Allah'in son elcisi acaba yalniz okumak ve teblig etmekle mi emredildi, yoksa bunun yani sira ayetlerin inis sirasina göre Kur'an'i tertip etmekle de mi emredildi?
Tertil sadece okumakla mi iliskili?
Peygamberimizin zamaninda böyle düzenlenmis haliyle mushaflastirilmis olamaz mi? Son indirilen ayetten sonra hemen vefat etmedigine göre yeteri kadar zaman kaliyor tertiplemeye.
Rabbimizin duyurusundan da anlasilmiyor mu? : Ve Muhammed, ancak bir elçidir. Kesinlikle o'ndan önce elçiler gelip geçmiştir. Şimdi eğer o ölür veya öldürülürse gerisin geriye mi döneceksiniz? Kim ki de geri dönerse, bilsin ki Allah'a hiç bir şekilde zarar veremez. Ve Allah, şükredenleri karşılıklandıracaktır.Âl-i İmrân 144 (H.Yılmaz)
*****
Hakki Yilmaz hocamiz satirlari:
2 – 4. Âyetler: “Geceleyin kalk! Kısa bir süre hariç, gecenin yarısını ayakta geçir veya bundan biraz eksilt. Ya da buna biraz ekle: Ve Kur’ân’ı düzgünce düzene koy!”
TERTİL:
“Tertil” sözcüğü; “Bir şeyin tertibinin güzelliği” demektir. Bu sözcük bedevînin dilinde “Bir şeyden birinin diğerine karışmaması, tarak dişi gibi birbirine karışmamış, karışmayan” anlamına gelir. Bu durum, muhkem, kuvvetli, sımsıkı olmanın zıddıdır. Meselâ dişlerin “tertil”i, “dişlerin seyrek bir şekilde düzene konulmuş, dizilmiş olması” demektir ve bu sözcük Arapçada “güzel dizilmiş dişler” manasında da kullanılır. (Lisanü’l-Arab ; 4/61)
Sosyal alanda “tertil” ise “konuşma esnasında sözün, yazarken ise kelimelerin, paragraf veya pasajların birbiri ardınca, tek tek, yavaş yavaş, ağır ağır, tane tane dizilmesi, birbirine karıştırılmaması” demektir. Buna göre Kur’ân’ın tertili, “Kur’ân’ın indiği şekilde tertibinin korunması, bir necmin bir başka necme karıştırılmaması” anlamına gelmektedir.
Kur’ân’ın nasıl indirildiği ve nasıl okunması gerektiği Kur’ân’da şöyle açıklanmıştır:
Ve Kur’ân’ı; Biz onu insanlara ağır ağır okuyasın diye ayırdık ve Biz onu peyderpey indirdik.. İsra; 106.
Demek ki Kur’ân, konularına göre, necmlere göre, iniş sırasına göre bir tertip ve tasnif yapılmak sûretiyle okunmalı ve okutulmalıdır.
Furkan sûresinin 32. âyetinde de Rabbimiz Kur’ân’ı tertillediğini, yani her şeyi yerli yerinde, bir birine karıştırmadan, bir düzen içinde indirdiğini beyan etmektedir. Peygamberimize ilk gelen vahylerde de [Müzzemmil; 4], Kur’ân’ın tertillenmesi, yani necmlerin gâyet düzenli tutulması, birbirine karıştırılmaması emredilmiştir. Ama tüm bunlara rağmen maalesef elimizdeki mushaf tertilli değildir. Biz, samimiyetle ve dürüstçe birçok kez dile getirdiğimiz bu hususta, Kur’ân’a gönül verenlerin Kur’ân ile derin çalışmalar yapıp Kur’ân’ı necm necm dizmeleri ve onu bugünkü sûre anlayışından öte, gerçek sûreleriyle mushaflaştırmaları gerektiğine inanıyor ve bu gayreti onlardan bekliyoruz.
|