Tekil Mesaj gösterimi
Alt 25. April 2009, 10:35 PM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart 65.Casiye Suresi

CASİYE [DİZ ÇÖKEN] SÛRESİNE GİRİŞ
GİRİŞ

Adını 28. ayette geçen “ جاثيةcasiye [diz çöken]” sözcüğünden alan sure Mekke’de 65. sırada inmiştir. Sureye, 18. ayette geçen “ شريعةşeriat” sözcüğü nedeniyle “Şeriat suresi”, 24. ayette geçen “ الدّهرdehr” sözcüğünden dolayı “Dehr suresi” de denilir.
14. ayetin Medeni olduğuna dair nakiller mevcuttur. (Süyuti, el İtkan; Mukatil, Begavi, Hazin) Söz konusu ayetin siyak ve sibakıyla uyumu dikkate alındığında bunun gayet makul olduğu görülmektedir.
Surede Allah’ın evrendeki ayetlerine dikkat çekilmekte, müşrikler kendilerini bekleyen kötü akıbetle uyarılırken müminler de teselli edilmektedir. Surede ayrıca kitap, hüküm ve peygamberlik verilen İsrailoğulları’na da kısaca değinilmektedir.

https://youtu.be/rGtsYrYqfHE Hakkı Yılmaz Kuran ve İslam 374. Bölüm Casiye suresi 1. Bölüm

https://youtu.be/snzsxt3eKGM Hakkı Yılmaz Kuran ve İslam 375. Bölüm casiye Suresi 2. Bölüm

MEAL:

RAHMAN RAHÎM ALLAH ADINA



1 – Hâ[8], mîm [40].
2 - Bu kitap’ın indirilmesi, Azîz Hakîm Allah’tandır.
3 -5- Şüphesiz göklerde ve yeryüzünde müminler için âyetler vardır. Ve sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı dâbbehlerde [canlılarda] de kesin bilgiyle inanan bir kavim için âyetler vardır. Ve gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde ve Allah’ın gökten bir rızktan indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği şeyde ve rüzgârları evirip çevirmesinde aklını çalıştıran bir kavim için ayetler vardır.
6 - İşte bunlar, Bizim sana hakk ile okumakta olduğumuz Allah'ın ayetleridir. Sana onları hakkıyla okuyoruz. Artık onlar, Allah’tan ve O’nun âyetlerinden sonra, hangi söze/ hangi olguya inanacaklar?
7 – Tüm çok yalancı, çok günahkâr kişinin vay haline!
8 – O, Allah'ın kendisine okunan âyetlerini işitir, sonra da sanki kibrinden onu hiç işitmemiş gibi ısrar eder. Artık sen ona, can yakıcı bir azabı müjdele!
9, 10 – Ve o, ayetlerimizden bir şey öğrendiği zaman, onu alaya alıyor. İşte onlar için horlayıcı bir azap; ötelerinde cehennem vardır. Kazandıkları şeyler ve Allah'ın astlarından edindikleri veliler, kendilerine hiçbir şeyce faydalı olmaz. Ve onlar için büyük bir azap vardır.
11 - Bu [uyarılar], bir yol gösterimdir. Rablerinin âyetlerini inkâr edenler de, onlar için en pisinden acıklı bir azap vardır.
12 – Allah, emriyle içinde gemilerin seyretmesi, sizin de O'nun lütfundan rızk aramanız ve şükretmeniz için denizi emrinize veren Zat’tır.
13- Ve O, göklerde ve yeryüzünde bulunan her şeyi Kendinden sizin hizmetinize vermiştir. Şüphesiz bunda düşünen bir topluluk için ayetler vardır.
14, 15 - İman etmiş kişilere söyle: “O’nun [Allah’ın] her kavmi kazandıklarıyla cezalandırması için, Allah'ın günlerini ummayanları bağışlasınlar. Her kim salihi işlerse işte kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa işte kendi aleyhinedir. Sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”
16 – Ve Ant olsun ki Biz, İsrailoğulları’na kitap, hüküm ve peygamberlik verdik. Ve onları temiz hoş olanlardan rızıklandırdık. Ve onları âlemler üzerine fazlalıklı kıldık.
17 – Ve onlara Emir’den apaçık deliller verdik. Sonra onlar, yalnızca, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri şeylerde kıyâmet günü aralarında gerçekleştirecektir.
18 - Sonra da seni Emir’den apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Artık sen ona uy, bilmeyen kimselerin hevâlarına uyma.
19- Şüphesiz onlar, Allah karşısında sana hiçbir şeyce yarar sağlayamazlar. Ve şüphesiz zalimlerin bazısı bazısının Yakınlarıdırlar, Allah ise Takvalı davrananların Velîsidir/Yakınıdır.”
20 - Bu [Kur'an], insanlar için basiretler [kalbî idrakler], kesin inanan toplum için bir yol gösterme ve rahmettir.
21 – Yoksa kötülükleri işleyen o kimseler, kendilerini, hayatlarında ve ölümlerinde, iman eden ve salihatı işleyen kimseler gibi kılacağımızı mı zannettiler? Ne kötü hüküm veriyorlar!
22 – Ve Allah, gökleri ve yeryüzünü gerçek ile ve de her kişiyi yaptığı ile karşılıklandırmak için yarattı. Ve onlar zulmedilmezler.
23- Peki, sen, kendi hevasını ilâh edinen ve Allah'ın bir ilim üzere kendisini saptırdığı, kulağı ve kalbini mühürlediği ve gözü üstüne bir perde çektiği kimseyi gördün mü? Artık Allah'tan sonra ona kim hidayet verecektir? Yine de öğüt alıp-düşünmüyor musunuz?”
24 – Yine onlar, “Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak dehr [geçen uzun zaman] helâk eder” dediler. Hâlbuki onların buna dair hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece zan yürütüyorlar.
25 - Kendilerine ayetlerimiz apaçık okunduğu zaman da; “Eğer doğru kimseler iseniz atalarımızı getirin” demekten başka delilleri yoktu.
26, 27 - De ki: “Allah sizi diriltir. Sonra sizi o öldürür, sonra da kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya toplayacaktır. Fakat insanların çoğu bilmiyorlar. Göklerin ve yeryüzünün mülkü de sadece Allah'ındır. Saat’in kapacağı gün; işte o gün, batıla sapanlar zarara uğrayacaklardır.”
28, 29 – Ve her ümmeti, diz çökmüş görürsün. Her ümmet, kendi kitabına çağırılır: “Bugün, yapmış olduğunuz amellerin karşılığı size verilecektir. İşte bu, yüzünüze karşı hakkı konuşan kitabınızdır. Şüphesiz Biz, sizin yaptıklarınızı yazdırıyorduk.”
30 - İman eden ve salihatı işleyen kimseler de; artık Rableri onları rahmeti içine koyacaktır. İşte bu, apaçık kurtuluşun ta kendisidir.
31, 32 - Şu küfretmiş olan kimseler de; “Peki, size ayetlerim okunmadı mı da siz büyüklük tasladınız ve günah işleyen bir kavim oldunuz? Ve, ‘Allah’ın sözü kesinlikle gerçektir; ve Saat’e gelince, onda kuşku yoktur’ denildiğinde, ‘Saat’in ne olduğunu bilmiyoruz, yalnızca biz, sadece zannediyoruz, kesin bir bilgi edinmiş değiliz’ dediniz.
33- Ve işledikleri şeylerin kötülükleri kendilerine belli oldu ve onları, kendisiyle alaya aldıkları şeyler ku*şatıverdi.
34, 35- Ve denilmiştir ki: “Bugün Biz sizi, sizin bu gününüze kavuşmayı unuttuğunuz gibi unuturuz/ terk ederiz [cezalandırırız]. Yeriniz de ateştir. Sizin için yardımcılardan herhangi biri de yoktur. İşte bunlar, sizin Allah’ın âyetlerini alaya almanız ve basit yaşamın sizi aldatması sebebiyledir.” Artık bugün onlar, ondan [ateşten] çıkarılmaz ve özür dilemeleri de kabul edilmez/ Allah’ı memnun etmeleri de istenmez.
36 – Artık, tüm övgüler, göklerin Rabbi, yeryüzünün Rabbi ve âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
37 - Göklerde ve yeryüzünde de büyüklük ve hâkimiyet yalnızca O'nundur. Ve O, Azîz'dir, Hakîm'dir.
dost1 isimli Üye şuanda  online konumundadır   Alıntı ile Cevapla