Tekil Mesaj gösterimi
Alt 1. October 2008, 07:21 AM   #8
EVVAB_İNSAN
Uzman Üye
 
EVVAB_İNSAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 220
Tesekkür: 35
42 Mesajina 53 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
EVVAB_İNSAN is on a distinguished road
Standart

ÜMMÜ ŞERÎK GUZEYYE

İlk Müslümanlardandır. Baba adı Düdan veya Câbir olarak geçiyor. Bazı kaynaklarda, künyesi olan Ümmü Şerîk adıyla da geçen bu büyük kadın, Müslüman bir davetçi olarak Mekkeli birçok kadının İslam’ı seçmesini sağladı. İslam kaynaklarında yer alan mucizevî iki olayın kahramanı ve kendisini Hz. Peygamber’e hibe etmek isteyen kadınlardan biri olarak da ünlüdür. En eski kaynağımız İbn İshak, Hz. Peygamber’in onunla nikâhlandığını, fakat bir temas hali olmadan boşandıklarını yazarken, daha sonraki kaynaklardan İbn Habîb, boşanmanın, karı koca ilişkisi kurulduktan sonra meydana geldiğini kaydeder.

Guzeyye, Hz . Peygamber’le mehir karşılığı normal bir evlilik yapmamış, Kur’an’ın sadece Hz. Peygamber’e tanıdığı bir imkânı kullanarak, kendini ona “hibe” etmiştir. Ahzâb suresinin 50. ayetine göre, herhangi bir kadın, hiçbir mehir şartı koşmadan, kendi isteğiyle Peygamber’e teslim olabilir. Hz. Peygamber’in, kendisine, bu niyetle başvuran birçok kadını reddettiği görülmektedir. İbn Sa’d’e göre, Guzeyye de bu reddedilenlerden biridir.

DİN DAVETÇİSİ

Guzeyye, Devs kabilesine mensup bir kadındı. İlk kocasından Şerîk adlı bir çocuğu olmuştu. Daha sonra o, bütün gayretini İslam’ı yaymak için seferber etti ve bu uğurda büyük ıstıraplara göğüs germeyi başardı.

Bir Ramazan günü Müslüman olmuştu. Mekke’ye varmak, Hz. Peygamber’le görüşmek en büyük emeliydi. Bu konuda komşu Yahudilerden birinin yardımını istedi. İbn İshak’ın eserinde yer alan olayı, Guzeyye’nin kendi ağzından dinleyelim: “Yahudi beni Hz. Peygamber’e götüreceğini vaat etti. Yanıma su filan almama da engel oldu. Her türlü yiyecek, içecek ihtiyacımı da o karşılayacaktı. Yola çıktık. Akşam oldu. Yahudi yemekleri çıkardı, “Hadi ye.” dedi. Ben “Önce su isterim, su içmeden bir şey yiyemem.” dedim.

Adam, “Yahudiliği kabul etmedikçe, su vermem sana.” diye konuştu. Ben dedim ki: “Vallahi bana bir damla bile su vermesen, Allah’ın bana nasip ettiği İslam’ı tepip de Yahudiliği kabul edemem.” Sonra çökmüş bulunan devemin yanına gidip oturdum ve az sonra da uyudum. Uykumdan beni, yüzüme dökülen soğuk bir suyun damlaları uyandırdı. Başımı yukarı kaldırdım, bir kırbadan buz gibi tatlı bir su başımdan aşağı akıyordu. İçtim, kanasıya içtim, kırbamı doldurdum. Ve sonra su kendiliğinden göğe doğru çekilip kesildi. Sabahleyin yanıma gelen Yahudi, alaylı bir dille sordu: “Nasılsın, hâlâ ısrar mı ediyorsun?” Dedim: “Allah beni sudan doyurdu, bana göklerden su gönderdi…” Nihayet bu adamdan ayrılarak, tek başıma Mekke’ye gelip Allah Resûlü ile buluştum ve olayı ona, olduğu gibi anlattım…”

SÜRGÜN VE İLAHÎ LÜTUF

Mekke’de yoğun bir tebliğ faaliyetine girişen Guzeyye, kısa bir süre sonra, Mekke putperestlerinin dikkatini çekti. Bir kadın olduğu için, onu uluorta öldüremediler, fakat çalışmalarını sürdürmesine göz yummaları da mükün değildi. Nihayet, onu putperest tacirlerden oluşan bir ticaret kervanına teslim edip, Yemen’e doğru sürgüne gönderdiler. Guzeyye’nin başından geçen ikinci mucize olay da bu sürgün sırasında meydana gelmiştir.

Yine kendisinden dinleyelim: “Kervancılar, beni bir deveye bindirdiler. Ne yiyecek veriyorlardı ne de su. Bu şekilde, üç gün yol aldık. Ben kendimi kaybetmiştim. Bir konaklama yerinde, beni kenara atmış, ölüme terk etmişler. Ben, yüzüme akan soğuk bir suyun okşayışı ile uyandım. Baktım, ellerim arkadan bağlı, yüzüme ağzıma akan sudan, kana kana içtim. Mola süresi bittiğinde, onlar yola çıkmadan, benim ne olduğumu bir kez daha görmek istemişler.

Geldiler, baktılar ki ben ayılmış ve zindeleşmişim. Hayretle, şöyle söylendiler: “Demek ipleri çözüp, bizim suları çalmış.” Ben dedim ki: “Hayır, öyle bir şey yok, durum şu, şu şekilde olmuştur.” İnanmadılar, koşup su kırbalarına baktılar. Suları yerli yerindeydi. Bu hali görünce, şöyle haykırdılar: “Yemin ederiz ki, senin inancın, bizim inancımızdan üstün ve hayırlı…” Ve o anda hepsi birden Müslüman oldular ve beni hazırlayarak, tekrar Mekke’ye, Hz. Peygamber’in yanına gönderdiler…” (Guzeyye için bk. İbn İshak, p.401, 443; İbn Sa’d, 8/154-157; İbn Habîb, 81-82; İbn Esîr; Üsd, ilgili madde.)
__________________
Gerçekler Bizi Özgür Kılar...

Konu EVVAB_İNSAN tarafından (10. October 2008 Saat 08:02 AM ) değiştirilmiştir.
EVVAB_İNSAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla