Allahın yeri göğü nasıl yarattığı yada canlıları nasıl türettiği yada ilk canlıyı ne şekilde yarattığı konusunda sadece bilim adamlarının teorilerine sahibiz. Çünkü Allah onları yaratırken bizleri yaratılışına şahit tutmadı, görmedik, bilmiyoruz.
Yüce Allah diledği şekilde yaratır, isterse topraktan bitki gibi çıkarır, dilerse gökten yapmur gibi yağdırır ve bunu nasıl yaparsa yapsın mutlaka bir düzen ve kurallar silsilesi içerisinde sebeplere bağlı olarak yapar. Eğer böyle yapmamış olsaydı doğada pek çok çelişki,pek çok çatlak bulurduk. Doğayı, evreni kusursuz yapan şey onun kanunlar gereği işlemesidir. Keyfiyet yoktur ve mucize diye adlandırdığınız sıçramaları yapmaz.
Bu zannederim ki ahirette de böyle olacak.
****
Ama neden böyle birşeyi yazma yada evrim konusunda cevap vermek gereği duyduğumu açıklayayım.
Allah yarattığı şeylere bakmamızı onları okumamızı ve ibret almamızı emreder. Allahı onun yaratış biçiminden tanıyabilir onu biraz daha tanıyabiliriz. bu ancak yarattıklarını incelemekle hayatı incelemekle mümkündür. Evrim konusunun doğal ve çatlaksız bir süreç olduğunu bilmek size ne kazandıracaktır? bu anlayışınızdan anlayışa değişir...
--
Allah bizleri ana rahmindeyken hatta daha yaratmadan önce ne olduğumuzu iyi biliyor. Kendimizi temizlemeye gerek yok, hangi barbar kan dökücü primatın gelişmiş aşamasıyız en doğrusunu Allah bilir. Ancak şu da bir gerçektir ki evrimle beraber insan oğlu her ileriki aşamada daha iyi bir türe dönüşüyor. Allah dilerse bizi yok edip yerimize yenilerini getirir derken bunun evrimsel süreçle olacağını düşünüyorum.
Çünkü evrenin kanunları Allah tarafından konulmuş ve kendisi tarafından dahi ihlal edilemeyecek şekilde muhafazaya alınmıştır. O'nun sünnetinde/kanunlarında hiç bir değişme bulamazsın. Bu biraz sert görünür ama en ideal ölçü budur. Evren kanunları kimseye torpil geçmez, türümüzdeki hiç bir canlı diğerinden takvası haricinde üstün değildir. Doğuştan torpilli değildir. Hepimiz aynı kan dökücü zorba primatın akıl, zeka ve kavramsal düşünce kazanmış günaha meyilli ve aceleci formlarıyız.
Bu yaratılış kanunlarından benim çıkardığım sonuç:
Allah kimseye nefret duymaz, yada kimseyi diğerlerinden daha çok sevmez. Bu kayırmacılıktır. İnsanlar amelleri (davranış ve yaşam biçimleri) gereği Allahın sevgisini yada gazabını üzerlerine çekerler. Herkes için sadece kendi yaptığı vardır. Allah herkese karşı nötrdür. Ancak sevgisi gadabından fazla olduğu için güzel ameller (istisnasız herkes için geçerli olmak üzere) daha fazla rahmet çeker. Bu, tıpkı doğa kanunları gibi kesin ve aşılamaz bir kanun, Allahın mutlak sünnetidir. Peygamber dahi olsa yaptığı en ufak günah o gün getirilecek ve hesap görülecektir. Kimse kaçamaz.
Yani okus pokus püffff diye bişiler yaratıp yine pufff diye hayatlar yaratan zihninizdeki tanrıya yada puta değil, Alemleri yaratan Allaha ve onun kurallarına dönmek gerekir. Eğer kanunlarını çiğner ya da günahta ısrarcı olursak bizi Allah dahi kurtarmaz. O gün Allah dahi yardım etmemek üzere ne bir dost ne de yardımcı bulabiliriz. pufff diye cehennemi boylarız. hepsi kendi elimizle yapıp ettiklerimizin sonucudur.
|