Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13. April 2013, 08:46 PM   #3
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Din medeniyettir, medenileşmektir. Medenileşme, göçebe anlayışını ve onun ortaya çıkardığı her türlü yapılaşmayı bir üst seviyeye çıkarabilmektir. Yaşamda toplum olarak verilecek mücadele ile bir toprak üzerine tutunmak ve o toprağı benimsemek, aynı toprağı işlemek, üzerinde yapılaşmak ve şehirleşmektir.
Dinin olduğu, algılandığı yerde, anlaşıldığı yerde insanlar yaşar, bir düzen vardır, ahlak vardır, çalışma vardır, doğruluk vardır, gelişme vardır, ilim irfan vardır, eğitim ögretim vardır, düşünce vardır, akletme vardır, körü körüne ezber yoktur, sorunlar çözüme kavuşur, kanunlar sabittir sürekli değişmez, insanların hayatı planlıdır, ahirete(geleceğe) iman vardır, yolları düzgündür eğrilik yoktur, insanlar güleryüzlüdür, güven huzur vardır, insanlar selamlaşırlar.

Dinin algılanmadığı, yanlış anlaşıldığı, dinin karanlık yüzünün ortaya çıktığı yerde insanlık ölmüştür, göçebeler bedeviler yoğundur, korku korkutma vardır, kaos hakimdir, güçlüler güçsüzleri ezer, hakkını yer, orman kanunları geçerlidir, kırmızı luzumsuz ışıktır, kırmızı ışıkta durulmaz, eşkiyalık vardır, anlama yoktur ezber makbuldür, kanunlar sık sık değişir, sabit kanun yoktur iktidarın isteğine göre değişir, kanunlar bile göçebedir, işler kılıfına uydurulur, din istek ve arzulara göre yorumlanır, dinin yoğun yaşandığı yerde duygusallık tavan yapar, insanlar hayal denizinde yüzerler, bir tane bile düz yol olmaz, yollar hep eğridir, yeni yerleşim yerlerinde de aynı eğrilik devam eder, eğrilik kaderidir bu toprakların, toprak bile isyan eder bu eğriliğe çölleşir, tuzlanır, bozarır, şehirleşme mimari berbattır, ortak akıl yoktur, biraraya gelip insanlar toplumun lehine karar alamazlar, alınan kararlarda hep birilerinin çıkarı vardır, toplum hep zarardadır, toplum medeniyete ulaşamaz, taklit, özenti vardır….

Bir yerde dinin, huzurun(İSLAM) olup olmadığını anlamak için o yerin şehirleşmesine, yollarına bakmak bile bir fikir verir.
Bizde bakalım kendi şehirleşmemize, şehirler ne anlatıyor, dinleyin duyun!

Din akıl sahiplerine indirilmiştir. Akıl toprağın altında gizlenmiş olarak bekleyen, işlenmesi gereken bir maden gibidir. Altın nasıl saf halde toprakta bulunmuyor, toprakta bulunma oranı çok az , eser seviyede bulunuyor. İşte altın cevheri bulup işlemek o kadar zahmetli, bu zahmeti çekenler ve gerekli donanımı bilgiyi elde edenler altını topraktan ayırıp çıkarıyor, bir değer haline getiriyor,işte aklı elde etmek içinde mücadele etmek gerekiyor. Akıl insanda, bizim hamurumuzda, toprağımızda var ama parçalanmış olarak var çıkarıp bütün etmemiz gerekiyor, çok zahmetli. Akıl bizim kaybettiğimiz bir değer değil, zahmet edip çıkarmadığımız bir değer.
Yeryüzü insanın hakimiyetine verilmiştir, insan aklıyla bilgisiyle sahip olur yeryüzüne. Yeryüzünde işlenen topraktır, önceleri toprağın üstünde bitenler avcılar toplayıcılar tarafından toplanmış, sonra aklı biraz çalıştırıp toprağı sürmeye başlanıp tarım geliştirilmiş, tarım imparatorlukları kurulmuş, daha sonra akıl ve düşünce yoğun bir şekilde kullanılarak toprağın altına girilmiş, madde şekillendirilmiş, cevherleri açığa çıkartılıp saflaştırılmış, adına sanayi demişler, birileri bundan mahrum kalmış, biz geri kalanlar geçmişle halleniyoruz, geçmişe esir olmuşuzda farkında değiliz.


Aklı elde edebilelim ki dini anlayıp yaşayabilelim. Biz aklı ortaya çıkarma zahmetinde bulunmayıp, eskimiş, geçmişten miras kalanları, atamızın aklını, akıl zannediyoruz. Elimizde olan bize ulaşan bunlar miras, biz bunu akıl zannediyoruz, evet bu mirasın içinde akıl yokmu? Var ama oda kalıntı, zamana uymuyor, eskinin aklı, işe yaramaz mı? Yarar ama hep onarmak lazımdı!
Aklı elde edemezsek, dini anlayamayız, aydınlamayız, kör sağır ve dilsiz olarak kalırız, pisliğin içine batarız, ilk yaratılışımız çamur gibi kalırız. Dünya içinde bir şey yapamayız , yerimizde sayar dururuz.


Aklın fonksiyonları; aklın ortaya çıkma halleri;

Sapmayı engeller, sapanlara doğruya yönlendirir
İyiyi kötüden ayırır,
Bilgisizliği bilgiye çevirir,
Kulaklardaki ağırlığı kaldırır, sağırlık biter, duymayanı duyurur,
Görmeyen gözlerin önündeki perdeleri kaldırır,
İlmi ve düşünceyi oluşturur,
Allahın sıfatlarını görür,
Allahın rahmetini görür, aklın kendisi insana verilen en büyük şefahattir,
Akıl sahibi kazandığı bilgilerle hurafelerden, büyücülerden, fitne ve fesattan korunur,
Allahın izzet ve ikramlarını görür,
Uyanıktır, uyanmayı sağlar, zihnen ölenleri diriltir,
Karanlıktan aydınlığa çıkarır,
İlgi kurar, ilişkilendirir, mantığı oluşturur,
Kelam ve kelimelerin anlaşılmasını sağlayarak aydınlatır,
İkdidar sahibidir, yönetim merkezidir,
Duyguları kontrol eder, güder, büyütür, olgunlaştırır, sevgiyi ortaya çıkarır
Bedeni kontrol eder, istek ve arzularını görür, onları aç bırakmaz, doyurur
Hayalleri dizginler, mantığı çıkarır karşısına, Allahın yarattığı kanunları hatırlatır,
Boş beyinleri doldurur,
Kainat kitabını okur,
İdrak eder, algıları açıktır, hadiselerdeki ibreti ve uyarıyı alır
Akıl bir sofradır, yemesini bilene
Tek tek parçalardan bütünü gören, birleştirendir.
Akıl Allahın insanlığa verdiği nimettir.

Aklımız başımıza toplamazsak, akla sahip olamazsak bizi samiriler, firavunlar, hamanlar, karunlar güder, ateşe doğru bizi çekerler, Allahın kanunları herkes için, her toplum için aynı çalışıyor, onlar sürü halinde sürülürler, Allah acı suyla tatlı suyu birbirine karıştırmaz, ateş halkı ile akıl sahiplerini bir tutmaz, torpil beklemeyin!
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla