Mehmet Akif 1. Dünya savaşı sırasında Almanya ya Osmanlı devletinin Memuru olarak gider Osmanlının beraber savaştığı ülkelerde ne oluyor haberler nasıl işbirliği nasıl geliştirelebilir diye araştırmalar ve görüşmeler yapmak üzere.
İner inmez Osmanlı Büyükeliçiliğine gide Akif gördükleri ve duydukları karşısında şaşırır kalır Osmanlı Büyükelçisi bir İslam Tefsiri hazırladığını söyler Akif Zahmetli bir iş olduğunu ancak Allahın yardımıyla bitireceğini söyler. Akif dili tutulur sinirden;
Ülke savaş halinde yüzbilerce asker cephede savaş vermekte şehitler gazilerle dolmuştur yurdun herbir köşesi vatan tehlikededir en önemlisi bir varolma mücadelesi vermektedir.
Oysa Sayın Büyükelçi 1 numaralı mütefikimizin ülkesinde Tefsir yazmakla meşguldur Bu ne biçim bir İhanet, vurdum duymazlık diye düşünür. Kahır içinde Avusturyaya geçer bir müddet sonra
Bir akşam üstü Viyana sokakları birden şenlenir HAlk sevinç gösterilerinde bulunmaktadır, Akif herhalde bir cephede düşmanı yendik diye içinden geçirerek heycanlı otel odasının kapısını açar ve görevliye sorar;
Hayırdır Cepheden iyi bir haber geldi galiba diye sorar ordaki görevliye
Görevli sevinçli bir şekilde evet der KUDUS DÜŞTÜ der heycanlı Müslümanlardan alındı sonunda İSA Aşkına der.
Akif yine yıkılır biz bu adamlarla beraber savaşıyoruz der beraber omuz omuza kader birliği içindeyiz ancak onlar ne düşünüyorlar.
Mütefikleri bir Cephe kaybetti onlar seviniyorlar ve anlar ..... Biz savaşta Tefsir yazıyoruz gayet normal.
Şu tarih neden tekrardan ibarettir ki....
Anlayana sivri sinek az anlamayana davul zurna az...
|