Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24. June 2012, 09:48 PM   #49
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

YASİN-52 HAŞİR ÖNCESİ VE KIYAMETİN KOPUŞUYLA ÖLENLER, UMUMİ BAKIŞ.

Bazı yorumcular, yukarıdaki ayeti(Yasin-52'yi) delil göstererek, umumi Ba’s(dirilme) ve umumi haşir (Toplanma) öncesi cehenneme girmenin olamayacağını iddia ederler. Bu şekilde de Mümin-11 ayetini boşta bırakırlar ve reenkarnasyoncular da bunu istimrar ederler (sürdürürler).

''Diyecekler ki ya rab! Bizi iki öldürdün iki de dirilttin şimdi günahlarımızı anladık fakat var mı çıkmaya bir yol?''(Mümin-11)

“İşte bu size şu yüzdendir ki Tek olarak Allah'a(Allah'ın Tek'liğine) çağırıldığınızda küfrettiniz, ona şirk koşulunca ise iman ediyordunuz, işte hüküm o ulu, o büyük Allahın.(Mümin-12)



ZALİMLER VE KAFİRLER ÖLÜMLERİYLE KIYAMETİN KOPUP HER ŞEY VE HERKESİN ÖLECEĞİ ANA KADAR AŞAĞIDAKİ MUAMELEYE TABİDİR.

“Ateş, onlar sabah akşam ona arzolunur dururlar, saat kıyam edeceği gün de tıkın Âl'i Fir'avni en şiddetli azâba(Mümin-46)

“Kıyamet günü kavminin önüne düşer, derken onları suya götürür gibi ateşe götürmüştür, o varılan da ne fena maslaktır.(Hud-98)



İKİ KERE CEHENNEME GİRİŞİN BİR DELİLİ DE ŞU AYETTİR.

“Kıyamet günü, azab ona kat kat arttırılır ve içinde aşağılanmış olarak temelli kalır. (Furkan Suresi, 69)

“Ve hele ateş içinde biribirlerine (ıhticac) protesto ederlerken: o vakıt zuafa kısmı o büyüklük taslıyanlara diyorlardır: hani bizler sizin tebeanız idik, şimdi siz bizden bir ateş nevbetini savabiliyor musunuz?(Mümin-47)

“Fir'avne ve cem'ıyyetine de bunlar, Fir'avnun emrine tabi' oldular, Fir'avn emri ise reşîd değildir.(Hud-97)

Demek ki, birinci ölümlerinden sonra tekrar dirilirler ki, cehenneme sunulsunlar. Azab ruha değil can ve bedene yapılır.

Sonra, birinci sur üflendiğinde hiçbir canlı kalmaz hepsi ölür ki, bu onların ikinci ölümleridir. Sonra ikinci sur üfürüldüğünde tekrar bedenen dirilirler ve ruhları geri üflenerek dünyadaki gibi beden can ve ruh(Şuur) halinde ortaya çıkarlar. Cennetliklerin amellerinin yansıdığı güzel bedenleri, günahkarların amellerinin yansıdığı çirkin ve hantal bedenler halinde haşırda(umumi toplanma yeri)

Şimdi, iki kere ölüp iki kere dirilenlerin kıyamet sonrası diriltilmesinin, daha önce diriltilip öldürülmeleriyle çelişen bir hali bulunmadığını isbat edeceğiz. Yani Yasin-52. ayetteki halin ne olduğunu ortaya koyacağız.

Amelleri siccin de kayıtlı ve ölümden hemen sora yeni ve çirkin amellerinin de eklenerek büyütülmüş yeni cesetleriyle cehenneme sürüldüler. Muhtemel ki bu gurup küfrün elebaşları ve Allah ayetleriyle aktif bir mücadeleye girenlerdir. Diğer müşrik ve münkerler hakkında kesin bir şey söylemek zordur. Yani, muvakkat cehennemliklerdir ki, bunlar için cehennem zor bir arınma yeridir. Dünyada arınmadıkları için orası bir tasfiye yeridir. Müebbed hapisler için ise tamamen cezalandırma yeridir.

Bu demek değildir ki, cehenneme haşir sonrası girmeyecekler. İnkar edenler ve zalimlerin cehenneme girecekleri hakkında ezelde hak söz söylenmiştir. İnat ve ısrarlarını sürdürmüş, tevbe de etmemişlerdir. Bu meseleyi aydınlatıcı birkaç ayetle durumu biraz açalım.

