Tekil Mesaj gösterimi
Alt 3. March 2009, 03:19 PM   #2
Hanne
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 68
Tesekkür: 1
36 Mesajina 71 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Hanne will become famous soon enoughHanne will become famous soon enough
Standart

26-SUYA ULAŞAMAYANLAR,
“El açıp yalvarmaya lâyık olan ancak O'dur. O'nun dışında el açıp dua ettikleri onların isteklerini hiçbir şeyle karşılamazlar. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimse gibidir. Halbuki (suyu ağzına götürmedikçe) su onun ağzına girecek değildir. Kâfirlerin duası kuşkusuz hedefini şaşırmıştır.” [ R’ad-14 ]

27-KÖPÜK YOK OLUR GİDER,
“O, gökten su indirdi de vâdiler kendi hacimlerince sel olup aktı. Bu sel, üste çıkan bir köpüğü yüklenip götürdü. Süs veya (diğer) eşya yapmak isteyerek ateşte erittikleri şeylerden de buna benzer köpük olur. İşte Allah hak ile bâtıla böyle misal verir. Köpük atılıp gider. İnsanlara fayda veren şeye gelince, o yeryüzünde kalır. İşte Allah böyle misaller getirir.”
[ R’ad-17 ]

28-ŞİDDETLİ BİR RÜZGARIN SAVURDUĞU KÜL,
“Rablerini inkâr edenlerin durumu (şudur): Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgârın, şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İyiden iyiye sapıtma işte budur.”
[ İbrahim-18 ]

29-GÜZEL SÖZ KÖKÜ YERDE, DALLARI GÖKTE OLAN GÜZEL BİR AĞACA BENZER,
“Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi: Güzel bir sözü, kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca (benzetti).” [ İbrahim-24 ]

30-ÇİRKİN SÖZ YERDEN KOPARILMIŞ, KÖKÜ OLMAYAN KÖTÜ BİR AĞACA BENZER,
“Kötü bir sözün misali, gövdesi yerden koparılmış, o yüzden ayakta durma imkânı olmayan (kötü) bir ağaca benzer.” [ İbrahim-26 ]

31-EĞİRDİĞİ İPLİĞİ TEKRAR BOZAN KADIN GİBİ OLANLAR,
“Bir toplum diğer bir toplumdan (sayıca ve malca) daha çok olduğu için yeminlerinizi, aranızda bir fesat aracı edinerek ipliğini sağlamca büktükten sonra, çözüp bozan (kadın) gibi olmayın. Allah, bununla sizi imtihan etmektedir. Hakkında ihtilafa düşmekte olduğunuz şeyi kıyamet gününde mutlaka size açıklayacaktır.”
[ Nahl-92 ]

32-GAYBA TAŞ ATANLAR,
“ Üç kişiydiler, dördüncüleri köpekleriydi.” diyecekler. Şunu da diyecekler: “Beş kişiydiler, altıncıları köpekleriydi.” Gayb’ı taşlamaktadır /bilinmeyen şey hakkında atıp tutmaktadır bu. Şöyle de derler: “ Yedi kişidirler, sekizincileri de köpekleridir.” De ki: “Onların sayısını Rabb’im daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan çok azdır.” O halde, onlar hakkında yüzeysel bir tartışma dışında hiçbir çekişmeye girme. Onlar hakkında, konuşup duranlardan hiç kimseye bir şey sorma.” [ Kehf-22 ]

33-DENİZLER MÜREKKEP OLSA,
De ki: Rabbimin sözleri için derya mürekkep olsa ve bir o kadar da ilâve getirsek dahi, Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenecektir. [ Kehf-109 ]

34-BİÇİLMİŞ BİR OT VE SÖNMÜŞ BİR KÜL YIĞINI HALİNE GELENLER,
“Biz kendilerini, kuruyup biçilmiş ekine, sönmüş ateşe çevirinceye kadar bu feryatları sürüp gider.”
[ Enbiya-15 ]

35-SARHOŞ OLMADIKLARI HALDE SARHOŞ GİBİ GÖRÜNENLER,
“Ey insanlar! Rabb’inizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi müthiş bir şeydir!
Onu gördüğünüz gün, her emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutur, her gebe kadın çocuğunu düşürür. İnsanları da sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir; fakat Allah'ın azabı çok dehşetlidir!.“
[ Hac-1,2 ]

36-GÖKTEN DÜŞENLER,
“Kendisine ortak koşmaksızın Allah'ın hanifleri (O'nun birliğini tanıyan Mü’minler olun). Kim Allah'a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemiş (bir nesne) gibidir.” [ Hac-31 ]

37-KÖRLÜK İÇİNDE ŞAŞKINCA DOLAŞANLAR,
“Ahiret’e inanmayanlara gelince; biz onlara kendi yapmakta olduklarını süsleyivermişiz; böylece onlar, körlük içinde şaşkınca dolaşmaktadırlar.” [ Neml-4 ]

38-DİŞİ ÖRÜMCEĞİN EVİ,
“Allah'tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir. Örümcek bir yuva edinir; halbuki yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi!.” [ Ankebut-41 ]

39-ÖLÜLERE, SAĞIRLARA VE KÖRLERE ÇAĞRI,
“(Resûlüm!) Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin. Körleri de sapıklıklarından (vazgeçirip) doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.” [ Rum-52,53 ]

40-IŞIK SAÇAN BİR KANDİL,
“Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
Allah'ın izniyle, bir davetçi ve nûr saçan bir kandil olarak (gönderdik).” [ Ahzab-45,46 ]

41-BOYUNLARINA HALKA GEÇİRİLENLER,
“Biz onların boyunlarına, çenelerine kadar dayanan halkalar geçirdik; bu yüzden başları yukarı kalkıktır. Biz onların önlerinde bir sed, arkalarında da bir sed çektik. Böylece onları örtüverdik, artık görmezler.”
[ Yasin-8,9 ]

42-YÜZLERİ SİMSİYAH OLANLAR,
“Allah’a yalan isnad edenleri, kıyamet günü yüzleri simsiyah halde görürsün. Kibirliler için cehennem de bir barınak mı yok ! “ [ Zümer-60 ]

43-KALPLERİNDE ÖRTÜ, KULAKLARINDA AĞIRLIK OLANLAR,
Onlar: “Bizi davet ettiğin şeye karşı kalplerimiz örtüler içindedir. Kulaklarımızda bir ağırlık, seninle bizim aramızda bir perde vardır. O halde sen (kendi dinince)amel et, biz de (kendi dinimize göre) hareket ederiz” dediler. [ Fussilet-5 ]

44-UZAKTAN KENDİLERİNE ÇAĞIRANLAR,
“Eğer Kur’an’ı Arapça dan başka bir dil ile gödermiş olsaydık, müşrikler: “Bizim lisanımızda ayetleri açıklanmalı değilmiydi? Kur’an Arapça olmayan lisanla, biz ise arabız bu nasıl olur” derlerdi. (Onlara) De ki: “O Kur’an, hidayet rehberi ve şifadır. İman etmeyenlerin ise, kulaklarında ağırlık vardır. O bunlara karşı bir körlüktür. Onlar, uzaktan kendilerine çağırılanlar gibidir.” [ Fussilet-44 ]

45-BOYUNLARINI BÜKEREK GÖZ UCU İLE BAKANLAR,
“Ve onları Cehennem’e arz olunurken, zilletten boyunlarını bükerek göz ucu ile baktıklarını göreceksin. İman edenlerde:” Asıl zarar edenler kıyamet gününde kendilerini de ailelerini de hüsrana uğratanlardır” diyecekler. Dikkat edin ki, zalimler devamlı bir azap içindedirler.” [ Şura-45 ]

46-ÖFKEDEN YUTKUNANLAR,
“Onlardan biri, Rahmân'a isnat ettiği kız çocuğuyla müjdelenince, hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir.”
[ Zuhruf-17 ]

47-ÜZERLERİNE NE GÖK, NE DE YER AĞLAMAYANLAR,
“Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.” [ Duhan-29 ]

48-HEVASINI KENDİSİNE İLAH EDİNENLER,
“Hevâ ve hevesini ilah edinen ve Allah'ın (kendi katındaki) bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah'tan başka kim doğru yola eriştirebilir? Hâla ibret almayacak mısınız? “
[ Casiye-23 ]

49-ÖLÜM BAYGINLIĞINA TUTULMUŞ BİR BAKIŞLA BAKANLAR,
“İman edenler der ki : “ Bir sure indirilseydi olmazmıydı?” Fakat hüküm kesinleşmiş bir sure indirilip de içinde savaş da anılınca, kalplerinde maraz olanların ölüm baygınlığına tutulmuş bir bakışla sana baktıklarını görürsün. Onlara uygun olan da odur.”
[ Muhammed-20 ]

50-KALPLERİ ÜZERİNE KİLİT VURULANLAR,
“Peki bunlar, Kur’an’ın anlamını inceden inceye düşünmüyorlar mı ? Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var?” [ Muhammed-24 ]

51-KALINLAŞARAK GÖVDESİ ÜZERİNE DİKİLEN BİR FİLİZ GİBİ OLANLAR,
“Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki
Hanne isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla