Konu: Hz. HATİCE
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24. February 2013, 10:22 AM   #29
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Seyitler, Şerifler.

''Yazılar iyi, hoş, güzel de; ilk yazının ilk paragrafındaki şu SEYİDLERİN ve ŞERİFLERİN büyük annesi olma gibi eriş ve oluşların sahibidir'' ifadesindeki ''SEYİDler ve ŞERİFler kimler ki? Necidirler? Ne iş yaparlar? Kur'an'ın neresindedirler acaba?''

diye ilk yazıdan bir alıntı ile başlatmaya çalıştığımız yazı başka bir mecraya çekilmişti. Şimdi arzuladığımız mecraya dönerek islamda sapmalara neden olan bir ''üçkaatçılığı'' ortaya koyalım. Şöyle ki:

Bakara 124. ''Bir zamanlar Rabbi İbrahim'i bir takım kelimelerle sınamış, onları tam olarak yerine getirince: Ben seni insanlara önder yapacağım demişti. ''Soyumdan da (önderler yap, yâ rabbi)'' dedi. Allah: ''Ahdim zalimlere ermez(onlar için söz vermem ) buyurdu.''

Ayetten de anlaşılıyor ki peygamber soyundan gelmek (seyid, şerif vs.'den olmak) zalim olmamanın gereği değil, illaki müslüman olacaklar diye bir kural yok, illaki taltif edilecekler diye bir şey yok. Peygamber soyundan gelse bile gerekli şartları yerine getirmek şart.

Enfal 41. ayette ganimetlerin nasıl bölüneceği açık olark anlatılmıştır. Ganimet 1/5'erden:
a_Allah ve peygambere, b-yakınlara, c-yetimlere, ç-yoksullara, d-yolculara

Bir ''üçkaat'' da ''b'' şıkkında yapılmıştır. Buradaki ''yakın'' ifadesi bazı kişilerce ''peygamber akraba çevresi'' olarak verilmiştir. Şimdi bir soru: ''savaşta elini, kolunu, bacağını kaybetmiş gaziler ile savaş nedeniyle tarlası, ekini hayvanı zarara uğramış kişiler veya onların eşleri nerede? bunlar ganimetten paya müstehak değil mi?''. İşte ''yakınlar'' olarak ifade edilenler de ''Savaşla yakınlığı olanlar'' manasında olup bu gazi ve zarar uğrayanlar olup, yan gelip de yatıp peygamberle yakınlığı nedeniyle beleşçiliği ifade eden bir ifade yoktur.

''Asalet, hem aristokrasi, hem liberalizm, hem feodal sistemlerde soydan geldiği kabul edilirken, bizim toplumlarımızda kişinin kendisinde-benliğinde güzel ahlaklı olmak diye kabul edilir. Buna ''erdem'' denilir ve islam bunun dışa yansımasına ''salih amel'' der. Kişi kendisinde güzel ahlak anlayışını toplamalı ve hareketlerine yansıtmalı ki, ona asil, asaletli kişi denilsin. Buna erdem-fazilet deniyor. Bunun ölçüsü de ''iffet'', yani ihtiyacı kadarla yetinip fazlasına tamah etmemek, elinde ise derhal zimmetten çıkarmaktır. İslam yaşamı da iffet-ismet üzerinedir. Bu nedenle de islam yaşamı seyitleri, eşraftanları, efendileri, şeyhleri, şıhları içinde barındırmaz. Barındırıyorsa düşünülmelidir. Bunlar mülkü ve maddi şeyleri, cahiller de bunları-bu asalakları veli edinmiştir.''

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (30. March 2016 Saat 02:11 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (25. February 2013)