Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13. October 2011, 09:17 PM   #7
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Av.İlhami Çetin'den.

Müslüman kişi ilimden başka yol gösteren edinmez. O, ilimden beslenir ve ilmin en gerçeğinin de orijinal vahıyde olduğunu bilir.
Yaşamı Nebi'nin yaşamına rastlamışsa, onun vahiy yorumuna katılır ve O'nun yaşamını benimser.Resul ölmüş veya kendisi O'nun zamanından sonra dünyaya gelmiş ise artık kimseye uymaz. Bu nedenle imama-mimama uyamaz; çünkü suç ve ceza ile mükâfat şahsidir, ve imam da resul olmadığından söylediği de vahiy değildir.
Bireyler ümmet toplumunu oluşturduklarında, işleri aralarında ''ŞÛRA'' iledir. Şûra ise işlerin kimseye havale edilmediği, asaleten yapıldığı, işlerine müteahhit tayin edilmediği ''ASALETEN'' yürütülme demektir. Şûra ortaklaşa yönetimdir; katılımcı demokrasinin en ileri derecesidir. Herkes ''ASİL'' olduğu için katılım da denemez. Elbirliği ile yönetim denilir.
O halde imamın namaz kıldırma haddi olamaz. İmam müteahhit konumundadır.Peşinde saf tutulması abestir; sürü olmak, piramit oluşturmak, iradesini teslim etmektir.(Bakara-104 e aykırıdır).Toplu namaz kılma, yani imamın namaz kıldırması İslâm'a aykırıdır.Metot dahi aykırıdır, çünkü işler havale edilemez; herkes işini kendi yaptığı için buna ''asalet-asaleten'' denilir.
Son vahiy gelmişken, bu vahiy (kuran) kendisini tatmin etmediğinden daha imtiyazlı duruma geçmek isteyip imtiyazlı bilgi arayanlar ''hayra konma'' ve bununla içten gurur duyma yolunu özleyen bencillerdir. Bu toplumlar her alanda ferdiyetçiliği ve gemisini kurtaran kaptan mizacı taşıyanlar ve aralarında bu yüzden şûra (müşavere) olmayanlardır.
Mistisizmin hakim olduğu toplumların tümü de Liberalist'tir. Yani Hak Din'de ''sıla-i rahim'' olan toplumculuğu terk etmişlerdir.. Hem uslamlamada, hem de çalışma hayatında tembelleştiği ve de bunları tercih ettikleri için her açıdan geride ve gaflet içerisindedirler. Çünkü ''Allah aşkı'' ve O'nunla buluşmak diye yeni ve ayinsel bir din icat etmişlerdir. Sanki ''salat'' VUSLAT olarak yetmezmiş gibi onun türettiği, ondan türetildiği birkaç kavramdan birisi ''vuslat'' değilmiş gibi, sanki şah damarından daha yakın değilmiş gibi uyduruk bir ''huzura çıkma'', bir buluşup sarmaş dolaş olma (vücutların birleşmesi) zannÎ ve serap yolu ''namaz''ı icat ederek Allah'a dinini ve onun ibadet vuslatını öğretmeye kalkışmışlardır. Oysa bu bir panteist görüş olup cahiliye zamanından kalma felsefe bilmezlerin zannıdır.
Allah ile birleşmek mümkün değildir.Bizlerin ahırette yaratılışımız bile 'benzer' olacaktır diye tekrar eder durur Kur'an. Allah'tan parça koparılarak oluşmadı ki insan, O'na eklensin. Allah ilmi ile yaratmış ve kuşatmıştır. Düşünmezler ki onu yapan Mühendis, onu doğurmamış, ilmiyle meydana getirmiştir. Kimse dinde Allah ve O'nun ibadet usullerini geçemez; O'nun yerine kural koyamaz.
Allah ile buluşmak söz, öğreti ve iddiası öteki Yahudi'lerin Yakup Peygamber'i Allah'la güreştirmeleri kadar fahiş bir hatadır; Hak Din'de yeri olmayan yanlış bir sözdür.
Hiçbir Resul ''aşk''tan bahsetmez. Çünkü aşk nefsîdir ve akıl dışıdır. Sevgi ise hoşnut olmadır ve aklîdir. Diğer aykırılıklar da, aklı örten bir hal içinde bulunmayı marifet gibi öne çıkartmaktır; batıl dinlerin metafizik alemle ilişkide kullandıkları yöntem, yani palavradır.
Hiçbirpeygamber bilinç kaybederek vahiy almaz. Aksine bilincinin zirveye çıktığı, şuuru yerinde olartak vahiy alırlar ve asla Allah'ın huzuruna çıkamazlar. Bunun dışı, hezeyanları gerçek sanmaktır. Değil sarmaş-dolaş olmak, Allah insanlara doğrudan bile hitap etmez, perde arkasından hitap eder. Vahiy yoluyla ilişkidedir; kişi peygamber olsa dahi. Dağdaki Musa'yı düşünün.
Namaz, Acemce'den ''NA-MAZ''dır. ''Maz'' bireyciliktir, (mereklı olan bakabilir) sözlükte MARE kelimesinden sonra gelir ve ''iyali için uzak seferler yapan ve zahire biriktiren (emperyalit-kapitalist-liberal) insan''dır. ''Na'' olumsuzluk eki olup birlikte ''namaz'' olarak, 'maz'ın ifade ettiği liberal sosyo-ekonomi politik reddedilir.

(vahdet-i vücut'çulara selâm.)
Hürmetlerimle.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (22. December 2012 Saat 01:33 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
dost1 (13. October 2011), hiiic (14. October 2011), Miralay (18. October 2011), yeşil (11. December 2011)