Alıntı:
"Ya, bırak şimdi dini, kitabı... Sen daha önce işini kurman için okuman gerektiğini unutma! Onun zamanı nasıl olsa gelecek, her şeyin bir zamanı var. Sen önce okulunu hayırlısıyla bitir, işini kur sonra rahat rahat dinini yaşarsın" diyerek, tuzağını kurar ve çoğumuz ikna oluruz.
|
esasen burada şeytani bir yanaşma olup olmadığını ayırt etmek neredeyse mümkün değil.
Alıntı:
Ya, bırak şimdi dini, kitabı...
|
bu laftan sonra ne getirsen getir zaten şeytani yanaşma olacak...
mesela
Ya, bırak şimdi dini, kitabı... sen önce hastalığına şifa bul.
Ya, bırak şimdi dini, kitabı... sen önce akrabana yardım et.
Ya, bırak şimdi dini, kitabı... sen önce insanlara güler yüzlü ol v.s.
örnekler artırılabilir.
Neden bu lafa taktım, çünkü o cümleden sonra kullandığın hedef şeytani bir hedef değil.
İnsanların iş kurması, geçim için kapılar araması hem FARZ hem de AMEL kapısıdır.
İnsan okurken, çalışırken v.s. dinden uzaklaşmaz (hatta daha da yaklaşır/hiç bilenle bilmeyen bir olur mu (Okumak)) ki, Allahın asıl emirleri OKUmak ve ÇALIŞMA hayatı üzerine kurulu.
Kitabın hemen hemen yarısı İş hayatı ile ilgili...
İnsanın okul ve çalışma hayatı dinden ayrılamaz... Bununla ilgili çok ayet var. (ölçü tartı kanunu, adalet kanunu, bilimsel çalışma kanunu, borç kanunu, sosyal ilişkiler kanunu v.s. hepsi hakkında gerekli açıklamalar ve kıssaslar mevcut. Boşlukları doldurmak ise konusunda derinleşmiş uzmanların işi...)
sanki din başka iş hayatı başka...