Tekil Mesaj gösterimi
Alt 1. October 2008, 07:11 AM   #1
EVVAB_İNSAN
Uzman Üye
 
EVVAB_İNSAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 220
Tesekkür: 35
42 Mesajina 53 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
EVVAB_İNSAN is on a distinguished road
Standart Asrısaadet’in büyük kadınları

HZ. PEYGAMBERİN EV HALKI DIŞINDAKİLER

HUBBÂT KIZI SÜMEYYE

İslam’a ilk gönül veren, bir kadındı: Hz. Hatîce. Tarih, Şehadet Kelimesi’ni getiren ilk iman yolcusunu bir kadın olarak belirlediği gibi, İslam’ın ikinci şehidini de kadınlar arasından seçiyordu: Yedinci Müslüman Sümeyye idi bu şehit. İlk şehit, Yâsir’in eşi ve altıncı Müslüman Ammâr’ın annesi Sümeyye… Halk arasında “köle”, Yaratıcı katında, en yüce dinin köklerine kanıyla hayat suyu akıtan Sümeyye… O, Türk soyundan gelen bir kadındı. (Hamîdullah; Kur’an-ı Kerim Tarihi, 101; İslam Peygamberi, paragraf, 315, 1315) O halde, İslam’ın ilk şehidi bir Türk kadını…

İslam Peygamberi’nin sözlerinden biri aynen şöyledir: “İslam, başlangıçta garipti, sonra yine garipleşecektir; müjdeler olsun gariplere.” İslam’ın sonraki garipliğinin nasıl olacağını bilmiyoruz, fakat başlangıçtaki garipliğini belgeleyen deliller, hiç kimsenin inkâr edemeyeceği kadar açıktır. Her şeyden önce, Yaratıcı Kudret, evrensel gerçeklerin toplamı olan İslam’ı bir yetim-öksüz peygamber aracılığı ile duyurmuştur insanlığa.

Öyle bir peygamber ki, “Rabbim, beni kral peygamber olmakla, köle peygamber olmak arasında serbest bıraktı da ben köle-peygamber olmayı seçtim. Bu yüzden ben krallarınız gibi değil, köleleriniz gibi yer, içer, oturur kalkarım…” (İbn Sa’d, 1/381) buyurmaktadır. Ve bu Peygamber’in çevresinde, son dinin ilk mensupları olarak Mekke site-devletinin en çaresiz, en çok ezilen, itilen insanlarını bulmaktayız. Köleler ve yoksullar…

Son Peygamber’in hayat ve faaliyetinden bahseden bütün kaynaklar (siret0 kitapları), “Allah yolunda işkenceye maruz bırakılan, ezilen, itilen kişiler” anlamına, Mustaz’afûn diye bir bölüm, mutlaka içerirler. Bu başlık altında ele alınan kişiler, az önce sözünü ettiğimiz, ilk inananlardır.

İslam güneşinin Hira ufkundan parıldaması üzerine, yarasalar gibi rahatsız olan Mekke oligarşisi, bu “uyku kaçıran tehlike” karşısında, hemen seferber oldu ve toplanarak şu kararı aldı: “Her kabile, elindeki Müslümanlara, mümkün olabilen her türlü işkenceyi ve baskıyı yaparak, bu yeni dinin yayılmasını önleyecek, bununla da yetinmeyerek, bu dine girmiş olanların en kısa zamanda eski inançlarına dönmelerini sağlayacaktır.” Bu karar üzerine Mustaz’afların dramı başladı. Tarihçiler, onların şu işkencelerle yüz yüze geldiklerini söz birliği ile yazarlar: Dövme, aç bırakma, kırbaçlama, kızgın demirle dağlama, Mekke güneşinin en kızgın saatlerinde, sırt üstü kuma yatırıp, göğüs üstüne konan iri taşları kırma…

Bu işkencelere, destanlık çapta maruz kalanlardan üçü de, Yâsir ailesinin fertleriydi ve Sümeyye bu ailenin yaşlı ve zayıf bünyeli hanımıydı. Baba Yâsir, ana Sümeyye ve oğul Ammâr’ın, işkence altında birlikte inlediklerini görürdü bazen Allah Resûlü, fakat gözyaşları içinde şu sözleri söylemekten öte bir şey yapamazdı. “Sabredin ey Yâsir ailesi, mükâfatınız cennet olacaktır…”
Yemen’den satıla satıla Mekke’ye gelen bir köleydi Yâsir ve kendisi gibi bir köleyle, Sümeyye ile evlenmişti. Ammâr bu evlilikten doğdu. Hürriyet, merhamet ve sevgiye susamış bu üç sonsuzluk sevdalısı, aradıklarını, Hz. Muhammed’in tebligatında bulmuş ve bütün tehlikeleri göze alarak ona bağlanmışlardı.

Anne Sümeyye, yaşlı ve zayıftı.. Ona en acılı işkenceleri, İslam Peygamberi’nin “Ümmetimin Firavunu” diye andığı Ebu Cehil yaptırıyordu. Bir işkenceler sırasında, Ebu Cehil, Sümeyye’ye: “Muhammed’e söv, Muhammed’in tanrısını inkâr et…” diye haykırıyordu. Sümeyye ona hakaret etti. Ve Ebu Cehil, elindeki mızrağı çaresiz kadının göbek altından saplayıp arkasından çıkardı. Sümeyye şehit oldu. Bir şehit kanı daha Mekke toprağını sulamıştı… Birkaç yıl sonra, hicretin ikinci yılında, ünlü Bedir Savaşı’nda Ebu Cehil, Müslüman askerlerce öldürülecek ve Hz. Peygamber Ammâr’a, “Allah, annenin katili Ebu Cehil’i öldürdü.” diyecektir. (Sümeyye için bk. İbn İshak, p.233-245; İbn Hişam, 1/319-320; İbn Sa’d, 8/264-265; İbn Esîr; Üsd, ilgili madde.)
__________________
Gerçekler Bizi Özgür Kılar...

Konu EVVAB_İNSAN tarafından (10. October 2008 Saat 07:59 AM ) değiştirilmiştir.
EVVAB_İNSAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla