Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10. November 2012, 11:11 PM   #1
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart İSLAM ve NAMAZ: 4- NAMAZDA OKUNACAKLAR NELERDİR, NASIL OKUNMALIDIR?


Allah’ın selamı üzerinize olsun.

Sevgili kardeşlerim,

İslamda en önemli ibadi yükümlülük ve temizlenme aracı olarak bizden istenen namaz, ne kadar çok kılanı olursa olsun, biz müslümanlarca hep boynu bükük bırakılmıştır.

Çünkü; her konuda olduğu gibi, bu konuda da kuranı terk ederek, alim, ulema gibi kimselerin anlatımlarından, kaynaklarından dini yaşamayı kabul etmenin sonucunda namazda bilinmeden uygulanan bir pratiğe dönüştürülmüştür.

Namazla ilgili daha önceki anlatımlarımda; namazın vakitli farzlardan olması nedeniyle her namazın mutlaka kendi vaktinde kılınması gerektiği, namazda (oruçta olduğu gibi) kaza olmadığı, namazının kaza edilebileceği anlayışı ise; Müslümanları zaafiyete düşürerek, namazdan soğutmaya çalışan şeytan dostlarının işi olduğunu belirtmiştim.

Ayrıca; namazın son peygamberimizden ve kurandan öncede var olan ve bu zamana gelen bir pratik olduğunu belirtmiş, namazda kıyam, rüku ve secde gibi şekilsel hareketlerin aynen korunmakla birlikte sadece okuma içeriğinin değiştiğini, sadece bundan böyle kurandan okuma yapılacağını söylemiştim.

İşte bu yazımda da kurandan neler okunabilir, nasıl okunmalıdır? onları anlatmaya çalışacağım.

Bunu anlamak için önce kurandaki hükümleri, ayetleri kısaca bir tanımlamaya sokalım.

1- Kuranda okunması, denmesi emredilen sözler vardır: Hamd ve dua sureleri, ayetleri
2- Kuranda yapılması emredilen ibadetleri anlatan sözler vardır: Namaz, zekat, oruç, hac gibi.
3- Kuranda yapılmaması emredilenleri anlatan sözler vardır: zina, hırsızlık, haksız yere zarar vermek vb...
4- Kuranda suçlar ve cezalarla ilgili hükümler vardır.
5- Kuranda; Evlilik, boşanma, miras, şahitlik gibi müesseseleri anlatan sözler, hükümler vardır.
4- Kuranda suçlu olanlara uygulanacak ceza tatbiklerini anlatan sözler vardır: Toplumun göreceği yerde, çekinmeden ceza uygulanır.

Sanırım bu kadarı yeterlidir. Kuranı samimi olarak anlamaya çalışan biri, kuranda bunları ve böyle konuların devamını görecektir.

BURADA NAMAZI İLGİLENDİREN KISIM; KURANDA OKUNMASI, DENMESİ EMREDİLEN SÖZLERDİR
( Hamd ve dua sureleri, ayetleri).

Namazda; okunması, söylenmesi emredilenleri söylemek yerine; diğerlerinin yapılmasını açıklayan sözlerin, namazda okunması doğru olamaz.

Diğerleri, zekat, oruç, haç, evlilik, boşanma, miras, şahitlik, haram, zinaya yaklaşmama, kısas vb. neyi yapmamızı emrediyorsa, o şeyler için bakacağımız emirlerdir.

Dolayısıyla; namazımızda, evlilik ayetlerini, boşanma ayetlerini, miras ayetlerini okursak anlamsız olur. O ayetler, okunacakları belli eden ayetler değil, yapılacakları belli eden ayetlerdir.


Ancak, okunacak ayetler ya da sureler; sadece okumayı, söylemeyi değil, bu söyleneni kalben kabul etmeyi de gerektirir. Başkaca bir şeyin yapılmasını, başkaca bir eylemi gerektirmez.

SURE YA DA AYETLERİ OKUMAK NEDİR?

Sevgili kardeşlerim,

Bu noktada, namazımızda; kurandan okusak dahi, sadece bir metin okur gibi okuyarak namaz kılamayız.

Nasıl alak suresindeki okumaktan, her hangi bir metni okumayı anlamıyorsak, yine kurandan okuyun denen ayettende sadece okuma parçası okumak gibi bir anlamı çıkarmamalıyız.


Sadece okumak; Arapçada “tilavet”le karşılanırken, okuyup, anlamak, kabul etmek, anlatmak şeklindeki okuma ise “ikra” ile karşılanmaktadır.

İşte “namazda kurandan okuyun” diyen, müzemmil suresi 20. ayette de sadece okuyun anlamında “tilavet” geçmez.

Ayette; "artık, (o halde) okuyun" anlamında, “fe ikraû” geçer. Yani ayete göre; namazda sure ve ayetler sadece bir okuma parçasını okur gibi okunmayacak, ağızdan çıkan sesi kulak duyacak, kulak akla gönderecek, akıl yorumlayıp kabul ederek kalbe gönderecek ve kalpte onaylayarak, yani “ikra” edilerek; ayet yada sure neyi istiyorsa (emrediyorsa) o yapılarak namaz devam edecektir.


NAMAZDA OKUNABİLECEK SURE VE AYETLER NASIL BULUNACAKTIR.

Namaz, yukarda anlattığımız gibi, kişinin Allah’ın huzuruna durarak, herkesi, her şeyi bir kenara bırakıp, Allah’ı hamd ettiği, yani ona övgülerini, onun yüceliğini onayladığı ayetleri ve sureleri okuduğu bir dini pratiktir.

Yine; namaz kılan, başka hiçbir şeyin Allah’tan daha iyi yardımcı olamayacağını bilerek, Allah’tan yardım isteyen dualar okumak için, dua ayetleri yada surelerini okuyacaktır.


Görüldüğü üzere namaz; önce, Allah’ın tek ilah oluşunun, sahibimiz oluşunun, rabbimiz oluşunun, övgünün en büyüğünün ona ait oluşunun, her şeyin ona ait oluşunun, tek oluşunun (doğmayıp, doğurmadığının), ve hiçbir şeyin ona denk olmadığının, aksine her şeyin ona muhtaç oluşunun dillendirildiği, kabul edildiğinin deklare edilmesidir.

Namazda daha sonra; rabbimizden yardım istemek, dileklerde bulunmak gelir.

Namazda muhatap, sadece Allah tealadır. Namazda; peygamber gibi zaten özel konumu olan kimselere selama, onlar için yardım istemeye gerek yoktur. Peygamberler zaten bizlerin isteğine bırakılmadan saygın yerlerine rabbimiz tarafından konulduğundan, bizim isteğimize muhtaç edilmemişlerdir.

Yine rabbimiz, kurandan okuyun derken, bizi bizden iyi bildiği için, bizim yapacağımız duaları da şablon olarak kuranda belirtmiştir.

NAMAZDA OKUNABİLECEK SURE VE AYETLERİN BAZILARI ŞUNLARDIR:

1- Fatiha suresi;

Bu sure hem hamd, hem de dua içermesi bakımından, gerçektende çok önemli bir suredir. En az sözle, adeta islamın özeti olma özelliğini taşır.

Bu nedenle biz Müslümanlar namazımızda, bunun anlamını bilmeden, kavramadan, özümsemeden kullanırsak, bunun bize kazandıracaklarından kendimizi mahrum etmiş oluruz.

Hangi dilden okursak okuyalım, bu sureyi okurken, ağzımızdan çıkan her sözün önemini ve anlamını o anda anlayabilmeli ve kalben de hissedebilmeliyiz.


Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla…
Hamd Alemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur.
Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz.

Bizi sırati müstakime (dosdoğru yol, Allah yolu, kuran yolu) ilet.
Kendine nimet verdiğin kimselerin yoluna…
Sapmışların gazabına uğramışların yoluna değil.AMİN



Açıklamaya gerek bile yok. İlk üç satırda hamd’ imizi yaparken, sonrakilerde duamızı ediyoruz.

2- Felak suresi;

De ki: “Yarattığın şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.”

3- Nas suresi

De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”

4- İhlas suresi

Deki; "O, Allah; tekdir, Samed’dir (Her şey O’na muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.), doğurmamıştır, doğurulmamıştır, ve hiçbir şey ona denk ve benzer değildir."

Sevgili kardeşlerim;

Burada konunun önemi nedeniyle bir kere daha okumak deyimi üzerinde durmak istiyorum.

Okumak iki türlü olmaktadır.

1- Herhangi bir metni okumaktır. Gazete okunması, roman okunması, şiir okunması, kurandan sadece okunmak ihtiyacıyla okunması gibi…

2- Herhangi bir metni okumaktan farklı olarak; bir dersi anlamak ve uygulamak, bir emri anlamak ve tatbik etmek amaçlarında olduğu gibi, kuranı da anlamak, kabul etmek ve uygulamak amacıyla okumaktır.

İşte tam da bu aşamada, namazlarında; bu sureleri okurken, gerek ana dilinde okuyan Müslüman kardeşlerimiz, gerekse; Arapça okuyan Müslüman kardeşlerimiz büyük bir hata yapmaktadır.

Namazda kurandan da okusa, bu sureleri, içeriğini anlamadan, özümsemeden, sadece gördüğü gibi okuyunca, gazete, roman, şiir okumaktan öteye geçememiş oluyor ve bu defa suredeki emri yerine getirmemiş olduklarından namazlarını doğru kılmamış oluyorlar.

Diğer bir anlatımla; sure yada ayetleri sadece tilavet anlamında okuyorlar, okurken onları yaşamadan okuyorlar ve ikra edemedikleri için namaz doğru namaz olmuyor ve onlarda namazın nimetin mahrum kalıyorlar.


Halbuki bir Müslüman; namazında ayet yada sureleri okurken, okuma esnasında onu vücudunun bütününde hissedebilmeli, o hazzı alabilmeli ve kalbi rahatlamalıdır.

Şimdi burada yukarıdaki sureler üzerinden örnekler vererek konunun daha anlaşılır olmasını sağlamaya çalışacağım.

Yukarıdaki surelere bakarsak, hepsinin “deki” diye başlayarak, bu deyimden sonra denmesi, söylenmesi gerekenleri işaret ettiğini, onları istediğini görürüz.

O halde bu surelerdeki emri yerine getirmeye kalktığımızda, yani surelerin isteklerini karşılamaya çalıştığımızda; onların deki diyerek neyi emrediyorsa, onu söylememiz gerekir.


Halbuki, biz namazlarımızda, bu surelerin emrini yerine getirmiyoruz, yani; “deki” dediklerini demiyoruz. Biz sureleri sadece, “deki “ kısmı da dahil aynen söyleyerek, “de” emri ile isteneni yapmıyor, sadece o emri tekrar söylemiş oluyoruz.

Emri tekrar söylemek ise emri yerine getirmek demek değildir. O halde emirin yerine getirilmesi, “deki” denen kısmın, “deki” denmeden söylenmesi olmaktadır.

Söylemimize “deki” ile başlarsak, sadece tekrarlamış oluruz. Sadece okumuş oluruz.

Şimdi, bunu yukarıdaki bir sure ile uygulamaya örnek verelim.

Nas suresi:

De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”

Şimdi biz namazımızda; bu sureyi aynen, “deki” diye başlayıp okursak sadece bunu tekrarlamış oluruz, içeriğinde geçen duayı etmemiş, sığınmayı yapmamış oluruz.

Halbuki, (deki emrini söylemeden)

“Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”

dersek, işte burada sure emri yerine getirilmiş ve sığınma talebinde bulunmuş oluruz.


Bu nedenle; “deki” ile başlayan surelere bu dikkati göstererek, emrettiklerini söyleyerek namazlarımızda yer vermeliyiz.

OKUNACAK AYETLERE ÖRNEKLER:

1- ALİ İMRAN – 9.ayet:
“Rabbimiz muhakkak ki insanları, hakkında şüphe olmayan günde toplayacak olan Sen'sin. Muhakkak ki Allah vaadinden dönmez.”

2- EN’AM - 162.ayet:
De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.”

3- İBRÂHÎM – 40.ayet:
“Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! Duamı kabul et!”

Siz, namazda okuyacağınız ayetleri kurandan bularak, yada okudukça karşılaşarak çoğaltabilirsiniz.

İnşallah hepimiz, namazlarımızı kuran bilinciyle kılar ve onların bizi temizlemeleri şerefine kavuşuruz.

Saygılarımla…
aorskaya


NAMAZLA İLGİLİ SERİ YAZILAR:


Konu aorskaya tarafından (10. November 2012 Saat 11:23 PM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla