Tekil Mesaj gösterimi
Alt 9. May 2012, 10:43 AM   #1
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart ADALET ve RAHMET

''....................

Öncelikle şunu belirtmemiz gerekir ki, mademki adalet haksızlık yapmamaktır. Öyle ise adaletsizlik kötülük yapmaktır. Bu akılda kalacak en pratik tanımdır. Öyle ise insanların adaleti iyi tanımaları ve adil olmaları için, öncelikle iyilik ve kötülüğün bilgisine sahip olmaları gerekir. Kuran deyimiyle, hayrın ve şerrin bilgisine sahip olunması gerekir.

İnsan için bu olgu rüşt olarak tanımlanır. Kim ki rüştünü isbat etmiştir, doğruluğun ve eğriliğin bilgisine sahiptir. Ona dini açıdan hikmet verilerek hidayet edilmiş kimse denilir. Artık onun basireti açıktır. Doğruluğun, doğru yolun ne olduğunu bilen kimsedir.

İnsanlık tarihinde insanları yanlış yola sevk etmek isteyenlerin ilk yapacakları iş kavramların içini boşaltmaktır. Bunu, etimolojik anlamını kavramlaşma zeminini kaydırarak yaptıkları gibi, kavramın bütün lehçelerdeki anlamını vermeyerek ve gizleyerek de yaparlar.

.....................

Sözü iyi anlamak için söz konusu kavramın zıttının ne olduğunu bilmek gerekir. Adaletin zıttının kötülük yapmak olduğunu anladığımızda, adaleti kavramış oluruz. Şimdi bize, sosyal, siyasal, ekonomik anlamda hangi şeylerin kötülük olduğunu öğrenmek kalmıştır.

Acaba sınıflı bir toplumda yukarıda bulunanların aşağıdakilere hamilik yapmaya kalkmaları iyilik mi yoksa kötülük mü olduğunu öğrenmek için, siyaset, sosyoloji, ekonomi bilimlerinde uzmanlaşmamız gerekir.

Bu tür ilişkilere genellikle Hami-Mahmi(Koruyan-Korunan) ilişkileri denilmektedir. Monarşi bunun siyasi hamiliğine, feodalizm, oligarşi, aristokrasi ve en son Liberalizmi ekonomik hamiliğe örnek verebiliriz. Bunların, korunduğu iddia edilen kimseler açısından iyilik mi kötülük mü nötrlülük mü olduğunu araştırıp bir sonuca varmamız gerekir.

Bunları sofistlerden öğrenemeyiz, çağımızda hak manada filozof da bulunmadığından ancak bu bilimlerin inceliklerini kendi gayretlerimizle araştırarak öğrenmek mecburiyetindeyiz. Zaten kendisine bilgi çağı denilen ve saçmalıklarla vakit kaybetmekle içinin doldurulduğu zamanımızın, bilgi çağıyla ilgisi yoktur; uyutmak ve avutmak çağı denilse yeridir.

Ama bir idealist için teknik olanaklar mükemmeldir. Bunun için ilim severler için idealist fikirlerin de yayılmasına teknik açıdan en uygun çağ denilebilir.

............

Dediğimiz gibi, bilginin üzerini kapatan sofistlerin aksine, filozoflar insanlığın ışıklarıydı. İşte bin yıllar önce Diyojen’in meşhur sözü, hami-mahmi sistemlerinin reddinden başkası değildir. Birine gölge etmek haksızlık, kötülük olarak yeterlidir diyor.

Bir ormanda ulu bir çınar fidanlara iyilik mi diye sorulursa, hayır diye cevap verebiliriz. Çünkü uzayıp dallanarak fidanın güneşten yararlanmasını, her tarafı saran kökleriyle fidanların suyunu ve minarellerini kesmektedir. İşte hamiler, bunun gibi, güçsüzleri koruduklarını iddia edip, iş aş verdiklerini söylerler.

Diyojen der ki, buna aldanmayın, onların size verdikleri zarar, faydalarından daha çoktur(Bakara-219/1). Biz iyinin ve kötünün ekonomik alandaki gerçeğini öğrenebilmek için mutlaka ekonomi ilminin inceliklerini bilmemiz gerekir. Zenginliğin oluşum sebeplerini bildiğimizde hami-mahmi sisteminin güzelliklerini överek göklere çıkartan sofiste söyleyecek bir çift sözümüz olur. Günümüzde zulmün seçilen hami-mahmi sistemin en gelişmişi olan Liberalist-Kapitalizm olduğunu bilir, terkide adalet veya terkiye alma vaatleriyle yayaları aldatan atlılara, buna adalet demelerine itirazımız olur. Bilinçlenir ve mizanda denk/terazide/tartıda eşit olmayı adalet olarak tanımlamaya, kabullenmeye başlarız. Zaten Arapça bir kavram olan “Adalet” kavramını belli koordinatlar altında biraz yukarıdan, biraz aşağıya sarkacak şekilde kavram analizine tabi tuttuğumuzda, terkiye alma veya bindirme vaatlerinin (çünkü dizginler at sahibinin elindedir ve onun istediği yöne gitmek mecburiyetiniz vardır) hakka uymayan bir adalet anlayışı olduğunu, mizanda adaletin, yani terazinin iki tarafındaki yüklerin eşit ağırlıkta/denk olmasına adalet denmesinin doğru olduğunu hemen kavrarız. Bunun sonucunda eşitlik içermeyen, siyasi ve ekonomik ilişkinin kötülük olduğunu anlarız. Çünkü farklılık isteği yarışı, yarış ise kan ve göz yaşını körükler.

Demek ki, kötülük yapmamak adil olmak için gereklidir. Ama insan gibi insana kötülük yapmamakla yetinmek yeterli midir?

İdealist bir insana medeni insanları seven, kendisinin olanaklarıyla eşit olmayan bir insan dahi yeryüzünde mevcutsa, buna ''içi acıyan'', bir erdem seviyesine ulaşana insan dense daha iyi bir tanım olur. İşte acıma budur. Yani eşitsizlik karşısında içinin sızlaması, vicdanının rahatsız olmasıdır. İşte bu adaletin aşılması Rahmet safhasına geçilmesidir. Hümanizm denen olgu da budur.

İnsancıl olduğunu iddia eden birçok insan riyâkârdır. Altı milyar insandan bir tanesinden bile daha üst bir sosyo-ekonomik seviyede ise bundan rahatsız olup, ya onları kendi seviyesine çekmek, ya da kendisi onların seviyesine inmek için bir gün dahi beklemeyen insana, acıyan insan denilir.

Rahmet kavramının bir başka diyalekteki anlamı ise sevgidir. İçinde acıma duygusu olanların sevgisi gerçektir.

...............

Şu asırda (insan gibi) yaşamak mutlak eşitliği benimsemeden mümkün değildir. Mizanda denk olmak eşitlikçi adalet anlayışıdır, yalan ve hile içermeyen ve "hak tanır"ların adalete yükledikleri anlam da budur. Zaten kavramın etimolojik temelinde bu anlam vardır. Dünyada bir tek insanı ikna edemezsem de adalet ve rahmeti ömrüm bitene kadar anlatacağım. Dostlara selam.
İlhami Çetin''

Saygılarımla
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (24. March 2016 Saat 07:39 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 5 Kisi:
Barış (15. August 2013), dost1 (10. May 2012), hiiic (11. May 2012), kuman (29. April 2013), Miralay (10. May 2012)