Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10. September 2009, 05:10 PM   #9
elmuh
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 96
Tesekkür: 45
47 Mesajina 108 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
elmuh is on a distinguished road
Standart

Selam,

Kelam Araştırmaları 7:1 (Ocak 2009), ss.149-170. dan:

"Nebe kelimesi haber anlamına gelmektedir. Nitekim Allah’ın vahyettiği elçiler, “nebi” kelimesiyle ifade edildiği gibi, Kelam ilminin bir konusu olan nübüvvet kelimesi de bu kökten türemiştir. Her ne kadar nebi kelimesinin türediği kök hakkında Kelamcılar arasında birlik olmasa da (*) haber anlamına gelen nebee kelimesinden türediği genel olarak kabul edilmektedir. Elçiyi ifade etmek için haber kökünden bir kavram kullanılmayıp da nebe kökünden bir kelime kullanılması, peygamberler için kullanılan nebi kelimesinin eski kültürlerde nabhi olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır."

* Kelamcılar arasında Nebi kelimesinin türediği kök hakkında üç görüş bulunmaktadır. Bunlar da, onun Allah’tan haber getirmesi anlamında nebe sözcüğünden türediği, onun Allah katında yüksek bir yere sahip olması anlamında nübüvve kelimesinden türediği, Allah’a giden yolu açıklaması dolayısıyla yol anlamına gelen nebiy sözcüğünden türediğidir. Bkz. Taftâzânî, Şerhu’l-Mekâsıd, 5/5; Îcî, Abdurrahmân b. Ahmed, el-Mevâkıf fî Ilmi'l-Kelâm, Kahire trs., 337; Kur’an’da Allah’ın insanlara gönderdiği elçinin ismi olarak rasul kelimesinin yanında, nebi kelimesi de kullanılmaktadır. Nebi kelimesinin, nebee kelimesinden türediğini söyleyenlere göre elçi, haber vermesinden ötürü bu kökten türeyen bir sözcükle isimlendirilmiştir. Fakat nebi kelimesinin, haber getiren anlamında mürebbi şeklinde türemesi söz konusu iken, nebi olarak kullanılmasını İbn Esir şöyle açıklamaktadır: Bütün Araplar, nebe kelimesini hemzeli olarak okumuşlar, sadece nebi kelimesine hemze koymamışlardır. Nitekim ezzürriyye, elberiyye ve elhâbiyye kelimelerinde de hemzeyi kullanmamışlardır. Sadece Mekkeliler bunları hemzeli kullanmışlar ve bunlar bu konuda Arap’a muhalefet etmişlerdir. Bu konuda Cevheri’nin bir yaklaşımı vardır ki, buna göre nebe’tu ala kavm dediğinde, bir kavimle karşılaşması “Nebe’tu min ardi’n ila ardi’n” dediğinde ise, bir yerden çıkıp başka bir yere varmayı kastettiklerini, Hz. Peygamber’in de Mekke’den Medine’ye hicret etmesinden ötürü, Allah’ın nebisi olarak isimlendirdiğini söylemektedir. Bkz. İbn Esir, en-Nihâye fî Ğaribi’l-Hadîs ve’l-Eser, thk. Tâhir Ahmed ez-Zâvî- Mahmud Muhammed Tenâhî, Beyrut trs., 34..
elmuh isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla