Sayın insan.
Yazınızda tevbe-73, tevbe-123 ve maide-33. ayetler ile belirtilen haller bir Müslüman için "RAMAZAN" günleridir "Mescid-i Dırar" kurulmaya başlanmıştır. Buna şahit olduğu anda derhal, bu hali doğuran kişi/kişiler ve ortam ile hiç gecikmeden, İslama zarara vermesine fırsat vermeden savaşa/mücadeleye girişmelidir. Çünkü bakara 279. ayet ile tanımlanan durum ortaya çıkmıştır.
Bu savaş/mücadele, İslam galip gelene kadar, yani düşman kendi elleriyle cizye verene kadar, pes edene kadar, İslamın şartlarını kabul edene kadar sürmelidir.
Bir soru akla gelebilir: "İyi, güzel de bu mücadelenin toprak olarak sınırları var mıdır? Yoksa bütün dünyada mıdır?"
Bunun cevabı "Hicaz hattıdır". Hicaz hattı İslam'ın ulaştığı ve uygulandığı sınırlardır. Bu İslam ülkesinin müslüman olmayanlara kapatılması değildir. Bilakis gelecekler, uygulamayı görecekler, ve memleketlerine dönünce durumdan sitayişle/gıpta ile/imren ile bahsedecekler ve kendi kendilerine İslam'ın propagandasını yapacaklar.(Bu günkü durum tam tersi bir durum olup sebep de bellidir; ama "ben Müslümanım" diyenlerin Müslümanliği belli değildir.)
O halde sizin de ayet olarak belirttiğiniz gibi Furkan-52 ile Maide-34. ayetler bu savaşın etkinlik olarak sınırlarını belirtmektedir.
Bu yönde de "maide 33-34" başlığı altında
http://www.hanifler.com/showthread.php?t=3555
ve "Oruç Bahsinde" 'yazın ortasında oruç' yazılarında da
http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1736&page=13
bahsedilmişti. Yeniden görmek için isterseniz tıklayın.
Saygılarımla.
Galip Yetkin.