İNSANIN ÜÇ SAFHASI

1-Topraktan yaratılarak belli aşamalar dan sonra insan olarak dünyaya muvakkat bir zaman ve kendisini deneyerek görmesi-kendisinin kendisine şahit olması için hayat verilen insanın birinci safhasına ömür deriz.

2-Öldükten sonraki dönemden kıyamet sonrası yeniden yaratılma anına kadar geçen zamana Berzah alemi safhası denilir. Buna kabir safhası dense de, doğru isimlendirme berzah olmalıdır. Bu iki safhaya ayrılır.

Daha önce ölenlerin ve Ba’s ile yeniden yaratılana kadar uykuda olan ''küçük günah'' sahiplerinin berzahı kesintisiz ve Ba’s hakikatına kadar uyku halidir.

Kıyamet esnasında ölenlerin ''ağır cezalık''ları ve ''hafif cezalık''ları farkı gözetmeden tümü, yer gök yeniden yaratılıp, Ba’s ile hep birlikte uyanma anına kadar tümü uyku halindedir. Cehennem de yeniden yaratılacağına göre daha önce oraya atılmışlar da kıyamet esnasında tekrar ölmüş ve uykuya geçmişlerdir.

Ayrı ayrı zamanlarda ölenler ile diriltilip cehenneme götürülmüş olanlar ve kıyametle birlikte ölenlerin tümü berzahın bu döneminde aynı muameleye tutulurlar ve cennet ile cehennem yaratıldığında aynı anda hep beraber diriltilirler.

Ba’s sonrası kıyam ve haşir(Toplanma), sonra seri hesap, sonra ikiye ayrılarak bir kısmı cennete ve bir kısmı cehenneme giderler.

SON GELDİĞİNDE İLK SAYHA İLE ALLAH’IN ZATINDAN BAŞKASI KALMAZ..

Allah, müşriklere nasihat ediyor. Allah dışındaki şeylere kulluk etme diyor.

“...O’nun yüzü (zatı)ndan baska her sey yok olacaktır.Hüküm yalnız O’nundur ve ona döndürüleceksiniz.” (Kasas-88)

“Sûra üflendi; iste bu o tehdîdin gerçekleşmesi günüdür.”(Kâf-20)

“Sura üflendi; göklerde ve yerde olanlar düşüp bayıldılar.” (Zümer -68)


BİREYİN ÖLÜMÜ DE BİR TAKDİRDİR. O EBEDİ DEĞİLDİR.

“Ölüm Allah ilminde kararlaşmış bir yazıdır. Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye ölmek yoktur. Ölüm, Allah ilminde kararlaşmış bir yazıdır...'' (Ali İmran-145)

Zaman ve zamanla sınırlı bilme Allah dışındakiler içindir. Allah Kur'an’a haşır sonrası yapılacak yargılamanın çok hızlı olacağını, bizim bildiğimiz gibi olmadığını “Seri hesap gören” olduğunu bildirmiştir.



ALLAH DİLERSE BİN DEFADA ÖLDÜRÜP DİRİLTİR.

“Andolsun, ilk yaratışı / yaratılışı bildiniz. Peki düşünüp ibret alsanız olmaz mı?''(Vakıa-62)

Çünkü Allah olanların ve olacakların bilginse sahiptir. Her şey yaratılmadan önce de noktası noktasına kaydedilmiştir. Zamana yayılanlar, yaşanarak görülenlerin melekler tarafından kaydıyla, yaşanmadan kaydedilmişler birbirinin aynısı olur.

“Yeryüzünde ve aranızda oluşan hiçbir şey yoktur ki, biz onu yaratmadan önce bir kitapta kayıtlı olmasın. Bu, kuşkusuz ALLAH için çok kolaydır.''(Hadid-22)

“Görmedi mi o insan? biz onu bir nutfeden yarattık da şimdi o çeneli bir çekişgen kesildi.'' (Yasin-77)

“Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: kim diriltir o kemikleri onlar çürümüşken? Dedi.''(Yasin-78)

“De ki onları ilk defa inşa eden diriltir ve o her halkı bilir.''(Yasin-79)

“Ya Gökleri ve Yeri yaratan onlar gibisini yaratmağa kadir değil midir? Elbette kadir, hallâk O, alîm O.''(Yasin-81)

“Onun emri bir şeyi murad edince ona sâde ol demektir, o oluverir.''(Yasin-82)



İKİNCİ SAYHA SONRASI UMUMİ DİRİLME.

”O (Dirilme olayı) bir tek haykırıştan ibarettir. Bir anda kendileri uyanıp ortaya geliverir.''
(Naziat-13)

Ayetten de öğrenildiği gibi ''Kabir Alemi'' bir nevi uyku halidir. Bu ruhsal uyku durumu, bizim bilmediğimiz oluşlarla seyreder. Görülecek rüyalar, yaşamın ayrı bir özelliğini oluşturur. Burada insanın tekamülü de devam edecektir. Kabir Alemi basit bir bekleme yeri değil, daha üst boyutlara da geçişin gerektireceği olgunlaşmanın hazırlık devresinin yaşandığı “Ara Alem”dir. Burada dikkat edilecek en önemli mesele, birici sayha ile ikinci sayha arasında tüm canlar kabzedilmiştir. Yani cennet ve cehennem boşaltılmış eski evren değiştirilip yenisinin yaratılması için bir ''ara dönem'' oluşmuştur. Kimse buna dayanarak, cehennemlikler de ölümden sora kabir(Berzah aleminde) uyumaktadır diyemez. Çünkü, kişinin kendi vadesinin dolmasıyla canın(Canlılık ve reflekslerin) ölümüyle, ruhun can ve bedenden ayrılması safhası daha önceki dönemdir.

Bu ilk dönemde Nebiler başta olmak üzere ebrar Ruhları ruh olarak cennette ağırlanırken, zalim ve kafir olmayan kesim uyku halindeyken, zalim ve kafirler ilk sayhaya kadar cehennemde bulunurlar.

Şimdi iki sayha arsındaki hali anlatan ve istisnasız öldürülmüş insanların Ba’s edilip ruhlarının iadesiyle şuur kazanan insanın öldüğünün bilincinde olup, bu son dönemin çok kısa olduğuna dair bir zanna kapıldıklarını şu ayetler anlatır.

“Ve hakikat o saat gelecektir, onda hiç şüphe yoktur, ve hakikat Allah kabirlerdeki şuurlu varlıkları diriltecektir.''(Hac-7)

“De ki: muhakkak, ister taş olun ister demir isterse gönlünüzde büyüyen her hangi bir halk, o halde bizi kim iade edebilir? Diyecekler, sizi de: ilk defa yaratmış olan kudret sahibi; o vakıt sana başlarını sallıyacaklar da «ne vakıt o?» diyecekler, de ki «yakın olması me'mul»''(İsra-51)

“O sizi çağıracağı gün derhal ona kemali ta'zîm ile icabet edeceksiniz ve zannedeceksiniz ki pek az bir müddet kaldınız.''(İsra-52)

“Allah, hepsini dirilteceği gün, onlara neler yaptıklarını haber verecektir. Allah, onları (yaptıklarıyla bir bir) saymıştır; onlar ise onu unutmuşlardır. Allah, herşeye şahid olandır.'' (Mücadele- 6)

“O günün ki onlar meydana fırlarlar, kendilerinden hiç bir şey Allaha karşı gizlenmez, kimin mülk bu gün o Vahid, kahhar Allahın.''(Mü’min-16)

“Bu gün her nefis kazandığı ile cezalanacak, zulüm yok bu gün, şüphesiz ki Allahın hisabı serî'dir.''(Mü’min-17)

“(Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu-günahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle- korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: "Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp her şeyi sayıp-döküyor?" Yapıp-ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” (Kehf- 49)

İnsanların tüm dünya hayatından sorgulandıkları bu hesap gününde, hiçbir insan en küçük bir haksızlığa dahi uğratılmadan, yaptıklarının karşılığını görecektir. Allah, bunu bir ayetinde şöyle bildirir:

“Biz ise, kıyamet gününe ait duyarlı teraziler koyarız da artık, hiç bir nefis hiç bir şeyle haksızlığa uğramaz. Bir hardal tanesi bile olsa ona (teraziye) getiririz. Hesap görücüler olarak biz yeteriz.'' (Enbiya- 47)

“Gaybın anahtarları O'nun katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi apaçık bir kitaptadır.'' (Enam-59)



KIYAMET; ayağa kalkmak, dikilmek, saygıyla beklemek demektir. Kur'an'da ki manası ise; dünyamızın milyonlarca yıldız ile birlikte parçalanıp dağıldıktan sonra yeni bir yıldızlar topluluğu ile yeni bir yer küreye dönüştürülmesi ve dünyada ki bütün şuurlu varlıkların, dirilip, hesap vermek üzere Yüce Allah'ın huzurunda saygıyla durmasıdır. Önce yer gök yenilenmiş, sonra da insan diriltilmiştir.

“Yeryüzünde dolaşın da, Allah'ın baştan nasıl yaratmış olduğuna bakın. Sonra ahiret hayatını da inşa edip yaratacaktır.'' (Ankebut-20)

”O gün yer küre başka bir yer küreye dönüştürülür. Gökler de öyle.'' (İbrahim-48)

“Doğrusu onlar, hesaba çekileceklerini ummuyorlardı.'' (Nebe-27)



Ebedi cehennemlik olanların berzahta uyutulmalarına gerek yoktur. Denebilir ki, belki mizanda helalleşmek mümkün olurdu. Bu bizim için bir zan olabilir. Allah, zahirinde, gaybın da, geçmişin de, geleceğin de ilmine sahiptir. Bu safha bütün ölenlerin haşredilmeleri döneminde ihtimal dahilinde olsa da, ölüm sonrası hemen cehenneme konulmaları sırasında onlara suçları dahi sorulmaz. Bunu şu ayetten anlıyoruz:

“Dedi ki: "Bu bende olan bir bilgi dolayısıyla bana verilmiştir." Bilmez mi ki gerçekten Allah kendisinden önceki nesillerden kuvvet bakımından kendisinden daha güçlü ve insan-sayısı bakımından daha çok olan kimseleri yıkıma uğratmıştır. Suçlu-günahkarlardan günahlarının ne olduğu sorulmaz.'' (Kasas-78)

ALLAH HESABI EKSİKSİZ GÖRENDİR

Allah her insanı vicdan sahibi olarak yaratır ve varlığının sayısız delilini sergileyerek insanlara doğru yolu gösterir. Vicdanlarını kullananlar Allah'ı birleyenler olarak iman ederken, vicdanları kabul ettiği halde zulüm ve büyüklenme dolayısıyla inkar edenler Allah'ın razı olmadığı bir hayat sürdürürler. Allah'ın sakındırdığı hayatı ve ahlakı tercih edenler, çoğu zaman güzel ahlakı yaşamamalarına çeşitli mazeretler öne sürerler. Fakat yaşadıkları ahlakın çirkinliğinin bilincinde olduklarını gizleseler de, çevrelerindekileri aldatmaya çalışsalar da, samimiyetsizlikleri aşikardır ve buna en başta kendileri şahittir. Bir ayette bu anlayıştaki insanların durumundan şöyle bahsedilmiştir:

''İnsana o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir. Hayır; insan, kendi nefsine karşı bir basirettir. Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile.'' (Kıyamet-13 ila 15)

''Allah, hepsini dirilteceği gün, onlara neler yaptıklarını haber verecektir. Allah, onları saymıştır; onlar ise onu unutmuşlardır. Allah, her şeye şahid olandır.'' (Mücadele- 6)

''Küfürde 'büyük çaba harcayanlar' seni üzmesin. Çünkü onlar, Allah'a hiç bir şeyle zarar veremezler. Allah, onları ahirette pay sahibi kılmamayı ister. Onlar için büyük bir azab vardır. Onlar, imana karşılık küfrü satın alanlardır. Onlar, Allah'a hiç bir şeyle zarar veremezler. Onlar için acıklı bir azab vardır. O küfre sapanlar, kendilerine tanıdığımız süreyi sakın kendileri için hayırlı sanmasınlar, biz onlara, ancak günahları daha da artsın, diye süre vermekteyiz. Onlar için aşağılatıcı bir azab vardır.'' (Al-i İmran-176-178)

“Sonra insanlar gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülürler. Bilesiniz ki hüküm yalnız O'nundur ve O hesap görenlerin en çabuğudur.'' (En’am-62)

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Adalet va Rahnet Sitesinden.

Konu galipyetkin tarafından (26. June 2012 Saat 12:26 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla