Selam,
Resul kavramının içeriğine baktığımızda ayetler ve meleklerinde birer “RESUL” olduğunu görüyoruz. Yani bugünde Resul'den öğreniyoruz.Allah’ın Resul’ü fiziki olarak aramızda değil ama getirdikleri (vahiy) hala okunduğu ve korunduğu için Allah’ın Resul’ü manen aramızda.Resulullah’tan bir şey öğrenmek isteyen Abdullah oğlu Muhammed’i RESUL yapan bilgilere/vahye/Kur’an’a müracaat ederse ancak Resulullah’tan öğrenmiş olur.Buraya kadar sanırım tüm Hanifler aynı fikirde.
Aslında benim özeleştiri yapılmasında fayda gördüğüm aşama bu noktadan sonra başlıyor.Bizler Kemale erdirilmiş/tamamlanmış/sınırları çizilmiş bir dinin mensupları , itaat edenleri ve muhataplarıyız. Bizler mevcud ayetlere göre değerlendirme yapabiliyoruz ve ayetlere uygun davranmak için gayret gösteriyoruz.
Halbuki; Resulullah zamanında olsaydık vahiy süreci devam ettiğinden, gelecek ayetler bizleri sevindirebileceği kadar üzebilirdi de. Gizli kalmış bir davranışın tüm insanlığa deklare edilmesi olabilirdi , kınanan bir davranışımız veya, tam tersi Kur’an’ın övdüğü bir davranış bizden tecelli etmiş olabilirdi.Bugün toplumda saygınlığı olan bir kişi gelen bir ayet ile cehennem ile müjdelen biri olabilirdi…Çünkü gelecek ayet herkes tarafından önemliydi…
Aslında vahiy aynı vahiy , değişme yok. Biri kitapta , diğeri Resulullah’ın dudaklarında…Bizde bir değişiklik olurmuydu ? Kanaatim Vahyin/Kur’an’ın hayatımız da ki yeri daha dinamik olurdu Kararlarımızı daha hızlı ve net alırdık….
Ne zaman bir sure indirilse içlerinden biri, "Bu hanginizin imanını artırdı?" diye konuşur. İmanı olanların imanını artırmıştır. İşte sevinip duruyorlar!Tevbe/124.
Mutlu ve esen kalın.
__________________
And olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen? Kamer/17-22-32-40
|