinne.......................................... : onlar ile
8. min ezvâcin..................................... : zevcelerden, eşlerden
9. ve lev............................................. : ve şâyet, eğer, ise, olsa bile
10. a'cebe-ke ...................................... : senin hoşuna gitti
11. husnu-hunne.................................. : onların güzelliği, yani edinilecek karşılıklı menfaat.
12. illâ................................................ : ancak, hariç
13. [COLOR="blue"]ma meleket[/COLOR]................... : [COLOR="blue"]malik olduğu şey[/COLOR]
14. [COLOR="blue"]yemînu-ke[/COLOR]..................... : [COLOR="blue"]senin ellerin[/COLOR]
15. [COLOR="blue"]ma meleket yeminu-ke[/COLOR].... : [COLOR="blue"]elinin altında olan şey[/COLOR]
16. ve kânallâhu (ve kâne allâhu)............. : ve Allah ..... oldu, Allah (dır)
17. alâ.................................................. : üzerine, ... e
18. kulli şey'in........................................ : her şey
19. rakîben............................................ : murakabe ederek, denetleyerek

Eğer ayette bedel karşılığı zevcelerden/eşlerden birinin değiştirilmesinden bahsediliyorsa, kalkıp da burada geçen zevç kelimesine "karı" manası da verilirse, herkes o ateist dedikleri gibi düşünür. Sonra da kabahati kendinde arama, etrafı suçla!

Peygamber'in yalnızca erkek yönü düşünülür ve kadınlarla ilişkisi yalnızca "sex" üzerine kurulursa sapıtmak normaldir. Birazcık da O'nun Peygamber yönünü, Devlet Başkanı rolünü de tahayyül edebilseler ve bu yönleriyle de kadınlarla ilişkisi olabileceğini ve Arapça nikahlanma kelimesinin Türkçe karşılığının karı-koca hukuku yanında iş hukukunu da kapsayan bir mânâsının olduğunu kavrayabilseler iş düzelecek ama ; hayır. Çünkü dediğim dedik, öttürdüğüm vuvuzela.

Dediğim dedik uğruna Peygamberimizi çek eşli ve 33/52. ayetin ikinci kısmı ve 33/50. ayet ile kadın düşkünü yapma huyundan vaz geçerler inşallah

Çözümdeki ikinci renkli kısım da bir şey anlatıyor herhalde.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Hasan Akçay 24. September 2015 02:07 PM

24 Eylul 2015.
Bugün seytan taslama alaninda 700'den fazla HACI öldü.

[url]http://www.abc.net.au/news/2015-09-25/saudi-arabia-orders-investigation-into-deadly-hajj-crush/6804626[/url]

(UYARI:
Bu video
bazi izeleyenleri
rahatsiz edebilir.)

Hasan Akçay 24. September 2015 02:51 PM

[url]http://www.dailymail.co.uk/news/article-3247269/At-310-people-crushed-death-450-injured-stampede-Muslim-Hajj-pilgrimage-Saudi-Arabia.html[/url]

Cemerat'ta ölmek istemiyorsaniz
seytani GECE taslayacaksiniz.
Diyanetin karari bu; uymak lazim.

2006'da
biz büyük seytani 10 Ocak Sali günü [U]sabah namazindan önce[/U] tasladik;
orta seytani 11 Ocak Çarsamba günü [U]aksam namazindan sonra[/U].

Azrail 12 Ocak Persembe günü ögleden sonra gelmis.
Hemen duyuldu. Ama kaç kisinin öldügü bilinmiyordu.
FISILTI gazetesi "Çok çok ÇOK ölü var," diyordu.

Asansörde otelin sahibiyle karsilastim. Ingilizce biliyordu. Ona sordum.
"KIRK kadar ölü var," dedi. Suudi hükümeti öyle açiklamis.

(Gazeteler yazdi, 367 kisi ölmüs.)

Küçük seytani taslamaya da [U]aksam namazindan sonra[/U] gittik.
Kazanin oldugu gündü;
tedirgindik o yüzden. Ama bisey olmadi.

Ertesi sabah erkenden olay yerini görmeye gittim.
Büyük seytan, orta seytan, küçük seytan ve onlara götüren köprüler...
Suudiler hepsini yikmis, dümdüz etmislerdi. ANINDA.

Hasan Akçay 26. September 2015 01:27 AM

[COLOR="Red"]Bu çagda seytan taşlama mi olur?[/COLOR]

Uçaga gidiyorum.
Bir hanimefendi geldi yanima.
"Şu kadar insan ezilerek öldü, bu çagda seytan taşlama mi olur Ahmet Bey" dedi.

*

"Olur hanimefendi olur" dedim.
Ardindan da ekledim:
"Eger Müslümanlar, organizasyon yetenegi gelismis, ileri bir toplumun çocuklari
olsaydi... Bu ritüeli öyle bir yaparlardi ki ... Hepiniz "ay ne güzel, ne hos bir seremoni"
diye gipta ederdiniz. Sorun ritüelde degil, ritüeli yapanlarin düzeyinde."

*

[COLOR="Red"]Iste böyle olur ekabir Müslüman'in seytan taslamasi[/COLOR]

SIKISMA sifir.
Can tehlikesi yok.
Rahatlık had safhada.
Sifir riskle taşini salliyor seytana ekabir.
"Hain seytan al sana taş" der gibi.
Arkalarinda da korumalari var.

Fotograf:
[url]http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ahmet-hakan_131/yeter-artik_30164393[/url]

*

Kisacasi...
Siradan Müslüman'a "seytan taşlarken SIKISIP ezilirsen sehid olursun" diyen Suudi
ekabir, söz konusu KENDi CANI olunca SIKISIP sehid olmamak için elinden geleni
yapiyor.

*

Bunlari iyi taniyin:
Sehadet serbetini içmeyi kendisine degil de siradan Müslüman'a müstehak gören
münafiklardir bunlar.

Hasan Akçay 26. September 2015 09:32 AM

Hacca baslarken
ettigim dua:

[I]Rabbim! Haccim esnasinda aslolan ALLAH BiR ilkesidir.

Ilk Müslümanlarin heyecanini yerinde duymaya çalisacagim
ki onlar gibi davranma gücünü kendimde toplayayim.

Uygulanan bazi ayrintilar ise beserî düzenlemedir;
onlardaki şirk egiliminden sana siginirim.

Rabbim! Haccimi onayla
ve bana
haccimin gerektirdigi sekilde yaşama gücü ver.[/I]


*

Hz Peygamber ve arkadaslari nerelerde bulunduysa oralara gittim.
Gözlerimi kapadim,
yanimdaki insanlarin ONLAR oldugunu,
duymakta oldugum seslerin ONLARDAN geldigini hayal ettim.

Nur Dagini tirmandim defalarca,
Hira magarasindaki havayi soludum
gözlerim kapali.

Uhud savasinin yapildigi yerde bi magara var.
Savas bi ara müslümanlarin aleyhine gelisince Allah'in elçisi oraya siginmis.
O magaraya girdim.

Huneyn günündeki savastan elde edilenlerin dagitildigi yere bi mescid yapilmis.
O mescidde oturdum.

Cin Mescidi'ni gördüm.

Medine'nin Hz Muhammed zamanindaki çarsisi
simdi otel insasi için yapilan hafriyatta ortaya çikiyor.
O kadîm çarsida yürüdüm.

Medine'de bi hurma bahçesine gittim.
Bahçenin suyu simdi yerin altindan motorlarla çikariliyor,
bu suyu develerin kosuldugu dolaplar çikariyor, dedim.

Mescidi nebevîdeki mihrabin hemen önünde namaza durdum.
Imamimiz Allah'in elçisi idi,
sagimda Hz Ali, solumda Hz Ebubekir.


*

Bunlar güzel seylerdi.
Ama yapilmakta olan yalan yanlis isler de var.
Anlatmali miyim?

Hasan Akçay 22. October 2015 01:36 AM

Hac
bir iddiaya göre müsriklere verilen "ögretim"dir ve umre onun "staj"i.
Edip Yüksel'e göre ise [I]tartisma[/I].

Bkz [url]https://www.youtube.com/watch?v=MTJw5d1g5mo[/url]

Benim bildigim
hac = [B]tartisma[/B] iddiasini Dr Ayman ortaya atti
ama birakin baskalarini, önce kendisini inandiramadi;
iddiayi birakti; "Hac = [B]panayir[/B]" deyip çikti.

Onun konuyla ilgili yazisindan
Bkz [url]http://free-minds.org/forum/index.php?topic=13271.msg175304#msg175304:[/url]

[I]Yüce Kur'an'a baktigimizda
"hac"la ilglili
asagidaki gerçekleri görürüz.

1.Hac Ibrahim'in zamanindan beri vardir; o yüzden kitap halki ve bütün insanlar tarafindan bilinmektedir.

2.Hacci 22:28'den okudugumuzda amacin yararlara tanik olmak ve Allah'in bize lütfettigi hayvanlar üzerinde Allah'in adini anmak oldugunu görürüz. Sonra, o hayvanlardan bizim yememiz ve yoksullara yedirmemiz buyurulur. Gerçekte eger 22:27-37'de belirtilenleri dikkatle okursak görürüz ki bunlar %90 ev hayvanlari ile ilgilidir. Esas olarak amaç bizim açligimizi gidermemiz ve baskalarini doyurmamizdir.

3.Dogal olarak [B]panayir[/B] insanlari çeken bir olaydir, o yüzden BÜTÜN insanlari çagirmanin aracidir.

Bu üç nokta neyi aklimiza getirir öncelikle? Bir "tartisma"yi ya da "ibadet"i mi? Elbette hayir! Ironi surada ki cevabi bulmak çok kolaydir çünkü daima gözlerimizin önünde. Eski Ahit'e baktigimizda haccin "panayir" demek oldugunu görürüz; budur kitap halkinin bildigi.

