2. January 2011, 01:26 AM
|
#3
|
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 785
Tesekkür: 1.340
366 Mesajina 989 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
|
Alıntı:
“Aslında biz Allah’a iman ediyoruz. Biz Allah’ı kabul ediyoruz, aslında bunlara kulluk etmiyoruz. Ama bizim Allah’ı bırakıp ta başkalarına yönelmemiz, başkalarını dinlememiz, başkalarını razı etmeye çalışmamız onların Allah’la bizim aramızda aracı, şefaatçi olmalarındandır. Biz bu varlıklarla Allah’a yaklaşabilmek için, bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye onları dinliyor, onları seviyor, onlara itaat ediyor dua ediyor, ibadet ediyoruz. Biz onlara kendimizi beğendirelim ki, onlar da bizi Allah’a beğendirsinler. Biz onların sevgilerini kazanalım ki onlar da bizi Allah’a sevdirsinler. Biz onlara kulluk edelim ki, onlar da yarın Allah huzurunda bize şefaatçi olsunlar. Aslında bu varlıklar Allah katında şerefli, makbul varlıklardır. Bizim onlara kulluğumuz Allah’a kulluk, onları memnun etmemiz Allah’ı memnun etmemiz anlamına geldiği için bizler Allah’la aramıza bu insanları, bu müesseseleri, bu unsurları koyuyoruz, bunların eteğine yapışıyoruz,” diyorlar. Yâni kendi kendilerine Allah’a yaklaşma yöntemleri belirlemeye çalışıyorlar.
|
Selam,
Ne yazık ki bu durumda olan kişiler, her şartta kendilerini aklayacak başka bir cümle buluyorlar. ne söylerseniz söylesin, ''Hayır biz onun için yanında değiliz bu kişinin..vs..''
cümleleri hazır.
__________________
Kimse kimsenin yargıcı değil, olmamalı da zaten..Herkes kendi üzerinde gözetmen ve yargıç olsun..Kendimizi rahatsız edelim, dünyamız değişsin...Belki o zaman huzuru bulmuş benliğimiz başkalarına kendiliğinden ışık saçar../Elif.
|
|
|