Tekil Mesaj gösterimi
Alt 1. July 2013, 06:40 AM   #4
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart

http://vekuran.blogspot.com/2013/06/...-hikaye-3.html

EKONOMİ GERÇEKLERİ (hikaye 3)
BANKALARIN GERÇEK YAPISI




Çok gelişmiş ve büyük bir şirkette Solomon isminde bir memur varmış. Solomon kendi halinde, kibar,
sessiz, sakin ve dürüst bir insanmış. İşinden evine, evinden işine giden, sidk-i selamet ile çalışan, iş
arkadaşları ve yöneticileri tarafından beğenilen ve takdir edilen bir memurmuş. Kimsenin eksiğine
fazlasına karışmaz ve herkesle iyi geçinirmiş.

Bir gün iş arkadaşlarından İsmet, elinde bir tomar parayla Solomon‟a gelerek onları emaneten belli bir
müddet tutmasını istemiş. İsmet, bu paralara karşılık ondan sadece küçük bir kağıda, “İsmet‟in bende
emaneten şu kadar parası vardır” diye bir ibare yazıp imzalamasını istemiş. Solomon da kabul edip
İsmet‟in dediğini aynen yapmış. İsmet‟in bu yaptığını öğrenen bir başka arkadaşı da ayni şekilde
Solomon‟a gelerek bir miktar parayı emaneten bırakmış ve o da küçük bir kağıda “bu not, şu kadar paraya
karşılık verilmiştir” diye bir ibare yazmasını istemiş. Solomon onu da aynen yapmış. Bu böyle devam
ederken, kendisine para bırakan kişilerin emanet ettikleri süreler geçmesine karşılık paralarını geri almaya
gelmediklerini görmüş. İlk planda bundan telaşa kapılsa da, soğuk kanlılıkla olayı araştırdığında, o
yöredeki insanların büyük miktarlardaki parayı yanlarında taşıyacaklarına, kendisinin verdiği notları
taşıyarak birbirleri arasında kullandıklarını anlamış. Bu yapılan işlemlerde herhangi bir beis görmemiş.
Çünkü verdiği notlara karşılık elinde paralar mevcutmuş ve kim verdiği bir notu getirirse, notun işaret ettiği
parayı o kişiye veririm diye düşünmüş.

Zamanla Solomon‟a belli sürelerle emanet bırakılan paraların miktarı artarken günün birinden kendisini
tanıyan bir başka arkadaşı ondan borç istemeye gelmiş. Solomon da kendisinde para olmadığını sadece
emanet para bulunduğunu söyleyerek arkadaşını reddetmiş. Solomon‟un yazıp verdiği notların, piyasada
para gibi kullanıldığını bilen arkadaşı, o zaman “bu not şu kadar paraya karşılık verilmiştir” diye küçük bir
yazı yazıp kendisine vermesini istemiş. Aslında bu tür notu sadece, belirtilen miktardaki parayı getirip
kendisine emanet bırakan kişilere veren Solomon, arkadaşının ısrarcı tavrına karşı biraz düşünmek için
zaman istemiş. Solomon “elimde nasıl olsa bol miktarda nakit para var ve çok az sayıda insan verdiğim
notu geri getirip parasını alıyor. Hem hepside aynı anda gelip parasını isteyecek değil ya” diye düşünerek
arkadaşını çağırmış ve ona borç istediği miktara karşılık sanki kendisine o kadar para emanet edilmiş gibi
“bu not şu kadar para karşılığı verilmiştir” diye küçük bir kağıda yazı yazıp vermiş. Belli bir müddet yaptığı
hile açığa çıkar diye tedirgin olsa da zamanla kimsenin bu konuyla ilgilenmediğini ve her şeyin eskisi gibi
devam ettiğini fark etmiş.

Bundan sonra Solomon biraz daha cesaretle, borç isteyenlere de sanki onlar istedikleri borç kadar para
emanet etmişler gibi “bu not şu kadar paraya karşılık verilmiştir” ibaresi bulunan küçük yazılar vermeye
başlamış. Tabi bu borç isteyenlerden kimisine, kendisinde emanet bulunan asil parayı verse de verdiğinin
kahir ekseriyetini o küçük yazılar oluşturmuş. Bir küçücük yazı ile olmayan bir miktar parayı var ettiğinin
bilincinde olan Solomon, zamanla inanılmaz miktarlarda para kazandığının farkına varmış. Ama bu
kazancı büyüdükçe, “yaptığım hile açığa çıkar da mahvolurum” korkusu da gönlünde büyümeye başlamış.
Günün birinde elinde fiziksel emanet olarak var olan paralara karşılık, kendisinin “bende parası vardır” diye
yazdığı notların toplamının o miktarın yaklaşık yirmi katına ulaştığını gören Solomon, yaptığı işe devam
etse de korkusuna dayanamaz olmuş. Çünkü herkes elinde Solomon‟un verdiği kağıtla gelip emanetteki
paralarını geri almak istese, gelenlerin ancak yirmide birinin bu istekleri yerine getirilebilecektir. Bu taktirde
Solomon‟un yaptığı hile açığa çıkacak ve ceza olarak gelenler belki de kendisinin canına kastedeceklerdir.
Solomon, yaptığı hilenin bilincinde olarak korku içinde yaşamaya başlamış. Yaptığı hileyi kimseye
anlatamıyor ve “birgün mutlaka bu hilem açığa çıkarılır ve beni mahvederler” düşüncesi içini kemirip
duruyormuş. Geceleri rahat uyuyamayan Solomon‟un ailesi onun bu haline çok üzülüyor ama ne olduğunu
da pek anlayamıyorlarmış. Bu strese daha fazla dayanamayan Solomon sonunda ailecek mensub
oldukları cemiyetin “Bilge”sine gidip danışmaya karar vermiş.

Bilge‟nin huzuruna giden Solomon gerekli ritüelleri yaptıktan sonra kendisine durumu bir bir anlatmaya
başlamış. İçinde bulunduğu hileli mekanizmayı ve tüm korkularını detaylarıyla birlikte anlatıvermiş.
Anlatılanları dikkatle dinleyen Bilge bir müddet düşünüp kendisine şu tavsiyelerde bulunmuş.
Bilge, yavaş yavaş “Evladım Solomon, görünen odur ki büyük bir mekanizma kurmuşsun ve insanlara
yardim ediyorsun” demiş. Devamla, “ancak bu yaptığın hile çok açık ve yakalanman mukadderdir. Lakin
kurduğun mekanizma cemiyetimizin menfaatinedir” demiş. Bu mekanizmanın çok ciddi bir şekilde
korunması gerektiğini belirten Bilge, Solomon‟dan şunları yapmasını istemiş. Öncelikle yaptığı işe kutsal
ve mistik bir hava kazandırmasını istemiş. Akabinde, çevresindeki insanlara yaptığı işin gayet doğal bir iş
olduğunu ve ancak o şekilde yapılabileceğini inandırmasını istemiş. Son olarak da elindeki güç ile o
bölgedeki kamuoyuna sahip olmasını ve onları sürekli başka şeylerle meşgul etmesini istemiş.

Bu tavsiyeler çerçevesinde Solomon hemen işe koyulmuş. Öncelikle kendisinin çok hayırlı ve önemli bir iş
yaptığı “fısıltısını” yaymaya başlamış. Yine mümkün mertebe herkesin “emanetleri hatırına” kendisini iyi
koruması gereğini yaymış. Daha sonra kendisine yakın bazı bilim adamlarına konuyu değişik bir şekilde
ifade ederek, onlardan belli bir ücret karşılığında kitap yazmalarını istemiş. Bilge‟nin tavsiyeleri
doğrultusunda son olarak da o civarda etkili olan gazeteleri satın almış.

Yapılan bütün bu çalışmalar neticesinde, insanlar zamanla Solomon‟un hileli mekanizmasını kutsallaştırıp
bağımsızlaştırmışlar. İnsanlar hileli mekanizmayı değil, o mekanizmanın ürettiği para ve küçük kağıtların
(notların) piyasada dolaşım hızı ve muhtemel etkilerini konuşur olmuşlar. Bu şekilde Solomon‟un hilesi
basit bir kamuoyu taktiğiyle gözlerden uzak, kutsal bir köşeye çekilmiş.

Aynı zamanda Solomon, sahip olduğu medya sayesinde kamuoyunu sürekli kendi arzu ve emelleri
doğrultusunda meşgul etmiş. Toplumda kendi kontrolü dışında çıkabilecek her türlü yeniliği ve gelişmeyi,
aleyhine olur korkusuyla hemen dağıtıyormuş.

Gün geçtikçe Solomon‟un medyası, içinde bulundukları mekanizmanın hilesinden habersiz olarak, sistemin
yılmaz savunucuları haline gelmişler. Lakin ne yaparlarsa yapsınlar içinde bulundukları toplumun huzur ve
barışını temin edememişler.

Solomon ise sahnenin gerisinde tedirgin ve gergin bir şekilde olayları izliyormuş. Her ne kadar yaptığı hileyi
geçici olarak saklayabildi ise de yüreğinden “bir gün anlaşılacak” korkusunu hiçbir zaman atamamış: “Birgün anlaşılacak ve ben helak olacağım”.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (2. July 2013)