Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13. January 2015, 10:22 PM   #2
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm kardeşim,

Alıntı:
kirec Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
umulur ki...

Diye pek çok ifadeye rastlarız....

Allahın umması nasıl olabilir...

Umud edilen konuda bir belirsizlik vardır...

beklenildiği gibi olmayabilir de olabilir de...

kesin belli olan bir konuda artık umut söz konusu olamaz...

Demek ki insanın nasıl davranacağı belli değildir ve iyi olanı doğru olanı yapması umulmaktadır...
Meallerde "umulur" ki diye belirtilen sözcük "le'alle" edatıdır.

لعلّ - le'alle edatı Arapçada harf-i cerr ve fiile benzeyen harflerden [edatlardan] biri olarak değerlendirilmiş ve içinde bulunduğu cümleye "umut" ve "endişe" anlamı kattığı kabul edilmiştir. Öyle ki, giderek genel bir kural hâline gelen bu kabul nedeniyle hem güzel şeylerin umulması ve hem de kötü şeylerden endişe duyulması kısaca bu edat yardımıyla ifade edilir olmuştur.

Ancak, Kur’ân'da geçen لعلّ - le'alle edatlarına bakıldığında, bu edatın "umut" ve "endişe" anlamlarından başka anlamlarda kullanıldığı görülmektedir. Zira bu edat Kur’ân'da bizzat Allah için de kullanılmıştır.
Hâlbuki " Allah'ın umması" veya "endişe duyması" söz konusu olamaz. Çünkü "ummak" ve "endişe duymak", bir şeyin sonunu bilmemekten, neticeden emin olmamaktan kaynaklanır, Allah ise her şeyi kesin bir bilgi ile bilmektedir.

Kur’ân üzerine en çok araştırma yapmış kişilerden Zerkeşî el–Bürhân Suyutî ise bu konuyu ve el–İtkân adlı eserlerinde birer bölüm ayırarak derinlemesine incelemişler ve özetle aşağıda naklettiğimiz hususları belirtmişlerdir:
Le'alle, içinde bulunduğu isim cümlesinin ismini nasb, haberini ref eden bir edattır. Bu edatın bir takım anlamları vardır. Bu anlamlarından en ünlüsü توقّع tavakku'dur. Tavakku' ise "terecci" sevilen şeyleri ummak ve "işfak" [çirkin şeylerden de endişe duymak] demektir. Bunlara örnek Bakara Sûresinin 189. ve Şurâ Sûresinin 17. Âyetleridir.
En ünlü ikinci anlamı ise "ta'lîl"dir. Ta’lîl, sebep göstermek, bahane, müessirden esere yapılan istidlâl [gerekçe] demektir. Buna örnek Tâ-Hâ Sûresinin 44. Âyetidir. Üçüncü anlamı ise إستفهام – istifhâm’dır. Buna örnek de Talâk Sûresinin 1. ve Abese Sûresinin 3. Âyetleridir. [39–25] Zerkeşî, el–Bürhân; Suyutî, el–İtkân.
Bu genel açıklamadan sonra Suyutî, aynen şu notu düşmüştür:
el–Bürhan'da Zerkeşî'nin naklettiğine göre, Begavî'nin Vâkıdî'den hikâye ettiğine göre Kur’ân'da yer alan bütün le'alle edatları ta'lîl içindir. Sâdece Şu'arâ Sûresinin 129. Âyetindeki le'alle teşbih içindir. Teşbih için olması biraz gariptir. Çünkü nahivciler böyle bir şey zikretmemişlerdir. Sahîh-i Buharî'de de لعلّكم تخلدون – le'alleküm tahlüdun ifadesindeki le'alle'nin teşbih için olduğu yer alır. Ben derim ki, İbn-i Ebî Hatim'in Süddî tarikinden ortaya koyduğuna göre, Kur’ân'da yer alan le'alle edatlarının hepsi كى- key anlamındadır. Yani, hepsi ta'lîl içindir. Sâdece Şu'arâ Sûresinin 129. Âyetindeki le'alle edatı, كأنّ – keenne anlamındadır. Nitekim Katâde'den nakledildiğine göre Şu'arâ sûresinin 129. âyetindeki le'alleküm tahlüdun ifadesi, bazı kıraatlerde (Ubeyy mushafında) كأنّكم تخلدون–keenneküm tahlüdun şeklindedir. [39–26] Suyutî, el–İtkân; c. 1, s. 538, 539 ve Zerkeşî, el–Bürhân; c. 4, s. 392–395.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, Kur’ân'da tam 129 kez yer alan le'alle edatı aslında ta'lîl "sebep göstermek, bahane, müessirden esere yapılan istidlâl," yani gerekçe içindir. Bizim kanaatimiz bu yöndedir.
Zaten tereci = umut, anlamı vermiş gibi olan kullanımları da, Âyetlerde uygun düşmemektedir. Bazıları bu uygunsuzluğu aşabilmek maksadıyla, Allah için kullanılan le'alle edatlarının kesinlik anlamında olduğunu, kullar için kullanılan le'alle edatlarının ise tereci = umut, anlamında olduğunu ileri sürerek edatın anlamında bir zorlamaya girmişlerdir. Oysa le'alle edatının ta'lîl için olduğunun kabulü hâlinde böyle zorlamalara gerek kalmamaktadır. Bizim –Allah'ın izniyle– yaptığımız Kur’ân çalışmalarında le'alle edatı hep ta'lil anlamıyla değerlendirilmiştir.
Kaynak:İşte Kur'an

Kusursuzluk sadece Allah'a aittir.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
han (14. January 2015)