Yavas yavas hedefe ulasiyoruz.
Yüce Allah Ruhbaniyeti elestiriyor, bu yüzden Havra, Manastir ve Mescidlerin ibadet (törensel bir sekilde) yerleri olarak anlasilmamasi gerekir.
Hadid suresi, 27 : Uydurdukları ruhbaniyeti onlara biz emretmedik.
Tevbe suresi, 34 : Şu bir gerçek ki, hahamlardan ve rahiplerden (Ruhbanlardan)birçoğu halkın mallarını uydurma yollarla tıkabasa yerler ve Allah'ın yolundan geri çevirirler.
Tevbe suresi, 31 : Onlar Allah'ın yanında, ruhbanlarınıda rabler edindiler.
Yasin suresi, 21 : Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar."
Ruhban: Allah katından kendilerine bir vazife verilmediği halde din adamlığı yapan kişiler.
(papaz, rahip, haham, hoca, müftü, dini lider v.b.)
Ayet'de geçen "sizden ücret almayanlara uyun" kelamında ücret almayanlardan kast edilenler ise Peygamberler ve Veli'lerdir.
Hacc 40 da geçen "Savme, Biye ve Salavat" dünyayı bırakıp kendilerini ibadete adayan kimselerin ibadet yerlerinin isimleridir. Salavat, Aramicede salavta idi. Belki de İngilizce'deki salute ve salutation kelimelerinin kökenidir. Buralar ibadet yerleri olamaz. Herhalde Rabbimiz bu manada kullanilan ibadet yerlerini (ruhbaniyet dolayisiyla) korumasi altina almaz.
Mescid: bağımsızlığı ifade etmektedir. Bir milletin, toplumun, devletin mabedine düşman elinin dokunması demek bağımsızlığını kaybetmesi demektir. Mabede namahrem eli dokunmamahdır. Onun için insanlar, o toplumun halkı mabedlerini müdafaa etmelidir; çünkü bu, Allah'ın koyduğu bir ilkedir. Halk kendi mescidini müdafaa edecek, Allah da ona yardım edecektir. İnsanın müdafaa gayreti olmadan, Allah'ın yardımı gelmez. Olabilir mi?
|