Ve elçi "icat çikarma"mistir; onun teblig ettigi kavramlar hep evrensel, tanidik kavramlar olmustur.[/I]

*

Yuklardaki çeviri bana ait.
Metnin Ingilizcesini okumak isteyenler,
lütfen bkz
[url]http://free-minds.org/forum/index.php?topic=13271.msg175304#msg175304[/url]

Bi de tekrar belirteyim, dinî hacci yok sayan Ayman'a katilmiyorum. Dinî hac "ticarî hac"ca vahyen ilave edilmistir. Ve Tevbe 28 vahyedilip Mekke panayiri kaldirilincaya kadar bu iki hac es zamanli olarak yapilmis, Tevbe 28'den sonra ise yalnizca dinî hac yapilir omustur. .

galipyetkin 23. October 2015 05:45 PM

HACC Suresi 27. ayeti:

.".. yaya olarak veya uzak yollardan yorgun develer üzerinde SANA gelsinler. ... (derin vadilerden) gelen yorgun düşmüş develer üstünde SANA gelsinler."

Sayın Hasan Akçay'ı dinlerseniz bu ayet yanlış, "elçi icat çıkarmıştır"; değiştirmek gerekir ve şöyle olmalı:

".. yaya olarak veya uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde PANAYIRA gelsinler, ve kapitalist yoldan kazıklanmanın ve insanları kazıklamanın yollarını öğrensinler. ...."

Müşriklerin haccı varken Allah niye Hacc-ı Ekber'i ilan/ezan etsin ki...?! İcat çıkartma işte...!

Ha hedy mi?
Hac ve Umre mi ?
Daha evvel yazmıştım ama gene yazacağım.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Hasan Akçay 23. October 2015 11:28 PM

Konuyu sizinle müzakere etmem mümkün degil
çünkü benim söylemedigimi söyledi deyiveriyorsunuz;
ta o kadar basa çikilamazsiniz benim için.

Örnegin ayetteki [I]SANA gelsinler[/I] ifadesini [I]PANAYIRA gelsinler[/I] diye çarpitiyormusum.

Oysa gözünüzün önüdeki iletimde açiklamisim,
haccin PANAYIR oldugunu öne süren, Dr Ayman'dir;
ben ona katilmiyorum.

Ne yapilabilir bakip ta görmeyene?

Lütfen benden cevap beklemeyin,
cevap gelmeyince size saygisisizlik ettigimi düsünmeyin.
Çaresizlikten cevap vermiyorum.

galipyetkin 24. October 2015 09:05 AM

Gelelim Müslümanların haccı olan, haccı Ekber'e.

Eğer Bakara-196. ayeti ile hac ayetlerini doğru olarak anlayabilirsek, haccın "Müslüman imâl mühendisliği" olduğunu anlayabiliriz. Diğer bir deyişle insanın Müslümanlık yolunda doğru şuurlanması, isterseniz güzel ahlakın doğru yaşanmasının ilmi.....

Umre ise (el umru, İmran/hayat boyu(manastır yaşamı/toplumculuk üzerine hayat) ifadelerini de göz önünde tutarak) hayatın bir ömür boyu, şuurlu Müslümanlık yönünde doğru planlanıp sistemleştirilmesidir; isterseniz ideal yaşam.

Bir yerde şöyle yazmışım: "...... dikkat edilmesi gereken ise şudur: "Bil hacci/hac ile" "umre/ömür boyu Müslümanca yaşamanın" eğitimi alınır."
Bir başka yerde de: "Hac bir yaşam tarzından diğer bir yaşam tarzına hicret, yani bir karar safhasıdır (Nisa-103). Umre de hicret edilen bu yaşam tarzında bir ömür boyu yaşamaktır bana göre."

Hedy ise hidayet kelimesinden türetilmiş olup Allah'ın insanlara hediyesi/lütfudur ki bu da hayvan mayvan değildir; Allah'ın ayetleridir.
Bizim yememiz/öğrenmemiz ve bundan da bunun yoksullarına yedirmemiz/öğretmemiz/tebliğimiz istenen de bu ayetler olup, bize lütfettiği bu ayetler için de Allah'a şükretmemiz de işte hedy diye geçen "ayetler" içindir.

Benim anlayışım böyle.
Siz ne dersiniz?

Saygılarımla.
Galip Yetkin

kuman 28. October 2015 07:21 PM

Selam,

2070 yilinda arap yarim adasinda sicakliktan dolayi yasanamaz olabilir. Iklim degisikligi nedeniyle belki mekke diye biryer kalmayacak ancak dunyanin baska bolgelerinde yasam devam edebilir.
Hacci nasil yapariz?

galipyetkin 28. October 2015 08:05 PM

Sayın Kuman.

Şu verdiğim link için ne dersin. Bir göz atıver. Belki cevap olabilir.

[url]http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2657&page=2[/url]
Birinci sayfayı da okumakta fayda var, bütünlük sağlıyor.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

kuman 28. October 2015 08:45 PM

Sayın yetkin,

Sözüm size değil.

Hasan Akçay 30. October 2015 05:25 AM

Hac 27'de
"Insanlari hacca çagir" dendiginden emin miyiz, [COLOR="DarkGreen"]fe ezzin fîn nâsi bil hac[/COLOR]?
"Insanlar içinde hac ile duyuruda bulun" deniyor olamaz mi?


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:13 PM.

Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam