Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27. November 2019, 12:56 AM   #1
Emre Karaköse
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: May 2018
Mesajlar: 15
Tesekkür: 0
10 Mesajina 10 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
Emre Karaköse has much to be proud ofEmre Karaköse has much to be proud ofEmre Karaköse has much to be proud ofEmre Karaköse has much to be proud ofEmre Karaköse has much to be proud ofEmre Karaköse has much to be proud ofEmre Karaköse has much to be proud ofEmre Karaköse has much to be proud of
Standart Kuran piyasadaki sahte incillerin hatalarını düzeltir

Evet piyasadaki sahte İnciller ve sahte Tevrat insan yazımı birer hadis kitaplarıdır.

Buhari ne ise Markos, Lukka veya Yuhanna da odur. İnsan gözlemi hadis kitaplarılar.

Elimizdeki tek gerçek kutsal kitap bugün için Kuran'dır.

Şimdi elimizdeki tek gerçek kutsal Kitap olan Kuran'ın piyasadaki sahte İncillerin hatalarını nasıl düzelttiğine örnekler verelim.

Değiştirilmiş sahte İncil yani insan yazımı hadis kitabı şöyle der:

"Yine size derim: Devenin iğne deliğinden geçmesi zengin adamın Allah'ın melekûtüna girmesinden daha kolaydır".

Tabii Kuran helal yoldan elde edilmiş zenginliği ve zenginleri överek değiştirilmiş İncil(ler)in bu sinsi propogandasını suratlarına çarpar. Ayrıca yukarıdaki değiştirilmiş incil sözünün de gerçeğini yazarak yine değiştirilmiş kitapların ipliğini pazara çıkarır:

A'raf Suresi 40 Ayetlerimizi yalanlayan ve onlar karşısında büyüklük taslayanlar var ya, gök kapıları açılmayacaktır onlar için ve deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete giremeyeceklerdir onlar. Suçluları böyle cezalandırırız biz.

Yani zenginler değil, büyüklük taslayanlar inkarcılar deve iğne deliğinden geçmedikçe cennete giremeyeceklerdir.

Kuran, zenginliğin ve nimetlerin yanı sıra bilimi ve bu yolda çalışmayı da destekler. Ve gerçekleri sunar. Zaten bu sayede İslam'ın ilk dönemlerinde Müslümanlar birdenbire olağanüstü bir medeniyete ulaştılar.

***
Yine Hıristiyanlıktaki cennet inancı da ruhçuluk doğrultusunda şekillenmiştir.

Belki ilk bakışta bedensel ve maddi ahiret dünyasını kabul etmektedir değiştirilmiş İncil, ama gerçekte pagan mistisizmdeki gibi, oradaki yaşam derviş-aziz yaşantısı gibi kabul edilir.

Yeme içme ve cinsellik-evlilik gibi nimetler olmayacaktır değiştirilmiş İncil`e göre:

Matta 22: 30 "Dirilişten sonra insanlar ne evlenir, ne de evlendirilir, gökteki
melekler gibidirler.

Luka
20: 34 İsa onlara şöyle dedi: "Bu çağın insanları evlenip evlendirilirler.

20: 35 Ama gelecek çağa ve ölülerin dirilişine erişmeye layık görülenler ne
evlenir, ne evlendirilir.


20: 36 Bir daha ölmeleri de söz konusu değildir. Çünkü meleklere benzerler ve

dirilişin çocukları olarak Tanrı`nın çocuklarıdırlar.

Çünkü bilindiği üzere, ruhçuluğa göre maddi nimetler kötüdür ve insanoğlu dünya-ahirette bu nimetlerden uzak kalmalıdır.

Bu kabuller yine tasavvuf gibi öğretilerle daha sonraları İslam dünyasına da aşılanmaya çalışılmış, insanın ahiret yaşantısında tanrısallaşacağı, birleneceği ve maddi nimetlerden ebediyen uzak kalacağı inancı ustaca işlenilmiştir.

Ama gerçekte ise Kuran`a göre tam tersine, nimetler insanlar için yaratılmış olağanüstü hediyelerdir ve ahirette sonsuza dek insanlar bu hediyeleri deneyimleyecektir. İnsanoğlu sonsuza dek insan olarak kalacaktır:

"Orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet aldığı her şey var. ve siz orada süresiz kalacaksınız. "(Zuhruf Suresi 71. )

Cinsellikten satranca kadar aklınıza gelebilecek tüm nimetler vardır cennette:

-De ki "Allah`ın kulları için verdiği süslenecek şeylerle rızık olarak verdiklerinin temiz olanlarını kim yasak edebilir?"yine de ki "bunlar dünyadaki inançlı kişilerindir. ahirette ise yalnız onlarındır". ayetlerimizi anlayanlara bu şekilde açıklamaktayız. (Araf süresi 32. ayet)

***
KİŞİSEL LİNK VERMEK FORUM KURALLARINA AYKIRIDIR

***
PİYASADAKİ SAHTE TEVRAT'A GÖRE BİR BABA KIZINI KÖLE OLARAK SATABİLİRMİŞ

Evet yanlış okumadınız, sahte Tevrat'a (hadis kitabı) göre bir baba borcuna karşılık kızını köle olarak satabiliyor ve işin daha da kötüsü, Köleliğe satılan bir kız, sıradan bir erkek kölede olduğu gibi altı yılın sonunda serbest de bırakılmaz.

MISIRDAN ÇIKIŞ 21
7 “Eğer bir adam kızını cariye olarak satarsa, kız erkek köleler gibi özgür bırakılmayacak. 8 Efendisi kızla nişanlanır, sonra kızdan hoşlanmazsa, kızın geri alınmasına izin vermelidir. Kızı aldattığı için onu yabancılara satamaz. 9 Eğer cariyeyi oğluna nişanlarsa, ona kendi kızı gibi davranmalıdır. 10 Eğer ikinci bir kadınla evlenirse, ilk karısını nafakadan, giysiden, karılık haklarından yoksun bırakmamalıdır.

Neyse ki elimizdeki tek kutsal kitap olan Kuran piyasadaki sahte Tevrat'ın (hadis kitabının) bu hatasını da düzeltir.

Ne kız ne de erkek kimse köle olarak veya başka birşey olarak satılamaz.

Bırakın kendisini, bir kimsenin kalemini bile izinsiz alamazsınız.

KİŞİSEL LİNK VERMEK FORUM KURALLARINA AYKIRIDIR

***
Gerçekte bir hadis kitabı olan sahte Tevrat'ta Yusuf'un gelecekle ilgili gördüğü rüya gerçekleşemiyor. Çünkü annesi kavuşamadan hayatını kaybediyor bu hadis kitaplarında:

Yaratılış 37:9 Yusuf bir düş daha görüp kardeşlerine anlattı. “Dinleyin, bir düş daha gördüm” dedi, “Güneş, ay ve on bir yıldız önümde eğildiler.”

Yaratılış 37:10 Yusuf babasıyla kardeşlerine bu düşü anlatınca, babası onu azarladı: “Ne biçim düş bu?” dedi, “Ben, annen, kardeşlerin gelip önünde yere mi eğileceğiz yani?”

Yaratılış 35:19 Rahel öldü ve Efrat –Beytlehem– yolunda gömüldü.

Yaratılış 43:26 Yusuf eve gelince, getirdikleri armağanları kendisine sunup önünde yere kapandılar.

Yusuf'un rüyasında anne ve babası ve kardeşlerinin kendisinin önünde eğilmeleri sembollerle gösteriliyor. Ama görüldüğü üzere sahte Tevrat'a göre annesi bu olayı yaşayamadan bu dünyadan ayrılmış durumda. Ve böylece gelecekle ilgili kendisine gösterilen bu bilgi tam gerçekleşememiş oluyor.

Ama Kutsal Kitap Kuran bu olayın gerçek halini anlatır.

Rabbin, peygambere gelecekle ilgili gösterdiği rüya elbette bir bilgi idi ve aynen gerçekleşecekti.

Yusuf Suresi
12:4 Yusuf, bir zamanlar babasına: "Babacığım, on bir gezegeni, güneşi ve ay'ı gördüm, onların bana secde ettiklerini gördüm" dedi.

12:100 Ana-babasını tahtın üstüne çıkardı. Hepsi, Yusuf'un önünde secde eder gibi eğildiler. Yusuf dedi: "Babacığım, işte bu, benim önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. O, bana çok güzel lütuflarda bulundu. Şeytan, benimle kardeşlerim arasına yamukluk soktuktan sonra, O beni zındandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi. Rabbim, dilediği şeyde çok ince lütuflar sergiliyor. Alim olan O'dur, Hakim olan O'dur."

Evet Kuran Yusuf'un annesinin yaşadığını, ona kavuştuğunu ve ailenin diğer fertleriyle birlikte onun önünde eğildiğini anlatarak rüyanın gerçek hayatta karşılığını bulduğunu belirtir.

Ve yine hadis kitapları olan piyasadaki sahte İncillerin/Tevrat'ın bir hatasını daha düzeltmiş olur..

***
Nuh Tufanı bölgeseldi ve sadece Nuh Halkını yok etti.

Allah sadece suçluları cezalandırır.

Ve bugün bilimsel kanıtlar da hep bölgesel su baskınlarına işaret eder.

KİŞİSEL LİNK VERMEK FORUM KURALLARINA AYKIRIDIR

Ve Nuh sadece bölgesindeki hayvanlardan örnekler topladı gemisine.

***

Canlıların ruhları/hayaletleri yoktur.

Ruh vahiydir:

KİŞİSEL LİNK VERMEK FORUM KURALLARINA AYKIRIDIR

***
Hıristiyanlık yine Hinduizm ve diğer dinlerde olduğu gibi sonradan ruhçu paganizmin egemenliği altına girip değişime uğramış, kaynağı bile değiştirilmiş, bugünkü halini almıştır. Hatta adı bile sonradan değişmiştir.

Bu ruhçulukta zenginlik ve nimetler olumsuz şeyler olarak gösterilir.Ve durum böyle olunca da, olağanüstü zenginliklere sahip Davut ve Süleyman peygamberler birer günahkar gibi gösterilmeye çalışılmıştır Hıristiyanlıkta.

Cinlerin öğretisi olan ruhçu öğretiye göre dünya güzellikleri ve madde kötüdür ve bir leştir. Bu yüzden dünya nimetleri ve zenginlik içerisinde yüzen kişiler bir şekilde "kirli" ve "günahkar" olarak gösterilmeye çalışılır. Değişmiş İncil'de de bu olmuş, çok zengin olan Davut ve Süleyman peygamberlere çeşitli iftiralar atılarak aslında zenginlik kötülenmek istenmiştir. Hatta bu peygamberler tam bir peygamber bile sayılmamış, birer günahkar kral gibi gösterilmeye çalışılmıştır. Yabancı filmlerde de görmüşsündür belki, Davut ve Süleyman peygamberler sözde günahkar ve isyankar birer kral olarak gösteriliyor. Etraflarında ise yarı çıplak, ellerinde asaları olan fakir ruhbanlar-kahinler dolaşıyorlar. Sözde asıl peygamberler bu sefil ruhbanlarmış gibi gösteriliyor ve sanki bu kahinler Tanrı'dan aldıkları ayetleri onlara iletiyor gibi bir hava yaratılıyor. Çünkü ruhçu öğretiye göre erdemli ve iyi olmanın yolu sefillikten ve dünya nimetlerinden el etek çekmekten geçiyor. Böyle olunca da Hıristiyanlıkta, çok zengin ve nimetler içerisinde yaşayan Davut ve Süleyman tam peygamberlerden bile sayılamıyor. Bu yüzden onlara büyük iftiralar atılıyor ve sanki gerçek elçiler onlar değilmiş de çevrelerindeki kahinler gerçek peygamberlermiş gibi sunuluyor.

Kuran ise bu iftiraları yalanlar ve gerçekleri yazar. Bu elçiler hem çok zengin hem de en erdemli insanlardandır.Allah'ın en sevgili ve cennetlik kulları arasındadırlar. Hatta Kuran'da Süleyman peygamber, belki de en çok övülen ve cennetle müjdelenen insandır. Kuran'a göre elçilerin daha bu dünyada cennetimsi bir yaşama kavuşmaları,onların Allah'ın sevgili kulları olduklarını göstermektedir. İslam'a göre iyiler bu dünyada da güzellikleri yaşamaya başlarlar. Ruhçu öğreti de ise bu durum tam tersinedir.

-Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarını uydurdular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı(Bakara 102'den alınmıştır)

Sad Suresi 30 Davûd'a Süleyman'ı armağan ettik. Ne güzel kul! Hep Allah'a sığınır, yakarırdı.

***
İsa Peygamber Musa ve Harun Peygamberlerin Yeğeniydi

Ve Sahte Tevrat'taki Yuşa aslında İsa'nın ta kendisi.

KİŞİSEL LİNK VERMEK FORUM KURALLARINA AYKIRIDIR

***
EVRENİN YAŞI DÜNYAMIZIN YAŞININ ÜÇ KATI


Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde/evrede yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.(Kaf Suresi 38. ayet)

De ki: "Siz, yerküreyi iki günde/evrede yaratana gerçekten nankörlük edip O'na ortaklar mı koşuyorsunuz? Âlemlerin Rabbi'dir O."(Fussilet Suresi 9. ayet)

Ayetler evrenlerin ve evrenimizin 6 günde/evrede, dünyamızın ise 2 günde/evrede yaratıldığını söylüyor.

Yani evrenin yaşı veya yaratılış evresi, dünyamızın yaşından veya yaratılış evresinden 3 kat fazla demektir.

Günümüzde bilim de benzer bir bilgi veriyor: evrenimiz 13,5 milyar yaşında iken dünyamız 4,5 milyar yaşında diyor....

Diğer bir deyişle bilim de evrenimizin yaşının dünyamızın yaşının 3 katı olduğunu belirtiyor (4,5 X 3 = 13,5 eder).

Bana "ama bu oran sadece günümüzde geçerli" diyerek itiraz edenlere cevabım: Evrenimiz/evrenler 6 günlük evredeyken, dünya 2 günlük evredeymiş, Kuran'ın indiği dönemde evrenin yaşı dünyanınkinin 3 katı.

Ve bilimin de aynı şeyi söylemesi yeni bir mucizeyle tanıştırıyor bizi.

***

Sahte Tevrat'a göre erkek çocuk varsa kızlar miras alamaz

Piyasadaki sahte Tevrat'a (hadis kitabı) göre eğer ölen adamın erkek çocuğu varsa kız kardeşleri miras alamıyor.

Çölde Sayım:

8 “İsrailliler’e de ki, ‘Bir adam erkek çocuğu olmadan ölürse, mirasını kızına vereceksiniz. 9. Kızı yoksa mirasını kardeşlerine, 10. kardeşleri yoksa amcalarına vereceksiniz.

Evet yanlış okumadınız. Erkek çocuk varsa kız kardeşleri, yani kız çocuklar miras alamıyorlar.

Ama kutsal kitap Kuran piyasadaki sahte Tevrat'ın bu hatasını da düzeltir erkek çocukların yanı sıra kızkardeşlerinin de miras alacağını söyler.

