Tekil Mesaj gösterimi
Alt 9. October 2011, 08:54 AM   #4
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Sadaka.

Nedense gerek meallerde gerek öğretide bu konuya pek değinilmiyor ve mealler yalnışlıklar taşıyor. Bu yazı, konuya uluhiyet yönünden değil, sosyo-ekonomik yönden bir bakış getiriyor.

Bilindiği gibi İbrahim Peygamber sosyo-ekonomik düzenini kendisinden de evvel var olan düzenin temelleri üzerinde yükseltmiş, yani bir değişikliğe uğratmamış, ve bu düzen ''Beyt'' ismini almıştır. Bu sistem dışarıdan nemalanmayan (bekkede/çorak arazide kurulmuş, yani çevresi bereketli olmayan, yani ticaret(alım-satım) ağırlıklı olmayıp üretime dayanan) içe kapanık, kapalı bir ekonomik ve sosyal bir yaşam) içeriden bereketlenen, idman yapar gibi sırf kendi emek ve yetenekleriyle ve kendi kendilerini geliştirerek yürüyen, üretim ve dağıtıma dayanan bir düzendir. Bu günkü ifadeyle birbirlerine çare olan, koyu bir devletçilik uygulayan ortak bir yaşam, kollektivizmdir. Bu düzen "havra" ve "manastır" olarak devam ettirilmiş ve daha sonra bu yaşam düzenine "mescid"(mescidi'l haram) denmiş; Muhammed Peygamber zamanında da "Beyt" işte bu ortak yaşam yani "mescidi'l-haram"dır.

Gerek zamanla ortaya çıkan yenilikler, nüfusun artması, değişen ihtiyaçlar, gerek bu passif yaşam sebebi ile müşrik ve kafirlerin çoğalması, dolayısı ile bunların karşısında etkisiz kalma, aktif bir düzen gerektirdiğinden, İsa Peygamber'in bu yaşamda bazı değişiklikler yapmasını gerektirmiş ve Beyt yaşamı dışında ihramdan (harim-harem-ortaklıktan ve karşılıklı yardımlaşmaktan) çıkma (veya ihramı çıkarma), yani Beyt toprakları dışında fakat Beyt şartlarında "(Bakara-219/2) Mu'minun:4-5 ve Nahl-71" ayetleri ilkeleri içerisinde yeni bir ekonomik ve sosyal yaşam başlatmıştır (çevresini bereketlendirmiştir).

Biliyoruz ki kendi nam ve hesabına iş tutulan bu yeni ekonomik yaşamdaki yükümlülük, zekat vermeye ve kazançları "kat kat riba" ve sair hırsızlık ve hırsızlık türlerine girmemek koşuluyla ve infâkını üzerine aldığı kişi ve kişileri kendi yiyip içtiği, giyinip barındığı, tahsil ve tedavi ettirdiği, ...., gibi ihtimam göstermesine, bunları gece/gündüz, sabah/akşam ve bir hayat boyu devam ettirmesine dayanır. Veya ihtiyacı aşan miktarı, kuruldukları andan itibaren aynı görevi gören beyt'e, yani mescide/havraya/manastıra/Devlete vergi olarak vermelidir.

İnfak, götürülüp alacaklısının eline verilecek borçlardandır. Fakat maalesef, zamanla nafaka alacaklıları bu haklarını borçlunun kapısına gidip dilenerek almak zorunda bırakılmışlardır. Alacaklısına elden yapılan bu nafaka ödeme şekline ''açık '', fakat her alacaklıya teker teker gitmek, nafaka miktarını hesap etmek ve bunu her gün veya gece yerine getirerek tekrar işe gitmek ''zor'' bir görevdir. Bu yükümlülük yerine borçlu borçlu olduğu miktarı Beyt/havra/manastır/Devlet'e vergi olarak verir ve bu defa sorumluluk bu kurumların yetkililerine geçer ve bu da infak sorumlusu için ''kolaylık'' ve verenin kimliği belli olmadığından ''kapalı'' zekâttır.

İhramı çıkartmayan yani Beyt (mescid-havra-manastır)/devlet çatısı altında (mesela memurlar) çalışma hayatına devem edenler ise ürettikleri veya yaptıkları hizmet karşılığında '' maişet'' alırlar. Bu gün devlete çalışanlara, yani İbrahim Makamından bir salat yeri edinmiş olanlara ödenen ise ''maaş''tır.(Barem uygulaması adil midir? Değil midir? konumuz dışı). Çalışma karşılığı alınan maişetten artıp da, devlete kalan ''artık değer'' de bir bağıştır, isterseniz peşin kesilmiş vergidir diyelim. İşte kurumlara kalan bu artı değer SADAKAdır.

(Bağış, gönülden terk anlamında olan sadakanın toplumca bilinen türleri de Sayın dost tarafından şurada: http://hanifler.com/showthread.php?t=3135 de anlatılmıştır.)

Sadakaların aynı enfal-41'de de belirtildiği gibi nerelere harcanacağı bildirildiğinden, bu Peygamber'e bir bütçe ve bütçede ayrı bir kalem/fasıl konusu yap emridir.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (5. May 2021 Saat 01:16 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
dost1 (22. October 2011), hiiic (9. October 2011), Miralay (13. May 2013)