Selamun aleyküm, değerli kardeşim Galipyetkin kardeşim.
Ta Ha 109: " Yevmeizin la tenfeuş şefaatü illâ men ezine lehür Rahmanu ve radıye lehu kavla"
ayetinin doğru çevirisi:
"O gün, Rahmân'ın kendisine izin verdiği ve sözce hoşnut olduğu kimseler hariç şefâ'at fayda vermez."
şeklindedir. Burada yapılan istisna tıpkı Meryem Suresinin 87. ayetindeki istisna gibidir.
(Meryem 87:La yemlikûneşşefaate illâ menittehaze ınder Rahmani ahda.
Onlar, Rahman'ın katında bir ahit almış olan kimse hariç, şefâ'ate sahip olamayacaklardır.)
Şefaatle ilgili olarak Meryem/87’deki “Rahman’ın katında ahd almış olan kimse hariç” şeklindeki istisna, yüzlerce ayette bildirildiği gibi nasıl “iman edenler ve salihatı işleyenler” ise, Ta Ha109. ayetindeki “izin verdiği ve sözce hoşnut olduğu kimseler hariç” şeklindeki istisna da yine yüzlerce ayette bildirildiği gibi “iman edenler ve salihatı işleyenler”dir. Yani Rabbimizin her iki ayetteki istisna cümlelerinden anlaşılan odur ki, “iman eden ve salihatı işleyenler” dışında hiç kimse şefaat beklentisinde olmamalıdır.
Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen sadece Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
|