Tekil Mesaj gösterimi
Alt 1. January 2011, 02:11 PM   #27
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

12–Aliy’y-i Râmitenî:

Buhâra'nın Râmiten Köyü'nde dünyaya geldiği söylenmekte ancak do*ğum tarihi bilinmemektedir. Türk asıllıdır.

Bir dokumacı olan bu zatın hayatı nisbeten aydındır. Yazmış olduğu bir risâledeki öğütleri O'nun, -Nakşilerin aksine- Kur'ânî çizgiden pek sap*ma*dı*ğını göstermektedir. Ancak Nakşibendîler O'nu, kendi rûhânîleri ara*sında gösterdikleri için, hakkında yazılıp çizilen mitolojik hikayelerin bu kanal*dan O'na mal edilmiş olması ihtimali vardır. Öğütleri arasında râbıtaya iliş*kin bir tek söz bile bulunmamaktadır.

H. 721 veya 728/m. 1328 tarihinde ölen Râmitenî, Nakşibendîler tarafın*dan, rûhânîler zincirinin 12'inci halkası olarak kabul edilmektedir.



13–Muhammed Baba Semmâsî:

Bu şahıs da Buhâralıdır. Aslı Türk’tür. Doğum tarihi bilinmemektedir. H. 755/m. 1354 tarihinde Buhâra'nın Semmas Köyü'nde öldü.

İlmi ve kişiliği hakkında pek net bilgiler yoktur. Aliy’y-i Râmitenî'nin, O'nu kendi yerine şeyh olarak vekil tâyin ettiği rivâyet edilmektedir. Semmasî'nin, râbıtadan söz ettiğine ilişkin, Nakşibendîlerin elinde hiç bir kanıt yoktur.

Semmâslı Muhammed Baba, Nakşibendîler tarafından, rûhânîler zinci*ri*nin 13'üncü hal*kası olarak kabul edilir.

14-Emîr Kulâl:

Çömlekçilikle uğraştığı için «Kulal» diye çağırıl*dığı söylenmektedir. Ancak kulal kelimesinin Türkçe’de, ya da Farsça’da bu anlama geldiğine iliş*kin bir açıklama yapılma*mıştır. Bu zat da Nakşibendî şeyhlerinin çoğu gibi Türk asıllı olduğu için la*ka*bının «Kulâl» değil, «Gülal» olması ihti*mali daha büyüktür.

Doğum tarihi bi*linmeyen ve h. 772/m. 1370 tari*hinde Buhâra'nın Suhari Kasabasında ölen Kulâl'in de râbıta*dan söz ettiğine iliş*kin Nakşibend*îlerin elinde hiç bir kanıt yoktur.

Emîr Kulâl, Nakşibendîler tarafından, rûhânîler zincirinin 14'üncü hal*kası olarak kabul edilir.[1]





--------------------------------------------------------------------------------



[1]. Bu şahısla ilgili birkaç çelişkiye burada işaret etmek gerekir:

1) Kulâl'in zamanında bu tarîkatın «Nakşibendî» adını henüz almamış olması gerekirken Nakşibendîler gerek O'nu, gerekse öncekilerini tereddütsüz olarak birer Nakşi şeyhi sıfatıyla tanıtmaktadırlar.

2) şerif Mardin, «Türkiye Tarihinde Nakşıbendî Tarîkatı» başlığı altındaki yazısında Emîr Kulâl'den bahsederken üç önemli hata işlemiştir. O'nun kullandığı ifade ay*nen şöyledir:«I. Bayezid'in damadı olan ünlü mutasavvıf Emir Sultan (1368-1429), Behaeddin Nakşibend'in müritlerinden Seyyid Emîr Kulâl'in oğluydu.» (Bk. Richard Tapper, Çağdaş Türkiye'de İslâm, s. 81. İstanbul-1993)

Halbuki Emir Sultan, Emîr Kulâl'in oğlu değildir ve büyük ihtimalle O'nunla hiç bir ilişkisi de yoktur. Emir Sultan'ın adı Muhammed, babasının adı ise Ali'dir, Eğer şerif Mardin, kendi milletine ait tarihi gerçekleri araştırırken, batıcılık kompleksine kapılma*saydı, yani yabancı kaynaklar yerine kendi milletine ait kaynaklara başvursaydı doğru bil*gilere ulaşabilirdi.

Yazar, Emîr Kulâl'i Behaeddin Nakşibend'in mürîdi olarak tanıtmıştır, oysa (Nakşi kaynaklarına göre) tam tersine Nakşibend, Kulâl'in mürîdidir.

Ayrıca yazar, Emir Sultan'ı Nakşibendî şeyhi olarak tanıtmış, halbuki bu şa*hıs halvetî şeyhidir. Esasen Emîr Kulâl hakkında güvenilir hemen hiç bir bilgi bulunmamaktadır.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla