Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19. November 2011, 03:01 PM   #5
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Eğer bir toplumda "zaruri ihtiyaçtan" fazla kazanç elde edenler var ise, bu olay mutlaka bir çok insanın mağdur ve mahrum edilmesine sebep olur. Bunlardaki bu fazla ve elde tuttuklarına faiz, nema vs. denilir ve bunlar başkalarına gidecek olanları imkân bolluğu ve ellerini çabuk tutmaları nedeniyle zimmete geçirenler olduğundan, bu kişiler faiz yiyenlerdir. Bunlara toplumun geri kalanının hakkını haksız yere yiyenler denilir.

Bunun zıttı ise Salât-Salâvat(Havra -Manastır-Mescid-el haram) ehli olan ve mülkte iştirak içinde olup "sadaka" verenler veya "zorunlu ihtiyaçtan" artanın hepsini topluma iade ederek hakkıyla "zekât/vergi" verenlerdir. Bu zekât verme türü, cimrilerin verdikleri zekatlarından(1/40-kırkta bir) farklı olarak (Nahl-71; Muminun-4,5)" eşit olmak için mizanda vezin kuralı ile belirlenenden artanının hepsi olarak verilen" denilen türden hakiki zekâttır.

Ya mülkte iştirak halinde malik olup "salatı/karşılıklı yardımlaşmayı" hakkıyla eda edenlerden olacaksınız; ya da mülkte iştirakı(Haram usulünü) tercih etmemişseniz, bu kez de girişimcilik yolu(Helâl usulü) ile elde ettiğiniz kazancı servet ve sermayeye çevirmeyip/eklemeyip, sizin ve bakmakla yükümlü olduklarınızın günlük zaruri ihtiyacından fazlasını aynı gün sebile(devlet hazinesine-beyt-ül mal'a-kamuya-topluma) ''Muminun:4-5, Nahl:71'' şartlarında geri iade edeceksiniz.

İşte ahıret gününe hakkıyla inananlar ve ''Karz-ı Hasene'' ilkesini uygulayanlar bunlardır.

Günümüzde sebil kavram ve kurumunun karşılığı devletçilik, sosyalizm ve kollektivizm'dir ki Havra'yı, Manastır'ı, Mescid-el haram'ı(salât-Salavât'ı) ayağa dikerek/hayata geçirerek, sadakayı ve de zaruri ihtiyaçtan artanı vergi olarak vermektir. İşte bunu yerine getirmeyip , bunun yerine ticaret yapıp da zaruri ihtiyaçtan artanı /kârı sermayeye ekleyip de bunun üzerinden tekrar kazanç elde etmeye çalışanlar/kat kat riba yiyenler, liberalist-kapitalist sistemi uygulayanlardır /mescid'i aksa'da olanlardır.

Allah onları düştükleri liberalist-kapitalizm delâletinde bırakır, asla onlara Hidayet ederek basiretlerini açmaz. Onlar helâke ve hüsrana düşmüşlerdir de, yine kendilerini hak yolda zannederler.(Nisa-167-168-169-170)

Bunların bir kısmı Allah'a inanır ama güvenmezler, münafık bunlardır. ''Hasbüna Allah'' sözünü, inanarak ve kalpten söylemezler; çünkü servetsiz duramazlar. Bunlar ''liberalist tutucu''durlar.
(Oysa Allah yasaklanmış şeyleri yapmaktan sakınmayı ve bireysel zenginlikten kaçınarak kavâm miktarının aşılmamasını ister. Bu kaçınanlar kendi ellerinde bulunanlara değil, Allah'tan olanlara daha çok güvenenlerdir. Hakkıyla Allah'ı veli ve vekil edinenler de bu kaçınanlardır.)

Bir kısım halk ''Ashab el Yemin'' ile liberalist-kapitalist sağcılığı aynı şey zanneder. Oysa ''Ashab el Yemin'' kendisinin değil, güçlenmeye muhtaç olanlara sadakat ile davranan erdemli insanlardır ve safta öne geçmeyen, geri de bırakmayan, eşitlikçi, mülkte iştirak içinde olanlardır. Kur'an bunlara meymenetliler, sağcılar der(ki bu gününün anlatımı ile sol/halkçı dünya görüşündedirler).

''Sahib ül Yemin'' ise eşitliği ret ile, kendi mutluluğu için güç-kuvvet ve servet sahibi olmak isteyendir. Kur'an bunları ''kumarbaz diye tanıtır.(lütfen Sitemezin Ekonomi başlığının Kumar bahsindeki Bakara:219/1 yazımız bakar mısınız). Bunlar refah içinde yüzen kapitalistlerler ve kapitalizmi savunanlardır ki, Kur'an bunlara şomluk anlamında Meymenetsizler veya solcular/(bu günün sağ kesiminde olanlardır ki) hırsızlar der. Allah'ı gerçek anlamda veli-vekil edinip O'na güvenme ve Sebil sosyo-ekonomi politiğini kurarak kavâm içinde yaşama yerine mevkii, makam, iktidar, servet ve sermayeye güvenmeyi yeğlerler. Ferdiyetçidirler, sebil karşıtı (özelleştirmeci) oldukları ve refah içinde yaşamayı yeğledikleri için Kur'an nezdinde solcu-meşemedirler. Halbuki bu gün ekonomi ve siyasette-Avrupa'da- ''sağcılık'' ile Liberalist ve Kapitalist olmak kastedilir. Bunu Kur'an şomluk anlamında solculuk kabul eder. Bunlar da liberalistliği dindarlıkmış gibi halka yuttururlar. Bunlar sanki mülkten hesaba çekilmeyeceklermiş gibi umursamazlık içindedirler. Oysa Hak Din liberalizm- kapitalizmden uzaktır. Hak Din ile liberalist-kapitalizmi bağdaştırıp mülkü fitne yaptıkları için bunlara Meymenetsizler anlamında solcular der Kur'an.

Vakıa Suresinden bakalım:
''Soldakiler; ne yazık o soldakilere!'' (Vakıa-41)
''İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde'' (Vakıa-42)
''Kapkara dumandan bir gölge altındadırlar'' (Vakıa-43)
''Serin ve hoş olmayan'' (Vakıa-44)
''Çünkü onlar bundan önce varlık içinde safahata dalarlardı'' (Vakıa-45)
''Büyük günahı işlemekte direnir dururlar.'' (Vakıa-46)

Bunlar bu gün tanımladığımız kapitalistlerdir. İşte Avrupa'nın tanımladığı sol ile Hak Din'in tanımladığı solculuğun aynı olmadığını, hatta alansal olarak zıt şeylere sol dediklerini gördük.

Sosyalizm anlamındaki sol, halkçılık, devletçilik, başta Leyl suresi olmak üzere başka surelerde de ''ihsan'' olarak tanımlanarak övülür. Çünkü sebil olan Allah Yolu toplumculuktur. "Saff suresi" kollektif mücadeleyi över. "Leyl" de bunu tavsiye etmiştir. "Saffat suresi" de sağdan gelenleri ki bunların davetine uyarak kapitalizme,ekonomik sağcılığa kayanlarla birlikte ateşe sürüleceklerini anlatır. Çünkü ten zevklerinden olan mülk tutkusundan kurtulamamışlar, kendi mutlulukları başkalarının felâketi olmuş, başkalarının ekmek paralarını yemişlerdir.

Hak Din, başkalarına yümünlü-bereketli olanlara ''Ashab ül Yemin'' demiştir. Başkalarına yümünlü olmanın yolu ise, çok toplayıp vermek değil, aksine az ile yetinmektir. Bu ise samimi dost, yaren ve yoldaş olmaktır. Bunu ret ise bireycilik-bencillik olduğu için orada ancak ''Sahib ül Yemin'' vardır ki kendi mutluluğu için güç, kuvvet ve servet sahibi olmaktır. Bu, ''Ashab ül Yemin'' olmayı reddetmek; sağda veya sağcı olmakla, sağdan gelmekle liberalist olmaktır. Burada rekâbet, haset, cimrilik(servet ve sermaye biriktirmek) olmadığı için kalpler ancak işlerin ve amaçların birleşmesiyle sulha ve sukûna varır.

YEMİN:
1-Sözü, Allah'ı zikrederek kuvvetlendirmek.
2-El tutuşarak, Allah'a bağlılıklarını bildirerek ve birbirlerine söz vererek ahitlaşmek.
3-Mübarek
4-Sağ el, sağ taraf.

İkinci sıradaki anlama baktığımıda:
a) Merkezde hiçbir insan bulunmamaktadır; sadece Allah'a izzet verildiği ve Allah'a güvenildiği, gerçek güçlü ve tam adil olana yaslanmak ve güven duymak olduğunu,
b) Hiçbir hiyerarşi bulunmadığı, toplumun bütün fertleriniğn birbirinin aynı ve özgür haklara sahip özgür bireyler olduğunu,
c) Allah'la yapılan ahidin toplumla yapılan ahit ile tamamlandığını,
ç) Tek taraflı bir vaat bulunmadığı, karşılıklı taahhüdün varlığını,
d) Herkes, ahde konu olan ''şeylerin'' hem alacaklısı hem de borçlusu oldığunu,
e) El ele tutuşarak dostluk ve saadet ile yardımlaşmanın el birliğiyle yerine getirileceği, kaderde ve kııvançta birlikteliği, yek vücut olmayı,
f) Tanımlamanın 4. sırasındaki ''sağ taraf-sağ el'' ile, bu yöndeki hareketin kuvvet olduğu ve bütün buna ''sağcılık'' dendiğini,
tesbit ederiz.

Şu halde Kur'an'ın tanımladığına göre sağcılık ekonomik ve sosyal yaşamda kollektif, el birliği ile bir düzen, kollektivizmdir.

Halbuki bugün, Avrupa yaşam tarzına ve tanımına göre yaptığımız tanımlamalar Kur'an tanımının tam tersini vermektedir. Biz dinin tanımladığı solculuğu sağcılık, sağcılığı ise solculuk olarak tanımlamaktayız. Kur'an okurken bu kıstas göz önünde bulundurulmalıdır. Mesela Saffat 28'dekiler, kapitalistler tarafından aldatılanlardır.

Camiden çıkmayıp 1/40 veren ve kendini kılık kıyafetiyle dindar ve mütedeyyin ilan edip, sağcılıklarıyla hava atan bir kesimin kendilerini bu kıstaslara vurup ne olduklarını fark edip, hal, tutum ve davranışlarını gözden geçirmeleri galiba şart.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Adalet ve rahmet sitesinden derlenmiştir.)

Konu galipyetkin tarafından (12. March 2019 Saat 02:47 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 5 Kisi:
dost1 (20. November 2011), hiiic (19. November 2011), Miralay (21. June 2012), pramid (2. February 2012), sevginur (14. January 2013)