Bu arada sahte Tevrat'a göre çocuklar yoksa ölenin erkek kardeşleri, onlar da yoksa amcaları miras alabiliyor. yani yine kadınlara (teyzeler vs) birşey yok.

Ve elbette ki Kuran bu hatayı da düzeltir ve yine kadınların da miras alacağını gösterir.

KİŞİSEL LİNK VERMEK FORUM KURALLARINA AYKIRIDIR

***
Sahte Tevrat'a göre zinanın cezası recmdir yani idamdır.

Kuran bu hatayı da düzeltir. Hiçbir zaman zinanın cezası idam olmadı Allah'ın dininde .

Zinanın cezası gerçekte sadece cilde 100 sopadır:

Zina eden kadın ve zina eden erkeğin ciltlerine yüz vuruş vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun.

24-Nur Suresi 2


***

Sahte Bible şöyle der:

Sonsuza dek benimle İsrailliler arasında bir işaret olacak, çünkü altı gün içinde Rab gökleri ve yeri yarattı, yedinci günde dinlendi ve yenilendi. [Çıkış 31: 17]

“Yenilenmiş” için kullanılan orijinal İbranice kelime, “nefesini kesmek, kendini yenilemek” anlamına gelen “‘naphash’” tır.

Kuran'a göre, Tanrı bu insanı zayıflık ve halsizlik özniteliklerini göstermez. Bu nedenle, Dinlenmeye veya Kendini yenilemeye ihtiyacı yoktur. Bu yanlış iddia Kuran tarafından düzeltildi ve işin doğrusu yazıldı:

Kuran 50:38 Andolsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.

***
Sahte İncil, Musa'nın, Yusuf ve İbrahim'in hikayelerinde Mısır'ın yöneticisine gönderme yapmak için hep “Firavun” terimini kullanır:

Aynı gece firavun Musa'yla Harun'u çağırttı ve, “Kalkın!” dedi, “Siz ve İsrailliler halkımın arasından çıkıp gidin, istediğiniz gibi RAB'be tapın. (Çıkış 12:31)
Firavun Yusuf'u çağırttı. Hemen onu zindandan çıkardılar. Yusuf tıraş olup giysilerini değiştirdikten sonra firavunun huzuruna çıktı. (Yaratılış 41:14)

Firavun Avram'ı çağırtarak, “Nedir bana bu yaptığın?” dedi, “Neden Saray'ın karın olduğunu söylemedin? (Yaratılış 12:18)

Eski Mısır hiyeroglifleri hakkındaki bilgimizdeki ilerlemeler, 'Firavun' kelimesinin Mısır'ın 'per-aa' teriminin, kelimenin tam anlamıyla “büyük ev” anlamına geldiğini ve kraliyet sarayını betimleyen bir başlık olduğunu ortaya koydu. Ancak tarihsel olarak, “Firavun”, Yeni Krallık döneminde, Mısır tarihinde çok daha sonra kralın unvanı olarak kullanılmaya başlandı.

Bu, sahte İncil'in tarihsel olarak yanlış yaptığı anlamına gelir, “Firavun” kelimesini Yusuf ve İbrahim'in hikayelerinde yer alan Mısır hükümdarına atıfta bulunmak için kullanmak hatadır.

Kuran ise yine olayın doğrusunu anlatır ve gösterir.

Musa dedi ki: “Ey Firavun!
Gerçekten de ben Alemlerin Efendisinden bir elçiyim”
Kuran (7:104)

Dediler ki: “Melikin (hükümdarın) su tasını kaybettik…”
Kuran (12:72)

- Yusuf'un çağındaki Mısır hükümdarı ile ilgili olarak, Kuran hep “Kral/Melik” unvanını kullanır; asla Firavun demez

- Ve Musa'nın zamanını anlatırken Kuran, Mısırlı yöneticiye hep “Firavun” der ve asla Melik olarak adlandırmaz.

Dolayısıyla, Kur'an'ın “Firavun” ifadesini kullanması, kelimenin değişmesiyle ilgili tarihsel olarak bildiklerimizle uyum içinde. Şaşırtıcı bir şekilde, bu tarihi gerçekler, Mısır hiyeroglifleri bilgimizin uzun zamandır kaybolduğu gibi, 7. yüzyıldaki Kuran Vahiyleri zamanında bilinmiyordu. Eski Mısır hiyeroglifleri hakkındaki bilgiler, 19. yüzyılda Kuran'ın açığa çıkarılmasından 1000 yıl sonra Rosetta Taşı'nın keşfi ile sonunda çözülene kadar tamamen unutulmuştu.

Evet Kuran yine piyasadaki sahte İncillerin bir hatasını daha düzeltti.

Yusuf Peygamberin zamanında hükümdara asla Firavun denmezdi.

Musa peygamber zamanında ise Firavun denirdi.

Tıpkı Kuran'da anlatıldığı gibi.

***

Bilindiği üzere sahte İncillere göre dünya düzdür.

Kuran ise sahte İncil'in bu hatasını da düzeltir ve dünyanın yuvarlak , top/küre olduğunu belirtir:

Kuran Naziat Suresi 30 Bundan sonra da yeri yayıp deve kuşu yumurtası biçiminde yuvarlattı.

Buradaki devekuşu yumurtası anlamına gelen kelime "dahaha".

Bu arada kelime hakkında Arapların yaptığı tartışmalardan örnek verelim(Arapların kendileri kelimenin bu anlamda nasıl kullanıldığından bahsediyorlar):


ve

Kuran 39:5 Gökleri ve yeri gerçek ile yarattı. Geceyi gündüzün üzerine yuvarlar ve gündüzü de gecenin üzerine yuvarlar. Güneşi ve ayı da emri altına sokmuş ve onların her biri belli bir süreye kadar akıp gitmektedir. Kesinlikle, O Üstündür, Bağışlayandır.

Buradaki ilgili kelime ise "Yukawer "; "top haline gelmek" anlamındadır.


Ve böylece Kuran yine işin gerçeğini bize gösterir.

***

Piyasadaki sahte İncil'e göre yasak meyvayı yemenin asıl sorumlusu Havva'dır yani kadındır. Ve bu ifade Hıristiyanlık ve yahudilikte kadınlara yönelik olumsuz klişeleşmenin kökenini ortaya koymaktadır;

Yaratılış 12-13 Adem, “Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim” diye yanıtladı.
RAB Tanrı kadına, “Nedir bu yaptığın?” diye sordu.
Kadın, “Yılan beni aldattı, o yüzden yedim” diye karşılık verdi.

Yaratılış16 RAB Tanrı kadına,
“Çocuk doğururken sana
Çok acı çektireceğim” dedi,
“Ağrı çekerek doğum yapacaksın.
Kocana istek duyacaksın,
Seni o yönetecek.”

Ve pavlus da mektubunda erkek/Adem aldanmadı ama kadın aldandı der.

Kuran ise piyasadaki İncil'in bu hatasını da düzeltir ve cinsiyet ayrımcılığını oradan kaldırır:

Kuran 7:22 Nihayet onları kandırarak aşağı çekti. O ikisi ağaçtan tadınca çirkin yerleri kendilerine açıldı. Bahçenin yapraklarından yamalar yapıp üzerlerine örtmeye başladılar. Rableri onlara seslendi: "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı, ben size, şeytan sizin için açık bir düşmandır demedim mi?"
7:23 "Ey Rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız."

Piyasadaki İncil öncelikli olarak kadını suçlarken, Kuran ise her ikisini de eşit derecede sorumlu tutar ve asla önce kadının yasağı çiğnediğini veya olayın onun suçu olduğunu falan söylemez.

Selam ve sevgiler

Konu bartsimpson tarafından (17. December 2019 Saat 08:24 AM ) değiştirilmiştir.
Emre Karaköse isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Emre Karaköse Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (30. November 2019)