Konu: Nûr sûresi
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 5. April 2013, 12:43 PM   #25
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Selamlar,

Kuranda anlatılan olaylar veya kavramları şekilsel, görsel, görüntüdeki, somut anlam olarak anlamaya çalışınca dinin özünün kavranması güçleşiyor, anlatılmak istenenler anlaşılmıyor, tutuculuk ve bağnazlık ortaya çıkıyor ve anlatılanlar sanki şunu yap bunu yapma gibi komutlara dönüyor.

Din akla ve akıl sahiplerine indirilmiştir. Yani anlatılan her olgu aklı meydana getirmek, oluşturmak, düşüncenin önünü açmak, idrak etmeyi sağlamak ve insanlığı açığa çıkarmak içindir. Anlatılanlar her Allahın Kulu için geçerlidir. Erkek dişi ayrımı yapmadan insanlar içindir. Allahın huzuruna çıkacak olan insandır. Üstünlük erkek ve dişi olmada değil takvadadır.

Bir baş örtme mevzusu varsa bu her insan için geçerlidir, cinsiyet ayrımı yoktur aslında. Bu ayrımı biz kendi kurduğumuz dünya düzeninde, yapılaşmamızda, anlayışımızda yapıyoruz, ilahi metinleri de bu eksende anlamaya çalıştığımız için işin içinden çıkamıyor, dinin esasının dışındaki çözümlere yöneliyoruz.

Bu örtme ve örtünmenin ne olduğunu anlamak için araf suresine bakma gereklidir, aslında anlatılan olay aynıdır.


Araf Suresi

19. Ey Adem! Sen ve eşin cennette yerleşip dilediğiniz yerden yeyin. Ancak şu ağaca yaklaşmayın! Sonra zalimlerden olursunuz.

20. Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi.

21. Ve onlara: Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim, diye yemin etti.

22. Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesini tattıklarında ayıp yerleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar. Rableri onlara: Ben size o ağacı yasaklamadım mı ve şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi? diye nidâ etti.

23. (Adem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.

24. Allah: Birbirinize düşman olarak inin! Sizin için yeryüzünde bir süreye kadar yerleşme ve faydalanma vardır, buyurdu.

25. "Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve orada çıkarılacaksınız" dedi.

26. Ey Adem oğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise yarattık. Takvâ elbisesi... İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah'ın âyetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar.



Görüleceği üzere olay tamamen soyuttur. Siz hiç takva elbisesinin satıldığını gördünüz mü? Ayete bakarsanız bu elbiseyi biz yarattık diyor, ayıp yerleri örtecek elbise, hemde süslüymüş. Yani sizin bu ziynet dedikleriniz de bu elbisede var. Ama bunların hepsi soyut görünen elle tutulan somut elbise veya süs değil!

Bedeni örten gizleyen şeylere de elbise demişler, insanın ayıplarını örten gizleyen ve yücelten giyilen soyut elbisede “ takva elbisesi”, Allahın biz yarattık dediğini dükkandan parasıyla alabileceğinizi zannediyor musunuz? Eşarb ve başörtüsü satılıyor, paranız varsa alırsınız, takarsınız bu dünya düzeni, yani bizim kurduğumuz hayatın içinde var. Ama diğerini hak ederseniz Allaha yaratıyormuş, hayırlı olanda buymuş, nasıl elde edebiliriz sizce?

İnsanın ayıp yerlerinin görülmesi de nedir? (dikkat edin bedenin değil, insanın. İnsan ayrı oldu beden ayrı olgu, herkes bedeni insan zannediyor!)



27. Ey Âdem oğulları! Şeytan, ana-babanızı, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları, inanmayanların dostları kıldık.

28. Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti" derler. De ki: Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?

29. De ki: Rabbim adaleti emretti. Her secde ettiğinizde yüzlerinizi O'na çevirin ve dini yalnız Allah'a has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi (yine O'na) döneceksiniz.

30. O, bir gurubu doğru yola iletti, bir guruba da sapıklık müstehak oldu. Çünkü onlar Allah'ı bırakıp şeytanları kendilerine dost edindiler. Böyle iken kendilerinin doğru yolda olduklarını sanıyorlar.

31. Ey Adem oğulları! Her secde edişinizde güzel elbiselerinizi giyin; yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.

32. De ki: Allah'ın kulları için yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim haram kıldı? De ki: Onlar, dünya hayatında, özellikle kıyamet gününde müminlerindir. İşte bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz.

33. De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah'a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.

Sakın buradaki elbiseleri bedene giyilen elbiselerle karıştırmayın, dikkatli okuyun ayetleri. Düz mantık yürüterek burada anlatılanlar çözümlenemez!, din demek insan demek, dinle insanı birbirinden ayrılınca şekle vurulunca anlayış kıtlığı ortaya çıkıyor, bizim genel olarak sorunumuz budur, düşünemiyoruz! Dinin amacı aklı ve düşünceyi ortaya çıkarmak, ama herkes şekli ortaya çıkarmaya çalışıyor böyle DİN(İNSAN) olur mu?
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
mustafabey Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
merdem (5. April 2013)