Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10. November 2012, 08:23 AM   #78
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart Bizim insanın, sosyal ve davranışları üzerine!

İnsanoğlu ve seçimleri üzerindeki bağı kendimce anlamaya çalıştığımda vardığım sonuç; insanın magazinel isteklerinin daha baskın geldiği ve bunu tatmine yönelik seçimlerde bulunduğu, özünün önemli olmasını çoğu zaman atlayarak, rahatlamak için gerekli görüyorsa özü yerine yapay durumunu daha önemli kabul etmeye meylettiğini görüyorum.

İnsanlar, ne kadar karşı koymaya çalışırlarsa çalışsınlar, sansasyonel, magazinel isteklerini her zaman bastıramazlar.

Bu nedenle insanlar, yanlış bulsalarda; doğum günü, sevgililer günü, tanışma yıl dönümü, evlilik yıldönümü, ölüm yıldönümü gibi icatlara bir şekilde dahil olurlar.

Bütün bu sayılanları, bunların hep, ilk olayın oluşundan yıl şeklinde süreler geçmesi ile yaşandığını biliriz. İlkinin üzerinden, gün, hafta, yada ay değilde neden yıl geçmesi beklenir? Bunlar için neden yıl belirlenmiştir? Bunu bulmamız gerekir.

Bu yaşanan gerçek olgulara baktığımızda, bunların insanın yaratılışı gereği bilinmesi ve yaşanması gereken şeyler olmadığını görürüz.

O halde insan bunları psikolojik rahatlığı için gerekli bulduğundan bunlara bir şekilde katılmaktadır.

Ancak, bu nasıl bir psikoloji tatminidir ki bunlarla rahatlayacaksa, neden bunları çoğaltmaz, neden daha fazla rahatlamaz?

İşte burada, bunları her insanın kendisi bulmadığı, başkasının bulduğu ve kapitalist anlayışın empoze ettiği tüketim kültürünün sonuçlarına kendimizi kaptırdığımız gerçeğiyle karşılaşırız.

Peki, kapitalist bunları neden çoğaltmaz! Kapitalist bunları çoğaltmaz, çünkü; kılını, tüyünü yolduğu insanın yeniden kıllanıp tüylenmesi için bu zaman gereklidir.

Bu olgular, insan için özde, yani gerçekte önemli olsaydı, insan bildiği en uzun süre sonunda değil, en kısa sürelerde bunları yaşaması gerekirdi.

Ama, insan bunları kendisi için kendi düşünerek bulmadığından, yıl olarak hatırlamayı yeterli buluyor.

Burada da insanın "zaman nedir, önemi ne kadardır?" gibi sorunun cevabını gerçekten bilmediğini, düşünmediğini görüyoruz.

Evet, ne zaman öleceğini bilmeden yaşayan (ölümlü) biri için yıl çok uzun bir süredir. Yaşam o kadar önemlidirki, en küçük zaman biriminin bile akıl edilebilmesi ve yanlıştan dönülebilmesi için hayati önemi vardır...

O halde insan kendini aldatmamalı, önemli bulduklarını yapabildiğince en küçük zamanlarda tekrarlamalı aksi halde o konunun gerçekte o kadar da önemli olmadığını bilmesi gerekmektedir.

Bu nedenle, yukarıda belirttiğimiz özel olayların yıl dönümlerinde kutlanılması yada anılması gereklilik değil, kendini rahatlatma olmaktadır...

Bu tip etkinliklere toplum olarak katılınması halinde ise toplumca rahatlama ihtiyacının giderilmesi amacından söz etmek gerekir.

Bu gün 10 kasım...

Bir çok kimse; kalabalık arasındaki yerini almak için özel çabalar harcayarak bunu başarmaya çalışacaktır. Kalabalık içinde, kendini ağlamaya bile zorlayacaktır.

Kabir dolup, taşacaktır... Ama, o dolup-taşanların kaç tanesi bu günde onu gerçekten anlamaya çalışıp, yaptıklarını yapabilmeye çalışma düşüncesiyle oradan ayrılacaktır acaba?

Bir kaçı dışında hiçbirisi...

Üzüntüsünü yenemeyenleri (!) de, sonrasında cafelerde, barlarda; üzüntüyü bastırmak için alınan içeceklerle, çakır keyif olarak 10. yıl marşını yıkılmadan ayakta söylemekle son bulacaktır.

Bunları yapamayan ben ise her hatırladığımda olduğu gibi bu gün sirenlerin hatırlatmasıyla da en fazla yapabildiğimi tekrarladım:

"Allah'ım, Atatürk'ün günahlarını affet, öbür yerini güzel kıl"

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla