Tekil Mesaj gösterimi
Alt 1. April 2017, 11:17 AM   #20
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

A'raf-199 da geçen bir ifade var AFVE.
Bu ifade Bakara.219 da da geçmektedir.

Araf-199 hakkında İŞTE KUR'AN adlı eserde şöyle yazar:"Sen afvı / malın fazlasını al, ...................."

Açıklaması: Afve, peygamberimize çevresiyle olan ilişkilerini yönlendirmeye matuf dört görevden biridir.
AFVI AL: Bu ifade, hem malın fazlasını almak, yani zekât toplamak, hem de hataları bağışlamak, özürleri kabul etmek anlamlarına gelir. Ancak, bu ayet indiği dönemde henüz zekât ile ilgili bir yükümlülüğün bulunmadığı dikkate alınırsa, bu ifadenin “bağışlamak” diye anlaşılması gerekmektedir. Zaten ayetlerdeki söz akışı da “bağışlamak” anlamına daha uygundur. Bağışlayıcı olmak, insanlara müsamaha ile yaklaşmak ve çevresine karşı sert davranmamak talimatları, peygamberimize başka ayetlerde de tekrarlanmıştır:
Âl-i Imran; 159: İşte sen (o zaman), sırf Allah’ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları bağışla, onlar için mağfiret dile. İşlerde onlara da danış, bir kere de azmettin mi, artık Allah’a dayan. Muhakkak ki Allah dayananları sever.
Nahl; 125: Rabbinin yoluna hikmetle (zulüm ve fesadı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkelerle) ve güzel öğütle çağır! Ve onlarla en güzel şekilde mücadele et. Şüphesiz Rabbin kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayette olanları da en iyi bilendir."

DİYANET İŞLERİ: Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK: Affetmeyi esas al. İyiyi ve güzeli emret, cahillerden yüz çevir.

Bir de AÇILIMINA bakalım:
Huzil afve ve’mur bil urfi ve a’rıd anil câhilîn(câhilîne).
1. HUZİL AFVE (huz el afve): AFFI AHZET, AF YOLUNU TUT, AFFI BENİMSE, AFFI KENDİNE USUL EDİN
2. ve'mur (ve u'mur) : ve emret
3. bil urfi (bi el urfi) : irfan ile
4. ve a'rıd : ve yüz çevir
5. anil câhilîne (an el câhilîne) : cahillerden


Bakara-219 a İŞTE KUR'AN'dan baktığımızda:"................ Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan fazlasını infak edin. ............”

Açıklaması:
العفو [‘afv], “kolay gelen, fazlalık, çokluk, çıkartılıp verilmesi insana ağır gelmeyen, malın nafakadan fazlası/artanı” demektir.
Böylece mü’minler, ihtiyaçlarından fazla olan mal ve paralarını Allah yolunda harcamaya yöneltilmişlerdir.

Bu âyetin iniş sebebi ile ilgili şu bilgiler verilmiştir:

İlim adamları der ki: Onlar sana neyi infak edeceklerini soruyorlar (Bakara/215) buyruğu, nafakanın kimlere harcanacağı ile ilgili bir soru idi. Buna verilen cevap da bunun ne olduğunu göstermişti. Bu âyet-i kerîmede ise infakın miktarı ile ilgili sorulmuştur. Bu, önceden de geçtiği üzere Amr b. el-Cemuh ile ilgilidir. Yüce Allah'ın, De ki: “Hayır türünden neyi infak ederseniz o anne ve babanındır” (Bakara/215) buyruğu nâzil olunca bu sefer, “Ne kadar infak edeyim?” diye sormuş, bunun üzerine de, De ki: “Arta kalanı” buyruğu nâzil olmuştur.[223]

İhtiyaç fazlasını infak etmeyenler ise ateş ile tehdit edilmişlerdir:

Ey iman etmiş kişiler! Kesinlikle, hahamlardan, rahiblerde bir çoğu insanların mallarını hakksız yere yerler ve Allah yolundan saptırırlar. Ve kesinlikle altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar; hemen onlara acıklı bir azabı müjdele! O gün, onların [altın ve gümüşlerin] üstü cehennem ateşinde kızdırılacak da bunlarla alınları, yanları ve sırtları dağlanacak: “İşte bu kendi canınız için saklayıp biriktirdiğiniz şeydir. Haydi şimdi tadın şu biriktirdiğiniz şeyleri!” (Tevbe/34-35)

DİYANET İŞLERİ: "...................” "Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan arta kalanı.” "............."

YAŞAR NURİ ÖZTÜRK: "............." "Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: "Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin." "................."

Bu ayetin de AÇILIMINA bakalım:
Yes’elûneke anil hamri vel meysir(meysiri), kul fîhimâ ismun kebîrun ve menâfiu lin nâsi, ve ismuhumâ ekberu min nef’ihimâ ve yes’elûneke mâzâ yunfikûn(yunfikûne) kulil afve, kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyâti leallekum tetefekkerûn(tetefekkerûne).

1. yes'elûne-ke : sana soruyorlar, sorarlar
2. an el hamri : şaraptan
3. ve el meysiri : ve kumar
4. kul : de, söyle
5. fî-himâ : ikisinde vardır
6. ismun kebîrun : büyük günah
7. ve menâfiu : ve menfaat, faydalar
8. li en nâsi : insanlar için
9. ve ismu-humâ : ve onların (o ikisinin) günahları
10. ekberu : daha büyük
11. min nef'i-himâ : onların (o ikisinin) faydalarından
12. ve yes'elûne-ke : ve sana soruyorlar, sorarlar
13. mâzâ : ne, nasıl
14. yunfikûne : infâk ediyorlar
15. kul(i) : de, söyle
16. EL AFVE : AFV OLAN, İHTİYAÇTAN FAZLA OLAN MAL, AFFEDİLEN, VAZGEÇİLEN
17. kezâlike : bunun gibi, işte böyle
18. yubeyyinu allâhu : Allah açıklıyor
19. lekum : sizin için, size
20. el âyâti : âyetler
21. lealle-kum : umulur ki böylece siz
22. tetefekkerûne : tefekkür edersiniz, düşünürsünüz


Bir de İSA PEYGAMBER'in bir kıssası vardır İncil'de:
Çok zengin biri İsa peygambere katılmak/havari olmak ister. İsa Peygamber bu kişiye BÜTÜN MALINI MÜLKÜNÜ fakirler lehine elinden çıkart, öyle gel der. Malına kıyamayan ve kendi seviyesi altında yaşayanla eşit olacağından adam bir daha gözükmez. Bu Yahya Peygamberin insanları suya sokup çıkararak yaptığı vaftiz olmayıp İsa Peygamberin insanlara yaptığı çağrı olan esas vaftizdir:
Yani:
Afve = Vaftiz

Hepsi doğru olamaz. Öyle ise....?

Saygılarımla.
Galip Yetkin

Konu galipyetkin tarafından (9. February 2021 Saat 07:13 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla