Vekâlet
Pratik hayatımızda özetle " وكالةVekâlet"; "Bir kimsenin, işini görmesi için bir başkasını kendi yerine bırakması veya bir başka kişiye yetki vermesi", " وكيلVekil" de; "bir kimsenin, işini görmesi için kendi yerine bıraktığı ya da yetki verdiği kişi" demektir.
"Vekil" ve "tevekkül" sözcükleri, hem sözcük hem de terim olarak İslâm dininde önemli bir yer tutmaktadır. Fakat Kur'an'daki "vekil" ve "tevekkül" sözcüklerinin anlamları ile bu sözcüklerin sosyal yaşamda ifade ettiği anlamlar arasında bir benzerlik bulunmamaktadır. Çünkü sosyal yaşamda bir avukata, bir siyasî temsilciye ve yürütme meclisindeki bir "bakan"a da vekil denmesine karşılık, Kur'an'da "Vekil" sözcüğü Allah'ın isimlerinden birisi olarak geçmekte ve Yüce Allah, sadece kendisinin "Vekil" tutulmasını, inananların sadece kendisine tevekkül etmesini istemektedir.
Aslında "vekil"; "Canlı cansız tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan" demektir. Bu anlamıyla gerçek “Vekil” Allah’tır.
Müslümanlar da oluşturdukları “Şura Meclisi”nde, rahat yaşamını sağlayacak, bekasını ve istikbalini düzene koyacak; yasa yapacak, uygulayacak, denetleyecek kimseleri kendi adına hareket etmeye yetkilendirirler. Vekâletin meşruluğunu Kehf; 19’daki “Şimdi siz birinizi, bu gümüş paranızla şehre gönderin de baksın, hangi yiyecek daha temiz ise, ondan size yiyecek getirsin. Ve çok nazik davransın ve sizi kimseye sezdirmesin” ifadelerinden anlayabiliriz.
__________________
Halil Ay
|