Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı
Sayın Hasan Akçay.
Ulaşamıyorduk, tekrar sizi okumak mutlu ediyor. Merhaba.
Yazınızın bütünlüğünü bozmadan ''mehr'i açıklayabilir misiniz.
Teşekkürlerimle
Galip Yetkin.
|
Merhaba sayin Galip Tekin. Nasilsiniz.
Ilgili ayetlerden benim anladigima göre mehir: Arap örfünde erkegin bir ese sahip olmak icin geline ödedigi bedel. Mehirin degerini belirlemek icin damat ve gelin adayi pazarlik ederler (4:24). Eger adam sonra esini bosarsa kadin evden mehiriyle birlikte cikar (4:20). Ac acikta kalmamak icin.
Bu iki bakimdan mehir baskadir sadukât baska.
Yani bir: sadukât kadinin kendi malidir, yetimenin hamisine emanet edilmistir; erkek onu karsilik beklemeden (nihlaten) iade eder. Mehir ise erkegin malidir, parasidir; erkek onu bir ese sahip olmanin karsiligi (bedeli) olarak verir.
Iki: sadukât pazarlikla belirlenmez. Sadakalar gönülden ne koparsa odur; mehir ise pazarlikla belirlenir.
Nisâ 4'teki NIHLATEN kelimesi onun icin önemli. NIHLATEN
karsilik beklemeden demek. "Kadinlara onlarin sadukâtini (sadukâtihinn) karsilik beklemeden verin!" buyrugundaki "sadukât"in mehir degil kadinin kendi mali oldugunu ve onu iade eden erkegin kadinla evlenmek degil onu evlendirmek durumunda oldugunu gösteriyor.
Ne yazik ki mecvcut meallerde bu da göz ardi edilmis. Benim gördügüm bi tek M Esed "nihlaten"in
karsilik beklemeden anlamina geldiginin ayirdindadir ama o da "sadukât"a
mehir deyip celiskiye düsmüs.
Sevgi ile,
Hasan Akcay