Tekil Mesaj gösterimi
Alt 4. December 2010, 10:22 AM   #13
snobyx
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 62
Tesekkür: 201
49 Mesajina 158 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
snobyx is on a distinguished road
Standart

Selamlar arkadaşlar ve Miralay kardeş,

Ben de ihracat yapan bir tekstil fabrikasında çalışıyorum.Dahili işlem belgesi hakkında yaşadığınız sıkıntıları anlıyorum çünkü biz de benzer durumlara düşmememek için akla karayı seçiyoruz.Çünkü bizim ve sizin suçunuz Türkiye'de İhracatçı,Üretici olmaktır.Halbuki maliye bakanının oğlu olsanız,Türkiye'ye ithal mısır sokmak isteseniz bir bakarsınız ki gümrük vergileri mısır için düşürülmüş.Ne tesadüf değil mi?Siz gümrükten mısırınızı geçirdikten birgün sonrada eski vergi oranına yükseltilmiş,hay Allah bir yanlışlık oldu galiba dercesine.Neyse burası Türkiye olur böyle vakalar...

Şaka bir yana bugün hükümetin uyguladığı ekonomik politikanın adı Yüksek Faiz-Düşük Kur politikasıdır.Şimdi arkadaşlar diyecekki ya bu hükümet geldi geleli faizler düştü,ne yükse faizi.Burdan başlayalım.Faiz oranları eskiden %100'lerde idi,bugün ise %7-10 civarlarında.Fakat esas Faiz Reel Faiz denilen enflasyondan arındırılmış olan faiz getirisidir.Eskiden faizler yüksekti ama çok yüksek bir enflasyon olduğu için para birimi sürekli değer yitirmekte ve reel faiz kazancı ise düşmekte idi.Bugün ise para birimimiz bırakın değer kaybetmeyi tam tersine değer kazanmakta faizin üstüne geliri katmerlendirmektedir.Dolayısı ile geçmiş ile bugün arasında ödenen Reel faiz arasında bir fark olmayıp,bilakis bugün daha fazla reel faiz ödemekteyiz.Düşük kur politikasının amacı budur.

Bu yüksek reel faiz sebebiyledir ki Türkiye dünyada sıcak para denilen sermaye akımlarının gelmeyi tercih ettiği ülkelerden biri olmuştur.Sıcak para girdikçe kur dahada düşmekte TL değerlenmekte,ithalat ise azmaktadır.Sonuç ise ekonomik uyuşuturucu olan sıcak paraya daha fazla bağlanmaktan geçmektedir.

Bu politika esasında krizden çıkış politikasıdır.Borç krizine girmiş bir ülkenin ekonomik istikrarı geri getirmek için uygulamayı tercih ettiği bir politikadır.Kesinlikle bir büyüme modeli değildir.Tam tersine kısa vadede büyütsede orta vadede daha büyük bir borç krizine götürecek bir politikadır.Türkiye bu politikaya 2001 krizinden sonra Kemal Derviş döneminde geçmiştir.Kriz ortamında tercih edilmesi sebebi ile bir miktar anlayı gösterilebilinir fakat 2002 yılı ile iktidara gelen AKP bunu bir büyüme modeli olarak uygulamaya başladı.Üretime dayalı büyüme modeli tercih edileceğine iç tüketime dayalı büyüme modeli Türkiye'de başlamış oldu.Sonuçta Türkiye'de sanal bir bahar havası doğdu ve gittiği yere kadarda devam edecek.

Bu politikayı yürütebilmek için ise çok sıkı bir maliye politikası ve siyasi istikrar gereklidir.Çünkü büyüme yabancılardan borçlanmaya dayandığı için uluslarası piyasalar siyasal güven ve düşük bütçe açığı talep etmektedirler.Doğrusu şu ki 8 yıllık performansıyla AKP bunun ikisinide başarabilmiştir.

Fakat bunun halk üzerinde kısa-orta ve uzun vadeli yansımaları olacaktır.Bu yansımaları ve çıkış politikasını bir sonraki iletimde yazayım.

Selametle...
__________________
Yusuf 76:Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.
snobyx isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
snobyx Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
kamer (6. December 2010), Miralay (6. December 2010)