Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27. January 2010, 03:23 AM   #9
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
tamamda kardeş diye bilirmisin atatürkün kurduğu bu sistem ve kanunlar kurana uyuyor.
Mustafa Kemal’in kurduğu cumhuriyette Millet meclisi vardır ve yasaları yapanlar da milletin seçtiği vekillerdir. Millet Kur’an’ı bilir ve yaşamına geçirmek isterse ona uygun yasalar yapar.
Mustafa Kemal’in döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisinde çıkan yasalardan Kur’an’a aykırı olan yasalar nelerdir?
Dünyada bugüne kadar kurulmuş olan halkı Müslüman olan devletlerde -adı din devleti veya değil-Kur’an’ aykırı olan yasalar nelerdir?
Kur’an’a uygun çıkan yasalar Mustafa Kemal’in liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyetinde mi değil mi? Lütfen araştırınız.


Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
kuran kendinden başka bütün beşeri sistemleri red eden ve tehdid eden bir yapıya sahiptir. vereceğim ayet sadece bir örnektir.
Yoksa Cahiliye devri hükmünü mü arıyorlar? İyi bilen bir millet için kimin hükmü Allah'ın hükmünden güzel olabilir? (Mâide 5/49,50)
Bu gerçekten dediğiniz gibi midir ? Verdiğiniz ayeti daha iyi anlayabilmek için geçtiği pasaj içerisinde değerlendirelim. İnşaallah.

Maide41: Ya eyyüher Rasûlü la yahzünkelleziyne yüsariune fiyl küfri minelleziyne kalu amenna bi efvahihim ve lem tü'min kulubühüm* ve minelleziyne hadu semmaune lil kezibi semmaune li kavmin ahariyne lem ye'tuk* yuharrifunel kelime min ba'di mevadııh* yekulune in utiytüm haza fehuzuhu ve in lem tü'tevhu fahzeru* ve men yüriydillahu fitnetehu felen temlike lehu minAllahi şey'a* ülaikelleziyne lem yüriydillahu en yutahhire kulubehüm* lehüm fiyd dünya hızyün ve lehüm fiyl ahireti azabün azîym;
Ey O Rasûl! Kalbleriyle iman etmedikleri /güvenmedikleri halde ağızlarıyla “iman ettik” /güvendik diyenlerden küfürde koşuşanlar seni mahzun etmesin. Yahudi olanlardan öylesi var ki sürekli yalan/yalan için dinleyen ve sana gelmemiş bir kavmi/bir kavim için dinleyenlerdir... Mevzilerine konulduktan sonra Kelimeleri tahrif ederler. “Size şu verilirse alın, eğer o verilmez ise sakının” derler. Allah bir kimsenin fitnesini dilerse, artık onun için sen Allah’dan bir şeye malik olamazsın. İşte onlar Allah’ın kalblerini arındırmak dilemediği kimselerdir... Dünyada onlar için rezillik vardır. Ve ahirette de onlar için aziym azab vardır.

Maide;42: Semmaune lil kezibi ekkâlune lissuht* fein cauke fahküm beynehüm ev a'rıd anhüm* ve in tu'rıd anhüm felen yedurruke şey'a* ve in hakemte fahküm beynehüm bil kıst* innAllahe yuhıbbul muksitıyn;
… alabildiğine yalan dinleyenler, ziyadesiyle haram yiyenlerdir.Eğer sana gelirler ise aralarında hükmet yahut onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirir isen, sana hiç bir şekilde zarar veremezler... Şayet hükmedersen onların arasında Bil-KIST /uluhiyyet hükümlerine göre, hükmet. Muhakkak ki Allah muksitleri sever.

Maide;43: Ve keyfe yuhakkimuneke ve ındehümüt Tevratu fiyha hukmullahi sümme yetevellevne min ba'di zâlik* ve ma ülaike bil mu’miniyn;
İçinde Allah hükmü bulunan Tevrat yanlarında iken, nasıl seni hakem yapıyorlar? Sonra bunun ardından yüz çevirirler? Onlar mü’min/güvenen değillerdir.

