Ülülemr’i desteklemek ve itaat Müslümanların görevidir.
Şüphesiz Allah ve doğadaki güçleri/indirdiği Kur’ân âyetleri Peygamber'i destekliyorlar/yardım ediyorlar/arka çıkıyorlar. Ey iman etmiş kimseler! Siz de Peygamber'e destek olun/o'na yardım edin/arka çıkın ve o'nun güvenliğini tam bir güvenlikle sağlayın! (Ahzab/ 56)
Ve onlar, “Allah'a ve Elçi'ye inandık ve itaat ettik” diyorlar. Sonra da onlardan bir grup, arkasından geri duruyorlar ve bunlar, mü’minler değildir.
Ve aralarında hükmetmesi için Allah'a ve Elçisi'ne çağrıldıkları zaman, bakarsın ki, onlardan bir grup mesafelenmişler. Ama eğer hak kendi lehlerine ise, o'na, gönülden bağlı kimseler olarak gelirler.
Peki, onların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa şüpheye mi düştüler? Yoksa Allah ve Elçisi'nin kendilerine haksızlık edeceğinden mi korkuyorlar? Tam tersine onlar, yanlış davrananların ta kendileridir!
Aralarında hüküm vermesi için Allah'a ve Elçisi'ne davet edildiklerinde mü’minlerin sözü ancak “İşittik ve itaat ettik” demeleri oldu. İşte bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Ve kim Allah'a ve Elçisi'ne itaat eder, Allah'a saygı, sevgi ve bilgiyle ürperti duyar ve O'nun koruması altına girerse, işte onlar başarıya ulaşanların ta kendileridir.
Ve o münâfıklar, sen hakikaten kendilerine emrettiğin takdirde kesinlikle savaşa çıkacaklarına dair, en ağır yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: “Yemin etmeyin. İtaat, örfe uygun/herkesçe iyi olduğu kabul edilen şekildir! Şüphesiz Allah, yaptıklarınıza haberdardır.”
De ki: “Allah'a itaat edin, Elçi'ye de itaat edin.” Artık, eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki o'nun üzerine olan, sadece kendisinin yüklendiğidir. Sizin üzerinize de, size yüklenendir. Eğer Elçi'ye itaat ederseniz, kılavuzlandığınız doğru yola girersiniz. Elçi'nin üzerine olan da, sadece apaçık mesajı iletmektir. (Nur/47- 54)
Ve Nisa 13, 59, 69, 80, Ahzab 33, Âl-i Imran 32, 132, 71, Maide 92, Fetih 17, Tevbe 71, Enfal 1, 30,46, Muhammed 32, Mücadele 13, Teğabün 12. âyetlerdeki itaat edilecek Rasül, devlet başkanı da olan Rasüldür. Bu âyetler indiği dönemde Rasülüllah “Ülülemir”liği de temsil ediyordu. Yani Rasülüllah, peygamberliğinin yanında hem devlet başkanı, hem de askeri komutan idi.
__________________
Halil Ay
|