Tekil Mesaj gösterimi
Alt 5. August 2010, 06:22 AM   #5
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

Yine namazla ilgili kafamda oluşan sorulara karşılık; hanif bir arkadaşımızın bana göndermiş olduğu bir cevap mailini sizlerle paylaşmak istedim. Umarım faydalı olur.

1- abdest: yüz ve dirseklere kadar kolların yıkanması, başın ve
ayakların mesh edilmesi. abdesti yalnızca tuvalete gidip gelmek bozar.
Abdestin sırası da farzdır. Yıkanmak abdest yerine geçmez. Ayrıca bu
abdest ritüeli tekrardan yerine getirilmelidir.

2- vakit: sabah (fecr) (sabahın alacalı olduğu vakit yani takvimlerde
belirtilen imsak ve güneş arasındaki zaman) öğle (vusta): öğle vakti
güneşin tepede olduğu vakitten akşam karanlığı çökmeye başlayıncaya
kadar olan vakit. (yani öğle namazı vaktinden akşam namazı vakti
girinceye kadar ki hilal) akşam (işa) (akşamın alacalı olduğu vakit,
yani takvimlerdeki akşam vakti ile yatsı vakti arasında kalan süre)
tabi bu takvimlerde yazan süreler milimetrik olmasa gerek. Şahsen ne
astronomi ilmim ne de konuyla alakalı alet teçhizat kaynaklarımız kafi
olmadığından diyanetin belirlemiş olduğu süreler en sağlam
görünüyor...

3- amaç: ALLAH'la randevulaşmak. Kuran okumak, rabbi tespih etmek, o
gün işlenmiş günahlardan ötürü tövbe ve istiğfar etmek ve de gerek
dünya namına gerekse ahiret namına dua da bulunmak.

4- kıble: Kabe’ye yönelinmeli, olağanüstü koşullarda kıble
bulunamıyorsa doğu da batıda ALLAH'ındır diyerek göz ardı edilebilir.
Ancak buradan milimetrik bir kıble arayışı içinde kılı kırk yarmamızın
zaruri olmadığı ortaya çıkıyor.

5- ses tonu: ne bağırılmalı ne de fısıldanmalı. Ağızdan çıkan sesin en
azından kulak tarafından duyulması sağlanmalı. Cemaatle kılınan
namazlarda ise rüku ve secde bölümleri de dahil olmak üzere imam hep
yüksek sesle olmalı cemaat ise susmalı.

6- tekbir: Tüm komutlar tekbirle verilmelidir. Ancak iftitah
tekbirinde elleri kulağa yahut başka yerlere götürmek vs söz konusu
bile değildir. Sadece dil ile ve biraz da yüksek bir tonla ALLAHu
ekber denilmelidir.

7- kıyam: eller bağlanmadan ayakta durularak Kuran okunmalıdır.
Kuran’ın hepsi ALLAH kelamı olduğundan ötürü her bölüm, her ayet sıra
vs önemli olmaksızın okunabilir. Namazda okunmayacak süre yoktur.
Kitap ele alınarak da okunabilir. Kitabın anahtarı olan fatiha illaki
ibadet olan tilavetlerde kilidi açmalıdır. Beraberinde mealde terennüm
edilebilir.

8- rükû: kıraat bölümü bitince tekbir getirilip rükuya gidilir. Belli
bir süre tesbihat yapılıp tekbir komutuyla direk secdeye gidilir.
(burada altın husus rükûdan doğrulup yani tekrardan kıyama gidilip
tekbir edilmesi değil direkman secdeye gidilmesidir. Çünkü namazın
sırası da farzdır. Ve o da her rekat için kıyam, rüku ve secdedir.
Kuran’da hep bu sıralamayla gelir. (semi ALLAHu limen hamide vs gibi
uygulamalar da otomatikmen devre dışı kalır.

9- secde: alınlarda secde izi kalacak sürede dua edilmelidir. elbette
secde ederek yakınlaş emri doğrultusunda talebin (duanın) en uygun
olduğu an secdedir. uzunca hem dünya hem de ahret için dua etmek en
makbul şey olsa gerek. Secde deki en kritik husus iki secde değil tek
bir secdenin olmasıdır. Secde edip oturmak sonra da tekrar secde etmek
namazı bozar. Çünkü namazda oturmak diye bir şey söz konusu bile
değildir.

10- birinci rekatı tamamladık. Normal şartlarda namaz 2 rekât
olduğundan aynı hareketler bir kez daha yapılıp namaz tamamlanır.

11. namazın tamamlanması: secdeden sonra tekbir komutuyla namaz biter.
(oturmak, tahiyyat, selam vs gibi olguların namazla ilgisi yoktur.
secde bittiği anda namaz bitmiştir.)

12- namazın ardından, oturarak, yan yatarak, ayakta durarak yani her
koşul ve pozisyonda ALLAH'ı tesbih etmemiz (yüceltmemiz) gereklidir.

13- savaş durumunda namaz bir rekâttır. Seferilikde namazı kısaltmak
diye bir şey söz konusu değildir.

14- herhangi bir korkunun hasıl olduğu durumlarda yürüyerek,
gizlenerek yahut binit üstünde namaz kılınmalıdır. Bu tarz namazlarda
kıble de dahil olmak üzere hiçbir şekilsel şart yoktur. Sadece kıraat,
dua ve tesbih yapılarak namaz göz ucuyla da olsa eda edilir.

15- cuma namazı: bizzat meşru otoritenin (imamın) yahut ondan yetki
almış vekillerin cuma günü öğle namazı vaktinde kıldırdığı cemaatle
kılınan normal namazın aynısıdır. kadın erkek her Müslüman’a farzdır.
adı konmuş vakit süresince ticaret yapmak, çalışmak, eğlenmek vs
haramdır.

16- namazın kazası yoktur. bitkisel hayatta bile olunsa namaz asla
terk edilmemelidir.

17- kıraat bölümü müstesna herkes en iyi bildiği dilde rabbine
yakarmalıdır. Kuran’ın haricinde anlamadığımız sözleri rabbe sunmak
saygısızlıktır.

18- namazda ALLAH'ın huzurunda olununduğunun bilinmesi yani huşu
esastır. Kişinin sahip olduğu kültürde saygısızlık olarak kabul edilen
ve sözüm ona belli muteberliğe sahip (vali, başbakan, müdür, patron
vs) insanların yanında yapamadığı hareketleri (sakız çiğnemek, şeker
yemek, geğirmek, yellenmek, sigara içmek saçma sapan vücut hareketleri
yapmak, konuşmak, gülmek, kıkırdamak, üçüncü şahıs ve durumlarla
muhatap olmak vs) ALLAH'ın huzurunda yapması saygısızlıktır.
(farkındaysanız haram, günah yahut namazı bozar demedim ))

19- İslam’da tesettür esastır. kadın erkeğin (mahrem olmayan) beraber
namaz kılmaları, yahut kadınların erkeğin önünde olmaları caiz
değildir. Dolayısıyla erkeklere kadınların imam olması da...

20- Namaza özgü herhangi bir kılık kıyafet yoktur. Ancak Müslüman
tırışkadan insanlarla buluşurken gösterdiği kılık kıyafet, temizlik vs
gibi hassasiyetlerin binlerce katını rable buluştuğu zaman
sergilemelidir.

21- teheccüd: gece kalkıp kuran okumaktır (gecenin üçte birinden fazla
üçte ikisinden az) (kuran’la hücceti tamamlamak) yani gece namazı diye
bir şey söz konusu değildir.

22- her sabah özel kuran okumak farzdır.

23- kadına ayrı namaz erkeğe ayrı ritüeller diye bir şey söz konusu
bile değildir. Mezheplerin uydurmasıdır. Kadın ve erkek aynı şekilde
namaz kılmalıdır. Peygamberin sünnetini takip ediyorum diyenlerin
kadın peygamber olmadan kadına ayrı namaz icat etmeleri gülünç değil
de nedir?

Sonuç olarak namaz Kuran’ın en temel emirlerinden birisidir. Özrü,
telafisi ve kazası yoktur. Kuran’a göre ancak namaz kılanlar dinde
kardeşimizdir, gene yalnızca namaz kılanları uyarabiliriz. Namaza
üşene üşene kalkanlar münafıktırlar. Hiç kılmayanların varın hükmünü
siz düşünün. Evin reisi olan babaların, ailelerine namazı emretmeleri
gerekirse cebren de olsa her vakitte onların başlarında olarak
kıldırmaları farzdır.

Namaz kılmayan bir insan zahiren Müslüman’ım dese de İslamlığı yoktur.
Beynel menzileteyn durumundadır. Kendisine kız verilmez, eşse nikah
altında tutulmaz, vela hukukundan beridir. Ve beradır. Kendisiyle
velayete dayalı her türlü hukuk rafa kaldırılır beri olunulur…

Tabi ki namazı Müslüman gibi kılmak olmazsa olmazdır. Hanif bir
Müslüman’ın Sünni gibi yahut Şii gibi namaz kılması ya da onların
arkasında kılması düşünülemez. Eğer Kuran’da anlatılan namaz kendisine
ulaşmışsa ALLAH’tan değil de kullardan korkarak Sünni gibi kılması
yahut utanarak saklanarak gizleyerek namaz kılması münafıklığının en
çarpıcı alametidir. İsterse keçe gibi üstüne çullansınlar isterse
çetelerini üzerimize salsınlar…

Not: kuran deyip mezhepleşmeyi haklı olarak şiddetle eleştirenlerin,
her kişiye özel kişi adedince farklı namaz uygulamasına sahip
olmalarının İslam’la uzaktan yakından alakası yoktur.

Bu vahim durumun arkasında herkesin öyle ya da böyle geçmişinden,
çevresinden ön kabullerinden şöyle ya da böyle pek çok şeyi farklı
dozlarda namaza bulaştırmalarından ve de bilgi eksikliklerinden
kaynaklanmaktadır.

Hayatında hiç namaz görmemiş hatta ıssız bir adada yaşamış hay’a bile
ayakta dur, dizlerine eğil, ve alın üstü kapan bu arada da kuran oku
rabbi tespih et , dua et ve bunları da günde üç defa ve her vakitte
iki kere yap dersen yapar. Ama işin içine farklı yanlış bilgiler ve
önyargılar girince işin içinden çıkılmaz gibi gözüküyor.

Mağara adamı ne iki secde yapar, ne de rükudan sonra tekrar kalkma
arzusu gösterir. Ne de elini nerede bağlayacağı spekülasyonlarına
girer.

Hamdolsun biz 2007 yılından beri bu şekilde namaz kılıyoruz. Ve ALLAHa
çok şükür ki dünyanın pek çok farklı bölgesinden (Pakistan, mısır,
Suriye, Lübnan, Cezayir, Malezya) tanıştığımız hanif Müslümanların da
bu şekilde namaz kılmaları bizi hakkın yolunun tek olduğu ve eğer
sistematik bir çalışma yapılınca namaz gibi en kritik konuda bile hiç
tanımadan %100’e yakın bir mutabakat sağlanıyorsa her konuda tek
İslam’a ulaşmamızın içten bile olmadığını müjdeliyor.

Selam,saygı,dua ve muhabbetlerimle
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Miralay Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
bartsimpson (25. July 2012), merdem (7. February 2013), murarslan (1. November 2010), SORUİŞARETİ (11. August 2018)