Gâşiye 17'de DEVE anlamina gelen ibil (إبل) sözcügü var. Hakki Yilmaz o sözcük konusunda dogru bi tesbitte bulunuyor. Diyor ki:
17. ayette geçen “ إبل ibil” sözcügü ilk Mushaflarda “ ا ب ل ebl” harfleriyle harekesiz olarak yazilidir. Bu sözcügü harekelerken [ses verirken] “ إبل ibil” veya “إبّل ibbil” olarak okumak mümkündür.
Sözcük
“ibil” seklinde okunursa “deve”;
“ibbil” şeklinde okunursa “yagmur yüklü bulut”
anlamina gelmektedir.
(Lisanü’l Arab, c. 1, s. 55,
Tacü’l Arus; c. 14, s. 4, “ebl” mad.)
Benim merak ettigim, Saffât 48'deki
în عين
konusunda niçin ayni dogru tesbitte bulunmaz.
Örnegin:
48. ayette geçen “عين în” sözcügü ilk Mushaflarda “ع ي ن ayn” harfleriyle harekesiz olarak yazilidir. Bu sözcügü harekelerken [ses verirken] “عِينٌ înun” veya “aynin عَيْنٍ” olarak okumak mümkündür.
Sözcük
“înun” seklinde okunursa “iri gözlüler”;
“aynin” şeklinde okunursa “su gözü, PINAR”
anlamina gelmektedir.
Konu Hasan Akçay tarafından (8. May 2014 Saat 11:25 AM ) değiştirilmiştir.
|