Konu: Hz. âişe
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 1. October 2008, 06:05 AM   #7
EVVAB_İNSAN
Uzman Üye
 
EVVAB_İNSAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 220
Tesekkür: 35
42 Mesajina 53 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
EVVAB_İNSAN is on a distinguished road
Standart

Bu sözler de göstermektedir ki, Hz. Âişe, Ali’ye karşı soğukluk ve kırgınlığını Ehlibeyt’in kadrini inkâra asla vesile yapmamıştır. O, ruh ve bilgisinin büyüklüğüyle uyumlu olarak kişilerin haklarını ve gerçekleri oldukları gibi dile getirmekten geri kalmamıştır. Duygular ve hatalara gelince, bunlar insanın ayrılmaz parçalarıdır. Ve Hz. Âişe de hata etmiştir. Ve yaptığı hataları bizzat kendisi ifadeye koymuştur. Özellikle, Hz. Ali’ye karşı tavır alışından duyduğu pişmanlık çok derindir. Bunları, ileride Cemel olayını anlatırken göreceğiz. Bize düşen, insanların kalplerinde dönüp duran şeyleri araştırmak değil, onların tarihe mâl olmuş söz ve tavırlarını esas almaktır. Bu ölçüde hareket ettiğimizde Âişe ile Ehlibeyt arasında kin usal ve çekişmenin varlığını kabul etmemiz mümkün olmamaktadır.

Esasen, Allah Elçisi Hz. Muhammed’e sevgi ile, Ehlibeyt’e kinin bir gönülde birleşmesi İslam gerçeğine ve yaratılış kanunlarına ters düşer. Ve biz, Hz. Âişe’nin Allah Resûlü’nü, Allah Resûlü’nün de onu sevdiğini kesinlikle bilmekteyiz. Bu tespit, bütün sahabi kadrosu için geçerlidir. Sonradan gelen bazı “gayretliler”in sahabi yaftası yapıştırdıkları “müellefetül kulûp” ile, irtidat vs. gibi sebepler yüzünden sahabilik vasfını yitirenlerin durumu, elbetteki istisnadır. Onlar, ister Âişe savunucusu, isterse Ehlibeyt müdafii olarak ortaya çıksınlar, esasta Muhammedî olan her şeye yabancıdırlar. Tek gayeleri, çıkarlarıdır.

Âişe-Resûl beraberliğinde, tamemen duygusal planda kalan ve Hz. Âişe’nin genel tavır ve tespitlerine asla etki etmeyen bir nokta daha vardır. Bütün kaynaklarda dikkatimizi çeken bu nokta Hz. Âişe’nin, bir kadın, eşini sevgilerin en yücesiyle seven kadın olarak diğer Peygamber hanımlarına duyduğu kıskançlıktır. Hemen söyleyelim ki, insan gerçeği ve fıtrat kanunları karşısında bu keyfiyet bir kadın için eksiklik değil, meziyet ve fazilettir. Özellikle, kendisini sevmek Allah’ı sevmenin en emin delili olan Son Peygamber’le ilgili bir kıskançlık en büyük meziyetlerden biri olarak değerlendirilmelidir. Kıskanılan eşin, bundan zaman zaman şikâyetçi olması, hatta rahatsızlık duyması, bu gerçeği değiştirmez.

Konuyu bu şekilde belirledikten sonra, Hz. Âişe’nin, özellikle Hz. Hatîce söz konusu edildiğinde çok kıskanç bir hanım olduğunu söyleyebiliriz. Hatîce bahsinde de görüldüğü gibi, Hz. Peygamber, ilk eşi ve kader arkadaşı Hatîce’ye daima en yüksek mevkii tanımış ve hiçbir eşine, ona verdiği değeri vermemiş, duyduğu saygıyı duymamıştır.. Onun erişilmez yeri ve değeri saklı kalmak şartıyla, Âişe Valide diğer bütün Peygamber hanımlarından önde gelmektedir: Bilgi, zekâ ve güzellik bakımından… Şunu da ekleyelim: Hz. Âişe, Hz. Peygamber eşleri içinde okuma-yazma bilen üç kişiden biri olarak da şeçkindi. (Buharî. teliful Kur’an)

İleride de görüleceği gibi, Zeynep ve Hafsa Valideler, güzellikte onunla aynı çizgide görülmekle birlikte, Âişe Valide onları bu bakımdan da daima ikinci planda bırakmıştır. Hz. Peygamber, Hz. Âişe’nin bu seçkinliğini her zaman ifade etmiş ve daha uzun süre onunla birlikte olmayı yeğlemiştir. Çağrılı bulunduğu yerlere genellikle onunla gitmiş ve bazen, çağrıya olumlu cevap vermeyi, Âişe’nin de davet edilmesi şartına bağlamıştır.

Âişe de bu sıcak ve sürekli ilgiye her zaman layık olmaya çalışmış ve daima karşılık vermiştir. Gece ve gündüz, normal zamanlarda ve seferlerde hep Allah Resûlü’nün yanında olmuştur. Resûl ile bütün ibadetlerde beraberdi. Onunla, namazlarının hemen tamamında beraber olurdu. Oruç, umre ve hac gibi ibadetlerde de Hz. Peygamber’in yanından ayrılmamıştır. Ramazan sonlarına doğru, mutlaka itikâfa giren Allah Elçisi, hemen bütün itikâflarında eşi Âişe’yi de yanında aynı şeyi yapar halde bulmuştur.
__________________
Gerçekler Bizi Özgür Kılar...
EVVAB_İNSAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla