Kardeşim, ben madde ne hayaldir dedim ne de gerçek.
Bu konu Kuran'dan iki ayet asılarak çözüldü sanılacak bir konu değil dedim.
Duyularımızla algıladığımız dış dünyanın bir gerçekliğe sahip olduğu ya da zihnin oluşturduğu yanılsamalar mı olduğu konusunda hiçbir zaman emin olamayız. Çünkü, dış dünyaya ilişkin yapılacak deney, gözlem, algı, duyum gibi bilgi edinme yöntemleri ile elde edilen her türlü ham bilginin tümü zihin tarafından yorumlanarak bilgi haline getirilir.Kaldı ki zihnimiz de doğuştan gelen kategorilere sahiptir. Yani, hiçbir bilgi bizim zihnimizden soyut yani gerçeğin ta kendisi değildir.
Bakın, Platon bunu idealar dünyası ile açıklamış.
Husserl, fenomenler ile..
Kaldı ki, bugün nesnel gerçekliğin var olmadığını biliyoruz. Nereden mi biliyoruz? Özel görelilikten..
Bilim filan demişsiniz ya, bilim felsefesinde bilimsel yöntemin bir postülası var yazar. Nedir bu ön kabul:
Dış dünya gerçektir.
Yani, bu bir kabuldür. Yanlışlığını göstermek mümkün olmadığı için.
Madde neden oluşur diye neden sordum?
Çünkü maddenin neden oluştuğuna dair bir teoride son noktaya henüz ulaşamadık. Ama artık neyi biliyoruz: Maddenin eni, boyu, yüksekliği olan küçük parçacıklardan oluşmadığını.. Maddenin nesnel tanımlarla tariflenemeyeceğini..
Ha, bu arada, enerji maddenin dağınık hali filan da değildir. Böyle zırvalara itibar etmeyin. Ama, yine de siz bilirsiniz.