Alıntı:
yolcu42 Nickli Üyeden Alıntı
Allah bizi neden sınav yapıyor.
.............
Peki,bu sınavın amacı nedir?
|
Ayrica şu ayetlere bakalım.
Bakara Suresi, 49. ayet: Sizi, dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıp, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir
imtihan vardı.
Bakara Suresi, 155. ayet: Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle
imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.
Bakara Suresi, 249. ayet: Talut, orduyla birlikte ayrıldığında dedi ki: "Doğrusu Allah sizi bir ırmakla
imtihan edecektir. Kim bundan içerse, artık o benden değildir ve kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç-onu tadmazsa bendendir. Küçük bir kısmı hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle (ırmağı) geçince onlar (geride kalanlar): "Bugün bizim Calut'a ve ordusuna karşı (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Muhakkak Allah'a kavuşacaklarını umanlar (şöyle) dediler: "Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluğa Allah'ın izniyle galib gelmiştir; Allah sabredenlerle beraberdir."
Al-i İmran Suresi, 186. ayet: Andolsun, mallarınızla ve canlarınızla
imtihan edileceksiniz ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler) işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız (bu) emirlere olan azimdendir.
Araf Suresi, 141. ayett: "Hani size dayanılmaz işkenceler yapan, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı öldüren Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir
imtihan vardı."
Araf Suresi, 163. aye: Bir de onlara deniz kıyısındaki şehri(n uğradığı sonucu) sor. Hani onlar cumartesi (yasağını çiğneyerek) haddi aşmışlardı. 'Cumartesi günü iş yapma yasağına uyduklarında', balıkları onlara açıktan akın akın geliyor, 'cumartesi günü iş yapma yasağına uymadıklarında' ise, gelmiyorlardı. İşte Biz, fıska sapmaları dolayısıyla onları böyle
imtihan ediyorduk.
Araf Suresi, 163. aye: Onları yeryüzünde ayrı ayrı topluluklar olarak paramparça dağıttık. Kimileri salih (davranışlarda) bulunuyor, kimileri de bunların dışında olan aşağılıklardır. Onları iyiliklerle ve kötülüklerle
imtihan ettik, ki dönsünler.
Enfal Suresi, 17. ayet: Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minleri Kendinden güzel bir
imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.
Yunus Suresi, 30. ayet: İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla
imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl-gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar.
İbrahim Suresi, 6. ayet: Hani Musa kavmine şöyle demişti: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani O sizi Firavun ailesinden kurtarmıştı, onlar sizi en dayanılmaz işkencelere uğratıyor, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir
sınav vardır."
Nahl Suresi, 92. ayet: Bir ümmet diğer bir ümmetten (sayıca ve malca) daha gelişkindir diye, yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru yaparak, ipini kuvvetle eğirdikten sonra bozup-çözen (kadın) gibi olmayın. Şüphesiz Allah, sizi bununla
imtihan etmektedir. Kıyamet günü hakkında ihtilafa düştüğünüz şeyi size muhakkak açıklayacaktır.
Enbiya Suresi, 35. ayet: Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek
imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz.
Ankebut Suresi, 2. ayet: İnsanlar, (sadece) "İman ettik" diyerek,
sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?
Ankebut Suresi, 3. ayet: Andolsun, onlardan öncekileri
sınadık; Allah, gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten yalancıları da bilmektedir.
Ankebut Suresi, 3. ayet: İşte orada, iman edenler,
sınanmış ve şiddetli bir sarsıntıyla sarsıntıya uğratılmışlardı.
Saffat Suresi, 106. ayet: Doğrusu bu, apaçık bir
imtihandı.
Sad Suresi, 24. ayet: (Davud) Dedi ki: "Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır." Davud, gerçekten Bizim onu
imtihan ettiğimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (Bize gönülden) yönelip-döndü.
Sad Suresi, 34. ayet: Andolsun, Biz Süleyman'ı
imtihan ettik, tahtının üstünde bir ceset bıraktık. Sonra (eski durumuna) döndü.
Duhan Suresi, 33. ayet: Ve onlara, her birinde açık birer
imtihan bulunan ayetler verdik.
Muhammed Suresi, 31. ayet: Andolsun, Biz sizden mücahid olanlarla sabredenleri bilinceye (belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, deneyeceğiz ve haberlerinizi
sınayacağız (açıklayacağız).
Hucurat Suresi, 3. ayet: Şüphesiz, Allah'ın Resûlü'nün yanında seslerini alçak tutanlar; işte onlar, Allah kalplerini takva için
imtihan etmiştir. Onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır.
Mümtehine Suresi, 10. ayet: Ey iman edenler, mü'min kadınlar hicret ederek size geldikleri zaman, onları
imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilendir. Şayet (gerçekten) mü'min kadınlar olduklarını bilip-öğrenirseniz, artık sakın onları kafirlere geri çevirmeyin. (Çünkü) Ne bunlar onlara helaldir, ne onlar bunlara helaldir. Onlara (kafir kocalarına kendileri için) harcadıklarını verin. Onlara (hicret eden mü'min kadınlara) ücretlerini (mehirlerini) verdiğiniz takdirde onları nikahlamanızda size bir güçlük yoktur. Kafir (kadın)ların ismetlerini (nikahlarını) tutmayın ve (onlar için) harcadıklarınızı isteyin. Onlar da (mü'min kadınlara) harcadıklarını istesinler. Bu, Allah'ın hükmüdür; sizin aranızda hükmeder. Allah,
BİLENDİR, hüküm ve hikmet sahibidir.
Fecr Suresi, 14 ve 15. ayetlere de bakılmalıdır.
Bu ayetlere göre "imtihan/sınav yapıldığı açıklanmaktadır.
***
Aşağıda vereceğim ayetlere ve yukarıdaki Mümtehine-10 ayetine göre ALLAH HER ŞEYİ BİLDİĞİNE göre buraya kadarkı "imtihanı-sınavı" ne için, neyi anlamak için yapmaktadır?
Mademki her şeyi en iyi bilen "O", "O" biliyor,... imtihanın-sınamanın alemi ne?
3/ÂLİ İMRÂN-5 :
Muhakkak ki Allah'a yeryüzünde (hiç) bir şey gizli değildir ve gökte de.
40/MU'MİN-19 :
(Allah), gözlerin hainliklerini ve sinelerin gizlediği şeyleri bilir.
89/FECR-14 :
Muhakkak ki senin Rabbin elbette gözleyendir.
57/HADÎD-
2- : Semaların ve arzın (yeryüzünün) mülkü O’nundur. Hayata getirir ve öldürür. Ve O, herşeye kaadirdir.
3- : O, evveldir (ilktir) ve ahirdir (sondur), zahirdir (alâmetleri tüm varlıklarda görünendir) ve bâtındır (gizli olandır). Ve O, herşeyi en iyi bilendir.
4- : Gökleri ve yeri 6 günde yaratan O’dur. Sonra arşın üzerine istiva etti. Arza gireni ve ondan çıkanı ve semadan ineni ve orada uruç edeni (yükseleni) bilir. Ve siz nerede iseniz O, sizinle beraberdir. Ve Allah, sizin yaptıklarınızı en iyi görendir.
Saygılarımla.
Galip Yetkin.