Bazı bilgileri yenilemek, yukarıdaki muhabbetler sonucu anlayış farklarını ortadan kaldırmak için geçmişteki yazdıklarımıza yeniden bir göz atmak şart oldu..
Öncelikle şunu açıklayayım. Ben yukarıda ifade edildiği gibi kişilere hakaret içeren "palavracı" ifadesini kullanmadım. Kullandığım ifade söylenen ifadelerin hakikatle ilgisi olmadığını belirten "palavra" ifadesidir. O ifade sayın alifurkani'den sarf. Ama siz söylediklerinizi palavra olarak kabul edip de kendinizi "palavracı" olarak hissediyorsanız, bir itirazım da mevzu-bahis olmaz.
Evet.
Yukarıdaki ayetin sözelinde geçen ifadeye göre söylediğimiz şu idi:
" Allah’a itaat edin ve peygamber'e uyun ki, işleriniz-çabalarınız boşa gitmesin!” (Muhammed-33) "
Peygambere uyalım tamam da , getirin peygamberi, o anlatsın, anlatılarına uyalım.
Haydi.
Getirin!
Peygamberi getiremezsiniz. Ama Kur'an'da emir O'na uy.
Bırakın palavrayı.
Ne demek "peygambere uy!"?
Nasıl?
Evet cevap verebilecek misiniz. Peygambere nasıl uyacağız. O ölü.
22/HACC-27: Ve ezzin fîn nâsi bil hacci ye’tûke ricâlen ve alâ kulli dâmirin ye’tîne min kulli feccin amîk(amîkın).
Ve insanların arasında haccı ilân et ki, yaya olarak ve develer üzerinde uzak dağ yollarının hepsinden SANA gelsinler
Evet "sana gelsinler". Kitab'ın emri.
,
Haydi bakalım!
Söyleyin.
Nasıl?
O ölü.
Bırakın palavrayı(isterseniz lagara-lugara'yı) da söyleyin!
NASIL?
Saygılarımla.
Galip Yetkin
Konu galipyetkin tarafından (4. February 2016 Saat 08:52 PM ) değiştirilmiştir.
|