Konu: Birr
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18. November 2012, 01:13 AM   #2
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Merdem Kardeşim!

Takva” sözcüğünün anlamdaşı durumunda olan “ برّ Birr” sözcüğü geniş anlamıyla; “her türlü hayır ve iyilik işlerinde genişlik, ihsan, itaat, doğruluk, bol bol iyilik” demektir. Yani bu sözcük, her türlü iyiliği, ihsanı ve hayırlı davranışı kapsamaktadır.

“Birr”, Kur`an`da şöyle tanımlanmıştır:

Bakara; 177: "Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz “birr/iyi adamlık” değildir. Ama “birr/iyi adamlar”, Allah'a, Âhiret Günü'ne/Son Gün'e, meleklere, Kitab'a, peygamberlere inanan; malını akrabalara, yetimlere, miskinlere, yolcuya ve dilenenlere ve özgürlüğü olmayanlara, Allah'a/mala/vermeye sevgisi olmasına rağmen veren ve salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren kimselerdir. Ve de sözleştiklerinde, sözlerini tastamam yerine getiren, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreden kimselerdir. İşte onlar, özü-sözü doğru olanlardır. Ve işte onlar, Allah'ın koruması altına girmiş kişilerin ta kendileridir."

Bakara; 189: Sana hilallerden soruyorlar. De ki: “Onlar, insanlar ve hac/programlı ilâhiyat eğitim dönemleri için zaman ölçüleridir.” Evlerinize arka taraflarından girmeniz/dinde Allah'ın ilkelerinden başka ilkeler benimsemeniz, “iyi adamlık” değildir. Ama “iyi adamlık”, Allah'ın koruması altına girmektir. Öyleyse, evlerinize kapılarından girin; dini, din sahibi Allah'ın çizdiği çerçevede yaşayın. Ve başarıya erenlerden, kurtulanlardan olmanız için Allah'ın koruması altına girin.

Âl-i Imran; 92: Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça asla birre/“iyi adamlık” mertebesine eremezsiniz. Ve siz, her neyi bağışlarsanız kesinlikle Allah, onu en iyi bilendir.

Bakara; 44: Siz, insanlara birr'i/iyi adam olmayı buyuracaksınız da kendinizi umursamayacak mısınız? Oysaki Kitab'ı okuyup duruyorsunuz. Hâlâ akletmeyecek misiniz?

Birr” sözcüğünün aslı, “berr” sözcüğüdür.


“ البرّ el Berr” sıfatı hem Allah için hem de itaatkâr kullar için kullanılır. Allah için kullanıldığında anlamı; “Kullarına karşı şefkati, ihsanı geniş ve yaygın olan” demektir. Allah, “el Berr”dir. O, kullarına merhametli olduğu için, onlar hakkında kolaylık diler, zorluk dilemez. Onların günahlarına bir karşılık verir ama onların iyiliklerine, hayırlı amellerine kat kat, sayısız karşılık verir:

Tur; 28aha önce, evet, O`na yalvarıyorduk; gerçekten el Berr (iyilik yapan), acıyan yalnız O`dur.


“ البرّ el Berr” sıfatı kullar için kullanıldığında ise; “itaati yaygın, çok itaatkâr, sadık (sözünde duran)” anlamına gelir. Sözcük bu anlamıyla Kur`an`da, İsa ve Yahya peygamberler için kullanılmıştır:

Meryem; 12-15: “Ey Yahya! Kitap`ı kuvvetle al!” O henüz sabi (çocuk) iken ona bilgelik, tarafımızdan sevecenlik ve temizlik verdik, Ve o çok takva sahibiydi. Ve anne-babasına (براً berren) çok iyi davranandı; asla, boyun eğmez bir zorba değildi.Ve doğduğu gün ve öleceği gün ve yeniden diri olarak kaldırılacağı gün ona selâm olsun!

Meryem; 32: … Ve beni, ( براً berren bi validetî) anneme iyi davranan bir kimse kıldı. Beni bir eşkıya (zorba), bir mutsuz yapmadı.


Aynı kökten türemiş “teberru” sözcüğü, fiil olarak “iyi olmak, iyilik yapmak” anlamına gelir. Türkçe`de de herhangi bir sosyal yardım amacıyla yapılan yardımlar, iyilikler “teberru” sözcüğüyle ifade edilir.


“Birr” sözcüğü, isim olarak kullanıldığı gibi, ism-i fail olarak da kullanılır ve bu takdirde “çok çok iyilik yapan” anlamına gelir. Meselâ müminler, çok çok iyilik yaparak “birr”in bizzat kendisi hâline gelirler. Kur`an böyle kimseleri, “berr” sözcüğünün çoğulu olan “ ابرار ebrar” sözcüğü ile tanımlamış ve “ebrar” sözcüğünü “müttekin (iyiler, Allah`a saygılı insanlar)” anlamında kullanarak, “müttekin”e sunulan nimetlerin “ebrar”a da sunulacağını bildirmiştir:

Âl-i Imran; 198: Ama, Rabblerinden sakınanlara gelince, onlar için, Allah katından bir konak olarak, altlarından ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetler (bahçeler) vardır. Ve Allah katındaki, ebrar için daha iyidir.

İnfitar; 13: Ebrar (iyiler, yardımseverler), elbette Mutluluk Cenneti`nde olacaklar,

Mutaffifin; 18- 28: Hayır… Hayır… Ebrar’ın (iyiler, yardımseverlerin) kitabı (yazgısı) kesinlikle ılliyyindedir (Yüksekte, Cennettedir). Kim bildirdi sana, ılıyyinin (Yüksekler`in -Cennet`in) ne olduğunun O, rakamlanmış (yazılmış) bir kitaptır (yazgıdır)!
Yaklaştırılmışlar, ona tanıklık ederler. Evet, ebrar (iyiler,yardımseverler), elbette, nimetler (mutluluk) içindedirler, tahtlar üzerinde, seyrederler. Yüzlerinde mutluluğun aydınlığını tanırsın. Mühürlü, saf bir içkiden içirilirler, Mühürü misktir; yarışanlar, ancak bunda yarışa girmeliler! Ve onun karışımı Tesnim`dendir; yakınlaştırılmışların içeceği bir kaynak (pınar).

İnsan;5-22: Şüphesiz, ebrar (iyiler, yardımseverler), kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki, ondan, verdikleri sözleri yerine getiriren ve kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah yüzü (Allah rızası) için
doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde, Rabbimizden korkarız.” diyerek Allah sevgisi için, yiyeceği, yoksula, öksüze
ve tutsağa veren Allah`ın kulları, içerler. Allah da, bu yüzden onları, o günün kötülüğünden korudu; onlara aydınlık ve sevinç rastlattı, sabretmelerine karşılık onlara Cennet`i ve ipekleri verdi; orada tahtlara kurulmuş olarak kalırlar; orada bir güneş de, dondurucu bir soğuk da görmezler ve bahçenin gölgeleri onların üzerlerine sarkar ve onların (bahçedeki meyvelerin) koparılması da son derece kolaylaştırılmıştır. Ve aralarında gümüş bir kap ve billûr kâseler dolaştırılır, kendilerinin ayarladığı billûrları gümüştendir. Ve onlar, orada karışımı zencefil olan bir tastan sulanırlar; orada, Selsebil denilen bir pınardan.... Ve aralarında büyümez, yaşlanmaz çocuklar dolaşır; onları gördüğünde, saçılmış birer inci sanacaksın! Orayı gördüğünde, mutluluk ve büyük bir krallık (mülk ve yönetim) göreceksin; üzerlerinde ince, yeşil ipekli, parlak atlastan giysiler olacak; gümüş bileziklerle süslenmiş olacaklar; Rabbleri, onlara tertemiz bir içecek içirecek. İşte bu, sizin ödülünüz çabanızın karşılığıdır. Ve çalışmalarınız şükre lâyıktır.



Sosyal hayatın kurulması ve sağlıklı işlemesi açısından çok önemli olan, yani âdeta insanlar arasındaki kaynaşmanın harcı olan “birr”, takva sahibi müminlerin olmazsa olmaz özelliğidir. Bu özelliğe bizzat “takva” denmese de, “takvalı olma hâli” denebilir. Zaten Rabbimiz de bize, bu özelliğe sahip kişiler ile, yani “ebrar (iyiler/ yardımseverler)” ile beraber ölmeyi istememizi tavsiye etmektedir:

Âl-i Imran; 193: “Rabbimiz! Evet, `Rabbinize inanın!` diye imana çağıran bir sesleniciyi duyduk ve hemen inandık. Rabbimiz! Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi sil ve canımızı ebrar (iyiler, yardımseverler) ile birlikte al.”
Kaynak: İşte Kur'an

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Bilgi (18. November 2012), merdem (18. November 2012)