Maide;44: İnna enzelnet Tevrate fiyha hüden ve nur* yahkümü bihen Nebîyyunelleziyne eslemu lilleziyne hadu ver Rabbaniyyune vel ‘ahbaru bimestuhfizu min Kitabillahi ve kânu aleyhi şüheda'* fela tahşevünNase vahşevni ve la teşteru bi ayatiy semenen kaliyla* ve men lem yahküm bi ma enzelAllahu feülaike hümül kafirun;
Tevrat’ı biz inzal ettik . Onda Huda ve Nur vardır. Teslim/İslam olmuş Nebîler Onunla (Tevrat’la), Rabbaniyler ve Ahbar da Onun üzerine şahidler olarak Kitabullahdan korumakla görevli oldukları ile Yahudi olanlara hükmeder. O halde insanlardan korkup ürpermeyin, benden ürperin. Benim ayetlerimi az bir bahaya satmayın. Kim Allah’ın inzal ettiği ile hükmetmez ise, işte onlar kafirlerin ta kendileridir.

Maide;45: Ve ketebna aleyhim fiyha ennen nefse Bin nefsi vel ayne bil ayni vel ‘enfe bil’ enfi vel’üzüne bil’üzüni vessinne bissinni velcüruha kısas* femen tesaddeka bihi fe huve keffaretün leh* ve men lem yahküm bima enzelAllahu feülaike hümüz zalimun;
Onda (Tevrat’ta), onlar üzerine yazdık: “Nefs’e nefs, göze göz, buruna burun, kulağa kulak ve dişe diş . Yaralar da kısastır”. Ama kim onu tasadduk eder ise, o onun için bir keffarettir. Kim Allah’ın inzal ettiği ile hükmetmez ise, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

Maide;46: Ve kaffeyna alâ asarihim bi Iysebni Meryeme musaddikan lima beyne yedeyhi minetTevrati ve ateynahul İnciyle fiyhi hüden ve nurun, ve musaddikan lima beyne yedeyhi minet Tevrati ve hüden ve mev'ızaten lil müttekıyn;
Ardlarından onların izleri üzere, Tevrat’tan yanında/önünde olanı tasdik edici olarak MeryemOğlu İsa’yı gönderdik. O’na, içinde Huda ve Nur bulunan ve Tevrat’tan önünde olanı tasdikleyici, muttekiler için bir hidayet rehberi ve mev’ıze olmak üzere İncil’i verdik.

Maide;47: Vel yahküm ehlül İnciyli bi ma enzelAllahu fiyh* ve men lem yahküm bi ma enzelAllahu feülaike hümülfasikun;
Ehl-i İncil, onda Allah’ın inzal ettiği ile hükmetsin. Kim Allah’ın inzal ettiği ile hükmetmez ise, işte onlar fasıkların ta kendileridir.

Maide;48:Ve enzelna ileykel Kitabe bil Hakkı musaddikan lima beyne yedeyhi minel Kitabi ve Müheyminen aleyhi fahküm beynehüm bima enzelAllahu ve la tettebı' ehvaehüm amma caeke minel Hakkı, li küllin cealna minküm şir’aten ve minhaca* ve lev şaAllahu lecealeküm ümmeten vahideten ve lâkin liyeblüveküm fiyma ataküm festebikul hayrat* ilellahi merciuküm cemiy’an feyünebbiüküm bi ma küntüm fiyhi tahtelifun;
Sana da, Kitab’tan önünde olanı tasdikleyici ve O’nun üzerine Muheymin olmak üzere, Hakk Kitab’ı inzal ettik.O halde onların aralarında Allah’ın inzal ettiği ile hükmet. Hak’dan sana geleni bırakıp onların hevalarına tabi olma.Sizden her biriniz için bir şir’at / yol ve bir minhac oluşturduk. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi bir tek ümmet yapardı. Fakat size verdiğinde sizi denemek için . O halde hayratta yarışın . Cemian/toptan merciniz/dönüşünüz Allah’adır.Hakkında ihtilaf edip tartıştığınız şeyleri size haber verecektir.

Maide;49: Ve enıhküm beynehüm bi ma enzelAllahu ve la tettebı' ehvaehüm vahzerhüm en yeftinuke an ba'dı ma enzelAllahu ileyk* fein tevellev fa'lem ennema yüriydullahu en yusıybehüm bi ba'dı zünubihim* ve inne kesiyren minen Nasi lefasikun;
Aralarında Allah’ın inzal ettiği ile hükmet... Onların hevalarına tabi olma. Allah’ın sana inzal ettiğinin bazısından seni fitneye düşürmelerinden sakın. Eğer yüz çevirirler ise iyi bil ki, bazı günahlarından dolayı Allah onları yalnızca musibetlendirmek diliyor. Muhakkak ki, insanların çoğu gerçekten fasıktırlar .

Maide;50:Efe hukmel cahiliyyeti yebğun* ve men ahsenü minAllahi hukmen likavmin yukınun;
cahiliyye hükmünü mü istiyorlar? İkan sahibi bir kavim için, Allah’dan daha güzel hüküm veren kimdir?.


Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
36. Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.
Ve ma kâne li mu’minin ve la mu'minetin iza kadAllahu ve RasûluHu emren en yekûne lehümül hıyeretü min emrihim* ve men ya'sıllahe ve RasûleHu fekad dalle dalalen mübiyna;
Allah ve O’nun Rasûlü bir işi hükmettiklerinde, mü’min bir erkek ve mü’min bir kadının, o işlerinde kendileri için tercih-seçim hakkı yoktur. Kim Allah’a ve O’nun Rasûlü’ne isyan ederse, gerçekten apaçık bir dalaletle sapmıştır
Ahzab suresinden olan bu ayeti de pasajı içinde değerlendirmek gerekir. Allah ve Onun Resulu demek Allah adına iş yapan demektir. Allah’ın Resulu Allah’dan aldığı vahiy doğrultusunda yapabilir kendinden bir şeyler katamaz.

Hakka;40: İnnehu lekavlu Rasûlin keriym;
Muhakkak ki O (Kur’an), Keriym bir Rasûl’ün kavlidir /sözüdür.
Hakka;41: Ve ma huve bikavli şa'ır* kaliylen ma tu'minun;
O bir şairin kavli /sözü değildir. Ne kadar da az iman ediyorsunuz!.
Hakka;42: Ve la bilkavli kâhin* kaliylen ma tezekkerun;
Bir kahinin kavli/sözü de değildir. Ne kadar da az tezekkür ediyorsunuz!.
Hakka;43: Tenziylun min Rabbil'alemiyn;
Rabb’ül Alemiyn’den bir tenziyldir.
Hakka;44: Velev tekavvele 'aleyna ba'dal'ekaviyl;
Eğer bazı uydurma sözleri bizim üzerimize iftira etseydi,
Hakka;45: Leehazna minhu bilyemiyn;
Elbette Ondan sağ elini alırdık.
Hakka;46: Sümme lekata'na minhulvetiyn;
Sonra, elbette Onun vetiynini/can damarını keserdik.
Hakka;47: Fema minküm min ehadin 'anhu haciziyn;
Sizden hiçbir kimse buna engel de olamazdınız.
Hakka;48:Ve innehu letezkiretun lilmüttekıyn;
Muhakkak ki O (Kur’an), muttekıyler için bir hatıtlatma
Hakka;49:Ve inna lena'lemu enne minküm mükezzibiyn;
Ve muhakkak ki biz sizden yalanlayanları elbette biliyoruz.
Hakka;50: Ve innehu lehasretun 'alelkafiriyn;
Ve muhakkak ki O, kafirler için elbette bir hasrettir (büyük pişmanlık, sonsuz özlem).
Hakka;51: Ve innehu leHakkulyakıyn;
Ve muhakkak ki O (Kur’an), elbette Hakkel Yakıyn’dir.
Hakka;52: Fesebbih Bismi Rabbikel'Azıym;
Öyleyse Rabbinin İsm-i A’zamı ile tesbih et
La ilahe illa Allah diyerek bütün ilahları atarak ilahım sadece Allah diyenin Allah’ın vahyine karşı gelmesi mümkün müdür?

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
KUR'AN'A UYGUN MÜSLÜMANLIK)
Müslüman, her türlü olumsuzluklardan… güvenli ve barış yurdu olan İslama kaçan kişinin adıdır. Kaçtığı islamın kitabına uyarak mü’min olacaktır. Kur’an’a uygun olmayan Müslümanlık olsa olsa münafıklıktır,müşrikliktir.

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
22. İslam Allah'ın dini, Hz. Muhammed de Allah'ın son elçisidir. Kur'an-ı Kerim, hem Hz. Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğu*nun belgesi, hem de Allah'ın insanlardan neler istediğini açıkça ortaya koyan ve güvenli yollarla bize ulaşmış olan ilahî kitap*tır. Bu sebeple Kur'an'ı iyi anlamak gerekir.

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Bunlar Kur’an üzerinde akıl yormazlar mı? Yoksa kalp*ler üzerinde kilitler mi vardır?(Muhammed 47/24)

And olsun ki, biz Kuran'ı, üzerinde dü*şünülsün diye kolaylaştırdık; ama hani dü*şü*nen? (Kamer 54/17, 22, 32 ve 40))
Allah razı olsun. Bizim de yapmaya çalıştığımız yaşam kitabımız olan Kur’an’ı okumak anlamak ve yaşamak.

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
23. Müslümanlar Kur’an üze*rinde düşün*meyi asır*larca unuttular. Kur’an üzerinde akıl yorma gereği unutulunca o, ulaşıla*maz, erişile*mez bir kutsal sayıldı ve onu anla*yamayacağımız şeklinde bir ka*naat oluştu. Sonra eskile*rin her şeyi hallettiği savu*nuldu ve yeniliklere kapılar kapandı. Nihayet Kur'an, se*vap kazanmak için oku*nan bir kitap haline dönüştü. )
Ne yazık ki böyle oldu.Bu gün bile Kur’an okuyanlar “Kur’an’cılar” “mealciler” olarak nitelendirilerek akılları sıra Allah’ın mü’minlere yasakladığı alaya alma işini yapıyorlar.


Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Allah Teâlâ şöyle buyurur:

إِنَّ هَذَا الْقُرْآنَ يَهْدِي لِلَّتِي هِيَ أَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْرًا كَبِيرًا (9)

9-"Bu Kur'an, gerçekten en doğruya ve en sağlama ulaştırır ve iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükafat olduğunu müjdeler.." (İsra 17/9
Kur'an, gerçekten en doğru ve en sağlam olana ulaştırır. Fakat o, anlamak için değil de sadece sevap olsun diye oku*nursa onunla bir yere ulaşılamaz. Böyle bir şey, tıpkı kaliteli bir balın, sırf görüntüsü ve ko*kusu ile yetin*meye benzer. Yenmeyen balın vücuda ne faydası olur. Müslümanlar asırlardır böyle yapmışlar ve Kur'an ile yeterince bes*lenememişlerdir. Geleneksel kültür kalıpları ile hurafeler iç içe girmiş, halkı hurafeler sar*mıştır. Ama artık Kur'an'ı an*lamak için okuyanlar ve Kur'an üzerinde akıl yoranlar vardır. Bunlar kendilerini ve toplumu sorgula*mak*tadırlar. Bu hareket geçmişle de he*sap*laşmaktadır.)
Allah razı olsun. Rabbim cümlemizi de Kur’an’ı anlamak ve kendisi için yaşam kitabı edinmek için okuyanlardan eylesin.



Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Allah Teâlâ şöyle buyurur:

أَلَمْ يَأْنِ لِلَّذِينَ آمَنُوا أَنْ تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللَّهِ وَمَا نَزَلَ مِنْ الْحَقِّ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلُ فَطَالَ عَلَيْهِمْ الْأَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَكَثِيرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ (16)

16-İnanmış kimseler için Allah'ı gönülden hatırlama ve ondan inen gerçeğe içten bağ*lanma zamanı hâlâ gel*medi mi? Sakın daha önce kendilerine Kitap verilen*ler gibi olmayalar. Onların üze*rinden uzun za*man geçmişti de kalpleri katılaşmıştı. On*lardan çoğu yoldan çıkmış durumdadır. (Hadid 57/16)

24. Türkiye'de kendini müslü*man sayma*yan azdır. Kendini müslüman sayanlar iki kesimdir. Birinci kesim kendini inanç bo*yutunda müslüman sayar. Onların içinde oruç tutan, kurban ke*sen, bayram na*mazı kılan ve zaman zaman Cuma na*mazına gidenler vardır. Onlar Batı me*deniyetini he*deflemişlerdir. Kolaylık olsun diye onlara "Batıcılar" diyelim. Diğer kesim ise dinin emirle*rini yerine getirme arzu ve kararlılığı içindedirler. Onlara da "dindarlar" diyelim.
Batıcılar dindarları gerici ve tutucu sa*yar, dindarlar da onları dinin dışında kal*makla suçlarlar. )
Niçin “batıcılar” ve “dindarlar” ya da “dindarlar” ve “dinciler” diyelim? Niçin mezheplere ayıralım ?

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
25. Son yıllarda gösterilen gayretler her iki kesimi de Kur'an'ın etrafında toplamış*tır. Kur'an'a yönelen Batıcılar, dindarlardan bir kısmının ya*şadığı dinin hurafelerle dolu olduğunu görmüşler ve böyle bir din anlayışı ve uy*gulamasından uzak oldukları için kendi*lerini şanslı saymış*lardır. Bu durum, böyle din*darları fena halde sarsmıştır. Bu sar*sıntı karşısında onlar kendilerini savunmak için Kur'an'a yönelince yapılan tenkitlerin ço*ğunun haklı ol*duğunu görmüşlerdir. Bu yö*neliş, hurafeye bulaşmış ol*sun olmasın, bütün dindarları ve Batıcıları derinden etki*lemiştir. Artık bunların hepsi, Kur'an'ın etra*fında tek vücut olma nokta*sına yaklaş*mış*lardır. )
İnşaAllah dediğiniz gibidir. Olması gerektiği gibi olur da Allahın vahyine sıkı sıkıya sarılınır.

Alıntı:
müslümanlardan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
26. Bu sarsıntı, bazı kimselerin kendilerini tamamen dinin dışında görmelerine sebep olmuştur. Allah'ın Kitabına yönelmenin olduğu her yerde bu süreç kaçınılmaz olarak yaşanır. Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurur:

Onlara bu işte (din işinde) apaçık belgeler verdik. Birbirlerine düşmeleri ancak, kendilerine bu bilgi geldikten sonra, aralarındaki çeke*mezlikten dolayı oldu. İşte senin Rabbin kıyamet günü, onların ayrılığa düştükleri konularda aralarında hük*medecektir. (Casiye 45/17)

Ehl-i Kitap’tan ve müşrik*lerden olan o tanımazlar, kendilerine apaçık bir kanıt ge*linceye dek çözülecek değillerdi.

O (kanıt) Allah’ın elçisidir ki, tertemiz sayfalar okur.

Onlarda dosdoğru hüküm*ler bulunur.

Kendilerine Kitap verilen*lerin bölük bölük bölünmeleri, ancak bu apaçık belgenin (Kur'an'ın) onlara gelmesin*den sonra olmuştur.(Beyyine 98/1-3)


De ki: "Haq geldi, Batıl yok oldu. Çünkü Batıl hep yok olagelmiştir.
İnananları esirgeyen ve iyileştiren ne varsa, biz Kuran ile onu indiririz. Ama bu, zalimlerin sadece yıkı*mını artırır. (İsra 17/81-82)

27. Kur'an'a yönelmenin güçlü olduğu her yerde çözülen gruplar, ellerindekini kay*betme korkusuyla harekete geçerler. Duygusal davran*dıkları için tozu dumana ka*tarlar. Kendilerine hiç bir şey anlata*mazsınız. Onlara karşı sabırlı olmak gerekir.

Allah Teâlâ bu konuda şöyle bu*yurur:
"Sizde bir iyilik görülse bu onları tasa*landırır. Başınıza bir kötülük gelse ona da se*vinirler. Eğer sabırlı olur ve koru*nursanız onların kurduk*ları düzen size bir zarar vermez. Çünkü onlar ne yapsalar Allah, onu çepe*çevre kuşatır." (Al-i İmran 3/120)

Bu çalkantılar faydalıdır. Bu sayede kimileri sevap kazanır, kimilerinin de gerçek kimliği ortaya çıkar. Sonunda sağlam bir din anlayışı elde etmek mümkün olur.

28. Kur'an'a yönelme bir fan*tazi ya da bir moda değildir; evrensel ve kalıcı boyut*ları olan ciddi bir iştir. Kur'an'a yönelme sloganı ile çıkan*lardan kimileri, Kur'an'a uyma yerine Kur'an'ı kendilerine uydurma çabasına girebil*mektedirler. Bunlar başkala*rını tenkit ederken kendileri*nin ne duruma düştüklerinin farkına bile varamıyorlar. Bu sebeple Kur'an'a yönelen herkes kendini bu açıdan sık sık sorgulamalıdır.

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

Allah’ın ipine hep birlikte sımsıkı sarı*lın; birbirinizden ayrılma*yın. (Al-i İm*ran 3/103)

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَطِيعُوا اللَّهَ وَأَطِيعُوا الرَّسُولَ وَأُوْلِي الْأَمْرِ مِنْكُمْ فَإِنْ تَنَازَعْتُمْ فِي شَيْءٍ فَرُدُّوهُ إِلَى اللَّهِ وَالرَّسُولِ إِنْ كُنتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ ذَلِكَ خَيْرٌ وَأَحْسَنُ تَأْوِيلًا (59)

59-Ey İnananlar! Allah’a bo*yun eğin, el*çisine boyun eğin, sizden olan yetkililere de. Bir konu üzerinde çeki*şince, eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız onu hemen Allah’a ve Resulüne götürün. Bu hem daha hayır*lıdır, hem de sonu daha iyi olur. (Nisa 4/59)

Allah'ın indirdiği Kitap ile aralarında hükmet. Sakın onların heveslerine uyma. Onlardan kaçın ki Allah'ın sana indirdiği*nin bir kısmın*dan seni saptır*masınlar. Eğer yüz çevirirlerse bilesin ki, Allah bir takım günahla*rına karşılık başlarına bir kötülük gelmesini istiyordur. Zaten insan*lardan çoğu ger*çekten yol*dan çıkmıştır.

Yoksa Cahiliye devri hükmünü mü arıyorlar? İyi bilen bir millet için kimin hükmü Allah'ın hükmünden güzel olabilir? (Mâide 5/49,50)
Amenna Saddakna. Allahın vahyi karşısında ancak boyun bükülür ve secde edilir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şuanda  online konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
Barış (27. January 2010), Miralay (31. May 2010), snobyx (28. January 2010), yeşil (9. November 2011)