Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11. July 2012, 12:55 PM   #4
Taner
Site Yöneticisi
 
Üyelik tarihi: Jan 2009
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 234
Tesekkür: 60
55 Mesajina 155 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
Taner will become famous soon enoughTaner will become famous soon enough
Standart

Selam ile, Allah razı olsun her soru farklı bir bilgiyi öğrenebilmemize ve bunları paylaşa bilmemize vesile oluyor. belirttiğiniz ayetler üzerinden en güzel açıklamayı yine kuranla yapabileceğimiz kanaatindeyim. bu bağlamda Necm halinde bahsi geçen ayetleri aşağıda paylaşıyorum.


Alıntı:
A)-1: ...... ''anil hamri vel meysir'' .......

'')-2: ''Hafv''.

Bu yönlerde yeterli bir açıklık var mı?...... diye araştırıyor ve diyorum ki: 4-43, 5-90,91 ile karşılaştırması gerekli miydi?.... 219/2 ile ilişkisi kesilmeden 219/1'in geri planına da bakılıp bunların da açıklaması yapılmalı mıydı?... diye kendi kendime soruyorum.
Necm. 444

219,220 Sana aklı karıştıran/örten şeylerden ve şans oyunlarından soruyorlar. De ki: “Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır. Fakat dünya ve âhirette günahları, menfaatlerinden daha büyüktür.” Yine sana neyi Allah yolunda harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan fazlasını harcayın.” Allah, iyiden iyiye düşünürsünüz diye âyetlerini işte böyle sizin için ortaya koyuyor. Sana yetimlerden de soruyorlar. De ki: Onlar için, “iyileştirme”, en iyisidir. Eğer onlara karışırsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, bozguncuyla iyileştiriciyi birbirinden ayırt eder. Eğer Allah dileseydi, sizi zora koşardı. Şüphesiz Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.
(87/2, Bakara/219-220)

Necm: 537

43 Ey iman etmiş kişiler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, cünüb371 iken de –yolcu olanlar bu hükmün dışındadır– yıkandırılıncaya kadar, salâta [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarına] yaklaşmayın/ toplum içine çıkmayın. Eğer hasta iseniz veya yolculukta bulunursanız veyahut biriniz tuvaletten geldiyse veya kadınlarla temaslaştıysa, su da bulamamışsanız o zaman, hemen tertemiz bir toprağa yönelin. Sonra da yüzlerinizi ve ellerinizi el ile silin. Şüphesiz Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.
(92/4, Nisâ/43)


371 Cünüb sözcüğü, “uzak olan/kopuk” anlamına gelir. Nisâ/43 ve Mâide 6 âyetleri ışığında değerlendirildiğinde bu sözcüğün, “şehvetin kabarması, nefsin uyanması sebebiyle hayattan kopuk olan, dengesini yitirmiş, sağduyulu davranamayan” demek olduğu anlaşılır. Zira bu hâldeki insan; hayattan, dünyadan kopuk olur, sağduyusunu yitirir. Buradan anlaşılan odur ki cünüplük; meninin gelmesi ile yıkanma arasındaki hâl değil, şehvetin kabarması ile meninin inmesi arasındaki gergin hâldir.



Necm: 690

87 Ey iman eden kimseler! Allah'ın size helal kıldığı temiz-nefis-güzel şeyleri haram saymayın. Ve aşırı gitmeyin. Şüphesiz Allah, aşırı gidenleri sevmez.
88 Ve Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yiyin ve siz, inandığınız Allah'ın koruması altına girin.
89 Allah, sizi, kasıtsız olarak yaptığınız/ağız alışkanlığı yeminlerinizden sorumlu tutmaz. Fakat kasıtlı yaptığınız/sözleşmeler oluşturduğunuz yeminlerinizden sizi sorumlu tutar; onun kefareti, ehlinize yedirdiğinizin en hayırlısından/en iyisinden on miskini yedirmek veya giydirmektir. Veyahut da bir köleyi özgürleştirmektir. Verecek bir şey bulamayan kimse için de üç gün oruç tutmaktır. Bu, bozduğunuz zaman yeminlerinizin kefaretidir. Ve yeminlerinizi koruyun. İşte Allah, karşılığını ödersiniz diye âyetlerini sizin için böyle açığa koyar.
90 Ey iman etmiş kişiler! Hamr [içki/herhangi bir yolla aklı örtmek], kumar; her türlü kolay kazanç amaçlı şans oyunu, kulluk edilen nesneleri, kişileri temsil eden işaretler; semboller ve fal okları; tüm kehanet araç ve gereçleri ancak şeytan işinden zarar veren şeylerdir. Öyleyse durumunuzu korumanız, kurtulmanız için bu şeytan işinden kaçının.
91 Gerçekten şeytan, hamr ve kumarda sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi, Allah'ın anılmasından, öğüdünden ve salâttan [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmakdan; toplumu aydınlatmaktan] alıkoymak ister. Öyleyse sona erdirmiş kişiler/vazgeçmiş kişiler misiniz
92 Ve Allah'a itaat edin, Elçi'ye itaat edin ve sakınıp tedbirli olun. Artık eğer uzak durursanız, biliniz ki, Elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir
93 İnanan ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimselere, Allah'ın koruması altına girdikleri, inandıkları, düzeltmeye yönelik işler yaptıkları, sonra Allah'ın koruması altına girdikleri, inandıkları ve sonra Allah'ın koruması altına girdikleri ve iyilik-güzellik ürettikleri zaman, tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur. Ve Allah, iyilik-güzellik üretenleri sever.
94 Ey iman etmiş kimseler! Kesinlikle Allah, ıssız yerlerde kimin Kendisinden korktuğunu bildirmek için sizi bir şeyle; ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avla sınar. Öyleyse kim bundan sonra sınırı aşarsa artık acıklı azap onun içindir.
95 Ey iman etmiş kimseler! Siz, dokunulmaz iken/ hac görevini sürdürürken av hayvanı öldürmeyin. İçinizden kim kasten onu öldürürse, yaptığı işin vebalini tatması için, Ka‘be'ye ulaşacak bir hedy/ yiyecek olarak hediye edilen hayvan olmak üzere öldürdüğü hayvanın benzeri ona ceza olacak, –buna içinizden iki adaletli kişi hükmeder– yahut kefaret olarak miskinleri doyurmak yahut onun dengi oruç tutmaktır. Allah geçmişi affetmiştir. Fakat kim de tekrarlarsa, Allah yakalayıp cezalandırarak adaleti sağlar. Ve Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, suçluyu yakalayıp cezalandırarak adaleti sağlama ilkesi sahibidir.
96 Su avı ve onun yenilmesi, size ve yolculara yarar olmak üzere size helal kılındı. Kara avı ise, siz hac görevi sürdürür olduğunuz müddetçe size haram edilmiştir. Ve Kendisine toplanacağınız Allah'ın koruması altına girin.
97 Allah, Ka‘be'yi; o Beyt-i Haram'ı, haram ayı, hac yapanlara yiyecek olarak hayvan hediye etmeyi ve gerdanlıkları/hac yapanların yemesi için gönderilen hayvanlara konulan işaretleri insanlar için bir ayağa kalkış; silkiniş, kendilerini kurtarış yaptı. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olan her şeyi bildiğini ve Allah'ın her şeyi hakkıyla bilici olduğunu sizin de bilmeniz içindir.
98 Şüphesiz Allah'ın cezasının çok şiddetli olduğunu ve şüphesiz Allah'ın çok bağışlayıcı, çok merhametli olduğunu bilin.
99 Elçi'ye düşen sadece tebliğdir. Ve Allah, açığa vurduğunuz şeyleri ve gizlediğiniz şeyleri bilir.
100 De ki: “Her ne kadar pisliğin [kötünün, kötülüğün, kötü şeylerin] çokluğu hoşunuza gitse de, pis olan şeyle temiz olan şey bir olmaz.” Öyleyse, ey kavrama yetenekleri olanlar! Kurtulmanız için Allah'ın koruması altına girin.
101 Ey iman etmiş kimseler! Açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek olan şeylerden sormayın/ istemeyin. Eğer onlardan Kur’ân indirilirken sorarsanız/ isterseniz de size açıklanır. Allah, onlardan geçmiştir, onları bağışlamıştır. Ve Allah, çok bağışlayan ve çok yumuşak davranandır.
102 Şüphesiz sizden önce gelen bir toplum bunları sormuştu/istemişti, sonra da onlar Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini kabul etmeyen kimseler oldular.
(112/5, Mâide/87-102)


HAMR:
الخمر - hamr sözcüğü, "örtmek, karıştırmak" anlamındaki, خمر - h-m-r kökünden gelmiş olup aklı örten, karıştıran her şeyin ismi olmuştur. [87–218]
Bu sözcük ilk önce sadece üzümden elde edilen içkiye ad olmuşken sonradan aklı örten, karıştıran her türlü içki ve uyuşturucu maddenin adı olmuştur.
Âyette, Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır. Fakat dünya ve âhirette günahları, menfaatlerinden daha büyüktür buyrularak aklı karıştıran şeylerin yarar ve Zaralarının varlığı ve zararlarının daha büyük olduğu açıklanmıştır.
HAMR'IN YARARLARI:
İçki ve uyuşturucunun yararı hakkında; ticarî kazanç sağlaması, yemeği hazmettirmesi, cinsel gücü artırması, sarhoşluğu süresince cimriyi cömert yapması, korkağa cesaret vermesi, geçici olarak dertleri örtüp mutluluk vermesi gibi şeyler düşünülebilir.
HAMRIN ZARARLARI:
Hamrın zararı hakkında; çirkin, yalan ve düşmanca söze, sövüp saymaya, sosyal hayattan kopmaya, zikrullah görevini yerine getirememeye, kaza ve cinayetlere sebebiyet vermeye, çevreye maskara olmaya, ömrü işe yaramaz hâle getirmeye sebep olması gibi şeyler sayılabilir.
Alkollü içkiler insanın psikolojisini ve sağlığını bozduğu ettiği gibi, parasını da heder etmektedir. Hiçbir değer elde etmeden parayı elden çıkartmaya sebep olması bile, haram kılınması için yeterli bir sebeptir. Ayrıca içki, insanın en kıymetli varlığı olan aklın düşmanıdır. En kıymetli şeye düşman olan ise, en değersiz ve en adi olan şeydir.
İçki ve kumar kin ve düşmanlıklara; kin ve düşmanlık da ilişkilerin bozulup sosyal hayatın çürümesine sebep olmaktadır. İçkinin en büyük zararı, insanı musallâdan, salâttan uzak tutmasıdır. Rabbimiz sarhoş olan kişinin salâta, musâllaya yanaşmasını yasaklamıştır.


Alıntı:
B) Yetimlere ''iyileştirme''.
Bunu da anlayamadım. ''İyileştirme; iyi de nasıl ve ne şekilde...? Ne bu iyileştirme?....
"iyileştirme" kelimesi mevcut durumu daha iyi hal ve duruşa yöneltme olarak düşünürsek şayet, kuran ışığında bu eylem mali yönden ve eğitim ile durumlarını düzeltmek olarak algılanabilir.

Cahiliye Arapları, yetimlerin mallarından istifade etmeyi alışkanlık hâline getirmişlerdi. Çoğu zaman yetim kızların mallarına tamah ederek onlarla evleniyorlar veya o yetimin malı elinin altından gitmesin diye onu oğullarından biri ile evlendiriyorlardı. Sonra Cenâb-ı Allah, Yetimlerin mallarını haksızlıkla yiyenler karınlarına ancak bir ateş yemiş olurlar (Nisâ Sûresinin 10. Âyeti) Âyetini indirdi.

Yine Allah Teâlâ yetimler hakkında şu Âyetleri indirmiştir: Eğer yetim kızlar hakkında (âdil olamayacağınızdan) korkarsanız sizin için helâl olan kadınlardan nikâh ediniz (Nisâ Sûresinin 3. Âyeti); Senden, kadınlar hakkında fetva isterler. De ki: "Onlara dair fetvayı size Allah veriyor. Kendileri için yazılmış [farz kılınmış] olan (mirası) onlara vermediğiniz ve nikâhlamayı da istemediğiniz yetim kızlar ile küçük çocuklar hakkındaki, bir de yetimlere karşı âdil olmanız hususundaki. Kitapta okunup duran Âyetler... Hangi hayrı yaparsanız Allah onu hakkıyla bilir" (Nisâ Sûresinin 127. Âyeti) ve Yetimin malına ancak en iyi bir suretle yaklaşın. (İsrâ Sûresinin 34. Âyeti )

"Ve eğer ki yetimleriniz konusunda hakkaniyetsizlikten korktuysanız; o takdirde sizin için hoş olan, o kadınlardan [yetimlerin kadınlarından] ikişer ikişer, üçer üçer, dörder dörder nikâhlayın. Şayet o takdirde de adaleti gözetemeyeceğinizden korktuysanız, bir tanesini ya da yeminlerinizin sahip olduğunu nikâhlayın. Bu, hakksızlığa sapmamanız için en uygunudur. (92/4, Nisâ/3)"

"Kesinlikle, yetimlerin mallarını haksız yere yiyen kimseler, muhakkak ki karınlarının içinde ateş yerler. Ve yakında ateşi alevli cehenneme yaslanacaklardır. (92/4, Nisâ/10)"

"Senden o kadınlar [yetimlerin kadınları] hakkında fetva istiyorlar. De ki: "Onlar hakkında fetvayı Allah ve 'kendilerine farz kılınmış olanı vermediğiniz ve kendilerini nikâhlamaya rağbet etmediğiniz kadınların yetimleri hakkındaki ve ezilmek istenen çocuklar hakkındaki ve yetimler için hakkaniyeti ayakta tutmanız hakkındaki Kitap'ta size okunanlar' verir." Ve hayırdan ne işlerseniz, biliniz ki, şüphesiz Allah onu en iyi bilendir. (92/4, Nisâ/ 127)"

"Ergenlik çağına erinceye kadar yetimin malına da yaklaşmayın. En güzel bir şekilde olması müstesna. Ahdi de yerine getirin. Şüphesiz ahitte [verilen sözde] sorumluluk vardır. (50/17 İsra 34)"



Kaynaklar : HAKKI YILMAZ Tebyînü'l-Kur-an
http://www.istekuran.com/index.php?page=bakara
http://www.istekuran.com/index.php?page=maide
http://www.istekuran.com/index.php?page=isra
http://www.istekuran.com/index.php?page=nisa
Taner isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla