Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25. May 2014, 09:51 AM   #9
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Rasülüllah’a kendisine vahyedileni izlemesi/ onu okuması emredilmiştir.

Maide/ 27, Araf/ 175, Yunus/ 71, Kehf/ 27, Şuara/ 69, Ankebut/ 45, Bakara/ 121, 151, Âli Imran/ 164, Kasas/ 59, Cuma/ 2, Talak/ 11, Beyyine/ 2, Zümer/ 71’e bakılabilir.

Ayrıca Kur’an’da (Şems/ 2) geçen “Şems (güneş)” ifadeleri mecaz anlam ile vahyi, “kamer (ay)” ifadeleri de mecaz anlam ile elçiyi ifade eder. Ki ayetlerde “güneşi izleyen ay” ifadeleri yer alır.

Rasüle itaat ne demektir?

Halis dinin yozlaşmasının başlıca nedenlerinden biri de “Rasüle itaat” konusunun yanlış anlaşılmasıdır. Rasül’e itaat, Rasülüllah’ın dine koyduğu ilkeleri kabullenmek; reddetmemek olarak anlaşılmaktadır. Bu konu üzerinde hassasiyetle durulması gerekmektedir. Önce ayetlere göz atalım.

Âl-i Imran/ 32,

31De ki: “Eğer siz Allah’ı seviyorsanız o zaman bana uyun ki, Allah sizi sevsin ve günahlarınızı sizin için bağışlasın. Ve Allah, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır, engin merhamet sahibidir.”

32De ki: “Allah’a ve Elçi’ye itaat edin!” Artık yüz çevirirlerse, biliniz ki, şüphesiz Allah, kâfirleri; Kendisinin ilâhlığını, rabliğini bilerek reddeden kimseleri sevmez.

Âl-i Imran/ 132

130Ey iman etmiş kimseler! Kat kat artırılmış olarak ribayı [emeksiz, hizmetsiz, risksiz kazancı] yemeyin. Kurtuluşa ermeniz için Allah’ın koruması altına girin. 131Kâfirler; Allah’ın ilâhlığını, rabliğini bilerek reddeden kimseler için hazırlanmış olan ateşten de sakının. 132Merhamet olunmanız için Allah’a ve Elçi’ye itaat edin.

Nisa/ 59

59Ey iman etmiş kimseler! Allah’a itaat edin, Elçi’ye ve sizden olan emir sahiplerine/ anayöneticiye itaat edin. Sonra, eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah’a ve âhiret gününe inanan kimseler iseniz, onu Allah ve Elçi’ye havale edin. Bu, daha iyidir ve en uygun çözümü bulmak bakımından daha güzeldir.

Maide/ 92

92Ve Allah’a itaat edin, Elçi’ye itaat edin ve sakınıp tedbirli olun. Artık eğer uzak durursanız, biliniz ki, Elçimize düşen sadece apaçık tebliğdir.

Enfal/ 1

1Sana, savaşın bahşişlerinden soruyorlar. De ki: “Enfâl/ savaş bahşişleri Allah ve Elçisi/ kamu içindir. Onun için siz, mü’minler iseniz, Allah’ın koruması altına girin, birbirinizle aranızı düzeltin ve de Allah’a ve Elçisi’ne itaat edin.

Enfal/ 20,21

20Ey iman etmiş kimseler! Allah’a ve Elçisi’ne itaat edin. İşitip dururken ondan yüz çevirmeyin! 21Vahye kulak asmadıkları hâlde “İşittik/ vahye kulak verdik” diyenler gibi de olmayın!

Enfal/ 46

46Yine Allah’a ve O’nun Elçisi’ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra korkuya kapılırsınız ve gücünüz-canınız gider. Ve sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.

Nur/ 54

54De ki: “Allah’a itaat edin, Elçi’ye de itaat edin.” Artık, eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki o’nun üzerine olan, sadece kendisinin yüklendiğidir. Sizin üzerinize de, size yüklenendir. Eğer Elçi’ye itaat ederseniz, kılavuzlandığınız doğru yola girersiniz. Elçi’nin üzerine olan da, sadece apaçık mesajı iletmektir.

Nur/ 56

56Ve rahmet olunmanız için salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olun; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun], zekâtı/ vergiyi verin ve o Elçi’ye itaat edin.

Muhammed/ 32

32Şüphesiz ki Allah’ın ilâhlığına ve rabliğine inanmayan, Allah’ın yolundan alıkoyan ve kendilerine doğru yol açıkça belli olduktan sonra Elçi’ye karşı gelen şu kişiler; onlar, Allah’a hiçbir şekilde zarar veremezler. Ve Allah, onların işlerini boşa çıkaracaktır.

Mücadele/ 13

13Başbaşa konuşmanızdan önce sadakalar vermekten korktunuz mu? İşte, yapmadınız. Ve Allah, sizin bilinçle hatadan dönüşünüzü kabul etti. Artık salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olun; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun], zekâtı/ verginizi verin, Allah’a ve Elçisi’ne itaat edin. Ve Allah, yaptıklarınıza en çok haberi olandır.

Teğabün/ 12

12Ve Allah’a itaat edin, Elçi’ye de itaat edin. Artık yüz çevirirseniz bilin ki Elçimize düşen apaçık bir tebliğdir.

Bu ayetlerin hepsi Medenidir; yani Medine döneminde inmiştir. Hatta savaş ortamlarında inmiştir. Rasülüllah Medine’de artık sadece bir elçi değildir. Devlet başkanıdır, askerî komutandır, hakimdir; kısacası Ülülemr’dir. Bu ayetlerin yer aldığı paragraf, pasaj incelenirse, Rasülüllah’ın kendisine vahyedilmiş ayetler çerçevesinde devlet başkanı, ordu komutanı sıfatıyla kararlar alıp uygulamaya çalıştığı, çevresinde bulunanların muhalefet ettikleri veya gevşek davrandıkları bu nedenle de Rabbimizden “Rasüle itaat edin”, “Rasüle itaat Allah’a itaattır” diye azar işittikleri görülkmektedir. Başka bir ifadeyle çevresindeki itiraz edenlere, karşı çıkanlara, “onun aldığı kararlara; yaptığı içtihatlara saygılı davranmaları, özellikle bu âyetlerin bulunduğu bağlamlarda, devlet reisi, ordu komutanı sıfatlarını da taşıması hasebiyle Elçi’ye askerî ve idarî alanlarda ters harekette bulunmamaları” emredilmiştir.

Ahzab/ 36

36Ve Allah ve Elçisi bir işte hüküm verdiklerinde, hiçbir mü’min erkek ve mü’min kadın için kendi işlerinde serbestlik yoktur. Ve kim Allah’a ve Elçisi’ne isyan ederse o, açık bir sapıklıkla sapmıştır.

Görüldüğü üzere “Rasüle itaat”, Rasülüllah’ın sağlığında yürüttüğü, devlet başkanlığı, ordu komutanlığına yöneliktir. Bu gün Rasüle itaat mümkün değildir. Rasülüllah karşımızda olsa da Marufta kararlar alıp bize iletse işte o zaman, bize, “emrin başım gözüm üstüne, anam babam feda olsun ya rasülellah” demek düşer. Ona ne muhalefet ederiz ne de itaatsizlik.

Nur/ 51

51Aralarında hüküm vermesi için Allah’a ve Elçisi’ne davet edildiklerinde mü’minlerin sözü ancak “İşittik ve itaat ettik” demeleri oldu. İşte bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

59Ey iman etmiş kimseler! Allah’a itaat edin, Elçi’ye ve sizden olan emir sahiplerine/ anayöneticiye itaat edin. Sonra, eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah’a ve âhiret gününe inanan kimseler iseniz, onu Allah ve Elçi’ye havale edin. Bu, daha iyidir ve en uygun çözümü bulmak bakımından daha güzeldir.

(Nisa/ 59)

Âyette, Sonra eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah’a ve âhiret gününe inanan kimseler iseniz, onu Allah ve Elçi’ye havale edin buyurulmaktadır. Bu âyetin ilk muhatapları, Rasûlullah’ın hayatta olduğu ve Kur’ân’ın tamamlanmadığı bir dönemde yaşayan mü’minler idi. Onların, ihtilafa düştükleri bir meseleyi Allah’a havale etmeleri, “Allah’tan problemlerinin çözümüne dair âyet beklemeleri”dir. Rasûlullah’a havale etmeleri ise, “Rasûlullah’tan, daha evvel inmiş âyetler çerçevesinde problemlerine bir çözüm üretmesini istemeleri”dir. Çünkü kendileri Rasûlullah gibi hâmil-i Kur’ân, hâfız-ı Kur’ân değillerdi.

Bugün ise mü’min; her problemi, her anlaşmazlık ve uyuşmazlığı tamamlanmış olan Kur’ân’a havale etmek, problemi Kur’ân hükümleri ile çözmek durumundadır. Zira Allah, bundan sonra yeni bir âyet indirmeyecek, başka bir Rasûl göndermeyecektir. Artık Allah, insanlığı Kur’ân ile başbaşa bırakmıştır.

6-8Bundan böyle sende bilgi birikimi sağlayıp onu başkalarına ulaştırtacağız sonra da sen unutmayacaksın/ terk etmeyeceksin. Ancak Allah dilerse başkadır. Kuşkusuz ki O, açığı da bilir, gizliyi de. Ve sana “En Kolay Olan”ı/ seni en çok mutlu edecek olan şeyleri kolaylaştıracağız.

(A’la/ 6-8)
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
beyazasi (25. May 2014), Bilgi (26. May 2014)